Türkiye & Hrvatska
Daha önceki makalemde bu konu hakkında bahsedeceğime dair bir ipucu vermiştim. Bu yüzden, bu konu hakkında edindiğim ve öğrendiğim bilgileri sizlerle paylaşmak isterim.
Avrupa gönüllü hizmetleri projesi kapsamında 8 aydır Murter Adası'nda yaşamaktayım. Buraya gelmeden önce bu kadar ortak noktalarımız olacağını tahmin etmezdim. Beni bu 8 ay içerisinde hala yeni ve benzer şeyler öğreniyorum. Tarih olarak incelersek, 15. yy'a kadar dayanıyor. Osmanlı Devleti zamanında 15.-17. yy'lar arasında Hırvatistan'da bulunduk ve o günden bugüne birçok kültürel benzerlikler bu döneme kadar gelmiştir ve hala da varlığını sürdürmektedir. O zamanlar savunma amaçlı yapılan kaleleri de görme şansına birçok şehirde sahip olacaksınız. Bazı örneklerini de altta bazı resimler ve kısa tarihi hakkında açıklamaları ile belirteceğim.
Barone Fortress(Šibenik)
Barone Kalesi, Girit Savaşı sırasında Osmanlı ordusu gelmeden önce St.John kalesinden hemen sonra inşa edilmiştir.
Şehir savunmasının ana komutanı Baron Christophe Martin von Degenfeld tarafından inşa edildi ve ardından kalenin adı verildi. Başlangıçta vali-provedore Antonio Bernardo'nun yönetimi sırasında 1659'da son şekli elde etmek için küçük bir kale (ridotto) olarak inşa edildi.
Nicholas Fortress(Šibenik)
St.Nicholas Kalesi, adını adada olan Aziz Nicholas Benedictine Manastırı'ndan aldı, ancak kalenin inşası nedeniyle yıkılması gerekiyordu. Şibenik'in yerli Hırvat nüfusunun talebi üzerine, Venedik kaptanı Alojzije de Canal 30 Nisan 1525'te Ljuljevac adasında bir kale inşa etmeye karar verdi. Kale, ünlü Venedikli mimar ve inşaatçı Hyeronimus di San Michaela tarafından tasarlandı ve inşa edildi. Türk teknelerinin limana ulaşmasını önlemek için 16. yüzyılda inşa edilmiştir. St.Nicholas Kalesi 32 topla silahlandırıldı. Ancak, heybetli görünüşü ve büyüklüğü, düşman için toplardan daha büyük bir tehdit oluşturuyordu.
Şimdi de benim ilgimi en çok çeken konu başlıklarından olan ''dil'' benzerliğine değinmek isterim. Her ne kadar dil kuralları çok farklı olsa da birçok kelime yapısı ve telafuzların benzer olduğunu söylemek isterim. Bu konu ile ilgili birçok örnek verilebilir. Birkaçını resimler ile karşılaştırmaları olarak yazacağım.
Türkçe: çekiç - Hırvatça: čekić
Türkçe: kaşık - Hırvatça: kašika
Türkçe: kutu - Hırvatça: kutija
Türkçe: tava - Hırvatça: tava
Sırada yemek kültürlerini var... Birçoğu bizim ile özdeşleşmiş yemeklerin burada da var olması benim için şans ve nimet oldu:). Aslında buranın yemek kültürü çok zengin bir mutfağa sahiptir. Çünkü, farklı devletlerin egemenliği altında kaldıkları için onlardan kalan çok farklı yemek kültürleri mevcuttur. Kısaca bahsedecek olursak; Hırvat mutfağı Akdeniz olarak sınıflandırılabilir; İtalyan etkisini açıkça anlatıyor. Bu özellik kıyı bölgelerinde daha da belirgindir. Anakaradaki mutfak Slav geleneklerine daha yakın. Macaristan, Avusturya ve Türkiye de dahil olmak üzere komşu ülkelerin mutfağının özellikleri de var. Hırvat mutfağı birkaç bölgesel yöne bölünmüştür; bazen çok farklılar. Kekik, biberiye, adaçayı, hindistan cevizi, marjoram ve tarçın gibi deniz ürünlerine ve baharatlara büyük önem verilmektedir. Pişirmede zeytinyağı çok önemlidir. Hırvat mutfağının yemekleri yararlı, lezzetli ve sağlıklıdır.Hırvatistan sadece mutfağı için değil şarap yapımı gelenekleri için de bilinir. Hırvatlar oldukça fazla şarap içiyorlar. En popüler çeşitler Malvasia, Pinot, Proshek, Teran ve Posip’tir. Hırvat şarabının canlı bir tadı vardır; İtalyan şarabından daha yüksek olarak derecelendirildi.
Benzer yemeklerimizden bazıları; sarma, dolma, börek,čevapi...
Bu benzer özelliklerinin çoğunu deneyimledim ve tattım. Umarım sizin de yolunuz buraya düşer ve görme şansına sahip olursunuz.
Kendinize iyi bakın... Vidimo se... Pozdrav iz Murtera... ;)
Fotoğraf galerisi
Kendine ait Erasmus blogunun olmasını ister misin?
Yurtdışında yaşamayı tecrübe ediyorsan, tutkulu bir gezginsen veya yaşadığın şehri tanıtmak istiyorsan... kendi blogunu oluştur ve maceralarını paylaş!
Erasmus blogumu oluşturmak istiyorum! →
Yorumlar (0 yorum)