El Escorial

Madrid civarındaki üç gezimizden biri, 7 günlük İspanyol başkenti yolculuğu “Valley of the Fallen” ve Escorial şehrine adanmıştı. Escorial için 11:30 da Moncloa otobüs istasyonundan ayrıldım. Otobüste aldığım bilet yaklaşık olarak 8 euro tuttu. Yol yaklaşık bir saat sürdü. Oraya 15:30 dan önce varmak önemli. Aksi halde Franco Anıtına yanlızca tek bir otobüs kalkıyor. Otobüsten inmekte önemli çünkü oradan saraya 5 dakikalık bir yürüyüş var.

El Escorial Sarayı’nın manastırı İspanyol hükümdarlarının yazlığı ve devasa bir yapı. Manastırın yanında bir müze barındırıyor ve etrafı bahçeler ile çevirili. İlginç bir şey ise içerisinde bir okul da var. Müzedeki birçok sanat çalışması arasından beni en çok etkileyen Armeria salonu. Uzun ve aydınlık. Duvarlarında Fransa ile yapılan savaşı tasvir eden geniş resimler ile. 15:00 da otobüste idik ve biletimizi aldık. Yer altındaki otobüs park alanı kullanışlı ve alan kârı idi. Romanya’da bunu görmek çok hoş olur.

İspanya’nın güzel bir yanı herşeyin sabir olması! Otobüs tam 15:30 da kalktı ve 20 dakikada varış noktamıza vardık. Franco anıtı çok etkileyici bir şekilde konumlanmış. Büyük hacimde, hem iç mekan hem dış mekan olarak bir tepenin üzerinde devasa bir haç ve kendini çeviren ormanların derin sessizliği... Son derece etkileyici. Tırmanamamak da üzücü. Anladığım kadarıyla kaya düşmesi sebebi ile 2008 den beri tırmanış yasak. Doğal merakımızla sorduğumuz turist gişesideki kadın bize tırmanabileceğimizi söyledi. Bir tane daha sessiz ve manzaları nokta.. İki saatiniz var çünkü aynı otobüs sizi 17:30 da almaya gelecek.

Madrid’den 45km uzaklıkta, Sierra Guadarrama’da Abantos Dağı eteğine inşa edilmiş, 1984 den beri UNESCO koruması altındaki El Escorial etkileyici bir anıt. Dahası, bu manastır ve kraliyet konutu. Burada bir kilise bulabilirsiniz. Ve etkileyici bir müze. Bu gösterişli yapı bazı tarihçiler tarafından İspanya tarihindeki en güçlü ve etkili kral ve aynı zamanda en katolik olan, 2. Philip tarafından inşa ettirilmiş.

2. Henry Fransa kralına karşı yapılan Saint Quentin savaşının galibiyeti anısına dikilmiş gösterişli bir saray. 2. Philip sarayın kendinden önce quasi-sovereign yöneten bütük kralların ileride huzur içinde yatması için kullanılmasını istemiş. 1. Charles’dan sonraki çoğu kral tapınağın altındaki kraliyet tapınağında yatmaktadır. Juan Carlos’un babası Prens Juan de Bourbon burada yatmaktadır. Titian, Tintoretto, El Greco, Velasquez, Paolo Veronese ve diğer birçok ustanın eserlerinde bu yapıda bulunmaktadır.

Aynı zamanda kütüphanesi 40 binden fazla pahası biçilemez kitap barındırır. 54 metreye 12 metrelik odalarda bulunur. Kaçırılmaması gereken bir noktada, dev bir salon olan savaşlar salonu. Duvarlar İspanyol ordusunun zaferleri ile dolu. Pencerelerden bahçeleri görmek mümkün. Rahiplerin eski çalışma ve ibadet yerleri. Gösterişli ve etkileyici olan El Escorial Sarayı Katolizm hakkında temiz bir görüş sunmakta. Aynı zamanda tarih, medeniyet ve İspanyol kültürü için de..

El Escorial Manastırı, kısmen kraliyet konutu. Sadece hacmiyle değil, değeriylede etkileyici olan bir kütüphanesi var. Bölgeye hükmeden silüeti ile 30 bin metre kare alanı, 9 kulesi, 86 sıra merdiveni, 88 fıskiyesi, 300 odası, 16 heykeli, 1200 penceresi, 1600 den fazla resmi, 2673 kapısı ve daha fazlası.. Aziz John onuruna, Fransız ordularının 1557 deki yenilgisinden sonra 5. Charles’ınn oğlu Kral 2. Philip tafanından yaptırılmış.

Ama dediğim gibi, Kraliyet dairelerine adım atmalısınız. Barışın ve Savaşın aynı derecede etki bıraktığı salonlara. Kiliseyi ziyaret etmek ve görkemine hayrak kalmak, kütüphanesine hayran kalmak ve sanatının bilgeliğini anlamak. El Escorial dikkat ile, tasarruf ve simetri amacı güdülerek inşa edilmiş. Fakat aynı zamanda İspanyol kraliyetinin gücünü gösterecek kadar ilahi gösterişli. Ziyaretiniz sonrası ufak hissedeceksiniz. Yine de hoşnut kalacak ve ruhsal yönden zengin hissedeceksiniz.