Roma’da Soyulduk
Roma’da şehrin merkezine yarım saatlik uzaklıkta konaklayacaktık. 12 saatlik yorucu bir otobüs yolculuğunun ardından otele vardığımızda hava kararmıştı. Hepimiz odalarımıza yerleşip karnımızı doyurduktan sonra bizi bekleyen yorucu bir yarın için enerji depolamak istiyorduk. Odalar dağıtıldıktan sonra kardeşim ve otobüste tanıştığım arkadaşlarım ile birlikte nihayet meşhur İtalyan yemeklerinin tadına varmak için keşfe çıktık. Otelin yakınlarında puanı yüksek bir dilim pizzacı bulduk. Gerçekten de yediğim en lezzetli pizza olduğunu söyleyebilirim. Yemeğimizi yiyip oyalanmadan başımıza geleceklerden habersiz şehri yaşama heyecanı ile odalarımıza döndük.
Güne sakin bir kahvaltı ile başladık. Çok geç olmadan herkes odalarını boşaltmış otobüste yerlerini almıştı. Önceden hazırlanmış rotamız ile gezimize başlamak üzere yola koyulduk. Şoförler, koordinatörlerimiz ile birlikte bizi en yakın metro istasyonunda indirdi ve bir sonraki yolculuğa çıkmadan dinlenmek için otobüsü yakın bir otoparka park edip otele döndüler. O anlık her şey olması gerektiği gibi görünüyordu fakat yapılan büyük bir hatayı herkes gözden kaçırmıştı.
Yürümek için rahatsız edici bir sıcak vardı.Büyüleyici yapısı ile hepimizi etkileyen Colleseum’a metro ile ulaşım sağladık ardından yolumuza yürüyerek devam ettik. Sistine Şapeli, Panteon ve ardından Trevi Çeşmesini ziyaret ettik. Çeşme beraber gezeceğimiz son duraktı. Paraları çeşmeye atıp, dileklerimizi diledik ve ardından bölgenin meşhur dondurmacısından dondurmalarımızı ve tiramisularımızı alıp uzun tarih kokan merdivenlerde oturup sohbet ettik. Tatlı molasının ardında otobüslerin kalkacağı saate kadar küçük gruplara ayrılıp ufak bir şehir yürüyüşü yapmaya karar verdik. Haliyle yürüyüş acıktırmış ve İtalyan makarnasının tadına bakma zamanı gelmişti.
Güneş tepede, 5-6 kişilik bir grup ile yemeğimizi yiyorduk. Hala anlayamadığım bir hızla değişen hava, aniden başlayan şiddetli yağmur. Yağmur, sanki bize bir şeylerin ters gittiğini anlatmaya çalışıyordu. İnsanlar şaşkın, koşuşturuyor. Biz de ıslanmamak için kapalı alan arıyor aynı zamanda otobüse nasıl ulaşacağımızı tartışıyorduk. Bir arkadaşımızın telefonu çaldı. Koordinatörümüzden. Beklemiyorduk. Arkadaşımın telefonu kapattıktan sonraki suratında oluşan ifadeyi asla unutamam. Otobüse hırsız girmiş. Kimse bir şey söylemedi. Durumun ciddiyetini, zararımızı öğrenene kadar tek kelime edemedik hiç birimiz. Şaşkınlığımızı üzerimizden atamadan bir taksiye bindik ve buluşma alanına gittik. Resmen kaos vardı. Ortalıkta ne koordinatör ne de şoförler vardı. Bütün ekibi toplayana kadar herkese ulaşmak için seferber olduk ve bir arada durmaya çalıştık. Telefonuna ulaşamadıklarımız için endişeleniyorduk. Asıl toplanma saati yaklaşımca koordinatörler ve ulaşamadığımız arkadaşlarımız da ekibe dahil oldu. Koordinatörler tek kelime etmiyordu. Bizleri otobüse bindirip sakin olmamızı istediler. Karakola doğru yola koyulduk. Herkes zararını hesaplamaya çalışıyordu. Herkesin sırt çantası çalınmıştı fakat ciddi zararı olan yaklaşık beş kişi çıkardı. Bizler maddi kaybımıza üzülüp söylenirken, koordinatörlerden biri bir itirafta bulunmak istedi. Pasaportları otobüste unutmuşlar. Sabah gözden kaçırdığımız hata buydu. Kırk beş kişilik grubun pasaportları çalınmıştı. Bu başımıza gelebilecek en kötü olaylardan biriydi herhalde. İşte o an hepimiz korkuya kapıldık. Turumuzun böyle bir olayla sonlanmasına üzülüyorduk aynı zamanda nasıl ülkemize döneceğiz endişesine kapılmıştık.
Karakolda çalınan eşyalardan ümidimizi kesmemiz gerektiğini açıkça belirttiler. Öğrendik ki bu tür olaylar İtalya’da çok sıradanmış. Tur şirketi olağanüstü hal ilan etmişti. Önemli görüşmelerin ardından dönmemiz için bir yol bulmuşlardı. Karakol işlemleri bittikten sonra Milano’ya doğru yola koyulduk. Uzun, yorucu bir günün ardından Milano Türkiye Konsolosluğu’nda her birimize geçici pembe pasaport verildi. Bu pasaport ile ülkemize dönebilme garantisi verilmişti. Hepimizde bir umut belirdi.
Turumuzun son iki günü kalmıştı. Bazıları eve dönmek istedi, bazılarımız ise turu tamamlamak istedik. Gergin tartışmaların ardından tura devam etmeye karar verdik. Çoğumuz tur şirketini suçluyordu. Pasaportlarımızı almamıza rağmen koordinatörler dahil herkes hala gergindi. Ancak gerginlik bir sonraki durağımız Venedik’e ulaşana kadar sürdü. Şehir insana huzur veriyordu. Yeni bir şehri keşfetmenin verdiği haz, yaşanan olayın etkisini hepimizin üstünden alıp götürmüştü. Ortak kararla tur bitene kadar olayı yaşanmamış gibi varsayıp turumuzu kaldığımız yerden devam ettirdik.
Turu sonlandırırken yaşadığımız olayı kötü bir anı olarak değil, önemli bir tecrübe olarak görüyorduk. Maddi kayıplara değil, birbirimizden ayrıldığımıza üzülüyorduk. Roma, bizim için artık özel bir şehir olmuştu.
Fotoğraf galerisi
Burada (Roma) yaşadığın Erasmus deneyimini paylaş!
Roma yerini bir yerli, gezgin veya değişim öğrencisi olarak biliyorsan... Roma hakkındaki düşüncelerini paylaş ! Farklı özelliklerini puanla ve tecrübelerini paylaş!
Deneyim ekle →
Yorumlar (0 yorum)