Have you made up your mind about your destination? The best accommodation deals are being booked fast, don’t let anyone keep ahead!

I want to find a house NOW!

Neden bir yaşlıyla kalmamalısınız

Tarafından yayınlandı flag-tr Reyhan Nazlıaydın — 5 yıl önce

0 Etiketler: flag-es Erasmus Deneyimleri Madrid, Madrid, İspanya


Dosya Konusu: Erasmusta neden farklı kültürden gelen bir yaşlıyla kalmamalısınız?

Yaşadığım son çıldırtan olaydan sonra, artık bu durumu insanlara haykırmanın vaktinin geldiğine karar verdim. Bakınız bu konu ciddi bir konu, ben yaptım siz yapmayın. Fiyata aldanmayın, değmiyor. Ben anneme böyle naz yapmıyorum. Parayla sefillik çekilmemeli.

Esther'in avantajları ve dezavantajları

Avantaj 1: Aradığınız aile sıcaklığını zaman zaman verebilir, geç gelirseniz sizi merak eder. Bir yerde hastalanır; sıkıntıya düşerseniz arayacak bir kapınız vardır. Tolerans düzeyinizi yüksek tutmanızı sağlar çünkü bir yaşlıdır ve onlara saygı göstermek daha kolay olmuştur.

Avantaj 2: Arkadaşlarla kiralanan odalara göre fiyatı daha ucuzdur. Başkaları 550 €'ya kalırken siz 400 € ödersiniz ve faturalar dahildir.  Euronun 7 lira olduğu bu zamanlarda bu fiyat farkı aylık 1000 lira kadar eder. Böyle bakınca kalmak çok mantıklı geliyor. Ama değil, aldanmayın, yapmayın.

Avantaj 3: Tek ispanyol geleneksel yemeği sayılabilecek Tortilla yapar ve size ikram eder. Tabii ikramdan ne anladığınıza göre değişir. Sizin malzemelerinizle size sormadan yaptığı bir patatesli omlettir bu tortilla. Yine de yapmıştır ve zor zamanınızda aç karnınız doymuştur. Teşekkürler.

Avantaj 4: Hiçbir şey bilmeden geldiğiniz bu yabancı memlekette, sizi havaalanında karşılamaya gelir. Eve kadar size yolu gösterir. Gücü varsa valizleri taşımanıza da yardımcı olabilir. 

Avantaj 5: Kopmak için çabaladığınız Türk kültürünü size geri empoze eder. Kara Sevda izler, bıyıklı Türk erkeklerini çok yakışıklı bulur, Burak Özçivit hayranıdır. Bu trajikomik duruma gülmekten başka çareniz yoktur. Durum çok komik, her gün karşılaşmaksa biraz can sıkıcı...

Avantaj 6: Sizin müslüman olduğunuzu ve domuz yemediğinizi bildiği için eve domuz eti ve ürünleri sokmaz. Saygılıdır ve bu konuda sizi sık sık bilgilendirir. Ama eve alkol sokar, şampanyasından fedakarlık yapmak zordur. Buna da şükür. Zaten müslümanlar da domuz eti yemeyip içki içiyorlar kadıncağıza bi şey demek zor. Yaşadığım bir anektodla bu olayın içeriğini berraklaştırmak istiyorum. Ben çok az İspanyolca biliyorum evet, ama dinim gereği yemek kurallarım olduğundan tabii ki domuz demeyi İspanya'ya bile gelmeden öğrendim. Ama Esther bildiğime bir türlü ikna olmadığı için beni duruma ikna etmeye çalıştı; farklı yollarla. Aldığı salam ürününün domuz değil ördek olduğunu bana şu şekilde anlattı:

+Esta es no "OINK OINK (domuz sesi), esta es "VAK VAK" (ördek sesi).

-No es cerdo? es esta?

+Esta es no "OINK OINK (domuz sesi ve eliyle de domuz burnu yapmak)

-Vale... (Aynı şeyi diyoruz sakin ol... Ama komik görünüyorsun ve bu duruma engel olamıyorsam anın tadını çıkarmalıyım.)

Avantaj 7: İlginç bir hayat hikayesi vardır. İdeolojilerine çok düşkündür. Bu uğurda can verip can alır, o kadar düşkündür. Ayrıca konuyu ciddiye alan bir feministtir. 8 Martta gün boyu morlar içinde yürüyüşlere katılmıştır. Ve o gün bir eylem biçimi olarak yemek pişirmenize izin vermez. Kendiniz için olsa bile. Avantaj bunun neresinde bilemiyorum ama dönüp bakınca torunlarınıza anlatmak için anı olur.

Avantaj 8: Yok.

Güldük eğlendik. Şimdi gerçekten bunu neden yapmamanız gerektiğini maddeler halinde anılarla pekiştirerek anlatacağım. Belgelerle geldim, bakınız bu iş ciddi. Yapmayın, etmeyin. Erasmus'unuza kıymayın. İşte o maddeler:

Dezavantaj 1: Kendisi 70 yaşında olduğu için arkadaşınız değildir. Babannenizdir, ama daha azı. Yemekleri de güzel değildir. Zaten genelde yemek yapmaz. Ekmeğinin arasına bir şeyler tıkıştırıp öğünü geçiştirir. Canınız sıkıldığında konuşamazsınız, anlaşacak ortak noktanız yoktur. Dışarı çıkıp yemek yiyemezsiniz, sosyal aktivitelere katılamazsınız. Çevre edinemezsiniz. İlk geldiğiniz zamanlarda fark edeceksinizdir ki bu sizi gerçekten geri bırakan bir durumdur. Hele ki aşırı sosyal biri değilseniz, günün sonunda arkadaşsız kalabilirsiniz bile. Bakınız ben. Edindiğim arkadaş sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Bunda benim de kabahatim elbette vardır ama, başka türlü olsa başka türlü de sonuçlanırdı.

Dezavantaj 2: Kışın üşüdüğünüzü söylediğinizde size 1 yorgan daha verir. Hala üşüyor olursanız 1 tane daha. Günün sonunda 3 yorganla yatarsınız. Zatürre olursunuz. Yataktan çıkamazsınız. Ama hayır, o kombi geceleri yakılmaz. İçinize termal içlikler giyer, kazakla yatarsınız, İki kat çorap üstüne patik giyersiniz, pencerenin kenarlarına bez koyarsınız. O kombi açılmaz. Banyo yapacağınızda haber verirsiniz ki hasta olmamanız için bir saatliğine kombiyi açsın. Yalnızca 1(bir) saat kombiyi açar ve siz hasta olursunuz. Estherle aramdaki bir diyalog: (Bunlar ispanyolca gelişti ama anlaşılması için çeviriyorum. Zaten bu cümleleri ispanyolca nasıl diyeceğimi de ne yazık ki hatırlamıyorum. İspanyolcam by pass gelişti...)

+Esther.(Evet, sadece Esther, Esther teyze, babanne, nine değil. Kültür işte.) Kanımdaki demir seviyesi düşük, bu yüzden normalden de fazla üşüyorum 3 yorganla yatıyorum ama hala üşüyorum. 

-Ayy öyle mi. Bana da bir kez olmuştu. Hamileyken kanım düşmüştü hap kullanmıştım. Çok zor oluyor.

+Evet. Kaloriferi geceleri açsak olur mu?

-Ben kalp hastasıyım (eee yani?! Onlar daha fazla üşümüyor muydu?) ve kaloriferi açtığımızda içerisi çok sıcak oluyor, çarpıntım oluyor. (ee kendi radyatörünü kapat o zaman. Ya da ne bileyim mesela MONTLA YATMA.)

Bu durum neticesinde hastalandım. Bir hafta yataktan çıkamadım. Bu esnada da o kombi yanmadı. Canım alt komşumun verdiği zencefil ve bal sayesinde ayaklandım.  Madrid'de geceler soğuk olur. İspanya, sıcak yer, akdeniz ülkesi demeyin. Çok içte, merkezde kaldığı için hiçbir nem etkisi yok. Sıcaklık farkı çok fazla, bu da demek oluyor ki gündüz ne kadar ısınırsa gece o kadar soğur. Ankara gibi işte... Bu havadan kurtulamıyorum. 

Dezavantaj 3: Uzun süre mutfakta olmanıza sinirlenir ama bir şey diyemez. Sonuçta ışık, ocak, fırın, su kullanıyorsunuzdur. Bunlar hep masraf. Ayrıca mutfak aletlerini nasıl kullandığınıza aşırı önem gösterir. Saçma sapan tepkiler verebilir. Ne yaptığınızı bilmeden kadını çileden çıkarmışsınızdır. Böyle bir tepki göstermesinin de hiçbir geçerli nedeni yoktur. Ne oldu da bunu söylüyorum peki:

(Reyhan sakince yemeğini yapmıştır, bulaşığını yıkamıştır, ocağını siliyordur. Ocak elektrikli cam ocaktır. Soğumuştur ve köpüklü süngerle üstünü silmiştir. Eve Esther gelir.)

+Hola! Que tal?... (türkçe devam ediyorum) NE YAPIYORSUN!!! AMAN TANRIM, DOKUNMA DOKUNMA ÇEKİL ORADAN! NAPIYOSUN SEN YA VER ŞU BEZİ. (ocağı siler. Krem temizleyici döker. Çünkü üstünde "ocaklar için kullanın" yazıyordur. Sanki dünya üzerinde başka hiçbir şey ile ocak silinemezmişçesine...)

-Özür dilerim bilmiyordum. Kusura bakmayın, bir daha yapmam.

+YAPMA ZATEN. SEN OCAK MOCAK SİLME, DOKUNMA OCAĞA, BEN SİLERİM. GİTMİŞ OCAK SİLMİŞ ŞUNUNLA YA ŞAKA MIDIR NEDİR!!! BUNDAN SONRA SEN BIRAK BEN SİLERİM HEP

-Siz bilirsiniz, peki...

O gün bugündür ocak silmiyorum. Yağlı yağlı, pis, kullanılmış şekilde bırakıp gidiyorum. Nasıl biliyorsa öyle yapsın. Kendi bilir. Aman!

Dezavantaj 4: Çamaşır yıkayamazsınız. Çamaşırlarınızı biriktirirsiniz ve "Beyazları yıkamam lazım, siyahları yıkamam lazım yardım eder misiniz?" diye bildirmeniz gereklidir. Evde yoksa işiniz iş. Gelmesini beklemek zorundasınız. Elektronik aletleri son derece kıymetlidir ve bozacağınıza tam kalbiyle inanmıştır. Sizin 20 yaşınızda kendinin 70 yaşında olmasının hiçbir önemi yoktur. Bozacaksınızdır, dokunmasanız daha iyidir. 

Dezavantaj 5: Bir gün eve gelirsiniz ve hiç ışık yoktur. Hiçbir şey çalışmaz. Korkarsınız başına bir iş mi geldi diye, hayır odasında uyuyordur. Hiçbir elektrikli alet çalışmaz. Evde kibrit, çakmak hiçbir şey yoktur. Ocağınız gazlı olmadığı için onu da çalıştıramazsınız. Açsanız aç kalmışsınızdır. Telefonunuzun şarjı yoksa önünüzü de göremezsiniz. Ne olduğunu merak edersiniz, genel bir elektrik kesintisi mi yoksa size özel bir durum mu diye. Size özeldir. Başkalarının elektriği vardır. Esther tenezzül edip beklememiştir, bir mesaj bile atmamaıştır. Ortaya bir kibrit, bir çakmak bile bırakmamıştır. Ne yaparsanız yapın. İsterseniz ortadan ikiye çatlayın. Sabah olur ve sorarsınız. "Niçin?!?" Sigorta atmıştı der. Sigorta atmış ve girip yatmış, şalteri kaldırmak yerine girip yatmış. Şaka mı diye bi düşünürsün ve aklına gelir ki o gün yağmur yağıyordur. Bu bilinçli bir davranıştır. Esther elektronik aletlerini böyle korumuştur. Tüm mahalle hiçbir şey bilmiyordur ama Esther işi çözmüştür. Zehir gibi...

Dezavantaj 7: Her şeyi paraya bağlar. Her şeyden bunu bekler. Hatta sizin de beklemenizi bekler. O denli saçma bir takıntısı vardır. Canım doğu insanı. Kimse bana Avrupa övücülük yapmasın bundan sonra. Bu kadar celallenmeme neden olansa geçen gün arkadaşlarım için hazırladığım iftarda onlardan para istemem gerektiğini, hatta Esther'e bile para vermeleri gerektiğini söylemesiydi. Elektrik kullanmışım, su kullanmışım. Bunu bir kez değil defalarca söyledi. Kulaklarımı tıkadım ve huzurla ikramıma odaklandım. İkram nedir biri şunlara öğretsin. Medeniyet bu değil. 

Dezavantaj 8: Geceleri en ufak şeyden uyuyamaz ve şikayet eder. Mutfaktasınızdır şikayetlenir. Gece boyu 5 dakika uyumadım der ve sizi çocuk gibi azarlar. Bugün olan olaysa artık bardağı taşıran son damladır. 

(Reyhan ramazan nedeniyle sahura kalkamamaktan korkmaktadır, ayrıca gündüzleri çok yorulduğu için geceleri sahura kadar çalışmayı tercih etmektedir. Işığı açıktır, ama kapısı kapalıdır, Estherin de kapısı kapalıdır. Bir arkadaşı arar, fısıldayarak konuşmasına rağmen Esther iki kez şikayete gelir. Özür dilenir telefonlar kapatılır. Bu durumdan 3 saat sonra Reyhan mutfakta sahur hazırlamaktadır.)

+ Gece boyu uyuyamadım. Işığını açmak zorunda mısın? Kapının altından ışık geliyor ve hiç uyuyamadım gerçekten.

-Evet, çünkü çalışıyorum. Oruçken gündüzleri yorgun oluyorum, gece çalışmam gerekli. İsterseniz salonda çalışayım?

+Mecbursan bir şey diyemem ama hiç uyuyamadım çünkü kapının altından ışık geliyordu.

-Yapacak bi şeyim yok. Özür dilerim. 

+Vale...

Yahu! Bir insan iki kapının altından geçen ışığı bahane edip uyuyamaz mı? Madem böyle bir durumdasın evine neden öğrenci alıyorsun? O kadar ödeme yapıp, üstüne bir de bu saçmalıklarla mı uğraşacağım gerçekten.

Şafak sayıyorum artık. Çok saçma huyları var. Beni hayata hazırladığın ve olgunlaştırdığın için teşekkürler Esther. Artık çok daha güçlüyüm. Düştüysem kalkarım, daha ölmedim ya...


Burada (Madrid) yaşadığın Erasmus deneyimini paylaş!

Madrid yerini bir yerli, gezgin veya değişim öğrencisi olarak biliyorsan... Madrid hakkındaki düşüncelerini paylaş ! Farklı özelliklerini puanla ve tecrübelerini paylaş!

Deneyim ekle →

Yorumlar (0 yorum)



Hesabınız yok mu? Kaydol.

Biraz bekleyin lütfen

Koşun hamsterlar! Koşun!