Guell Parkı
- Etiketler: Görülecek yerler Barcelona, Barcelona, İspanya
- İnternet sitesi: http://www.parkguell.es/en/portada
Park mı yoksa müze mi?
Park Güell kesinlikle Barselona'nın en çekici yerlerinden birisi. Oraya gitmeden önce sadece olumlu yorumlar okudum, herkes fazlasıyla büyülenmiş gibi görünüyor. Belki de sonrasında hayal kırıklığına uğramamın sebebi buydu...
Oraya Vallcarca metro istasyonundan yürüyen merdivenlerle gittik. Bu baya eşsiz bir deneyimdi. Yani sanırım daha önce hiç yürüyen merdiven görmemiştim sokakta.
Parkın kendisi (yani biletsiz girebildiğin yeşillik kısım aynı zamanda oradan şehrin panoramik manzarasını ve Gaudí'nın muazzam eserini görebilirsiniz) turist dolu olmasaydı harika olabilirdi... ama öyle. Parkın tadını çıkarmak gerçekten mümkün değil. Burayı turist mekanı hatta bir müzeymiş gibi düşünürsek daha doğru olur. Eğer böyle düüşnürseniz daha fazla keyif alabilirsiniz. Ama daha fazlasını beklemeyin!
Ayrıca orda sizi bilet almaya çeken anıtlar kısmı var. Turist sezonunda biletinizi alıp dorudan içeri girmek mümkün değil. Bilet alıp içeriye girmek 2-3 saat sürüyor. Bu sorunu çözmek için biletinizi internetten alabilir ve 1 Euro tasarruf edebilirsiniz. Anıtlar kısmının giriş ücreti 8 (7) Euro. Fiyat müze veya bir benzeri olmak için inşa edilmemiş olan bu park için biraz fazla.
Eğer hep Gaudí'nin bukalemununu görmeyi hayal ettiyseniz oraya gidin pişman olmazsınız. Giriş ücretsiz olsaydı Gaudi'nin muhteşem eserleriyle donatılmış bu şahane yere gitmenizi kesinlikle tavsiye ederdim. Sadece parkın ücretsiz kısmını ziyaret etseniz bile yeterli ve sonrasında o 8 Euro'yla lezzetli bir paella yiyebilirsiniz.
Fotoğraf galerisi
Content available in other languages
- English: Park or museum?
- Italiano: Parco o museo?
- Français: Parc ou musée?
- Polski: Park czy muzeum?
- Português: Parque ou Museu?
- Español: ¿Parque o museo?
- Nederlands: Park of museum?
- Deutsch: Park oder Musuem?
En keyifli Park Güell gezisi için tecrübeye dayanan tavsiyeler :
Park Güell'in, Barselona' daki en ünlü turistik mekanlardan biri olduğu söylenebilir. Burası, aynı zamanda şehrin bir çok köşesinde izlerine rastlanan Antonio Gaudi 'nin ustalık eserleri arasında..1900 ve 1912 yılları arasında Gracia bölgesindeki Carmell Tepesi'ne inşa edilmiş olan park, UNESCO Dünya Mirası listesinde. Park Güell, en kalabalık turistik yerlerden biri olarak biliniyor ve ben de bugün sizlere, sıradan bir turist gezisinden farklı olarak, Park Güell gezisini nasıl en keyifli hale getirebileceğinizi anlatmak istedim.
Bana sorarsanız; Park Güell efsane mimar Gaudi'nin bir tabiat parkını özel bir mimariyle buluşturduğu muhteşem bi yer...Özellikle arka taraftaki ağaçları, çiçekleri ve park boyunca uzanan çakıl taşlı yollarıyla bildiğiniz "tabiat parkı" gibi. Ayrıca, hemen girişte Gaudi'nin eserlerini görebilirsiniz. Tipik biçimde Gaudi'nin tarzını yansıtan bu iki yapı, içerde nelerin beklediğini önceden anlatıyor. Park, Gaudi'nin sayısız ve inanılmaz güzel rengarenk taş işleriyle donatılmış. İlk olarak, ustalık eserlerinden biri karşınızda: Ejderha Çeşmesi. Farklı renklerde mozaiklerden oluşan bu çeşme, turistlerin en çok fotoğrafladığı obje. Ejderhanın üst tarafında ve daha güzel bi mozaiğin yanında yüksek sütunlu büyüleyici bir yapı yükseliyor. Parkın en yüksek noktası, bu açık yapının çatısında. Park Güell'de en çok dikkatimi çeken bu büyük teraslı alan oldu. Bu muazzam genişlikteki terasın ünlü mozaik bençi, oturup şehrin ve parkın büyüleyici manzarasını seyre çağırıyor. Çok sayıda kemer, duvar ve Gauidi heykellerinden başka, Gaudi'nin bir süreliğine yaşadığı ve ayrıca gidip görebileceğiniz küçük bi ev var.
Park Güell'in alt tarafı yılın her ayı turist dolu. Eğer öğle saatlerinde Parka gelmek istiyorsanız ve rezervasyon yaptırmadıysanız; o saatlerde bir miktar turisti çoktan terasa aldıkları için, bir kaç saat beklemeyi göze alın.. Teras giriş ücreti 7 Euro; ama hepsi bençin ve şehrin fotoğrafını çekmeye çalışan bir yığın turistle bençi paylaşmak zorunda olduğunuzu düşününce, yalnızca terasa giriş için bu fiyat fazla..
Park Güell'e gidince neler yaptım; tecrübeye dayananan tavsiyeler; ve muhtemelen insanların %99'unun izlediği yollardan farklı olarak, bu şahane yerden keyif almanın en güzel yolu : Bir Ekim sabahı erken saatlerde, güneş doğmadan önce oraya gittim. Çünkü saat 8:00'den önce, yani park resmi olarak açılmadan önce içeri girebilirsiniz (biz arka kapıyı kullandık) ve tek kuruş giriş ücreti ödemek zorunda değilsiniz. Bu kadar erken saatte uyanarak, karanlıkta tepeye tırmanın diğer iki avantajı ise; birincisi, bütün park sizin...ikincisi, o muhteşem gün doğumunu seyredebilirsiniz ! Oraya vardığımızda, yalnızca ben ve iki arkadaşım ve bizim gibi şehrin üstünden yükselen güneşin resmini çekmek için kalkıp gelen iki üç kişiden başka kimse yoktu. Büyük terasın tamamen boş olması, yılın hiç bir günü, gündüz saatlerinde asla göremeyeceğiniz ve hatta muhtemelen fotoğraflarda bile görmediğiniz ilginç bi manzara. Sonra, güneş doğmaya başladı, böylece Barcelona'da güne mükemmel başladık. Gerçekten de seyirlik bi manzaraydı : park, şehrin ufuk çizgisi, arka planda deniz ve üstünde yükselen güneş. Gaudi bençinde biz bize oturup, kahvaltı ederken Park Güell ve Barselona'ya tepeden baktık - paha biçilmez bir an! Barcelona'daki bu sabahtan daha güzel bi sabah geçirdiğimi gerçekten hatırlamıyorum ! Güneş yarı yükseldiğinde, ilk turistler yavaş yavaş teras alanına girmeye başlamıştı ve hala parkın geri kalanının sakince tadını çıkarmak için yeterli zamanımız vardı.
Benim için bu Park, sayısız ayrıntıları ve sayısız renkleriyle şahane bi yer. Özellikle de terastaki dalga desenli benç tam manasıyla bir ustalık eseri. Eğer her zaman, sabahları olduğu gibi boş olsaydı, herhalde her gün orda olurdum ! Ama bu turist kalabalığı, daha sık gelmekten caydırdı. Yine de, eğer Barselona'ya ilk defa geldiyseniz, Park Güell'e mutlaka gidersiniz. Ve eğer gözünüz alıyorsa, kesinlikle sabah erken kalkmanızı tavsiye ederim; çünkü sükunet ve huzur içinde orda yalnız olmak bambaşka. Dahası, Barselona'nın en güzel bençinde unutulmaz bir manzara sizleri bekliyor.
Fotoğraf galerisi
Content available in other languages
- English: A true insider's tip on the best way to enjoy the Park Güell
- Français: Comment profiter de votre visite au Parc Güell: les conseils
- Italiano: Come godersi al meglio Parco Güell: consigli di un vero insider.
- Español: Consejos de un verdadero local para disfrutar del Parc Güell al máximo
- Português: Parque Güell: Como ter uma experiência única
- Polski: Wskazówki dla wtajemniczonych na dobrą zabawę w Parku Güell
- Deutsch: Tipps von einem echten Insider wie man den Park Güell am besten genießen kann
- Nederlands: Echt advies van een insider om het meeste plezier aan het Park Güell te beleven
Park Güell
Barselona seyahat etmek için harika bir yer. Barselona'nın harika kumsalında güneşlenebilir, tarihi güzelliklerinin ve sanat galerilerinin yanında sehrin içindeki sokak sanatlarını hayranlıkla seyredebilirsiniz; eğer bunların hepsi olsun derseniz Gaudi'nin parkı sizlere bütün Barselona sehrini görebileceğiniz mükemel bir manzara sunuyor. Yani burası kaybolsanız dahi sorun etmeyeceğiniz bir şehir. Mutlaka gidin!
Content available in other languages
- English: Park Güell
- Français: Le parc Güell
- Italiano: Parco Güell
- Nederlands: Park Güell
- Español: Park Güell
- Português: Parque Güell
- Polski: Park Güell
- Deutsch: Park Güell
Park Güell
Antoni Gaudí izini, tartışmasız, Avrupanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden birinde, Barselona'da, bıraktı.
Sagrada Família'yı ziyaret ettikten sonra Park Güell'de bir yürüyüş yapmamak olmaz. Bu yer hakkında birkaç şey biliyordum ancak hiç hayal etmediğim buranın bir peri masalı dünyasından geçen iki saatlik bir merdiven çıkış olduğuydu. Bir güzellik harikası Park Güell'i ben böyle tanımlıyorum.
Park ismini zengin bir iş adamı olan Kont Güell'den alır. Kont güell, Katalan burjuvazisi için İngiliz tarzında bahçesi olan bir rezidans inşa ettmek istemiş. Hiçbir mahalle Gaudí'nin yaptığı Park Güell denen bu mucizenin üzerine çıkamamıştır.
1900-1914 tarihleri arasında inşa edilen park, 1984'ten beri UNESCO'nun bir parçasıdır ve maşhur mimarın yaratıcı üstün zekâsının bir ispatıdır. Parkın büyüklüğü 17. 8 hektardır. Parkı iki saat içinde dolaşıp, Gaudí'nin kim olduğuna dair bir fikir edinebilir, her şeyi göremeseniz de diğer bütün parklardan bambaşka bir manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.
Diğrer eserlerinde olduğu gibi Gaudí doğadaki modellere yönelmiş. Parkın en itibarlo yerinde, mozaikten yapılmış, parkın sembolu olan kocaman bir semender görebilirsiniz. Bu semender mozaiğin tekniğinde çömlek ve Trencadis denen bir seramik kullanılmış ve bu malzeme parktaki birçok başka eserde de kullanılmıştır. Aynı güneş ışığını yansıtan bankta olduğu gibi. Eğer yorulursanız, parkın terasını çevreleyen bu banka oturarak, fotoğraf çekip ve şehrin takdire değer panaromik manzarasının keyfini çıkararak dinlenebilirsiniz.
Girişte, zencefilli kurabiye evleri şeklinde inşa edilmiş küçük bir ev görüyorsunuz ve birkaç dakika sonra bir tane daha ortaya çıkıyor, sanki Hansel ve Gratel birden karşınıza çıkacakmış gibi. Ardından, Antoni Gaudí'nin 1906 ila 1925 arasında yaşadığı, pembe bir donuta benzeyen, La Torre Rosa ortaya çıkıyor. Patikalar, papağanların yuva yaptığı palmiye ağaçlarıyla çevrelenmiş.
Gaudí bitkiler ve hayvanları temsil etmesi için taşlar kullanmış. Değişik boyutlardaki taştan koridorlar mağaraları andırıyor. Tavandan taştan sarkıtlar aşağı unzanıyor. Bazı kolonlar ağaç gövdelerini andırıyor. Taştan merdivenler sizi, farklı bir manzaranın keyfini çıkarabileçeğiniz, parkın tepesine çıkarıyor. Ancak kullanılan bu malzeme soğuki cansız bir izlenim yaratmıyor; sanki her yerden peri masalı karakterleri çıkacakmış gibi orijinal ve... fantastik bir izlenim oluşturuyor.
Park Güell'deki tahta ve taşlar değişik şekillerde biçimlendirilmiş. Dünyanın her yerinden ziyaretçiler geliyor.
Parkta küçük bir orkestra çıkıp hoş bir eğlence sunuyor. Ben, şarkılara çeşitli akrobasi hareketlerin eşlik ettiği bir grubu seyretmiştim. Yemyeşil palmiye ağaçlarının aralarında saklanan kuşları göremesenizde, ötüşleri manzarayı daha da keyifli bir hale getiriyor.
Bence muhteşem Gaudí, doğadan ilham alıp bunları dahiâne stilinde kullanarak, büyülü bir dünya yaratmak istemiş ve bir başyapıt yaratmış.
Fotoğraf galerisi
Content available in other languages
- English: Parque Güell
- Italiano: Parco Guell
- Français: Parque Guell
- Nederlands: Betorverend Park Güell
- Português: Parque Guell
- Español: Parque Güell
- Polski: Parque Güell
- Deutsch: Parque Güell
Gaudi'nin Diğer Başyapıtı
Bugün, oldukça ilginç bir gün geçirdim. Öğleden sonra biraz boş vaktim olduğundan, Gaudi'nin sanat eserlerinden henüz görmediğim birkaçını ziyaret etmeye karar verdim. Ve üç tanesini görebildim- Casa Batllo, La Pedrera, Casa Mila olarak da bilinir, ve ünlü Park Güell'in halka açık kısmı. Hepsinden oldukça etkilendiğimi söylememe gerek yok ama tabi ki Park Güell ilk sıraya yerleşti.
En güzeliyse büyük bir kısmının kamuya açık olmasıydı, yani görmek için para ödemenize gerek yok. Yalnızca anıtsal alana girmek için ödemeniz gerekiyor. Ve ben sadece halka açık kısmı gördüm- anıtsal alana gitmedim bile. Yani, henüz! O harici kısma girmek ise yalnızca 7 euroya mal oluyor. Orada göreceğiniz sanat eserlerini düşünürseniz aslında hiç de pahalı değil. Ve bu paranın parkı iyi bir durumda tutmak için harcandığını unutmayın, yani aslında oraya giderek bir anlamda iyi bir iş yapmış oluyorsunuz.
Farklı internet sayfaları ve turist organizasyonları da Park Güell'de aşağı yukarı 20 euroya rehberli tur fırsatları sunuyor. Ama açıkçası ben ne yapacağımı ve nereye gideceğimi söyleyen bir rehberi dinlemektense o yeri kendim keşfetmeyi tercih ediyorum.
Oraya gitmeye oldukça spontane bir şekilde karar verdiğimden( yani sadece haritada yerini kontrol ettim ve evden çıktım), anıtsal alan için gerekli bileti almadım. Ne de olsa, bugün İspanyol Milli Tatili olduğundan her yerin epey kalabalık olacağını düşündüm. Ve tamamen haklıydım. Yani, bugün gittiğim her yer karmakarışıktı. Markette yarım saat bekledim! Ve İspanyol bayrağı giymiş insanları görmek benim için oldukça komikti. Bu yüzden, anıtsal alanı muhtemelen bu hafta içinde daha az kalabalık olduğu bir gün ziyaret edeceğim.
Park Güell'e Gidiş
Bildiğim kadarıyla, Park Güell'e üç muhtemel giriş mevcut. Ben en kolay görüneni tercih ettim- Vallcarca istasyonunda (L3 Yeşil Hat) metrodan çıktım ve sonra beni Baixada de la Gloria'ya yönlendiren işaretleri takip ettim.
Baixada de la Gloria pek çok merdivenli sarp bir tepe, neyse ki tepenin en dik kısımlarında asansörler de var. Cidden, Barselona'daki insanlar bu merdivenleri her gün çıkıp nasıl hayatta kalıyor? Ben yaklaşık üç haftadır buradayım ama hala bu merdivenleri yarıyolda nefes almak için durmadan güç bela çıkabiliyorum.
Hediyelik eşya satan küçük birçok dükkan ile yiyecek-içecek alabileceğiniz dükkanlar mevcut. Ve her birinin yanında, bu neredeyse içecek bir şey almak için son şansınız şeklinde bir işaret var. Eğer bilmiyorsanız, Park Güell'e girdikten sonra içecek veya yiyecek herhangi bir şey alamıyorsunuz. Fakat bu dükkanlarda yiyecek ve içecek almanın size servete mal olacağını da göz önünde bulundurun. En iyi fikir, Park Güell'de ihtiyacınız olacak her şeyi evden getirmek.
Asansörlere rağmen, benim tepeye ulaşmam neredeyse yarım saatimi aldı. Her ne kadar, internet sayfasında girişe on beş dakikada ulaşmanız gerektiği söylense de. Evet, doğru. Eğer süper güçleriniz varsa.
Parkın girişine giden yolun açıkça belirtildiğine dikkat çekmek isterim. Diğer iki girişi bilmiyorum ama park ünlü olduğundan orada da aynısı olduğunu farz ediyorum.
Parkın halka açık alanı
Parka girdiğimde ilk düşüncem: Görülecek yerler nerede? oldu. Çünkü tek gördüğüm egzotik görünümlü bitkilerden başka bir şey değildi.
Sonra, sağa döndüm, bunun Barselona'da şimdiye dek şahit olduğum en muhteşem manzaralardan biri olduğunu düşündüm. Evet, Montjuïc tepesindeki manzara Park Güell'inki kadar güzel değil.
Birden, evde parkın haritasını çıktı almadığım için pişman oldum. Yani, sizi parkın farklı kısımlarına yönlendiren işaretler var ama elinizde harita varsa başka oluyor. En azından bu şekilde daha iyi yönlendirebilirim. Böylece işaretleri okumama kararı aldım ve sadece canımın istediği yere yürüdüm.
Tabi ki, tepeler olmasaydı burası Barselona olmazdı, yani bir müddet yukarı doğru yürümek zorunda kaldım. Ama en azından bu kısım çok dik değildi, yani yolun ortasında durmak zorunda kalmadan tepeye ulaşabildim.
Tepede, manzara daha bile iyiydi. Ve ağaçlar manzaranın en güzel kısmını kapatmadığı için şaşırdım. Ayrıca, şehirde kaç tane binayı ayırt edebildiğime hayret ettim. Kendimi birkaç saniyeliğine yerli halktan biri gibi hissettim!
Ardından, bu harika yeri keşfime devam ettim. Bu sefer, aşağı yönelen yolu seçtim, böylece bacaklarım birazcık dinlenebilecekti. Birkaç yüz metre sonra, bazı insanların doğum günü kutladığı piknik alanına ulaştım. Ve parka bir diğer giriş gibi görünen bir kapı vardı. Bu noktadan, Tibidabo Dağı'nı net bir şekilde görebiliyordum ve durduğum yerden ne kadar yakın göründüğüne şaşırdım.
Biri keman diğeri bateri çalan iki müzisyen de vardı. Ve girişten hemen sonra bir tane daha gördüm. Barselona'da birçok harika sokak sanatçısı bulunduğunu söylemeliyim, ve gösterilerini dinleyecek daha fazla vaktim olmadığında hep kendimi kötü hissederim.
Piknik bölgesinin sağ tarafında küçük bir açıklık olduğundan biraz daha yakına gitmeye ve bir göz atmaya karar verdim. Orada aslında Anıtsal Alan olduğunu görünce çok şaşırdım! Bu kadar uzağa gitmeyi planlamamıştım bile ama sadece birkaç yüz metre uzakta göründüğünden bir göz gezdirmeye ve ne kadar uzaklaşabileceğime bakmaya karar verdim. Ne de olsa, Park Güell'e gelmeden önce Anıtsal Alanın park girişinden bir saat uzakta falan olduğunu hayal etmiştim. Ve haksız olduğum için çok memnunum!
Yolun neredeyse düz olması beni birkaç dakikalığına mutlu etti ama sonra başka bir tepe gördüm. Neyse ki, çok dik ve üstte değildi, Anıtsal Alan'ın hemen aşağımdaki olağanüstü görüntüsü ve arkasında Barselona şehir manzarasıyla ödüllendirilmiştim. Manzaraya hayran hayran bakmak için birkaç dakikalığına durmak zorunda kaldım. Aslında, orada muhtemelen on beş dakikadan fazladır dikiliyordum ama umursamadım.
Beni sinir etmeye başlayan bir şey vardı, bu yüzden devam etmeye karar verdim. Parkın içinde bir euroya bağırarak su şişeleri satan birçok insan göreceksiniz, sanki herkesin bilmesi gerekiyor. Adamın biri her yanımdan geçişinde (bir süre sonra kaç defa olduğunu saymayı bıraktım) beni ilk defa görmüş gibi davranıp, yanıma yaklaşıp bağırıyordu: su, bir euro! Sanki onu ilk sefer duymamışım gibi. Ayrıca, su isteseydim ona yanaşırdım, ve oldukça gürültülü olduğundan onu duyduğum aşikardı.
Böylece, söylediğim gibi, ben devam ettim. Birkaç metre ileride, sağ tarafta Anıtsal Alana indiğini düşündüğüm birkaç merdiven fark ettim. Ve haklıydım.
Buradan aslında ne kadar şey görülebildiği beni etkilemişti. Eğer gerçekten Anıtsal Alan'ın kalbinde duruyorsanız çok daha farklı olduğuna eminim ama onun yukarısında olmak bile benim bugünlük standartlarımı karşıladı.
Anıtsal Alan'a girmeyi bekleyen insan kuyruğu beklediğim kadar uzun değildi ama yine de beklemek içimden gelmedi. Ne de olsa, oradan bilet alamayacağımı söyleyebilirlerdi ve boşuna vakit harcamış olurdum. Ve o yedi euroyu ödemeden içeri gizlice girmenin mümkün olup olmadığını merak ediyorsanız söyleyeyim; eğer bunu yapmak istiyorsanız bir görünmezlik pelerinine ihtiyacınız olacak. Girişin her bir noktasında birçok görevli var ve yanınızda bilet bulunması şart.
Böylece, biraz etrafta gezindikten sonra, geri dönmeye karar verdim. Önce, dönüş yolunu bulabilir miyim diye endişelendim, fakat çok kolay oldu. Kendimi parkın diğer ucunda bulacağım ve hava kararmadan dışarı çıkamayacağım diye çok korktum. Neyse ki çıktım. Ve o lanet merdivenleri de daha büyük bir zarar görmeden atlattım. Hoş, bunu yazarken bacaklarım hala acıyor ama kesinlikle buna değdi!
Sanatsal bir sonuç
Tahmin edebileceğiniz gibi, Park Güell'e gitmeden önce orayla ilgili çeşitli makaleler okudum ama parkın kompozisyonunun hayal ettiğimden çok farklı olduğunu söylemeliyim. Ama tabi ki iyi anlamda. Barselona'daki birçok insan Park Güell'in bir müze gibi düşünülmesi gerektiğini söyler ve ben buna kesinlikle katılıyorum! Gaudí'nin tam bir dahi olduğundan bahsetmiş miydim?
Şey, şimdi biliyorsunuz işte. Ama yine de Park Güell'i kendiniz görmelisiniz, sadece yalan söylemediğimden emin olmak için.
Fotoğraf galerisi
Content available in other languages
- English: Another Gaudi's masterpiece
- Français: Un autre chef-d'oeuvre de Gaudi
- Italiano: Un'altra opera di Gaudi
- Polski: Kolejne dzieło Gaudiego
- Español: Otra obra maestra de Gaudí
- Português: Outra obra-prima de Gaudí
- Nederlands: Een ander meesterwerk van Gaudi
- Deutsch: Ein weiteres Meisterstück von Gaudi
Fantazi zaferi
Barselona'ya ilk ziyaretim sırasında Park Güell'in girişi hala ücretsiz (belirli sayıda ziyaretçi ile sınırlıydı) iken, bu yerden çok etkilendim ki fotoğraf çekmeye çalışamadım bile. Bu büyüleyici parkta büyülenmiştim. Muhtemelen Gaudi'nin bıraktığı en olağanüstü mirastır. Ben asla terk etmezdim.
Ve gerçekten, yeri o kadar özeldir ki, onu tam anlamıyla takdir etmek bütün gün sürer. Açıkçası bu mümkün olamaz, binlerce insan 7 Euro'luk bir giriş ücreti getirildiğinde bile parkı her gün ziyaret ediyor.
Bu karar, bir bakıma, Gaudí'nin yaratıcısının (parkın kamusal alan olacağı düşünülüyordu) orijinal ruhunun bir kısmına ihanet edildiği için bir dizi şikayet aldı. Yine de, kamusal bir park olmaktan uzak Park Güell'in, tüm bakımlarla mutlaka korunması gereken benzersiz bir kent simgesi olduğu söylenmelidir.
Gerçekten de Park Güell iki ana bölümden oluşur: Parkın kendisi, Barselona ve sahil boyunca muhteşem manzaralar sunan bir tepeye uzanır ve tepenin eteklerinde ve yakınlardaki düşüşte bulunan "anıtsal bölge" olarak adlandırılır. Bu son alan, muhtemelen Gaudí'nin ustalık ve fantezisinin en iyi ifadesi olan olağanüstü binalar dizisini içermektedir.
Eski bölge herkesin ziyaret edebilmesi için açıkken, ikinci bölüm için bilet gereklidir. Bilet ofislerinde olası kuyrukları atlamak ve en kalabalık günlerde tatsız sürprizlerden kaçınmak için, oraya gitmeden çevrimiçi bilet almak için (çevrimiçi biletler için burayı tıklayın)(Click here for online tickets), muhtemelen iyi bir fikir olacaktır. Kabul edilen ziyaretçi sayısı sınırlıdır).
Aslında, öğle yemeğinden sonra acele eden turistlerin kalabalığı henüz yerin eşsiz atmosferini mahvetmediği sabah saatlerinde parkı ziyaret etmenizi öneririm. Parka en iyi erişim, muhtemelen yer altı Vallcarca istasyonuna yürüme mesafesinde (15 dakika) bulunan Sant Josep de la Muntanyadır. Tepeye tırmanışın çoğu bir dizi yürüyen merdivenle sağlanmaktadır.
Anıtsal alanın giriş kapısına gelmeden önce bile, şehrin inanılmaz manzaralarına hayran kalacaksınız. Torre Agbar'ın kolayca tanınan silüeti, çatı kulesi ve vinç ormanından çıkan Sagrada Familia'nın muhteşem profili ufuktan öne çıkmaktadır. Berrak günlerde, neredeyse tüm şehir, denizin mavi genişliği dahil, görüşünüze sunulacaktır. Girişi geçtikten sonra, sarmal eğimli bir yol, bol bitki örtüsü içinde sizi anıtsal bölgeye götürecek.
Gracia bölgesinin binalarına yaklaşırken yükselen merakla Grimm kardeşlerin masallarından birine dönüşmesini bir iki saniye düşünebilirsiniz. Önünüzde bulunan ev, aslında, Hansel ve Gretel masalından çıkmış gibi görünüyor. Bunun yerine, Gaudi'nin müzenin ziyaretçileri için resepsiyon olarak tasarladığı bina var. Büyüleyici çatısı, muhtemelen Gaudí'nin en sevdiği dekoratif stilini yansıtıyor, renkli çanak çömlek parçalarından oluşan muhteşem bir trencadí örneği. Çoğu durumda bu malzeme geri dönüştürülmüş ve ikinci el nesnelerden türetilmiştir.
Benzer özellikler, parkın ana girişinin yanındaki diğer binada, yani bekçinin konutunda bulunabilir. Şu an Museo de Historia de Barcelona'nın bir bölümünü barındırıyor. İki evin önündeki iki yapay mağaranın muhteşem manzarasına hayran olmanız mümkün olsa da, en iyisinin muhtemelen henüz gelmediğini unutmayın.
Aslında anıtsal bir merdiven sizi bir çeşit Yunan tapınağı gibi görünen bir dönüm noktasına götürecektir. Merdiven kendisi de yakından bakılmaya değer: her zamanki gibi trencad dekorlarından esinlenilmiş bir dizi renkli heykeli içeriyor; bunların arasından ünlü semender çeşmesi, resimlerin en gözde konularından biri (ve Hatıra Eşyasının Gerçekleşmesi İçin). Aslında Sala Hipóstila olarak adlandırılan tapınak, inanılmaz bir parkın muhteşem manzarası olan bir dizi küçük kubbe ve birkaç mükemmel dekorasyondan oluşan, muhteşem bir çatı ile surlarla döşenmiş hafif eğimli 86 sütun içeren bir ormandandır.
Bir dizi mozaik arasından merdivene tırmanırken, muhtemelen dönüp üste ulaşmadan önce bir süre durmalısınız. Gerçekten son adımlardan, tapınağın dış tarafının mükemmel bir görüntüsünü ve her şeyden önce, hemen üzerinde bulunan mozaik süslemelerinin sırasını takdir edebilirsiniz.
Nihayet tapınağın üst kısmına ulaştığınızda, Plaça de la Naturaleza adında geniş bir araya sokulacaksınız. Gaudi'nin en yakın işbirlikçisi Josep Maria Jujol tarafından projelendirilen alan, her zamanki çanak çömlek örtüsü ile karakterize renkli ve benzersiz bir tezgahla çevrilidir.
Şehire bakan taraf, şüphesiz Barselona'nın en popüler manzaralarından biri olan muhteşem bir manzaraya sahiptir. İsteksizce bu şaşırtıcı bölgeyi terk ettikten sonra neredeyse eşit derecede büyüleyici bir bölge olan Laundress 'Porch'tan girişi yapabilirsin. Adını belli bir heykelin bir rölyefi canlandıran tasvirden almış, yapısı orijinal kadar zarif muhteşem bir koloneden oluşmaktadır.
Özetle, Park Güell, gerçekten de eşsiz bir yer, muhtemelen Gaudí ve onun tarzının özüdür. Biraz yorgun olsa da (ve şimdi ne yazık ki ücretsiz değil), Barcelona gezisinin ziyaret etmeden tamamlanmayacağını düşünüyorum, gerçekten görülmeye değer olduğunu düşünüyorum. Ve 1914'te bina işleri bırakılmış olsaydı parkın nasıl bir görünüm kazanacağını merak edebilirsiniz... her ne pahasına olursa olsun, Gaudí'nin ana patronu Eusebi Güell, orijinal projenin yerine getirildiğini görmekten memnuniyet duymamış olabilir, Ancak adını kesinlikle yüzyıllar boyu hayran kalacak bir başyapıtla bağlamıştır.
Fotoğraf galerisi
Content available in other languages
- English: The triumph of fantasy
- Italiano: Il trionfo della fantasia
- Polski: Triumf fantasy
- Français: Le triomphe du fantastique
- Deutsch: Der Triumph der Fantasie
- Português: O triunfo da fantasia
- Español: El triunfo de la fantasía
- Nederlands: Het toppunt van fantasie
Bu mekanı puanla ve yorum yap!
Burayı (Guell Parkı) biliyor musunuz? Bu mekanla ilgili görüşlerini paylaş.