Have you made up your mind about your destination? The best accommodation deals are being booked fast, don’t let anyone keep ahead!

I want to find a house NOW!

Zagreb'de Erasmus Öğrencisi Olarak Yaşamaya Genel Bir Bakış Part 2

Tarafından çevrildi flag-tr Fatima Tozlu — 6 yıl önce

Orijinal metin tarafından flag-gr Elisavet Kot

0 Etiketler: flag-hr Erasmus Deneyimleri Zagreb, Zagreb, Hırvatistan


Eylül-Ekim

Eve yerleştiğimizde günlerden pazardı. Şükür ki Hurvatistan'da büyük süpermarketler pazar günleri de açık ve biz de evimizin ilk eşyasını almak için gitmeye karar verdik. Evimize sadece 10dk yürüme mesafesinde devasa iki tane süpermarket vardı ve ve istediğimiz her şeyi alabilirdik. Aradığımız her şey marketlerde vardı ve biz de taşıyabildiğimiz sürece olabildiğince çok şey almaya karar verdik. Fiyatları gördüğümde gerçekten çok heycanladım çünkü her şey Yunanistan'da olduğundan çok çok daha ucuzdu. Kendimi kontrol edemedim ve remen her şeyi alıyordum! Dip sosla yemek için 3 farklı çeşitte cips, bir çok çeşitte çikolatalar v. s. Şampuanlar ve ev için bir takım temizlik ürünleri de aldık. Kasaya gittiğimizde de ayrıca bir şaşırdık çünkü çok az ücretle gerçekten çok şey almılştık.

İlk günlerimiz şu şekildeydi: İlk olarak evle ilgili yapılacak şeyleri bitirdik ardın da üniversite evraklarını. İnternetten Ikea'nın yerini öğrendik ve birkaç bardak, kendi evimizde özlediğimiz şeyleri almak için gitmeye karar verdik. Tabii ki Ikea'da da bana aynı şey oldu. İhtiyacım olup olmadığına bakmaksızın gördüğüm her şeyi sepete atıyordum. Sonuç olarak ise, kullanmayacağım için ve de çok fazla şey almak istemediğim için sepettekilerin yarısını bırakmak zorunda kaldım aynı zamanda Erasmus bittiğinde onlarla ne yapacağımı bilemeyecektim.

Evimiz için bir sürü yeni şeyler aldıktan ve dolabımızı da ağzına kadar doldurduktan sonra kayıt için üniversiteye gidebilirdik artık ve belki birkaç yeni insanla da tanışırdık. Yağmurlu bir sabah gidip fakültemizi bulmaya karar vedik; Zagrep'de kampüs diye bir şey yok, her fakülte kendi başına şehrin farklı bölgelerine dağılmış durumda ve bu yüzden biz de kendi fakültemizin merkezden çok da uzakta olmaması için dua ediyorduk. İnternetten kontrol edip yerini öğrendik. Bulması çok zor görünmediği için biz de bir çıkıp bakmaya karar verdik. Aslında çok yakın olmamıza rağmen garip bir şekilde kaybolduk ve araığımız caddeyi bulamadık. Bize yardımcı olması için bir kıza sorduk ve sonra ne kadar yakın olduğumuzun farkında vardık, sadece dikkatli bakmıyormuşuz. Fakültemiz o kadar küçüktü ki üniversite binasından çok bir daireye benziyordu. Yine de çok hayal kırıklığına uğramadık çünkü kurumsal olarak sadece bina görünüşü üniversitenin kalitesine karar vermek için yeterli değildi.

İçeri girdik, kaydolmamız gereken ve birkaç imzalanması gereken belgeyi vereceğimiz Erasmus ofisinin nerede olduğunu öğrendik. Ofis birinci katta kütüphanenin içindeydi ve sıranın bize gelmesi için çok beklemediğimiz için gerçekten şanslıydık. Yarım saat sonra tüm belgelerimiz hazırdı ve resmi olarak üniversiteye kaydımız tamamlanmıştı. Sadece sınav sonuçlarımızın içinde bulunacağı liste için birkaç fotoğraf getirmemiz gerekiyordu ve sonra döneme başlamak için hazırdık. İlk hafta ders yoktu ve biz de turist gibi etrafta gezinerek en azından 5dk da bir kaybolmamamız için şehri keşfediyorduk.

Gece için kayda değer bir şey yapmadık. İnternetten gidilebilecek mekanşarın yerine baktık ama bazıları merkezde değildi ve biz de merkezde olan bir tanesine gittik. Zagreb'in gece hayatıyla ilgili biraz hayal kırıklığına uğramıştım çünkü bir başkentten daha çok alternatif mekanlarının ve de sabahlara kadar süren bir gece hayatının olmasını bekliyordum. Ama sıkıntı değildi bu daha sadece bir başlangıçtı. En azından bir aydır orada olana kadar kesin bir yargıya varamadım ve tabii bunun sebebi henüz yeni insanlarla tanışmamış olmam da olabilirdi, dersler başladığında her şey daha güzel olacaktı.

B, r gün uyandım ve farkettim ki o gün derlerin başlaması gerken gündü. Derslere gitmek kesinlikle en güçlü hobilerimden biri değildi ama o gün bir an ömce gidip Thessaloniki'deki üniversitemden ne kadar farklı olabileceğini görmek istiyordum. İlk 2 hafta Öğrenim Anlaşmamızın son haline karar verebilmek için opsiyonel derlerimiz vardı. Bir sürü derslere girdim (tabii ki hepsi ingilizceydi) ve sonunda Öğrenim Anlaşmam için hangi dersleri seçeceğime karar verdim. Öğrenim anlaşmamın son hali için Erasmus ofisine gittim oradan da belgeyi imzalamaları için Yunanistan'daki kendi üniversiteme gönderecektim. Tahminlerime göre ilginç olacaklarını düşündüğüm dersleri aldığım için oldukça memnundum. Dersler şunlardı; Media and Child Rights, Politics and Society in Southeastern Europe, the Politics of Human Rights, Contemporary Geopolitical Issues ve Theories of Nationalism.

Birkaç gün sonra, üniversitenin oryantasyon günü gelmişti. Üniversitenin İktisat fakğltesine gittik ve birkaç saat boyunca üniversiteden öğrenciler bize Zagreb ve Hırvatistan'la ilgili genel bilgiler verdi. Sonrasında, bizim için hazırlanmış bir açık büfe ve aldığımız bir kaç ufak hediyeler vardı; Üzerlerinde Zagreb Üniversitesi'nin ablemi bulunan çanta, T-shirt ve defter. Orada sonrasında kahve veya bira içmek için buluşabilmek için facebook adreslerimizi aldığımız yeni kişilerle tanıştık. Sonra, yemek yapıp geceye kadar dinlenmek üzere eve gittik. Ardından yeni arkadaşlarımızla faceten konuşup Zagreb'in gece hayatını keşfettik.

Bir sonraki hafta, seçtiğimiz dersler başlamıştı ve haftada üç gün katılımı zorunlu olan derslerimize gidiyorduk. Şansıma sabah hiç dersim yoktu ve bu sayede her gece dışarı çıkabilirdim.

Kasım-Aralık

Zaman çok hızlı geçiyordu ve ben neredeyse bir buçuk aydır Zagreb'deydim. Çoktan kendi arkadaşlarımı edinmiştim ve üniversite hayatı gayet iyi gidiyordu. Kasım ayı için biraz endişeliydim çünkü tüm derslerim için yapmam gereken bir sürü sunumum vardı. Daha önce hiç ingilizce sunum yapmamıştım ve ingilizcem henüz çok gelişmediği için daha çok çalışmalıydım. İlk sunumum ''Politics of Human Rights'' dersi içindi. Konusu insan kaçakçılığı olan bir grup sunumuydu. Benim bölümüm insan kaçakçılığıyla ilgili istatiksel verilerdi. Harika bir sunum olmasını beklemiyordum ama oldukça iyi geçmişti.

Gece hayatına değinecek olursam, arkadaşlarım ve ben çoktan birçok bar keşfetmiştik ve "kendi mekanlarımızı" bulmuştuk. Bira içmek için en çok gittiğimiz yerin adı "Ziraffa"'dı, ucuz bir öğrenci mekanı, ve daha çok bir rock bar olan şehrin merkezindeki "Alcatraz". Aynı zamanda bir bar/club olan, birçok kez konserlere gittiğimiz "Vintage Industrial Bar"'ı da gayet çok seviyorduk. Oarada bir başka harika olan ve katılmaktan zevk aldığımız organizasyon ise "Halloween masque party"di.

Arkadaşlarımın çoğu öğle yemeklerini, "Menza" denilen mekanda yiyordu. ev arkadaşım ve ben oraya gitmeye üşeniyorduk ve evde yapmak üzere marketten bir şeyler alıyorduk. Yemek yapma becerilerimi, ahtapot, kalamar yahut da İtalyan risottosu körili tavuk gibi zorlu yemekleri yapmaya denerken bayağı geliştirmiştim. Aynı zamanda da şehir merkezinde olup her gün açık olan ve "Dolac Market" denilen markete taze meycve sebze için gidiyorduk. Fiyatlar gayet uygun olduğu için buzdolabımız her daim ağzına kadar dolu oluyordu.

Kasım boyunca, gelecek olan ziyaretçilerimi bekledim. İlk olarak bir arkadaşım geldim ve onun bulunduğu sürece ev arkadaşımın en yakın arkadaşı da bizdeydi ve hep beraber bir sürü yeri gezebilmek için gayet yoğun bir plan yapmıştık.

En iyi tecrübemiz "Plitvice lakes" Ulusal Parkı'nı gezerken elde ettiğimiz gündü. Daha yenice kar yağmıştı ve ağaçlar, heryer karla kaplıydı. O sırada parkta bulunan tek gruptuk ve tüm gün boyunca başkaları yolumuza çıkmadan doyasıya eğlendik. Birkaç defa kaybolduk çünkü kar nedeniyle bazı yollar kapanmıştı.

Zagreb'de Erasmus Öğrencisi Olarak Yaşamaya Genel Bir Bakış Part 2

Birlikte olduğumuz süre boyunca, the museum of Torture, the museum of Illusions, the museum of broken relationships ve the gallery of Strossmayera gibi müzeleri de ziyaret ettik. Museum of Illusions'da baya eğlendim çünkü oldukça interaktif bir müzeydi ve sadece cam sergilerina bakarak bile 2 saatinizi geçirebiliyordunuz.

Zagreb'de Erasmus Öğrencisi Olarak Yaşamaya Genel Bir Bakış Part 2

The museum of illusions!

The museum of torture da oldukça etkileyiciydi çünkü sürekli fonda çalan ürpertici bir müzik vardı ve karanlıktı. Ve çok önceleri uygulanan işkence methodlarını ve ve bazıları fake de olsalar işkence aletlerini gördük.

The museum of broken relationships çok hoşlandığım bir yer değildi ama sergilenenlerin tanınmayan kişiler tarafından getirilmesi fikri hoşuma gitmişti. Mantık şuydu, ebeveyn-çocuk, kız arkadaş-erkek arkadaş, karı-koca şeklinde artık devam etmeyen bir ilişkinizden kalan ve size o lişkiyi anımsatan bir eşyanızı getiriyordunuz ve onlar hakkında küçğk birer hikaye yazıyordunuz. Bazıları gerçekten sıkıcıydı ama bazıları da gerçekten çok acıklıydı ve herkesle paylaşmaya değerdi.

Arkadaşlarımızın burada bulunduğu sürede gerçekten çok eğlendik ve gittiklerinde ev gözümüze çok boş göründü. En azından Aralık başıda gelecek en yakın 2 arkadaşım olduğu için mutluydum. Bir diğer arkadşımın da onlarla birlikte gelmesini gerekiyordu ama yeni bir işe girdiği için gelememe ihtimali vardı. Onlarla daha sakin ve Zagrebliler gibi zaman geçirdik. O dönemde hava gerçekten çok soğuk ve bulutluydu bu yüzden etrafta çok dolaşamadık. Şehrin üst tarafını gezip fotoğraflar çekildik ve ana meydanda düzenlenen çoğu zamanımızı Christmas partisinde ''Kuhano şarabı'' (sıcak şarap) içerek geçirdik. Tabii ki onları favori bar, kafelerimize ve hatta bir perşembe klasiğimiz olan karaokeye de götürdüm.

Aralığın ilk haftasından itibaren şehirdeki turist sayısı Christmas market nedeniyle artmaya başlamıştı ki bu Avrupa'daki en ünlü marketlerden biriydi. Şehir ışıklar içerisindeydi ve her yerde yılbaşı ağaçları vardı hatta en büyük meydanlarından birinde herkesin eğlenmek için gittiği büyük bir buz pateni parkı bile kurulmuştu. Buz patenini hiç denemedim ama en azından bir çok kez etrafında bir kaç kadeh sıcak şarap içmişliğim vardı. Yılbaşı geliyordu ve memleketime dönüşüm için uçak biletimi almam gerekiyordu. Çoğu arkadaşım da yılbaşı için eve gidecekti derlerimiz çoktan tatil için bitmişti ve her gün dışarı çıkıp eğlenmeye ve birbirimize veda etme zamanıydı.

Zagreb'de Erasmus Öğrencisi Olarak Yaşamaya Genel Bir Bakış Part 2

Christmas marketten küçük bir part.

Zagreb'de Erasmus Öğrencisi Olarak Yaşamaya Genel Bir Bakış Part 2

Christmas marketin çevresinde dolaşırken.

Yılbaşından Ocak'ın Ortasına Kadar Küçük Bir Ara

Bu part için söyleyebilceğim çok bir şey yok sadece uzun bir süreden sonra arkadaşlarınızı ve ailenizi görünce gerçekten çok eğleniyorsunuz. Sonrasında tekrardan ayrılmak zor oluyor.

Ocak'ın ortasından (Sınav Dönemi) Şubat'a

Erasmus tecrübemin son parçası diğer partlara göre çok daha eğlenceliydi çünkü daha önce Zagreb'de yapmadğım şeylerin hepsini son partta yaptım. Parklar, müzeler, göller gibi birçok türde yapılacak şey vardı listemde. Ama ilk olarak, hepimiz sorumluluklarımızı yerine getirmek yani tabiki sınalarımızı geçmek zorundaydık.

Zagreb'e döndükten sonraki ilk 2 haftam tamen ders çalışmayla geçti. 5 sınavımın tamamını bitirmek zorundaydım. Gerçekten çok çalıştım hatta bazı haftasonlarını laptopumun başında ve defterime notlar aalarak geçirdim. Güzel olan şey şu ki, en azından bir çok yeni şey, özellikle de Balkan tarihi hakkında, öğrendim. Sonuç olarak bütün sınavlarımı geçtim ve artık Thessaloniki'ye döndüğümde mezun olabilecektim.

Sınavlarım Ocak sonunda bitti ve benim henüz yeni yerler gezmek ve Zagreb'de kalan zamanımı eğlenceli geçirmek için 2 haftam daha vardı. Şansıma hava güneşliydi ve bu sayede baya dolaşabildik. Birkaç kez Maksimir parkını, hayvanat bahçesini, Jarun Gölünü ziyaret edip Hırvat sinemasına da gittik. Şubat başında dönecek şekilde ayarlanmıştım. Fakat, arkadaşlarımın çoğu şubat ortasında veya sonunda döneceklerdi bu yüzden ne yapmam gerekiyordu? SOnrasında, onşarla kalıp biraz daha zaman geçirmeye karar verdim ve dönüş uçağımı 17 Şubat şeklinde tekrardan ayarladım. Zagreb'de geçen son 2 haftamız boyunca, zamanımı daha çok etrafta dolaşarak denemediğim şeyleri deneyerek ve de okulla ilişiğimi kesme işlemleriyle geçiriyordum. Yapmam gereken bütün işleri ve üniversiteyle ilgili evrak olaylarını tamamlamıştım. Ve aynı zamanda evimize yakın olan ''Katran'' adındaki büyük bir klüpte sınavlarımızın bitişi için bir partimiz de vardı.

Sonuç olarak, ev arkadaşım ve bir arkadaşımız daha gidip Hırvatistan'da bir karnavalın nasıl olduğunu görmeye karar verdik. Rijeka'da, Hırvatistan'ın kıyısında bir şehri, büyük bir toplanma vardı ve hem şehriziyaret edip hem de karnavalı görmek için oraya gitmeye karar verdik. Gerçekten iyi bir tecrübeydi fakat ertesi gün olacak olan büyük olayı için kalamadık.

Sonuç

Sonuca varmak gerekirse, tecrübeme bu kısa bakışla birlikte, genel olarak Zagreb'de çok güzel zamanlar geçirdim. Hava benim için gerçekten çok soğuktu ve gece hayatı da beklediğim kadar vahşi değildi ama yine de özleyeceğim bir çok insanla tanıştım. Aynı zamanda başka türlü göremeyeceğim şekilde bir sürü yer görüp, yerel halkla ilişki kurup Hırvatistan tarihiyle ilgili bir çok şey öğrendim. Daha da fazlası, şu an Erasmusum bittikten sonra fakediyorum ki aldığım derslerden bir sürü yeni şeyler öğrenip ingilizce mi de geliştirmişim. Orada kaldığım sürece bana yardımcı olacak bazı Hırvatça ve İtalyanca, İspanyolca, Almanca gibi diğer ülke dillerinden kelimeler öğrendim.

Sonuçta, hepinize başka ülkeye gidip Erasmus yapmanızı öneririm. Bu yeni insanlarla tanışmanın, yeni arkadaşlar edinmenin, çalışmadan yerel halk gibi o şehirde yaşamanın (çünkü hibeniz hayatınızı sürdürmenize yetiyor) en iyi yolu bu ve Zagreb gerçekten çok ucuz.


Fotoğraf galerisi



Burada (Zagreb) yaşadığın Erasmus deneyimini paylaş!

Zagreb yerini bir yerli, gezgin veya değişim öğrencisi olarak biliyorsan... Zagreb hakkındaki düşüncelerini paylaş ! Farklı özelliklerini puanla ve tecrübelerini paylaş!

Deneyim ekle →

Yorumlar (0 yorum)



Hesabınız yok mu? Kaydol.

Biraz bekleyin lütfen

Koşun hamsterlar! Koşun!