Boşluğunuz olduğunda 11. bölgede sizleri bir ışık ve sanat şölenine çağıracak bu müzeyi nasıl anlatsam bilemiyorum.
Çünkü benim için görsel her zaman önemli olmuştur. Özellikle Gustav Klimt gibi bir sanatçının eserlerini ışıklarla karanlık bir ortamda görmek beni çok etkiledi.
Oraya öncelikle nasıl ulaşacağınızdan bahsedelim.
Eğer metro ağını kullanacaksanız (Metro ağı kullanmanızı özellikle tavsiye ediyorum, çünkü metrodan indiğinizde 10 dakika içinde müzeye kolaylıkla varabiliyorsunuz.) M3'te Reamur Sébastopol'de indiğinizde r.Servan kısmından çıkarsanız 6-10 dakika içerisinde müzeyi bulabilirsiniz.
Ben bileti gittiğimde kapıdan aldım ancak siteden özellikle pandatickets.com'dan alırsanız öğrenci indiriminden de rahatça faydalanarak biletinizi telefonunuza kaydederek gidebilirsiniz. İnternetten alırsanız 11,50 Euro'ya öğrenci indirimiyle biletinizi alabilirsiniz.
Gelelim müzenin içinde benim ilgimi çeken kısma,
Öncelikle 4 tane seansla karşılaşıyorsunuz. Kapıdan girdiğinizde hangi seansın başladığını bilmemeniz bence işin ekstra gizemli, heyecanlı kısmı. Seans bittiğinde ise (5-6 dk sürüyor aşağı yukarı her sean.) sonunda resimlerin hangi sanatçıya ait olduğunu, müzisyenleri, küratörleri görebilirsiniz. Benim dikkatimi çeken izlediğim 2 seanstaki küratörlerin İtalyan olmasıydı ve açıkcaı fütürist yaklaşımdan da oldukça hoşlanmıştım.
Resimlerin akışına göre seçilmiş müzikler ve renkler sanki sizin de o sunumun içinde yer alıyormuşsunuz gibi hissetmenize neden olacaktır emin olun.
Yerlerde uzanan insanlar, içerideki karanlığa saygı duyup kameranın flaşını açmayanlar ve daha nicesi bu gizemli sanat dolu atmosferin oluşmasında oldukça etkili. Ben de içeri girdiğimde kafamın üstünde, yerde, duvarda olan simülasyonların güzelliğini izlemeye dalıp kendimi bir masalın içinde hissettim. Daha sonra ışıklardan oldukça etkilenmiş ve yorulmuş olacağım ki kendimi bir minderin üstünde buldum. İnsanların seans bittiğinde ışıklar kesildiğinde o büyüyle alkışlayıp heyecanlanması da çok hoşuma gitti. Oldukça geniş bir yer kullanmışlar ve ışıklar da gizlenmiş güzelce. Asla tahmin etmeyeceğiniz yerlerden görüntüler gelmeye başladığında heyecanlanacağınıza eminim. Bu sergiye sevdiğiniz biriyle gitmenizi özellikle tavsiye ediyorum. O atmosferi birlikte görüp çıkışında üstüne güzelce konuşup arkanızda güzel bir anı bırakabilirsiniz.
4 seans bittikten sonra dışarıda birbirinden değişik hediyelik eşyalara bakmayı unutmayın. Zaten siz bakmak istemeseniz bile çıkış o taraftan olacağı için bakmış olacaksınız. Bir şey almasanız bile içerideki seanslara uygun tasarlanmış ürünleri görmek sizlerin yüzünü güldürecektir eminim. Çünkü sanatı sanatla tamalamak insanın göz zevkini süslüyor.
Çıkışta sağ tarafta isminin hatırlamadığım için yazamıyorum maalesef ama Hint restaurantına gitmenizi tavsiye ediyorum. Birbirinden değişik soslarla süslenmiş ekmeklerini ve etlerini tadıp samimi ortamın tadını çıkarın.
Giden olursa da Instagram'da paylaşım yapmayı unutmasın bu güzel ışık sergisine. Çünkü bir video ya da fotoğrafla taçlandırılmayı hak ediyor!