Have you made up your mind about your destination? The best accommodation deals are being booked fast, don’t let anyone keep ahead!

I want to find a house NOW!

Sorun çözmek 2: İletişim

Tarafından yayınlandı flag-tr Reyhan Nazlıaydın — 5 yıl önce

0 Etiketler: flag-es Erasmus Deneyimleri Madrid, Madrid, İspanya


Zor sorunların bile bir şekilde çözüleceğini, önceki yazımda aldığım güzel dersle anlatmıştım. Şimdiyse, geçen sorunda çaresiz hissetme nedenimin çözümlemelerini yapacağım. 

2. Dil bilmediğin yerde iletişim kurmak

Artık bu durum eskisi kadar korkunç değil. Bundan ürkmeyin, bu eksikliğin sizin hayatınızda belirleyici olmasına izin vermeyin. Özgüven geliştirmenin en kolay yolu "Bu insanlar beni bir daha görmeyecekler" bakış açısıdır. Konuşabilmek uğruna rezil olmaktan çekinmeyin.Bir kere dil bilmiyorlarsa onlar utansınlar. Avrupa'nın göbeğinde olup hala İngilizce'den bi'haber yaşamak da biraz utanılası bir durum zannımca. Zaten teknoloji de gelişti, anlaşmanın bin türlü yolu var artık.

İngilizce'nize de mi güvenmiyorsunuz? Karşınızdaki bir insan, unutmayın. Onun da dertleri, soruları, duyguları ve akıp giden bir hayatı var. Dil, insanların birbiriyle anlaşabilmek için geliştirdiği bir araç. Eğer dilsiz anlaşabiliyorsanız, ki zaman zaman yapabilirsiniz, dilin o bağlamda bir işlevi kalmamıştır. Davranın tarzancanıza!

Ben hangi yöntemleri kullanıyorum?

1. Gençlere sor: Sokakta bir insanla konuşacaksam, bir şey soracaksam, genelde daha genç kişileri gözüme kestiriyorum. Çünkü onların İngilizce eğitim alıyor olma ihtimalleri daha yüksek. Ayrıca popüler kültüre uyum sağlamak için çat pat da olsa ingilizce duyuyorlar, aşinalar dile. Cevap veremeseler de ne dediğinizi anlarlar en azından. Peki genelde başınıza gelecek olan durum nedir?

Konuşmaya başlarsınız, karşıdakinin İngilizce bildiğini duyunca daha bir keyfiniz yerine gelir. Rahatça sorunuzu sorarsınız. Karşıdaki cevap vermeye başlar. 2. cümleden sonra İspanyolcaya geri döner. Onlara kızmayın. Yardımcı olmaya çalışıyorlar, dediklerini anlamaya çabalarsanız muhtemelen anlayacaksınız.

2. Basit İspanyolca öğren: Sorunlarınızın çoğunu çözmek için ihtiyaç duyacağınız İspanyolca seviyesi çok düşük. Bazı kalıpları ezberleyerek hayatınızı sürdürebilirsiniz. Sonuçta sokaktan çevirdiğiniz İspanyollarla varoluş sancılarınızı paylaşıp entelektüelce akıl dilenmeyeceksiniz. "Buraya nasıl giderim? Bu işi nasıl yapabilirim? Yardımcı olur musunuz? Burası nerede?" gibi basit sorular hayatınızı kurtaracaktır. 

O kadar sıcakkanlı toplum diyorlar, böyle minimum ilişki ve iletişimle kurtulabileceğinizi mi sandınız? Asla! Benim gibi toplum içinde soğuk nevale takılıp insanlardan uzak durma çabasındaki birine bile, otobüste bir amca musallat olabilir. Bu insanlar konuşacak kişi arıyorlar. Tek başına yaşayan kalabalık bir yaşlı nüfus var. Gündüzleri otobüse binip şehri turluyorlar. Kendi yaşlılarımızı dünyada tek sanmayalım. Otobüse yanınıza bir yaşlı oturdu ve konuşmaya başladıysa, dediklerimi şu sırayla izleyin:

  1. Nazikçe selamlaşın ve kişinin konuşmakta ne kadar ısrarcı olduğunu tartın.
  2. No hablo espanol (ispanyolca konuşmuyorum), No puedo hablar espanol (İspanyolca konuşamıyorum), No entiendo, lo siento. Yo no soy espanola. (Anlamadım özür dilerim. İspanyol değilim), gibi kalıpları ezberleyerek karşı koz olarak kullanın. Kişiyi yıldırabilir.
  3. Kişi ısrarcıysa, bildiğiniz basit ispanyolcayla kendinizi tanıtın, bildiğiniz bütün cümleleri konuşarak karşılık verin. İspanyolcanız bitince de kafa sallayın. Amaçları anlamanız değil kendilerinin konuşması. Bunu onlara çok görmemek lazım. Hem görünmez olmadığınızın ve insanların hala sizin varlığınızı kabul ettiğinin göstergesi oluyor. Sizinle konuşulmak istenmesi kabul gördüğünüz anlamına gelir. İyi yönden bakın.
  4. Konuşmayı kaldıramayacak durumda mısınız? Durağınız gelmiş gibi davranın ve kaçın. Benim bindiğim otobüsler sık geliyordu.
  5. Hiç böyle bir topa girmek istemiyorum derseniz, metrolar sizin için çaredir. Metroda herkes telefonuna gömülür ya da kendi arkadaşlarıyla iletişim kurar. 

3. Bu dillerin Latince kökenli olduğunu unutma: İngilizce biliyorsunuz ama İspanyolca konuşan arkadaşlar edindiniz. Ya da bir sorununuz oldu ve İspanyolca bir kelimeye ihtiyacınız var.

Uydurun. Gerçekten uydurun. İngilizce karşılığını, İspanyolca fonetiğine uygun hale getirin. Çoğu kelime tutuyor ve bu konuda ciddiyim.

Örnek verelim. "Bilgi" kelimesinin karşılığına ihtiyacınız var. İngilizcesinin "Information" olduğunu biliyorsunuz. Dilinizi kıvırarak ve hiçbir heceyi yutmadan kelimeyi okuyorsunuz, ispanyolca oluyor: "informasiyon". "Architecture" oluyor "arkitektura", çözmek anlamına gelen "solve" ise "resolver". Sonuna getirdiğiniz -a -e -o sesleri isimleri ispanyolcaya çevirir; fiil için de başına re- getirebilirsiniz, mastar haline de kelimenin sonuna -ar -er -ir koyarak çevirebilirsiniz. Tutmuyorsa da hiçbir şey olmamış gibi devam edin. Kime rezil oluyorsunuz ki sonuçta? İspanyolca öğrenmeden ispanyolca konuşmanın kaidesi budur.

4. Teknoloji gelişti. Dağların tepelerinde de yaşamıyoruz, 1980'de de: Cebimizdeki telefonun türlü türlü mahareti var. Yeri geliyor sesiniz oluyor, sözünüz oluyor. İnternetsiz sözlük uygulamaları indirin. Bir Türkçe'den bir İngilizce'den olması tavsiyemdir. İnternet bağlantınız olduğu sürece de emrinize amade bir Google Translate uygulaması var. Cümleleri de çok güzel çeviriyor. Daha isabetli olsun istiyorsanız, İngilizce'den İspanyolca'ya çevirebilirsiniz. Buradan bir arkadaşa selam ederim, yazdığı makaleleri yetiştiremeyince, translatele İspanyolca ya da Fransızca içerikleri İngilizceye çevirirdi. Plagiarism filtrelerine takılmıyormuş. Çok kurnazca, çok güvenilmezce. Yine de helal olsun. 

Ben ev sahibim Esther'le en çok Google Translate kullanıyorum. O İspanyolca ve Fransızca biliyor, ben Türkçe ve İngilizce. Hiçbir ortak zeminimiz yok, 5 aydır aynı evde yaşıyoruz. Birçok sorunla karşı karşıya geldik. Bazen benim gelişmekte olan İspanyolcam yeterli oluyor, bazen uydurduğum İngilizce kelimeler yerinde oluyor, bazense el kol hareketleriyle konuşmadan anlaşıyoruz. Çoğu konuşmanın sonu:

+Comprendes? (anlıyor musun?)

- No, lo siento. No entiendo :P  (hayır özür dilerim. Hiç anlamıyorum ya...)

ile bitiyor. Bu durumlarda tek çaremiz Google Translate. O olmasaydı, daha ne kavgalar çıkardı tahmin dahi edemiyorum. Örneğin geçen gün translate sayesinde; evimizdeki elektriğin ön ödemeli olduğunu öğrendim. Geceleri ışık açtığım ve elektrik kullandığım için bu aykini hızlı bitirmişim. Daha ayın yarısını henüz geçmişken elektriksiz kaldık. Bu dediğini İspanyolca anlatmaya çalışsa ben nasıl anlayayım yahu!


Burada (Madrid) yaşadığın Erasmus deneyimini paylaş!

Madrid yerini bir yerli, gezgin veya değişim öğrencisi olarak biliyorsan... Madrid hakkındaki düşüncelerini paylaş ! Farklı özelliklerini puanla ve tecrübelerini paylaş!

Deneyim ekle →

Yorumlar (0 yorum)



Hesabınız yok mu? Kaydol.

Biraz bekleyin lütfen

Koşun hamsterlar! Koşun!