Portekizlilerden öğrendiğim çok şey var.
Portekizlilerin özellikleri
İlk olarak çok kibarlar. Com licencia cümlesini neredeyse her durumda kullanırlar. Bu ifade özür dilerim anlamına gelir ve Portekiz'de bir eve girdiğinizde, yolda yürürken karşınıza biri çıktığında, birinden para aldığınızda (örneğin bir markette kasiyerden) çok fazla kullanılır. Bence bu Portekizlilerin güzel bir özelliği.
Bu insanlar çok çalışır. Portekiz'deki insanların günlük çalışma saatleri uzundur. Örneğin, bir alışveriş merkezindeki dükkanlar ya da restoranlar haftanın belli günlerinde gece 10:00'a hatta 12:00'a kadar açık kalır. Çok çalışıp çok az kazanırlar.
Portekizlilerin çoğu (Bunu beklemememe rağmen) İngilizce konuşur. Bazen daha yaşlı nüfusun dahi İngilizce konuştuğunu görebilirsiniz. Bu durum, Portekiz'e gelen uluslararası öğrencilerin hepsinin 6 ya da 12 ayda Portekizce'yi öğrenemeyecekleri için büyük bir avantajı sayılabilir.
Portekizliler gerçekten misafirperverdir. Ayrıca, çok da hoş insanlardır. Portekiz'de kaybolduğumda çok kez karşılaşmışımdır: rastgele gördüğüm insanlar eğer yolumu kaybettiysem yardım edebileceklerini söylemişlerdir.
Portekizce çok güzel bir dil. İlk başta Portekizce kulağa biraz sert gelebilir, bu açıdan Rusça ile benzerlikleri var. Ancak öğrenmeye başladıktan sonra alıştım ve daha çok sevdim. Bence tüm Latin dilleri çok güzel. Portekizce'nin İspanyolca ve İtalyanca ile benzerlikleri var. İtalyanca'yı bildiğimden Portekizce'yi öğrenmek benim için daha kolay oldu. Ya da en azından ilk geldiğimden bu yana insanları anlamak zor olmadı diyebilirim. Ayrıca Portekizliler dillerinin Brezilya Portekizce'siyle karşılaştırılmasından hoşlanmıyorlar. En azından Portekiz Portekizce'si ile Brezilya Portekizce'sinin eşit olmadığının bilinmesini istiyorlar.
Kendi kültürleri ve ülkeleriyle gurur duyuyorlar. Doktoramın ilk gününde birinin bana şöyle söylediğini hatırlıyorum: " Okul ve yerleşmek için bizim ülkemizi tercih etmekle harika bir seçim yapmışsın! " Ayrıca Portekizli arkadaşlarımın kendi ülke tarihlerinden ve lezzetli yemek kültürlerinden konuşmayı sevdiklerini de hatırlıyorum ("Francesinha'yı denedin mi?, Sevdin mi? Tapas'ın tadına baktın mı? ").
Portekizliler birbirleriyle buluştuklarında, yeni tanımış olsalar dahi birbirlerini iki kez öper. Benim için, Hollandalı biri olarak, ilk başta biraz garipti. Hollanda'da yeni biriyle tanıştığımızda yalnızca el sıkışırız. Sadece çok yakından tanıdığımız kişileri buluşunca üç kez öperiz.
Aile burada çok önemlidir. Sosyal ilişkiler listesinde aile ilk sırada yer almalıdır. Ailene daima güvenebilirsin çünkü aile sana güven sunar. Bu yüzden gençler aileleriyle birlikte uzun süre yaşarlar. Hollanda'da 17-18 yaşlarına denk gelen üniversite hayatına başladığımızda aileden ayrılırız.
İnsanların kibarlığının yanında, çok resmi ilişkiler gerçekten gayri resmidir.
Bu avantajları olduğu gibi dezavantajları da vardır. Örneğin, danışmanım beni doğum gününe davet etmişti (müsait değildim, gidebilseydim mutlaka giderdim), Facebook'ta arkadaşız ve birbirimize mesajlar göndeririz. Bir kaç hafta önce derse girmeden hemen önce okuldan hocamla birlikte öğle yemeği yedik. Dezavantajı şu: bir hocanla başka bir öğrenciye göre daha iyi bir ilişkin yoksa, hocan seni sevmediği için düşük not verebilir.
‘Sauade’ kelimesi çok önemli bir kelimedir. Birini ya da bir şeyi beklemenin yoğun hissi, özlem anlamına gelir. Özlemini duyduğun birine “saudades de ti” diyebilirsin. İngilizce'de buna uygun kelime bulamıyorum.
Portekizliler çok da mutevazıdırlar. Ünlü ya da zengin olabilirsin ancak Portekizliler için konumunun hiçbir önemi yoktur: gerçekçi olmalı ve herkese aynı davranmalısın.
Ünlüysen ve fanların varsa, onlarla konuşmak ve fotoğraf çekmek için biraz zaman feda edebilirsin.
İsim konusunda pek de yaratıcı değiller. Soy isimlerinin de pek orijinal olduğu söylenemez. Bir barda João Costa adında biriyle tanışıp, bu ismi Facebook'da aradığınızda milyonlarca seçenek görürseniz pek de şaşırmayın derim. Yani bu ülkede birkaç tane isim ve soy isim var sadece. En azından öyle görünüyor.
Zengin ve fakir arasında açık fark bulunuyor. Bu iki grup arasındaki fark çok büyük maalesef. Yine de iyi şartlar altında yaşayan insanlar zayıf şartlar arasında yaşayan insanlara yardım etmeye açık. Portekiz'in çok fazla gönüllü projesi bulunuyor ve Portekizlilerin caddelerde dilencilere ya da evsiz insanlara yiyecek ve para verdiklerini çok kez görmüşümdür.
Portekizliler (Benim de bir köpeğim olduğundan en azından köpekleri) hayvanları çok sever. Köpeğimi parka götürmek saatlerimi alırdı çünkü herkes köpeğim Gigi ile oynamak isterdi. Ayrıca, köpek besleyenler onların insanlara en iyi arkadaş olduklarını ve insanlardan daha güvenilir ve sadık olduklarından bahsetmeyi çok sever.
Aslında bence Portekizliler çok sevimli insanlar. Portekiz'i ziyaret edecekseniz ya da Erasmus öğrencisi olacaksanız, bu insanlarla ilgili endişelenmenize gerek yok. Yardım etmek için daima sizin için oradalar.
Fotoğraf galerisi
Başka dillerde de bulunan içerikler
- English: What I learned about the Portuguese people
- Polski: Czego dowiedziałam się o Portugalczykach
- Italiano: Quello che ho imparato sul popolo Portoghese
- Español: Lo que aprendí de los portugueses
- Français: Ce que j'ai appris sur les Portugais
- Português: O que aprendi sobre os Portugueses
- Deutsch: Was ich über Portugiesen gelernt habe
- Nederlands: Wat ik geleerd heb over de Portugese inwoners
Kendine ait Erasmus blogunun olmasını ister misin?
Yurtdışında yaşamayı tecrübe ediyorsan, tutkulu bir gezginsen veya yaşadığın şehri tanıtmak istiyorsan... kendi blogunu oluştur ve maceralarını paylaş!
Erasmus blogumu oluşturmak istiyorum! →
Yorumlar (0 yorum)