Bir dilde küfür etmek o dilde akıcı olmanın ilk adımıdır...
Gerçekten de öyle!
Son zamanlarda gerçekleşen bir iş öncesi aperativi sırasında küfürlü kelimeler hakkında ilginç konuşmalar ve söylenip söylenmemesi gereken şeyler hakkındaki konuşmalara şahit oldum. Bu beni derin düşüncelere itti. İngilizce konuşurken yaptığım tek şey küfür etmekti. Hem de çok.
21 yaşında olduğum için annem artık beni azarlayamıyor veya ağzıma acı biber sürmekle tehdit edemiyor, ama küfürbazlığım onu delirtmeye yetiyor.
Ancak İspanyolca veya Portekizce konuşurken asla küfür etmiyorum. Küfür etmek istemediğim için değil, bundan çok farklı bir durum. Küfür etmek istediğim birçok durumla karşılaştım, emin olmak için uzun bir süre bekledim ve sonrasında saatlerce dalıp 8. sınıftayken İspanyolca sözlüğünü karıştırıp öğrenmiş olabileceğim şeyleri uzunca düşündüm, sonuç etkileyici değil, bir şey hakkında gerçekten nasıl hissettiğimi ifade etmemi sağlayamayacak kadar vasat.
Sorumluluk Reddi: Bu yazıyı okuduktan sonra karşılaşabileceğiniz kavga/karşılaşmaların sorumluluğu bana ait değildir.
Küfür etmek gurur duyulacak bir şey değil, çocuklara öğretilecek bir şey değildir, vs. Fakat küfür etmek aslında dilin -özellikle konuşma dilinin- büyük bir kısmını oluşturur. Dediğim gibi ben çok küfür ederim, belki de olması gerekenden çok daha fazla, ama bu benim arkadaş veya aile ortamında konuşma şeklim. Küfürleri nasıl kullanmam gerektiğini, değişik kelimeleri ve söz gruplarını biliyorum. Küfür etmenin bariz bayağılığına rağmen konuşurken en akıcı olduğum dil küfretmek.
Değinmeye çalıştığım nokta şu: Bir dilde rahatça küfür etmeniz o dili daha iyi anladığınız anlamına gelir. ''Yapılması ve yapılmaması gerekenler. '' Söylemeniz gereken ve söylememeniz gereken şeyler. Aynı kelimeyi farklı bir şey ima etmek için manipüle etmek sizin söyleyiş biçiminize bağlıdır. Etkili bir şekilde küfür etmek ise bu yeteneklerin ve derslerinde tamamını gerektirir, çok kolay öğrenilebilir bir şey değil.
Dikkatlice okuyun
Küfür etmek doğası gereği saldırgandır, kolayca affedilebilen bir şey değildir. Yanlış bir kelimeyi yanlış bir zamanda kullanmak sizi ciddi bir probleme sürükleyebilir. Örneğin, rastgele bir insana 'ç*k kafalı' diye hitap etmek iyi bir tavsiye değildir.
Kendi dilinizde bunu demekten kaçınabilirsiniz, İngilizce'de bu, saldırgan değil daha çok iltifat olarak kullanılır. Fakat, yeni ülkenizde birine gidip 'ç*k kafalı' demeniz açıkcası iyi bir fikir değil. Normları, kuralları, küfür etmenin kabul edilebilir olduğu durumları öğrenmeniz gerekir ve birilerine her zaman ve her yerde küfür etmeye başlamadan önce onları tanımalısınız.
Kız kardeşime her zaman 'tokmak kafalı' diye hitap ediyorum. Bu, İspanyolca anlamını(gilipollas) öğrenip yeni patronuma ilk haftadan bunu diyeceğim anlamına gelmiyor. Eğer bunu yaparsam orada çalışmaya devam edebileceğimi sanmıyorum.
İnce çizgi
İspanyolca bir örnek de 'puta madre'nin kullanımı ve bu iki küçük sözcüğün çok iyi durumları nasıl mahvedebileceği.
‘Es la/ Está de puta madre’ kabaca 'b*k' şeklinde çevirilir. Örneğin, tapas ve ahtapot yemek için dışarı çıkıyorsunuz. Eğer bu durumda ‘este pulpo está de puta madre’ diyebilirsiniz ve her şey yolunda olur. Çevrenizdekileri güldürebilirsiniz, yabancı dilde küfür edebilme hakimiyetiniz olduğu için övgüler bile alabilirsiniz, ama en önemlisi düşman kazanmazsınız.
Aynı şey iş arkadaşınız veya sınıf arkadaşınız bir proje hakkındaki düşüncelerinizi sorduğunda ‘puta madre’ demeniz için geçerli değil. 'de puta madre'(muhteşem anlamına gelir) 'de'yi çıkarırsanız tehlikeye bodoslama dalarsınız. Bu, birine 'havalı' olduğunu söylemekle 'g*t herif' demek arasındaki fark gibi değil. Bu, biriyle arkadaş olmak ile onun yüzünün tam ortasına yumruk atmanın arasındaki fark gibi. İki masum harfin bir kelimenin anlamını tamamen değiştirebilmesi tuhaf görünüyor, ama bu bir gerçek ve söylerken buna dikkat etmeniz gerekiyor.
Bunları kelime listenize ekleyin
İspanyolca genel anlamda küfür kullanımı açısından affedici bir dil olabilir ama bu rastgele küfür edebileceğiniz ve karşınızdakinden sakin olmasını bekleyebileceğiniz anlamına gelmiyor. Onları nasıl kullanacağınızı, küfürlü kelimelerin ne zaman kabul edilebilir olduğunu ve ne zaman olmadığını öğrenebilirseniz dilin önemli bir kısmını öğrenmiş olursunuz. Kelimelerin anlamı, fonetiği ve tonlaması da kelimelerin kendileri kadar önemli.
‘Palabrotas’ uzmanlığınızı kullanmanıza yardım etmek için sizlere İspanyolca'da en yaygın küfürlü kelimeleri vereceğim ve onları nasıl kullanacağınızı kısaca açıklayacağım. 'puta madre' meselesini zaten açıklamıştım, şimdi çirkin kelimeler listenize ekleyeceğiniz beş kelime daha veriyorum.
-
'Joder'
İspanyolca öğrenen herhangi biri bunu zaten biliyordur. İspanyol dilinin bir parçasıdır ve s*kmek anlamına gelir, İspanyolca versiyonu çok daha az kırıcıdır. Genelde vurgu yapmak için kullanılır, istediğiniz her konuşmaya 'joder' katabilirsiniz.
- '¡Joder, cómo llueve! ' - 'S** beni, çok fena yağıyor! ' ('Kahretsin! Bardaktan boşanırcasına yağıyor. ')
Bu örneği, eski bir BBC dil öğrenme sayfası olan ve parantez içindeki çevirileri çok daha kibar olan 'dan arakladım. Hem İspanyolcada en çok kullanılan küfürlü kelimeleri verdikleri hem de bir dil öğrenirken küfür etmenin ve küfürleri anlamanın önemini gösteren bir küfürlü kelimeler bölümü var.
-
'Coño'
Yine çok sık kullanılan bir kelime, 'joder' gibi, bunun anlamı çok daha kaba. 'Kadınların mahrem yeri'(lol mahrem yeri) anlamına geliyor ve biraz düşündükten sonra çevirisinin 'a**ık' olduğunu tahmin edebilirsiniz(merak edenleriniz için söylüyorum).
- '¡Coño, qué hambre tengo! ' - 'Has**tir, açlıktan ölüyorum! ' ('Vay canına, açım! ')
Türkçe karşılığının aksine, yine bu kelime de vurgu yapmak için kullanılabilir ve 'coño'yu cümlenizin başına alabilirsiniz ve çok da problem yaşamazsınız. Aslında ben kendi çevirimi verdim, asıl çevirisi ve mecazi kullanımı 's*k'e daha yakın.
-
'Cojones'
Bunu da muhtemelen daha önce duymuşsunuzdur, ama yine de bahsetmeye değer. 'Ha*a' anlamına gelir, 'ta*ak' kelimesiyle aynı şekilde kullanılır. İkisi de bir arkadaşın bariz bir yalan attığı fark ettiğinizde ve ona kibar bir şekilde karşılık vermek yerine onun büyük iddialarını basit bir kelimeyle reddetmek için kullanabilirsiniz.
- 'Fui a la playa en Madrid y conocí a Cristiano Ronaldo. ' - 'Madrid'te plaja gittim ve Cristiano Ronaldo ile karşılaştım. '
'¡Qué cojones! ' - 'Ta*ak geçiyorsun! '
'zırvalamak' da güzel bir karşılık olabilir ama 'ha*a' 'ta*ak' anlamına da geldiği için daha doğru bir çeviri olduğunu düşünüyorum.
- 'Fui a la playa en Madrid y conocí a Cristiano Ronaldo. ' - 'Madrid'te plaja gittim ve Cristiano Ronaldo ile karşılaştım. '
-
'Cabrón'
Bu kelimeyi 'kanka' veya 'arkadaş' anlamı vermek için kullanabilirsiniz, Türkçe'de söylediğimiz gibi(eğer siz de onlardan biriyseniz: 'bro'). Ancak, kelime 'erkek keçi' olarak çevrilir, hakaret olarak da kullanılabilir. Şimdi size bu bir kelimeyi ne zaman ve nasıl kullandığınızın kelimenin anlamını kökünden değiştirdiği durumlardan birini örnekleyeceğim.
- '¡Qué cabrón! ' - 'P*ç! '
'Cabrón', daha önce de sözünü ettiğim gibi Türkçedeki 'tokmak kafaya'ada benziyor. Arkadaşlar arasında daha çok iltifat için kullanılır. Ama bu karşılaştığınız herkese erkek keçi diyebileceğiniz anlamına gelmez, birileri önünde sonunda gücenir.
-
'Me cago en…'
Sonsuz anlamı olan üç kelime. '... 'nın içine sı**yım' anlamına gelir, İspanyollar bunu -daha ziyade canlı resmi- oldukça meşhur etmişler ve bu küfür en mülayim küfürlerin arasında. Çeşitli formları olması yüzünden size bo**nuzun çevresinde dönmemeniz için birden fazla formunu vereceğim.
- 'Me cago en todo lo que se menea' - 'Hareket eden her şeyin içine sı**rım. '
Sinir ve kızgınlık belirtisi. Trafikte sıkıştığınızda veya IKEA mobilyalarının parçalarını birleştirmeye çalışırken ortaya çıkan sinirinizden kurtulmak için birebir.
- 'Me cago en tus muertos' - 'Ölmüşlerinin üzerine sı**yım. '
Bizim için bayağı kırıcı görünüyor, ama İspanyolcada düşündüğünüz kadar kaba bir şey değil. Ama ben yine de kullanırken dikkat ediyorum, insanların sevdiklerinin mezarlarının üzerine mecazen de olsa kakanızı yapmanızı sakince karşılayamayacağını tahmin edebiliyorum.
- 'Me cago en la leche' - 'Sütün içine sı**yım. '
Yine aynı şekilde kullanılmış. Parmağınızı çarptığınızda veya yemek yaparken bir yerinizi yaktığınızda oluşan sinirinizi açığa çıkarmak için kullanabilirsiniz.
- 'Me cago en la puta' - 'Fa**şeye sı**yım. '
Çevirisi diğerlerine göre biraz daha karışık. Fetişle alakalı bir çeşit dışkı önerisine rağmen, süt örneğinin daha ekstrem versiyonu. Çok sinirli olduğunuzda kullanın ve ayağınızı iki kez çarptığınızda...
Neyin içine sı**cağınıza bağlı olarak bu ifade 'kahretsin' 'allah aşkına' olarak çevrilir.
Bu ifadede uzmanlaşmanız kendi başına büyük bir başarı.
Akıcılığa ilk adım
Dediğim gibi, nerede ve ne zaman küfür edebileceğinizi kavramak bir dili öğrenmenin önemli bir parçasıdır. Bunları hemen gelecek sözlü sınavınızda kullanmaya başlamayın.
Bu durumda, küfürlü kelimeleri, onların dildeki yerlerini ve önemlerini öğrenmek dilini öğrendiğiniz ülkenin kültürünü ve dolayısıyla dilin kendisini öğrenmenize yardımcı olur.
Küfür etmekten korkmayın, böyle yaparak daha çok öğrenirsiniz. Sadece gerçekten dikkatli olun... Herkes üzerine sı**lmasını nezaketle karşılamaz!
Fotoğraf galerisi
Başka dillerde de bulunan içerikler
- English: Swearing in a foreign language is the first step to fluency...
- Français: Jurer dans une langue étrangère est la première étape vers la fluidité
- Polski: Przeklinanie w obcym języku pierwszym krokiem do płynnego porozumiewania się
- Español: Decir palabrotas en otro idioma es el primer paso hacia la fluidez...
- Italiano: Imprecare in una lingua straniera è il primo passo verso la scioltezza...
- Deutsch: Fluchen in einer fremden Sprache ist der erste Schritt für das fliesende Sprechen...
- Português: Dizer palavrões numa língua estrangeira é o primeiro passo para a fluência...
- Nederlands: Schelden in een vreemde taal is de eerste stap tot het vloeiend spreken...
Kendine ait Erasmus blogunun olmasını ister misin?
Yurtdışında yaşamayı tecrübe ediyorsan, tutkulu bir gezginsen veya yaşadığın şehri tanıtmak istiyorsan... kendi blogunu oluştur ve maceralarını paylaş!
Erasmus blogumu oluşturmak istiyorum! →
Yorumlar (0 yorum)