Baf Tarihi Sokaklar

Her tatilde şehrin sokaklarında mekik dokumak, gezmek lazımdır. Baf her ne kadar bir sahil şehri, tatil merkezi olsa da, şehrin tarihi bölgelerini ve gözden kaçırmamak çok önemlidir. Yani kısaca, Kıbrıs Rum Kesimi'nin güney sahilinde bulunan Baf'da iyi bir otelde veya apartmanda kalmalı, adada gezmek için bir araba kiralamalı, en azından üç tane lokal yemek yemeli ve tabii ki birkaç saatinizi sahilde geçirip size bahsedeceğim tarihi sokaklarda akşam üstü turuna çıkmalısınız.

Bu sokaklara ulaşmak için belediye ve karakolun bulunduğu meydana gitmeniz gerekiyor. Daha sonra, burdan sola dönük doğruca gidin. Tabii ki bu yolculukta "The Old Town" tabelaları sizi tarihi sokaklara yönlendirecektir. Eğer yeterince enerjikseniz kaldığınız yerden yürümeyi bile deneyebilirsiniz. Bu lokasyon Kral Mezarlarından yaklaşık on beş, yirmi dakika arası, limandan ise yarım saat ile kırk beş dakika arası sürmektedir. Baf sakinlerine göre yılın bahar ve sonbahar mevsiminde hava sıcaklığı bu yürüyüşler için mükemmeldir ve eğer bu dönemlerde ziyaretinizi gerçekleştiriyorsanız bunu size kesinlikle tavsiye ederim. Araba ile neredeyse on dakikadan az sürmektedir, tabii trafik durumuna ve günün saatine göre bu değişiklik gösterebilir.

Saatten konuyu açmışken şunu söylemem lazım, hangi saatte gittiğiniz önemli bir rol oynamakta. Baf'daki çoğu dükkan öğleden sonra aralar vermekte olup buna "öğle arası" demektedir. Her dükkanın kendi insiyatifine kalmış olmakla birlikte, saat 12 ile 16 arasında dükkanların kapalı olmasına şaşırmamak lazım. Yani öğleden alışveriş yapmak bir hayal olabilir. Elbette açık olan nadir dükkanlar olabilir ama şansımızı zorlamamakta fayda var. Eğer dükkanlar açık olsaydı bu onları eşsiz yapan, bu yazının ana konusu olan tarihi sokakları sahip oldukları tarihi, kültürü ve kimliği yansıtmazdı. Bu şekilde düşünerek, öğleden sonra dükkanların sade fotoğraflarını çekebilmiş oldum. Bu bize satış yapmaya çalışan esnafın yoksunluğuyla rahat bir şekilde yürüyebilmiş olduk.

Çok sıcak bir gündü ve çoğu insan sokaklarda gezmek yerine sahile inmeye veya favori havuzlarına gitmeye karar verdi. Sokağa gittiğimizde karşılaştığımız görüntü şöyleydi:

Esnaflar ara verdiğinde karşınıza çıkacak görüntü buna dönüşür. Kıbrıs genellikle aile değerlerine önem veren bir kültüre sahiptir; dolayısıyla, insanların önemli bir bölümü akşam yemeğini evinde ailesiyle veya arkadaşlarıyla Kourides gibi aile restaurantlarında ev yemekleri yiyerek geçirir. Bu restaurantı merak ederseniz, geçmiş gönderilerimde başlığında Kourides geçen yazımı inceleyebilirsiniz. Emin olun pişman olmayacaksınız.

Öğleden sonra eski sokaklara geri dönüyoruz. Yukardaki fotoğraftan anlayabileceğiniz gibi, sokakta neredeyse yalnızdık. Yerliler bu saatlerde genelde burada bulunmuyor çünkü yapacak bir şey yok. Bu durum bu şahane, huzurlu kasabada fotoğraf çekmek için mükemmel bir fırsat, ayrıca bu her şehirde bulunabilen bir fırsat değil.

Sokakların ve binaların mimarisi ve şeklini çok beğendim. Sokaklar oldukça küçük ve neredeyse çoğu tek araba geçecek genişlikte. Bu da eski sokaklarda bir sürü tek yol olduğunun göstergesi. Eğer araba ile geziyorsanız yerlileri takip etmenizi tavsiye ediyorum; çünkü hangi yolun doğru/ters olduğunu anlamanız oldukça zor ve bu sayede kaybolmanızı engellersiniz.

Balkonlardan, kapılardan ve girişlerden anlayabileceğiniz gibi, binalar genelde kıta avrupasına benzer mimaride. Size daha sonra geleneksel tarzda binaları ve evleri göstereceğim ama bence bu bölüm daha farklı ve özel buluyorum. Diğer bir fark edilen durum ise neredeyse tüm tabelalarda İngilizce karşılığı vardır. Bunun nedenini turistik bir bölge olmasına bağlıyabilirsiniz. Bir dereceye kadar da haklı olabilirsiniz. Sanırım bir diğer neden ise bir dönem İngiliz yönetimi altında yaşamaları olabilir. Yanılmıyorsam bu hakimiyet son yüzyıl içinde gerçekleşti, yani yakın tarihte. Bu ayrıca neden bu kadar İngilizce konuşan yerliyi açıklıyor. Bu yaşlı insanları da kapsamakta. Birçok yaşlı insanla konuştuğumda İngilizce konuştuklarında şaşırmıştım ama artık anlıyorum.

Alışveriş sokağından çıkalım, istediğiniz yerden sola hatta isteğiniz yöne dönün ve yeni maceralara yol açın. Biz de tamamen bunu yaptık ve ufak sokaktan sola saptık. Burada eski tip ev ve binaları görebildik, fotoğrafta olduğu gibi:

Benim tahminim bu bina ofis ve benzeri kullanım amaçlarıyla yapıldı(hala öyle olabilir). Kesin olan şu ki durumu vahşet kötü seviyede ve bakımsız görünüyor(eğer buna bakım derseniz tabii). Yine de buradan pozitif şeyler çıkartılabilir; mesela binanın sanatsal bir çekiciliği, otantik, gösterişsiz, ve özgün bir yapı olduğu söylenebilir. Bunların üzerine söylemem lazım, Baf 2017'nin Avrupa Kültür Başkenti olmaya layık görüldü; dolayısıyla birçok yapı bunu destekleyecek nitelikte. Eğer bu binanın yeterince eski ve gösterişsiz olduğunu düşünüyorsanız, eski sokaklarda biraz daha ilerleyip etrafınıza bakmanızı öneririm.

Bunun gibi birçok örnek ile karşılaşabilirsiniz:

Şehir genelinde bu tür evlerle karşılaşmak çok kolay. Evlerde geçmişten gelen bütün yapım aşamalarından kalan yaralar görmek mümkün. Pencere ve kapılar genelde ağaçtan yapılma, ve mavi ve gri gibi renklerle boyanmış şekildedir. Yıllar içinde bu renkler solmakla beraber bu soluk renkler kendilerine affedilmiş bir Instagram filtresini hakediyor. Asıl mükemmel olan ise bu evlerin yep yeni evlerle yan yana hayatına devam etmesidir.

Eğer insanların toplanıp buluşabileceği bir yer yoksa oraya yerleşim merkezi demek ne kadar doğrudur? Old Town için burada alışveriş noktalarından ve kalabalıklardan uzak çok güzel bir kilise var:

Önceki iki örneğin aksine, kilise çok iyi bakım geçirmiş ve inanılmaz temizlikte. Ayrıca kilisenin stilini ve içerisindeki diğer dini objeleri de çok beğendim. Uzaktan bile görülebilecek kadar temiz, beyaz ve sade bir renge rahip; pahalı mermerlere benzeyen bir yapıda. Renk kombinasyonu kadar bence kullanılan maddeler de bu kiliseyi ayrı çekici yapmakta. Koyu kahverengi ağaç kapısında tutun da açık kahverengi kremitle kaplı çatısı, çan kulesi, emsalsi ön yüzü ve pencereleri ve hatta en ufak ayrıntılarıyla kilise ilginç bir yapıydı.

Şu ana kadar bahsettiklerim ana girişten sonra beş dakika içinde görülebilecek yakınlıktalar. Tabii ki etrafta diğer görülecek yerler var; maalesef onların fotoğrafını çekemedim. Eğer onları görselsiz anlatmaya kalksaydım, bu sizin için acayip sıkıcı olurdu. Özetlemek gerekirse; Baf'ın tarihi sokaklarında gezmekten çok zevk alacaksınız, zengin tarihi, kültürü ve şehrin kimliğini hissederek gezin. Dükkanlar kapalıyken veya açıkken gidin, fark etmez; şuna eminim ki bu yürüyüş hem sağlığınıza iyi gelecek, hem de ülke ve tarihi hakkında bilginizi genişletecek.

Baf 2017 - Avrupa Kültür Başkenti: http://www.pafos2017.eu/

The Modern Face of Paphos - Paphos üzerine yazılmış her dönemi kapsayan ilginç bir yazı.

Yazımı beğendiyseniz, gezilerim sırasında çektiğim fotoğrafları görmek isterseniz, beni Instagram'da oat93 kullanıcı adıyla takip edebilirsiniz, teşekkürler!