Tamamıyla oryantal Türkiye!
Paylaşacak çok şey var! Kendimi nasıl bir anda Türkiye'de bulduğum ile başlayabiliriz. Üniversitemin facebook sayfasında, Ankara, Türkiye için 10 adet değişim programı öğrencisi aradıklarına dair bir duyuru bulunmaktaydı. Dahası, program neredeyse ücretsizdi. Yapmamız gereken tek şey, uçuş masraflarının %30'unu karşılamaktı. Böylelikle ben, aday listesi içerisinden seçildim ve oraya gittim!
Bu, Ankara Hava Limanı'nın içeriden görünüşüdür.
Lufthansa ile Poznan'dan (Polanya) Frankfurt'a (Almanya) havalimanında 11 saatlik bir bekleyişin ardından uçağım, Frankfurt'tan en sonunda Ankara'ya ulaştım. Allah'tan yalnız değildim ve 3 üniversite arkadaşım da bu programa kabul edilmişlerdi.
Belirtmeliyim ki, bu sadece ucuz ve eğlenceli bir tatil değildi, aynı zamanda çok çalışmamızı da gerektirmişti! Program, "Yoğunlaştırılmış Girişimcilik Yaz Okulu Ankara 2012" adında, Avrupa Hayat Boyu Öğrenme Programları'ndan biriydi ve oldukça yoğundu!
Otelimizi kendi başımıza bulmak zorundaydık ve en kolay yol olarak bir taksi tutmayı seçtik. Ancak bu bir illüzyondu, çünkü taksi şoförü bile yolu bulamadı ve otelin yerini öğrenmek için birkaç kişiye soru sordu. Otelimiz hava limanına 11 km. mesafede bulunuyordu, yani yolu bulmak oldukça basit olmalıydı. Ne mutlu ki oteli bulduk ve sabah saat 03. 00'da bir sonraki 2 hafta içinde kullanacağımız yataklarımıza ulaştık.
Ankara bizi güzel güneşli bir sabahla karşıladı. Bu durum devam eden 2 hafta boyunca da sürdü. Otel 7. kattan mükemmel bir manzaraya sahipti, bu baş döndürücüydü ve muhit de oldukça eğlenceliydi. Otelimizin hemen yanındaki mükemmel yer, renkli parlak ışıklarla inanılmaz bir fıskiyeye sahip şehir parkıydı!
Fıskiye; renkli parlak ışıklarıyla, hemen arkadaşımın arkasında yer almakta.
Ders zamanı geldiğinde, üniversitemizin binası - Turgut Ozal Universitesi, bizi oldukça şaşırttı. 2009 yılında inşa edilmiş, mimarinin mükemmel bir örneğiydi. Yerler ve duvarlar mermer kaplıydı ve bir devlet okulunda ancak hayal edilebilecek eğlenceli olanaklara sahipti (kayıt stüdyosu, X-box ve Play Station bulunan otun odası, bilardo, langırt ve daha birçok şey! ).
Turgut Ozal Universitesi ana salonu.
Derslerimiz 4 farklı ülkeden hocalar tarafından verilmekteydi: Polonya, Portekiz, Litvanya ve Türkiye. Bunlar programın 4 katılımcı ülkeleriydi. Polonyalı hoca en zor işle başladı - iş planı! Bağlarımızı güçlendirmek ve farklı fikirleri paylaşmaya yardımcı olmak için farklı ülkelerden karma gruplar oluşturuldu. Çünkü bildiğimiz gibi, Erasmus çok kültürlü bir deneyimdir. Dersler, öğle arası ve kısa kahve aralarıyla, sabah 10'dan akşam 5 ya da 5. 30'a kadar devam ediyordu. Başkalarıyla birlikte olan bu çalışma biraz zordu, çünkü herkesin farklı görüşleri, farklı akademik deneyimleri vardı.
Bence en iyi çalışma arkadaşları, Portekizlilerdi. Çok çalışkan, yardımsever ve fikirlerle doluydular. En kötüsü Litvanyalılardı (sadece kızlardan oluşuyorlardı) ve bazı Türkler İngilizceyi çok bilmediklerinden dolayı ayrıldılar... Bazıları başardılar, hatta oldukça iyilerdi, ancak benim grubum farklı tipteki insanlardan oluşuyordu.
Çalışma zamanının en pozitif ve eğlenceli tarafı öğle arasıydı. Aşağıda, Türk mutfağından birkaç örnek yer almaktadır.
Sevmediğimi söyleyemem -Türk mutfağı en azından benim midem için biraz ağırdı! Aynı zamanda pilav ve tavuktan biraz daha oryantal bir şeyler ummuştum. Yemek fotoğrafta güzel gözükse de, yeşil, lezzetli görünen sebzeler konusunda dikkatli olun! İlk önce yeşil fasulye gibi düşünüp, ağzıma büyük bir lokma aldım ve... pişman oldum! Bir anda, acı ve çok baharatlı yeşil bibere dönüştü! Çok ciddiyim!
Sırada, üniversitemizin kantininde sunulan, Türk mutfağından başka bir örnek. Sol aşağı kısımdaki kahverengi şey... makarna! Gerçekten çok başarılı. Bu yemek oldukça lezzetliydi ve tadını çıkardım. Üstteki beyaz şey ise taze mantar, sağınızda yer alan ise tavuk göğsü, oldukça lezzetli! Türk yemeklerinden bahsetmişken, Türk tatlılarına değinmeden olmaz! En iyisi ise "Baklavadır".
Bunlar, Fransız pastasından yapılmış, bal ve biraz fındık içeren tatlılardır. Bu oldukça tatlıdır, yani bir tane yetmeliydi ancak yetmiyor. Aşağı resimde daha da tatlı olan ve maalesef adını hatırlayamadığım bir başka tatlı yer almaktadır.
Türkiye'deki yemekler, bu kültüre dair bahsedilmesi gereken en önemli şey ancak ben araya sadece yemeye gitmedim! Benim kaderim seyahat etmektir! Ders aralarından artan her saati kullanarak, şehrin dışına çıkmak için bir yol bulmayı denedik. Girişimci olmamız ve dil yeteneklerimizi kullanabilmemiz sayesinde, otobüs bileti aldık ve ve doğru yolu bulduk. Ankara dışındaki en iyi bilinen şehir Kızılaydır. Pahalı lüks mağazaları ve hemen hemen herşeyi bulabileceğiniz bazı tipik Türk marketleriyle ünlüdür!
Arkamda, Ankara'nın en büyük turistik caddelerinden birine ait bir manzara yer almaktadır.
Burada, kıymetli ve eşsiz hediyeleri satın alabileceğiniz mağazalar bulunmaktadır.
"Kızlar eğlenmek istediler" bu yüzden şehir merkezini keşfetmek için bazı dersleri astık.
Üniversiteyi tek başıma terk ettiğim ilk zaman, Ankara'da yönümü bulmakta oldukça zorlandım. Elbette, hiç kimsenin bize şehri gezdirmek gibi bir planı yoktu. Sonuç olarak biz bir yolunu bulduk. Yapmış olduğumuz keşiften son derece keyif aldık ve kesinlikle bir kaç sefer daha geleceğiz! Hikaye devam edecek... Umarım bu içinizden bazıları için de yararlı olur.
Fotoğraf galerisi
Başka dillerde de bulunan içerikler
- English: Totally oriental Turkey!
- Italiano: Turchia totalmente orientale!
- Nederlands: Het Oriëntale Turkije
- Polski: Zupełnie orientalna Turcja!
- Français: La Turquie totalement orientale!
- Español: ¡Turquía totalmente oriental!
Burada (Ankara) yaşadığın Erasmus deneyimini paylaş!
Ankara yerini bir yerli, gezgin veya değişim öğrencisi olarak biliyorsan... Ankara hakkındaki düşüncelerini paylaş ! Farklı özelliklerini puanla ve tecrübelerini paylaş!
Deneyim ekle →
Yorumlar (0 yorum)