Bu yazımda sizlere, gezdiğim ülkeler arasında en çok sevdiğim ve gezerken doyamadığım şehir olan Fransa'nın Paris şehrinden bahsetmek istiyorum. Paris, Fransa için sadece bir başkent değil, aynı zamanda ülkenin kalbinin attiği, adeta koca cografyanın en merkezi noktasıdır (Her ne kadar kuzeyde olsa bile). Dümdüz sokakları inanılmaz metrosu ile gerçekten de gördüğüm en güzel şehirlerden birisi. Fakat şiirlerde bahsedilen ruhu bulmak biraz daha zor oldu benim için (Sanırım bunda sağı solu görmek için günde ortalama 8-10 saat yürümenin etkisi büyük olsa gerek.)
Harika bir şehir olan Paris, her sokağında görülmesi gereken bir şeyler olan, özgürlükler şehri. Trafiği gündüzün genellikle düzgün, insanlar metroyu kullandığı için çoğu yerde açık olan, yavaş normal bir seyre sahip olan bir şehirdir paris.Lakin saatler gece yarısını vurduktan sonra bu insanlar mutant olmakta ve motor sesi kulaklarını acıtmazsa rahat etmemektedirler. Geceleyin metrosuna binilmesi tehlikeli olabilecek bir şehirdir ayrıca. Ama gündüzün, kalabalığın akışını uzakta bir yerden seyretmek zevklidir. Paris metrosundan sonra istanbul metrosu insan bal dök yala gelir.
İlgilenenler için, Paris'te gece hayati için turistik yerlere ya da Olympia, Lido, Moulin Rouge gibi yerlere gitmek gerekirmiş, perşembe dışında dükkanlar saat yedide kapanır, dokuzda Burger King bile açık olmaz. perşembe günleri birçok dükkan saat ona kadar açık kalır.Ama Champs-elysées, Caroussel du llouvre gibi turistik yerler geceleri Paris'in içlerinden daha geç saatlere kadar açık kalırlar.La defense da öyle olsa gerek.
Paris, hava şartları her daim problem yaratabilen şehir. Mayıs sonunda kış şartları yaşatabilme potansiyelinin yanısıra yağmurları bezdirici nitelikte. "Aşk Şehri" yakıştırılmasıyla son derece basarılı bir şekilde pazarlanmasına rağmen bu yargıya inanarak gidenlerde hayalkırıklığı yaratması kuvvetle muhtemel. Ayrıca kapkaç konusunda İstanbul'dan pek de geri kalmadığının göstergesi olarak Eyfel Kulesi, Louvre müzesi ve Versay Sarayı gibi turistik mekanlarında "Aman çantanıza dikkat edin yoksa sorumluluk kabul etmeyiz." turunden uyarılar bulunuyor.
Paris, Fransa için sadece bir başkent degil, aynı zamanda ülkenin kalbinin attığı, adeta koca coğrafyanın en merkezi noktasıdır (Her ne kadar kuzeyde olsa bile). Nasıl "Bütün yollar Roma'ya çıkıyor." deniliyorsa nasil Bueonos Airlines, Arjantin için böyle bir durum teşkil ediyorsa, Paris de resmen Fransa'nin kalbidir. Öyle ki, Fransa'nin diğer bölgelerinde yaşayan insanların çoğunun hayallerini, günün birinde Paris'te yaşamak süsler. İstanbul'u andırıyor, degil mi? Öyle ki, bunun başlıca sebeplerinden biri, ülkedeki bütün gücü elinde tutan yaşama organlarının tamamının Paris'te bulunmasıdır. De Gaulle'nin Paris'i sevmemesinin en büyük nedenlerinden biri olurken, Hitler'in bütün Fransa'yi ele geçirmeyip Vichy yönetimini bırakmasrnın en büyük sebeplerinden biri olarak da yine bu gösterilmektedir. Tamamen metropolit bir yapıya sahip bir şehirdir Paris. Öyle ki, Kuzey Afrika'dan gelen göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı tek şehirdir koca Fransa'da.
