Sorun çözmek 4: Yalnızlık, Parasızlık
Şimdi anlatacağım sorunlarsa, daha çok seyahat halindeyken başınıza gelebilecek durumlar. Bunları sorun olarak anmaktan çok bazı durumlara, farklı yöntemler geliştirmek demek daha doğru olurdu.
5. Yalnızlık nedeniyle fotoğraf eksikliği
Yanınızda bir arkadaşınız olmayınca, insan gittiği yerlerde elbette fotoğraf çekilmekte de ciddi sorunlar yaşıyor. İnsanlara telefonunuzu vermeniz güvenli değil, e nasıl çekileceksiniz?
1. Çekilmekten çok çekmekten zevk alın: O anı hatırlamak istiyorsanız, zaten gördüğünüz dünyanın içinde kendinizi göremiyorsunuz. Gözlerimin yakaladıklarını hatırlamak benim için daha cazip. Bu nedenle, her yeri çekerim ama her yerde fotoğraf çekilme gibi bir kaygım yoktur.
2. Güvenecekseniz, fotoğraf makineli turistlere güvenin: Geldiğimden beri uyguladığım bir yöntemdir bu. Elleri dolu, bir şeyin keşfine çabalayan meraklı gözleri vardır. Kimsenin malını çalıp kaçma derdinde değillerdir. Ayrıca fotoğraf makinesi kullanan kişilerin çekeceği fotoğrafların güzel olma ihtimali de daha yüksektir.
3. Selfie çubuğu kullanın: Kendim kullanmayı hiç sevmem, ancak mecbur kalınca başka çare olmayınca; iş gören bir alettir. Taşıması kolaydır, bir başkasına ihtiyaç duymadan her yerde kendi işinizi görebilirsiniz.
4. Zamanlayıcı kurun: Yapmaktan en keyif aldığım yöntemlerden biri de budur. Kadrajınızı doğru ayarlarsanız, inanamayacağınız güzellikte kareler yakalayabilirsiniz. Sadece bırakıp gideceğiniz telefonunuzu birinin kapıp kaçmayacağından emin olun.
6. Parasızlık
Bir öğrenci olmanız nedeniyle, ya da euronun durumundan mütevellit, yahut sadece durumunuz müsait olmadığı için; birçok yerde bu gerçekle yüzleşebilirsiniz. Parasız gezmek zor, ama parasız da gezilebiliyor. Sadece inceliklerini bilmek lazım.
1. Tadına bakmak istiyorum ama çok pahalı:
Belçika'da geziyorsunuz, her yer çikolata dükkanlarıyla dolu. Her yerden güzel waffle kokuları geliyor. Oralara kadar gelmişsiniz ama bu uğurda harcayabilecek yeterli bütçeniz yok. Ki gerçek Belçika çikolataları kalıplar halinde oluyor. Bizim Bruge'deki ev sahibimiz "Gerçek çikolata yiyecekseniz 30 euronun altına düşmeyin, yoksa Çin ürünü yersiniz." uyarısında da bulunuca işin imkansızlığı iyice kendini gösterdi. Bu sizi deneyimsiz mi bırakacak yani? Elbette ki hayır. Size sunulan imkanları kullanmamak için hiçbir neden yok.. Belçika'da çikolata ikram eden bir dükkanın 6 farklı yerdeki şubesinin her birinden tadına bakıyormuş gibi yapıp; çikolata yiyip çıktım. Gördüğüm her şubesine girdim. Hiç pişman değilim. Keşke daha çok girseydim. Bir mascarponeli çikolataları vardı, ben böyle bir şey ömrümce yemedim.
Bir başka destinasyon. Hollanda'dasınız. Çeşit çeşit peynirler var. Dünyada penirle ünlenmiş bu topraklarda bir paket peynir alayım derseniz 10 euroyu gözden çıkarmak durumundasınız. Günümüz şartlarıyla 70 liraya tekabul ediyor, siz ise bu fiyata başka şehre gidersiniz; yahut konaklamaya harcayabilirsiniz. Zaanza Schanse'daki peynir müzesi imdadınıza yetişiyor. Çeşit çeşit isli peyniri, otlu peyniri, farklı hayvanların sütünden yapılmış peynirleri, baharatlarla aromalandırılmış peynirleri ve meşhur Gouda'yı tadabiliyorsunuz. Girişinde bile para ödemeden hem de. Buna ek olarak ünlü Stroopwaffle'ı da ücretsiz tatmanız için parçalar halinde sunuyorlar. Yüzsüzce, çıkıp birkaç kere girseniz bile kimse o kalabalıkta farkına bile varamaz.
2. Çok acıktım, yemeğe param yok:
Yolculuktayken her yerde mutfak bulamayabilirsiniz. Konaklayacağınız yerlerde buna dikkat ederek seçim yapmak iyi olabilir. Eğer ki mecburi bir şekilde geçiştirmeniz gerekliyse, marketlerde soğuk reyona uğramanızı öneririm. Güzel ve doyurucu sandviçler bulabilirsiniz. Bunun yanı sıra kendi aldığınız ürünlerle bir ekmek arasıyla da durumu geçiştirebilirsiniz. Yola çıkmadan yolluk hazırlamak da bir alternatif. Gideceğiniz yerlerde mikrodalga bulunması ihtimaline yönelik, yanınızda mikrodalgaya uyumlu bir kap taşımanız; içeceğinizi de satın almak yerine kendiniz yapıp taşımak için termos getirmeniz önemli. Suya para vermemek için yanınızda bir de su şişesi olmalı. Oldu ki şanslıydınız ve kaldığınız yerde kettle buldunuz. Tabii ki kettleda makarna günü kurtaracaktır. Brugge'de yaptığımız içi peynir dolgulu tortelliniler, dışarda yediğimiz birçok yemekten çok daha lezzetliydi. Bize ise 1.5 euroya mal olmuştu.
3. Sanat tutkunuyum, param yok:
İlk yapmanız gereken şey, müzelerin ücretsiz gününün olup olmadığını araştırmak ve seyahatinizi buna göre şekillendirmek. Çoğu müzenin ücretsiz günleri olur, bazı müzelerin öğrencilere özel ücretsiz kampanyaları olur. Avrupa'daysa genelde Avrupa Birliği üyesi ülkeler, gibi bir sınırlandırılmaya gidilmiştir. Erasmus'a geldiyseniz, pasaportunuzla gidin ve vizenizi gösterin. Gittiğiniz ülkenin dilinde birkaç cümle sarfedin, şansınızı mutlaka deneyin. Paris'te Louvre müzesine ben 17 euro verirken; Desen ücretsiz girebildi. Ben de Pompideu'da ücretsiz kabul edildim. İşe yarayabiliyor. Bir şey kaybetmezsiniz.
Bir de bunun bilet kalmamış versiyonu var. O da başımıza Van Gogh Müzesi'nde geldi. O kadar hevesle gelip bütçe ayırdığınız yer size bilet kalmadı diyebiliyor. İnternetten kontrol etmeye devam edin. Kontenjan açılabilir. Ki Al Hamra için de zaman zaman açıldığını duydum. Tamamen şansa ve dikkatli aramaya, hızlı komut vermeye kalmış bir kapışma.
4. Oteller çok pahalı:
Bunun çözümleri de hosteller, couchsurfing ya da benim en sevdiğim çevreye sorma. Hostellerde özel alanınıza dikkat ediyorsanız perdeli yataklar da bulabilirsiniz, bu size biraz daha kişisel alan yaratacaktır. Hostellerde kaldığınızda mutfakları olduğu için yemek yapma ortamınız da olacaktır.
Couchsurfingle seyahat eden birçok arkadaşım oldu, doğru kişileri bulursanız güvenli olduğunu söylüyorlar. Ancak bir yerlerde kalmadan referans elde edemiyorsunuz, öyle olunca da kimse size güvenip evini açmıyor. Başlangıcı çok sancılı olabilir, ama ücretsiz konaklama sağlayan, lokallerle kalıp şehri daha iyi hissetmenize fırsat veren bir uygulama. Hem insan da tanımış oluyorsunuz, bu şekilde de bir avantajı var.
Çevrenize sorup soruşturarak da, size evini birkaç günlüğüne açacak fedakar tanıdıklar bulabilirsiniz. Genelde ulaştığınız kişiler bu durumdan memnuniyet duyar, siz de aile sıcaklığı bulursunuz. Yemek konusunda endişe etmenize gerek olmaz, aynı zamanda da özlediğiniz yemekleri de yeme fırsatı bulursunuz. Buradan Amsterdam'daki Fatma teyzeye; Rotterdam'daki Nuriye teyzeye çok teşekkürler ederim. Allah razı olsun.
Sonuç olarak
Her sorunun bir çözümü yeterince düşünülürse bulunuyor, eğer ki bulunamazsa tecrübe olarak insanı ileriye taşımış oluyor, güçlendiriyor. Bu deneyimler beni misli misli geliştirdi. Hepsi iyi ki gelmiş başıma diyebiliyorum, çünkü artık etrafı daha net görebiliyorum.
Fotoğraf galerisi
Burada (Madrid) yaşadığın Erasmus deneyimini paylaş!
Madrid yerini bir yerli, gezgin veya değişim öğrencisi olarak biliyorsan... Madrid hakkındaki düşüncelerini paylaş ! Farklı özelliklerini puanla ve tecrübelerini paylaş!
Deneyim ekle →
Yorumlar (0 yorum)