Sorun çözmek 3: Sınırlar, Ani sorunlar
Sorunlara getirilen çözümlerle yavaş yavaş toplumun bir parçası olmaya çalışırken, inançların ve kültürlerin farklı olması, kişiler arasında bazı sorunlara yol açabiliyor.
3. Samimiyet temelli fazla yakınlık içeren durumlar
Kişinin kendi hassasiyet seviyesine bağlı olarak gelişecek bu kişisel dairesini kontrol isteği, Akdeniz ülkelerinde biraz işi zorlaştırıyor. Hele ki bu ülkede Meksikalılar da yaşıyorsa... Ben karşı cinsle temastan kaçınan biriyim. Kendi cinsimle de temas etmekten hoşlanmam zaten. E bu insanlar her şeye sarılıyorlar, öpüyorlar.
Nasıl kaçacağım ben bunlardan?
1. Önsezi oluşturmak: Bir mekanda böyle bir durumla karşılaşacağınız bir kimse belirlediyseniz, ona durumu izah etmekle uğraşmak yerine; oturacağınız yeri akıllıca seçmelisiniz. Yanına oturduğunuzda bunun yaşanma ihtimali çok daha fazlayken, ki birine bu durumu anlatmak tam bir baş ağrısı, karşısına oturduğunuzda gayet güzel samimi bir şekilde sohbetinizi sürdürebilir; soğuk esecek yelleri de önlemiş olursunuz.
Genelde ortamda selamlaşma ve vedalaşmalarda yaşanan bu sarılma ve öpüşme durumunun önüne geçmek için de ortamlara geç gelip erken ayrılabilirsiniz. Ya da aceleniz varmış gibi davranabilir yahut kalabalık bir grupta arkalarda kalabilirsiniz. Bulunduğunuz yere göre anlık çözüm üretmek sizin elinizde.
2. Doğrudan söylemek: Oldu da böyle bir durum yaşandı, "Aman be" demektense açıkça kendinizi nedenleriyle ifade edin. Nedenlerini açıkladığınızda kimse ofansif algılamayacaktır. Sadece daha çok neden merak edeceklerdir. Siz de daha çok açıklama durumunda kalacaksınızdır. Hele de çevrelerinde sizinle aynı görünüşte olup, aynı davranış biçiminde olmayan insanlar varsa. "Onlar yapıyor sen neden yapamıyorsun?" sorularına ötekileştirmeyecek, sizinle aynı tarafta olan insanları tekfir etmeyecek; ama aynı zamanda da inandığınızın bu olduğunu ifade etmenin akıllıca bir yolunu bulmaya ihtiyacınız olacaktır. Bu soruların devamında gelecek olan:
- Neden başın örtülü?
- Saçın var mı?
- Saçını kimler görebiliyor, neden?
- Erkeklere neden bu kadar canavar gibi bakıyorsunuz?
- Namaz, Oruç, Hac nedir?
- Oruç tutmak gereğinden fazla fedakarlık değil mi?
- Bir kereden de bir şey olmaz heralde?!
- Ne zamana kadar yapmanız gerekiyor?
- Hiç mi içki içmedin, partilerde ne yapıyorsunuz o zaman?
- Domuz yemiyormuşsunuz, hiç bacon da mı yemedin, nasıl yaaa?!
- Böyle yaşanır mı, kehkehkeh...
sorularına da hazırlıklı olmalısınız. Bunlar sizi canınızdan bezdirebilir. Başta tebliğ yapıyorum, sonunda kendimi ifade etme fırsatı buldum gibi düşünebilirsiniz. Ancak bu sorular merak içerdiği kadar önyargı da barındırıyor. Hesaba katmanızı tavsiye ederim.
4. Ani yaşanan beklenmedik durumlar
Zaman zaman "Burada da olmaz artık yahu!" diyeceğiniz türlü olay başınıza geliyor. Yahut kendi kendinize yaptığınız şeylerin cezasını çekiyor oluyorsunuz.
1. Yetişememek, kaçırmak: Örneğin Ayşe'yle Granada'da otobüs kaçırmak gibi. Detaylarına ilgili yazıdan ulaşabilirsiniz.
Burada önemli olay, geç kalacağınızı fark ettiğinizde üreteceğiniz güzergah alternatiflerine bağlı. Kullanacağınız otobüsler, metrolar, ya da koşmak da bir alternatif. Belki bir taksi tutmak, ubere atlamak bizim sorunumuzu çözerdi. Lizbon'da akıllandığım için, geç kalmak yerine Uber kullanarak otobüse yetişmiştim. O an vereceğiniz kararla tasarruf etmeye çalıştığınız 5 euro yerine konaklama masrafı; üstüne otobüs paranız yanabilir. Dikkatli olmakta fayda var.
Oldu ki yetişemediniz, bunu bir tecrübe olarak hazmedip; durumu en hızlı şekilde çözüme kavuşturmanız gerekli. Alabiliyorsanız para iadesi almak, yeni otobüsten yer ayırtmak, yeni bir konaklama tesisi bulmak ve bunu sakince yapmak. Gece sokakta kalmamak için çözümlerinizi hızlı ve akıllıca üretmelisiniz. Kaldı ki yaşadığınız her sorun ileride size tecrübe olarak dönecektir. Bu nedenle başınıza gelen olaylardan sonra üzülmek yerine daha güçlendiğinizin farkına varın.
2. Eşya çaldırmak: Yurtdışındayken kişinin başına gelebilecek en korkunç durum sayılabilir. Çoğu kişinin korkulu rüyasıdır. Bu yankesici, kapkaççı, hırsızlardan kurtulmak için türlü yol geliştirilmiştir. İnsanların bi bildiği var ki korkuyorlar, önlem alıyorlar. Rahat olmanın hiçbir lüzumu yok. Eşeğinizi sağlam kazığa bağlamanızda fayda var. Seyahatteyken paranızı cüzdanda taşımayın, üstünüzde birkaç yere bölüştürün. Bel çantasını çapraz takmak iyi bir çözüm olabilir. Bütün çantalarınız fermuarlı olsun, ama buna güvenmeyin. Yeterli olmuyor. Pasaportunuza daha fazla sahip çıkın. Pasaport, telefon, cüzdan üçlüsünü birarada tutmayın. Çantanız küçükse montunuzun içine koyun. Kalabalıktan sakının. Festival günlerinde daha da fazla dikkat edin.
Nereden geliyor yahu bu bilgece laflar, üstten üstten konuşmalar... Tam şuradan:
27 Nisan 2019 günü, Amsterdam'da Kingsday Festivali vardı. Biz de o tarihte oradaydık. Bu festival her yerin turuncuya dönüştüğü, sokak konserlerinin verildiği, 2. el ürünlerin çok ucuza satıldığı; sevimli hoş bir festival. Biz de bu havayı solumak için elbette ki dışarı çıktık. Elimde fotoğraf makinesi, her köşede farklı bir detay; hepsini yakalamak istiyorum.
Ah ne kadar safım, ne kadar safım. Fotoğraf makinesi benim dikkatimi ona yoğunlaştırmama neden oluyor, çantamsa hırsızların insafına kalıyordu. Bunun farkında değildim tabii. Çantam dediysem, aslında o kadar da savunmasız değil. Önümde taşıdığım bu küçük çantanın fermuarları var ve açılıp kapatılırken bu fermuarlar takılıyorlar. Hayır yani, o fermuarın açıldığını nasıl olur da anlayamam hala aklım almıyor. 120 euro, 3 kredi kartı, kimlik, Türk simcardı, arkadaşlarımın ve ailemin fotoğrafları, Toledo'dan aldığım deri cüzdanın kendisi... Hepsi gitti. O günden sonra her yeri çok güvensiz hissettim. Artık cüzdan taşımıyorum, paramı da bölerek taşıyorum.
Bu olay yaşandı, sonra ne oldu?
Farkına varır varmaz ilk iş babamı aradım. Kartlarımın iptal edilmesi gerekiyordu. Gitmeden önce bütün bilgilerimi babama bırakmıştım. Bütün işlemlerimle ilgileniyor olduğu için daha kolay oldu. Kartlarım kapatılınca, en azından kaptırdığım paranın artmayacağından emin olmuş oldum. İlk önce etrafa baktık, hırsız içindeki nakit parayı alıp, diğer şeyleri atmıştır umuduyla. Bulamadık. Yakında gezen polislere gidip durumu izah ettik. Polis Türk'tü ve halimizi görünce çok acıdı duruma. "Vah kızım sen neden öyle geziyorsun ki zaten? Bugün buralar bunların av günü, kestirmişlerdir gözlerine..." dedi. Bizi hemen ifade vermemiz için karakola gönderdi. Karakolda ifade verdim. Cüzdanı tarif ettim, ama görevli de hiç umut dolu konuşmuyordu. Benden, cüzdan bulunduğunda gönderilmek üzere adres istediler, kimliğimin geçersizliğini belgeleştirdiler. Bir de kayıp-bulundu site adresi verdiler kontrol etmem için. Yahu 2 gün sonra şehirden ayrılıyordum zaten. Biri alır içindeki parayı harcar, kalanı da bir çöpe atıverirdi. Kim nasıl bulsun?
Cüzdanım çalındı. 5 parasız kaldım. Geçirmem gereken 3 gün daha vardı. Eve döndüm ve tekrar babamla konuştum. Orada tanıdığım bize yardımcı olan bir kızın banka hesabına para gönderdi, ondan nakit para istedim. En hızlı şekilde böyle çözüldü, çünkü bankalar haftasonu nedeniyle bu aktarımı yapamayacaklardı. Bizeyse para acil gerekiyordu. Gittiğiniz yerlerde arayabileceğiniz böyle birilerinin olmasını tavsiye ederim. Sahipsiz olmak çok büyük sorun yaratabiliyor.
Başıma gelen bu olaydan sonra başka bir arkadaşımın bana söylediği bir cümleyle olayı özetlemek istiyorum. "Çok pahalı bir tecrübe satın aldım."
3. Elektriksiz kalmak: Bu durum herkesin başına gelebilecek yaygın bir durum değil. Hatta yaşamanız için ekstra şanssız olmanız gerekiyor olabilir. Ben bunu burada birkaç kez yaşadım. Başta ev sahibim sigortayı indirdi sanıyordum, sonradan öğrendim ki elektrik ön ödemeliymiş. Yeterince satın almadığı için, erken bitiyor; öyle olunca da anında kapanıyormuş. Tek başınızayken önerebileceğim en önemli şey, yanınızda sürekli şarjı olan bir powerbank taşımak olacaktır. Sizi birçok durumdan kurtardığı gibi bu durumda da kurtaracaktır. Işık ihtiyacınızı flaşınızla karşılayabilirsiniz. Işığımı daha verimli bir hale getirmek içinse sahurda kullandığım yöntem kayda değerdi. Flaşımın üstüne bir su şişesi koyarak onu lambaya çevirdim. Çok daha verimli bir aydınlatma sağlayan bu ışık, benim sahurumun kurtarıcısı oldu.
Fotoğraf galerisi
Burada (Madrid) yaşadığın Erasmus deneyimini paylaş!
Madrid yerini bir yerli, gezgin veya değişim öğrencisi olarak biliyorsan... Madrid hakkındaki düşüncelerini paylaş ! Farklı özelliklerini puanla ve tecrübelerini paylaş!
Deneyim ekle →
Yorumlar (0 yorum)