Hollanda`da bir baska kulturu kesfetmek

Hollanda`da bir baska kulturu kesfetmek

Merhaba sevgili arkadaslar,

Bugun size erasmus staj deneyimim olan Hollanda`nin kulturunden bahsedecegim.Bizim kulturumuzden cok farkli oldugu icin bir hayli garipsedigim bir kulturleri var.Aslinda garipsemek kotu bir anlam tasiyormus gibi ama oyle degil. Kesinlikle iyi bir anlamda garipsemek bu. Yazima baslamadan once belirtmek isterim ki su an hala erasmus stajda olmam nedeniyle yazilarimi sirketin laptobunda yaziyorum ve bu yuzden de turkce karakterler kullanamiyorum.Umarim yazilarim anlasilir.

Hollanda`nin kulturu hakkinda yazilan bir cok makale var. Genelde hollandalilarin ne kadar direk insanlar oldugu yazilir.Onlarin kulturu geregi akillarindakini dile dokuyorlar.Kesinlikle ay bu insan bana kirilir lafi dondurup dolastirayim da soyleyeyim diye bir sey yok. Akillarindakini direk soyluyorlar.Hollandalilar dunyadaki en direk insanlar diye bir ara world economic formsa video yapilmisti.Ayrica bir cokta makalede hollandalilarin direk olusunun nedenleri ve faaydalari anlatilmisti.Burda yasayinca bunu deneyimleme sansi buluyorsunuz.

Hollanda da yemek kulturu

Yemek kulturleri yok desem daha dogru olur. Simdi inanilmaz multucultural yani cok kulturlu bir ulkeler.Her ulkeden vatandas gormek mumkun.Ozellikle bilmem kac yil once afrika ulkelerini ya da guney amerikanin kimsenin onemsemedigi kucuk yerlerini somurdukleri icin ulkelerinde siyahi vatandas sayisi fazla. Bunun nedeni dedigim gibi afrikan ve guney amerika somurgeleri. Ayrica bilmedigim ve burdaa ogrendigime gore endonezyalilar da bir ara hollanda kralliginin somurgesiymis.Bu neden ulkede cok fazla endonezyali oldugunu acikliyor. Simdi cok kulturlu bir ulke olnca yemek kulturu de bir hayli fazla oluyor bunun sonucunda da gercek hollanda yemek kulturu cok daraliyor.

(kaynak:https://pixabay.com/nl/kaas-shop-kaasmakerij-gouda-2622700/)

Hollanda`nin peynirinin meshur oldugunu da herkes bilir.Biz de kendimizi peynir sever ilan ettigimiz icin ben ve diger arkadasim hollandali erkek arkadasimdan degisik degisik peynir cesitleri istemistik.Yazik o da onca para vermis hepsinden yarim kilo almis ama gel gor ki kimse yiyemedi. Yazik peynirler heba oldu.Tatli inanilmaz derecede aciydi.Hatta o kadar aciydi ki denedigimizin uzerine kac bardak su icmek zorunda kaldik.Peynirler cok eski oldugu icin cok garip bir tatlari vardi.

Burada bir cok ulkenin yemeklerine ait restaurantlar bulunuyor.Surinam yemekleri, Turk yemekleri ve Italyan yemekleri en favoru yemek yerleri. Surinam neresi dediniz degil mi? Ben de oyle demistim.Bir geldim herkes surinam yemegi yiyelim mi? yok ben surinamliyim diyordu. Sonradan  anladim ki surinam guneny amerikadaki minicik bir ulkeymis ve ana dilleri hollandacaymis.Ta ta ta kimin aklina gelir? Bu insanlarin hollandaya giris cikislari da bir hayli kolay oluyor. Bu bakimdan sanslilar mi dersiniz?

Illa ozellikle hollanda yemek kulturu derseniz ben size hemen patates kizartmasi ve mayonez derim. Herhalde mayonezi dunya uzerinde en iyi yapan ulke Hollanda. Mayonezlerinin hafif eksimsi tadai ve degisik aromasi harika. Patates ulkenin vazgecilmez bir gidasi olunca mayonezde onunla birlikte rahatca turemis bence. Patatesi nasil yiyorlar derseniz de cevap her sekilde olacak.Bildigin her sekilde yiyorlar ama ozellikle patates kizartmasini her ogun yiyebilecek kapasitedeler. Bunun disinda hollanda pankeki ve pekmezi de bulunuyor.

Yemek kulturu olarak baska soylenecek sey ise ogle yemeklerini ise kendileri yapip goturuyor.Disardan soyleme olayi cok yok. Benim staj yerimde de herkes kendi yemegini kendi getiriyordu.Hollandalilar ertesi gun ise yemek goturmeye useniyorlar ve genelde calistiklari yerde yemeklerini isitacaklari mikrodalga firinlari ya da benzeri seyleri olmadigi icin de hep sandvic yapip onu yiyorlar. Ben de yemek yapamaya usendigim zamanlar kendi sandvicimi yapip goturuyordum o zaman da bana sen hollandali oldun diyorlardi. Ilk baslarda oo ben bir suru yemek yaparim ise gotururum diyordum ama sonradan farkettim ki gercekten ugrasmak istemiyorum ben de haliyle hollandalilar gibi yanimda ekmek ve salam tasir oldum.

(kaynak:https://pixabay.com/nl/holland-windmolen-molen-water-3613844/)

Hollanda da is kulturu

Is kulturu diye ayri bir baslik acmak istiyorum cunku sanirim ideal is hayatina sahipler.Calistiklari saatin hakkini cok iyi aliyorlar.Overtime yani mesaii yaparlarsa saati saatine ucretlerini aliyorlar.Eger sirket onlari uzakta bir yere gecici olarak calismak icin gonderiyorlarsa yol paralarini vermekle kalmiyor ayrica yolda gecirdikleri sureyi calisiyormus gibi oduyorlar.Is sehir disindaysa her seylerini karsiliyorlar.Normalde yol parasi ve kalacak yeri karsilarlar ama burada yol paraniz kalacak yeriniz bir de ustune cep harcligi yemek paranizi dahi oduyorlar.

Buradaki insanlar mesaii ucreti alamayacaklarsa kesinlikle mesaiiye kalmazlar.Turkiyede mesaii ucreti veren zaten sayili sirket var uzerine patron gec cikacaksin dese agzimizi acamiyoruz.Bu da ilginc bir olaydir.Mesela benim basima gelmistir. Patron benden rica etti ve bir saat daha fazla iste kaldim.Bu bir saat fazla iste kalisima kesinlikle bir ekstra ucret odenmedi ve ertesi gun dun gece eve gec gittigim icin mesaii yuzunden sabah uyanamadim ve otuz dakika gec kaldim.Patron hemen bir ussunu arayip benim gec kaldigimi soylemisti. Bu kadari da olmaz dediginiz her seyin canli ornegiyiz.

Is kulturlerinde fazla calismak sizin caliskan oldugunuzu ya da ise ne kadar bagli oldugunuzu gostermiyor. Hollandali bir patronunuz var ise ve siz  isinizi gereginden fazla yapiyorsaniz mesela herkes dortte cikarken siz beste cikiyorsaniz sizin caliskan oldugunuzu ya da ise bagli oldugunuz sonucunu cikarmiyorlar.Cikardiklari sonuc senin verimsiz calisip isi zamaninda bitiremedigin ve digerleri zamaninda bitirirken sen ne yapiyordun? oluyor.Bu acidan baktiginizda gercekten cok degisik bir yaklasim ve dusununce de mantikli bir yaklasim.

Erasmus staj için hibeli ya da hibesiz olarak yurtdışına gitmeye hak kazandınız.Gideceğiniz ülke sizin de benimki gibi Hollanda ise gelin 2018 Mayıs ayı itibariyle başvurduğum Hollanda erasmus staj başvuru sürecine birlikte bakalım.Öncelikle erasmus stajınızın uzunluğu çok önemli.Benim staj sürem 69 gün olduğu için ben kısa dönem vize tipine başvurdum. Sizlerin erasmus stajı eğer doksan günden fazla ise uzun dönem tipli vizeye yani oturum iznine başvurmalısınız ve bu durumda başvurularınızı vfs global aracılığı ile değil bizzat kendiniz konsolosluğa giderek yapacaksınız. Neyseki benim stajım sadece altmış dokuz gün olduğu için oturum izni zahmetiyle uğraşmadım.Bu yüzden size anlatacaklarım doksan günden kısa erasmus stajları için olacak.

Öncelikle hangi vize tipinden başvuru yapmanız gerektiğini bilmelisiniz.Bu noktada benim kafam çok karışmıştı çünkü bir türlü erasmus staj için uygun olan vize tipiniz bulamıyordum. Stajım doksan günden az olduğu için çalışma izni ya da oturum iznine de başvuramıyorum bu yüzden bir türlü ne yapacağımı bilemedim ve vfs global'i aradım. diye sorarsanız hemen söyleyelim: vfs global Hollanda ve bir çok ülkenin resmi olarak aracı yaptığı tek kurumdur.Vfs global dışında bir çok vize aracı kurumu var ama bunlar sizden para koparmaktan başka bir şey yapmaz. Lütfen vize aracı kurumları kullanmayınız.Sizin yapmanız gereken tek şey vfs global'in resmi sitesine girip gerekli evraklı hazırlamak ve başvurunuzu yapmak. Eğer emin olamazsanız vfs global müşteri hizmetlerini de arayıp bilgi alabilirsiniz.Vfs global dışındaki herhangi bir vize aracı kurumuna lütfen ama lütfen itibar etmeyiniz.Zira o aracı kurumlarında yaptıkları tek şey sizden para alıp sizin hazırladığınız belgeleri vfs global'e sizin adınıza iletmek.Bunu siz de yapabilirsiniz. İki aylık kısa dönem erasmus staj için başvuru yapmam gereken vize tipinin kültürel,bilim ve eğitim vizesi olduğunu söylediler.Ben de sitede kültürel,bilim ve eğitim vize tipi kısmından gerekli başvuru formunu doldurdum.Yani yapacağınız ilk şey  uygun vize tipinizi seçip o vize tipi başvuru formunu doldurmak.

Gidiş amacınıza en uygun vize tipini seçtikten sonra bir güzel başvuru formunu doldurdunuz.Çıktısını aldınız ve imzaladınız.Bir kenara koyun şimdi sıra diğer belgelere. Hemen bankanıza gidip son üçlık banka hesap dökümünüzü alıyorsunuz.Bu noktada bankada yeterli miktarda para göstermeniz gerekiyor.Hollanda günlük minimum  otuz beş euro istiyor. Yani bu demektir ki kaç gün kalacaksanız çarpı otuz beş kadar bir miktar euro en azından bankanızda olmalı.Ben yetmiş beş gün için başvurdum ve bu da yaklaşık üç bin euro göstermem gerektiği anlamına gelir. Bu minimum otuz beş euro miktarı yıllarına göre değişir bu yüzden siz güncel bilgiler için vfs global'i arayınız.

(kaynak:https://pixabay.com/nl/brug-amsterdam-lichten-s-nachts-895937/)

Maas ve tatil paralarindan da kisaca soz edip is kulturunu bitirecegim.Burada tatil parasi dedikleri bir olay var. Yilin belirli bir zamaninda kullanabileceginiz bir miktar tatil paraniz oluyor.Siz yillik izne ayrilmadan once hesabiniza maasinizla birlikte geciyor. Muthis ya dediginizi duyar gibiyim. Tatil izinlerini ve hastalik izinlerini cok rahatlikla kullanabiliyorlar. Bizdeki gibi  bugunde ise gitmezsem beni kovarlar o yuzden hasta olmamam lazim gibi seyler yok. Bu yuzden is kulturunu ayri bir baslikta yazmak istedim.

Hollandalilar kaba midir ? genellemesine aciklama

Bunu da ayri bir baslik altinda yazmak istedim cunku cok sorulan bir konu. Staj yerimde bir gun ogle yemegi yenirken ofistekiler hollandali garsonlarin ne kadar kaba oldugundan bahsediyordu.Daha sonra sadece garsonlarin degil hollandalilarin genel olarak cok kaba insanlar oldugundan soz ediyorlardi. Ben de simdiye kadar hic boyle bir sey deneyimlememistim. Yaklasik iki aydir Hollanda da kalmama uzerine bir de hollandali erkek arkadasa sahip olmama ragmen hollandalilarin kaba davranislarina henuz sahit olmamamistim ve bunu dile getirdigimde bana cunku sen burda yasamiyorsun henuz daha onlarin gercek yuzunu gormedin gibi seyler soylemislerdi. 

Hollandalilar aslinda kaba insanlar degil ama yazimin en basinda da belirttigim gibi biraz direk insanlar. Akillarindakini hemen soyledikleri icin bu kaba olarak anlasiliyor.Ya bir kere bu insanlar nasil kaba olabilir? Iki laflarindan biri alsjeblieft ve buna lutfen anlamina geliyor.Garsonundan tut bilmem nesine kadar su ana kadar bana kotu davranan bir hollandali gormedim.Acikcasi gercek hollandali bulmakta zor. Inanilmaz cok uluslu bir ulke oluslari ve haliyle insanlarin surekli baska milletler ile evlenip cocuk yapmasiyla gercek hollandali aileden hollandali cocuk dunyaya gelmesi cok zor. Uzun lafin kisasi hollandalilarin kaba olduguna inanmiyorum aksine Finlandiyalilarin kaba oldugunu soyleyebilirim.

(kaynak: https://pixabay.com/nl/amsterdam-holland-architectuur-1643644/)

Hollanda da eglence kulturu

Eglence anlayislarina bayiliyorum.Ulkenin her yerinde kumarhane yani casino bulmak mumkun. Turkiye de yasayan kumar severlerin kibrisa gitmesi gibi biz de casinoya gitmek icin  sehir degistiriyoruz. Her sehirde en az bir casino yani kumarhane bulunuyor. Rotterdam merkezde sayamadigim kadar kumarhane var. Bunalrin en iyisi Holland casino.Onun disindakiler dusuk ve orta seviye gelir sahipleri icin. Eglence anlayislari sadece kumarla da bitmiyor. Dogum gunlerini ya da ozel gunlerini hep birlitke kutluyorlar ve evde deli gibi iciyorlar.Biz genelde disari cikalim, disaridaa icelim, evde durmayalim kulturune sahipken buradaki insanlar butun eglencelerini evde yapiyor cunku evde ictikleri zaman daha ucuz olacak.

Festivalleri de gorulmeye deger gercekten. Eglence denilince hollanda festivallerinden bahasetmemek olmaz. Erasmus stajimin yaza denk gelmesi guzelligiyle pink monday yani pembe pazartesi festivalini gorme sansim da aoldu.Bu festival ile ilgili deneyimlerimi onceki bloglarim arasinda bulabilirsiniz. Bu festivali bilmeyenler icin kisaca ozet gecmek gerekirse Hollanda da yasayan geylerin yani lgbti bireylerinin kabullenisi ve onlarinda ozgurce yasamaya haklari oldugunu kabullendiklerini gosterdikleri bir festival.Bu festivalde deli gibi yiyorlar, iciyorlar, odullu oyunlar oynuyorlar ve dahasi baris ve huzur icinde yasiyorlar.

Hollandalilarin muzik kulturu

Ay bunu yazmasam icimde kalacakti. Korkunc bir muzim anlayislari var. Club muzikleri gayet guzel ama bir kac sarkidan sonra bayiyor cunku surekli ayni seyi soyluyorlar ya da ayni kelimeyi tekrarliyorlar.Simdi burda Serdaar Ortac gibi ne yapalim yani iki nota bir beste diyeceksiniz ama oyle. Club muziklerine yine katlanabilirim ama o korkunc elektro tarzi muziklerine katiyen katlanamiyorum. Korkunc bir ritim ve kulaklari kanatacak bir volume. Boyle bir sey yok. Bir de bu tarz muzikler icin buyuk ve pahali muzik festivalleri yapiyorlar anlamasi cok guc. Bu tarz icinde dogduklarindan mi bunu seviyorlar benim kulaklarim hassas diye mi sevemedim bilemeyecegim.

Klup muziklerine tamamiz, elektrolarina asla katlanamiyorum birde bu isin hollanda turkuleri kismi var. Turku denilince tabii bizim acili turkulerimiz akillara geliyor ama ben burda hollandalilarin geleneksel muziklerini kastetmek istedim.Acayip mutlu ve eglenceli gorundukleri bir halleri var. Boyle mutlu mesut dans eden bremen mizikicilari gibi insanlari dusunun o tarz muzikleri.Betimlemem kotu olmus olabilir ama gozunuzde eski gelenek hollandalilari canlandirin ve onlari deli gibi dans ederken.Arkada calan muzik iste hollandalilarin turkuleri.

Benim Hollanda icin yazacaklarim simdilik bu kadar. Ilerleyen guneler de degisik olaylar gozlemlersem sizinle paylasacagim.Aklinizda soru isareti varsa ya da eklemek istedikleriniz varsa lutfen yorum atin ! Bir sonraki deneyimlerde gorusmek uzere, hoscakalin!

Not: Yazimin basinda da belirttigim gibi su an erasmus stajda olmam nedeniyle turkce karakterleri olan klavye kullanamiyorum umarim yazim anlasilmistir.Anlayisiniz icin tesekkurler.