Retiro Parkı

Ben şehrin bütün önemli yerleşim birimlerine yürüme mesafesinde olan konumları severim. Madrid de böyle bir şehir. Bütün merkezi birimler bir-birine çok yakın ve kısa yürüme mesafeleri sizi farklı güzelliklerle karşılaştırıyor.

Benim Retiro parkına ilk gelişim de asıl böyle oldu. Starbucks'a giderken yolun diğer tarafında onlarca bisiklet görmemle parka bende merak uyandı. Sonbahar günüydü ve tutkun hava olmasına karşın, hava çok güzeldi. İngiltere havasıyla mukayese bile edilemez! Ev arkadaşım Megan ve ben parka girer girmez gözlerimize inanamadık! Ne kadar mükemmel bir park! Bütün bitkiler mükemmel konuşlandırılmış ve toprak yollar sizi parkın derinliklerine doğru götürüyor.

Bu iz sizi Retiro parkının tam ortasına, çeşme ve anıtların olduğu noktaya götürüyor. Bütün heykeller bir-birinden farklı ve hepsi değişik olmasına karşın, belki de bir-birinden çok ilgiçekici.

En sonda göle doğru geldik. Burada küçük tekneler kiralamak mümkün. Ama hava soğuk olduğundan bunu yapmak çekici gelmedi bize. Tekne ile gezenler eğlendiği sırada ben de bir kaç fotoğraf çekdim. Umarım, eve dönmeden önce ben de bu deneyimi yaşaya bilirim.

Bu parka gitmenizi kesinlikle tavsiye ede bilirim. Pahalı bir kafede bir içki almadığınız sürece burası ucuz ve eğlenceli zaman geçirmenin en uygun adresi.

Spor yapmak için de uygun bir mekan burası. Yalnız koşmaktan bahs etmiyorum. Park bir sıra spor malzemeleri ve aletlerile donatılmış ve bunların kullanımı her kese açık ve bedava. Bunun yanı sıra, park bir sıra modern sanat öğelerini de içinde barındırıyor. Şimdiden güneşli bir havada kitab okumanın o mükemmel hayalini kura biliyorum!