İstanbul'da Bir Yerel Gibi Yaşamak İçin 5 Öneri
2013 sonbaharında İstanbul'a Boğaziçi Üniversitesi'ne exchange öğrencisi olarak geldim. Bu ABD'nin dışında ilk yaşama deneyimimdi ve yurtdışında yaşamayı deneyimlemeye tamamen hazırdım. Ancak, bu şehrin büyüklüğüne ve karmaşasına pek hazır değildim.
İstanbul 14 milyonun yaşadığı bir şehir. Veya 17 milyon. Ya da 20 milyon. Kiminle konuştuğunuza bağlı. Binalar birbirine yapışık, gökdelenler ve renki apartmanlar tepeleri oluşturuyor. Her çöp tenekesinin altında kediler oynuyor ve insanlar 7/24 sokakta. Şehirde bir yerden bir yere gitmek için birden fazla toplu taşıma aracı var, metrodan daha özel bir otobüs türü olan metrobüse, vapurlardan Boğaz'ı birleştiren yer altı tüneline kadar. Tüm bunlar bazen çok fazla gelebiliyor.
Burada geçirdiğim 4 ay beni gözü açık bir acemiden, çay içen gerçek bir İstanbulluya dönüşmemi izledi. İstanbul kocaman olmasına rağmen, burada kendinize ait bir yer edinmenin hiç de zor olmadığının farkına vardım. En sevdiğiniz yaşama yeri "semtinizi" seçmeniz, en sevdiğiniz kafenin olması, komşularınızı tanımanız- bunlarla normal hayatın içine girmeniz çok kolay.
Mezun olduktan sonra çalışmak için tekrar İstanbul'a döndüm ve şu an burada 3. yılımı tamamlıyorum. İstanbul'da kendimi evimde ve 14 (veya 17.. veya 20) milyon kişiden biri gibi hissedebiliyorum. İstanbul'a sadece birkaç günlüğüne gezmeye geliyorsanız, Erasmus'u burada yapıyorsanız veya yeni bir işe başlıyorsanız, sizin için İstanbul'da İstanbullu gibi yaşamak için 5 tane önerim var.
#1 - Çay ve türk kahvesi için.
Çoğu Türk gün içinde bol şekerli ve lale şeklindeki bardaklarda servis edilen siyah çayı içer. Çay (chai şeklinde okunur ama chai tadıyla alakası yoktur) genellikle Karadeniz bölgesinde hasat edilmiş çay yapraklarından elde edilir ve çift demlikli çaydanlıkta yapılır. Alt demlikten çıkan suyun buharı üst demlikteki çay yapraklarını demler. Çay kahvaltıda, gün içinde ve yemeklerden sonra servis edilir.
Türk kahvesi inanılmaz sert bir kahvedir ve küçük bir fincanda servis edilir, espresso gibi. Dikkat edin, en sona kalan kahveyi yudumlamayın, bu yoğun çamur gibi kısmı içmemeniz gerekir. Ben orta şekerli öneririm, eğer tadına varmak istiyorsanız. Peki ya yerlilerin kahveyi ters çevirip kalan kahveyi incelediklerini görürseniz? Onların kendi aralarında yaygın olan kahve "fal"ına baktıklarını anlayabilirsiniz. Kendi kahvenizi içtikten sonra bardakta ne görüyorsunuz?
#2 - Pazardan alışveriş yapın.
İstanbul'da çoğu mahalle haftalık, çiftçilerin kendi ürünlerini sattığı en taze meyve, sebze, çerezleri, hatta pijamaları ve mutfak eşyaları bile sattıkları pazarlara sahip. Pazarcılar en iyi fiyatı onlardan alacağınızı söyler ancak yinede elinizde biraz nakit para olmalı ve fiyatlar konusunda pazarlık yapmaya hazırlanmalısınız. Bu marketlere pazar deniyor ve yerlilerin arasına karışmak için, yiyecek (veya pijama) stoklamak için ya da Türkçe sayı saymanızı geliştirmek için harika birer fırsat.
#3 - Bir futbol takımını tutun.
Futbol Türkiye'deki en popüler spor. Eğer İstanbul'da yaşıyorsanız, ilk karşılaşacağınız sorulardan bir tanesi "Hangi takımlısın? " veya "Hangi takımı destekliyorsun? " olacaktır. Muhtemelen Galatasaray, Beşiktaş veya Fenerbahçe'den birini seçeceksiniz ama eğer gerçek bir yerel gibi duyulmak istiyorsanız, daha gündemden uzak bir takımı araştırıp onu tuttuğunuzu söyleyin mesela Rizespor, Trabzonspor veya Giresunspor gibi. Yereller bu duruma çok şaşıracaktır.
Ancak dikkat edin ve maç güleri doğru mahallede doğru renk forma giydiğinize her zaman dikkat edin! İstanbul futbol takımları birlik beraberliği sever ve yereller tuttukları takımla çok fazla gurur duyarlar.
#4 - Mevsim kışmış gibi giyinin... her zaman.
Duyduğuma göre birçok Türk soğuk almaktan korktuğu için kat kat giyiniyor. Gözlemlerimde beni haklı çıkarıyor. Eğer gerçekten uyum sağlamak istiyorsanız, yanınıza her zaman fazladan bir ceket veya atkı alın ve en ufak bir esintide veya rüzgarda hemen üzerinize giyin. Bu aslında çok akıllıca çünkü İstanbul'da hava gün içinde değişebiliyor. Eğer bir pazardan alışveriş yapıyorsanız, Türk modasının ünlü olduğu güzel atkılardan bir tane alın. Atkılar aynı zamanda eve dönerken götürmek için harika birer hediye!
Ve asla sokakta parmak arası terlik giymeyin; onlar havuz, plaj veya hamamda kullanılabilir, başka yerde asla.
#5 - Bir manzara bulun ve keyfini çıkarın.
Türkler keyif yapmayı bir sanat haline getirmiştir. İstanbul'da birçok harika manzara var, özellikle Boğaz ve çok fazla insan boş saatlerini yüzlerini bu harika manzarayı izleyerek geçirip başka bir şeyi düşünmezler. Bir seferinde harika manzaralı bir park yeri bulup oturmaya hazırlanıyordum, arabaların önünde oturup manzaranın tadını çıkaracaktım. Ancak farkettim ki park alanındaki tüm arabaların içinde insan var! Yereller arabalarını buraya çekip, yiyecek birşeyler alıp arabada film izler gibi manzarayı izliyorlar.
Park edilmiş bir arabada manzaranın keyfini çıkaracak havada değil misiniz? Istanbul'da bir kaç tane çok katlı Starbucks var (Bebek ve Kadıköy en ünlüleri) ve harika birer Boğaz manzarasına sahipler. Rumeli Hasarı ve Topkapı Sarayı da bu güzel şehirde fotoğraf çekmeye değecek yerlerden ikisi.
Sonuç olarak, bir arkadaşınızı alın, manzara bulun, çayınızı söyleyin ve keyfini çıkarın.
Fotoğraf galerisi
Content available in other languages
- English: 5 Tips to Living Like a Local in Istanbul
- Polski: 5 Rad, aby żyć w Stambule niczym Miejscowy
- Português: 5 Dicas para Viver como um Local em Istambul
- Español: 5 consejos para vivir como uno más en Estambul
- Italiano: 5 consigli per vivere come un vero abitante di Istanbul
- Français: 5 conseils pour vivre à Istanbul comme l'un de ses habitants
Kendine ait Erasmus blogunun olmasını ister misin?
Yurtdışında yaşamayı tecrübe ediyorsan, tutkulu bir gezginsen veya yaşadığın şehri tanıtmak istiyorsan... kendi blogunu oluştur ve maceralarını paylaş!
Erasmus blogumu oluşturmak istiyorum! →
Yorumlar (0 yorum)