Krakow’da Erasmus Yaşamı

Bu benim Krakow Politechnika’daki mimarlık öğrencisi olarak 10 aylık erasmus tecrübemdir.

Mimari ve manzaralar

Gerçek şu ki Polonya, önemli mimari yoksunluğuna rağmen tarihi olarak çok acılar çekmiş olduğu bahsedilen bir ülke. Önceden var olan önemli eserleri de yıkıma uğratıldı ve bugünlerde diğer Avrupa ülkeleri kadar ekonomik güce sahip değil. Krakow, Cloth Hall, Wawel Kalesi ve Santa Maria Kilisesi’nde karşınıza çıkacak göz alıcı tarihi bir bölüme sahip. Bu bölüm oldukça bakımsız olup gece kötü ışıklandırılmalarına rağmen yine de Krakow Meydanı Avrupa’nın en geniş meydanı olması yanında aynı zamanda da en güzellerindendir.

Krakow'ın aksine Varşova mesela mimari açıdan İkinci Dünya Savaşı’nda tamamen yıkıma uğratılmasına rağmen bütün bu binalar yeniden aslına uygun inşa edildi. Fakat bu durumda Krakow’daki “tarihi” bölüm Varşova’da söz konusu bile değil.

Şehrin dışındaki manzaralar göz alıcı gerçekten ve yüksek nemden dolayı köyler yeşile bürünmüş halde öbek öbek yapraklı bitki örtüsüyle(Anlamanız için Asturias benzeri diyebiliriz). Ayrıca kışın çoğunlukla karlı geçer, bu yüzden bir kere kar yağdığında sıfır derece üstüne pek çıkmaz ve yağan kar kolay kolay erimez.

Kültür ve gelenekler

İspanya, Fransa, İtalya gibi diğer Avrupa ülkelerine nazaran buradaki kültür biraz modası geçmiş. Her türlü insan bulmak mümkün; liberallerden radikallere, homofobiklerden, ırkçılara kadar. Fakat kötü arkadaşlıklar edinmediyseniz pek problem yaşamazsınız. İstisnalar olsa da gelenekler oldukça benzer. Yemek boyunca konuşulmasını sevmedikleri gibi yemek bittikten sonra masada oturulup sohbet edilmesini aşçıya saygısızlık olur diye hoş görmezler. Ayrıca kısa süreli olarak ev ziyaretlerinde ayakkabılarını çıkartıp çoraplarıyla girerler.

Önemli olan bir konu da futbol konusunda dikkatli olmanız. Bu konuyu Polonyalıların önemli önceliklerinden ve genlerinde taşıdıkları bir şey gibi betimleyebiliriz. Maçı kazanırlarsa havai fişekler fırlatıp katılan herkes sarhoş halde sokağa çıkıyorlar; davullarla maytaplarla. Kaybettiklerinde ise yine sarhoş olup keyifleri kaçıyor. Sokaklarda diğer grupları aşağılayan birçok grafiti var. Bu konuda dikkatli olmalısınız çünkü bu konuda çok hassaslar.

Gastronomi

Polonya mutfağı genelde bir çorba ve bir ana yemekten oluşur. Tabaklar gayet bol ve doyurucu. Genellikle margarin ve empanado* kullanılır. Tipik Polonya yemekleri pierogi ve zurek’tir.

mantı çeşitleridir diyebiliriz. Soğuk ya da sıcak yenilebilir ve içi birçok şeyle doldurularak hazırlanabilir: et, meyve, sebze, peynir… En tipik olanı Rus Pierogi denilen kızarmış patates ve peynirli olanıdır.

Zurek tipik bir Polonya çorbasıdır. Yuvarlak bir ekmeğin içi alınarak üstünde kapak misali bir kesik bir parça ile de servisi yapılır. Bu çorbanın içinde birçok malzeme vardır: mantarlar, salça, peynir, patates, yumurta, soğan ve baharatlar.

Partiler

Krakow rahatlıkla birçok parti bulabileceğiniz Avrupa şehirlerinden biridir. Şehrin merkezinde cumartesi pazartesi fark etmeden farklı kulüplerde her gün 3-4 parti bulabilirsiniz. Eğer Banialuka ya da Teatro Cubano’ya hangi gün giderseniz gidin akşam 8-9 den beri içki içen erasmus öğrencileriyle (özellikle en kalabalık grubu İspanyol öğrenciler oluşturur. )dolu bulursunuz.

Krakow diğer Polonya şehirleri gibi 12’den dışarıya çıkmaz İspanya’da olduğu gibi. Burada 8’de herkes sokaktadır ve sabah 5-6 ya kadar sürer bazı şampiyonlar gibi.

Ayrıca haftanın her günü herhangi bir barda bir erasmus partisi mevcut. Sadece sormanız gerekir ve size ufak kartlar verilir haftalık program ve gidilmesi gereken bar listeleri olan.

Çok önemli olan diğer bir şey: Sokakta içki içmek yasak. Polisler bu kural konusunda çok katılar ve kişi başı 50 euro’ya kadar ceza kesebilirler. Zaten kışın soğuk havada ve kesilen cezalarla dışarıda içmeye pek hevesiniz olmuyor.

Boş vakit aktiviteleri

Ben Krakow’da erasmus öğrencisiyim o yüzden yeterince boş zamanım oluyor. Krakow çok fazla imkânı var; dansa gidebilirsiniz, sıcak hava balonuna binebilirsiniz, paintball oynamaya gidebilirsiniz. Krakow’da yapılacak aktiviteler konusunda sadece tripadvisor sitesinde bile bir sürü fikir bulabilirsiniz.

Ulaşım

Ulaşım, Krakow’un bir başka büyük avantajı diyebiliriz. Şehir çevresindeki yerleşim yerleriyle alışveriş merkezleri arasında mükemmel ulaşım ağına sahip. Trenle olmazsa bile tramvayla her saat her yere ulaşmak mümkün. Örneğim mahallemden üniversiteye her gün her 3 dakikada bir tramvay geçmektedir. Diğer cazip yönü ise ücretler: Şehirde herhangi tren veya tramvay için 20 dakikalık bilet sadece 50 sent. Eğer öğrenci kartınız varsa 25 sent ödersiniz. Daha uzun mesafeler için ulaşım kartı edinmenizi öneriyorum. 40 euro ödeyip 6 ay boyunca bütün otobüs ve tramvaylara limitsiz olarak kullanabilirsiniz.

Tüm yerlerdeki gibi burada da taksi biraz pahalıya mal oluyor fakat iyi bir taksi tercih ederseniz yine uygun fiyatlar söz konusu (kilometresi 20 sent). Polonya’da nereye gitmek istediğini seçip sizi bulunduğunuz noktadan ve çok ucuz bir uygulama kullanılmakta : Uber.

Ücretler

Buradaki her şeyin fiyatı gayet ucuz. Ülke ekonomik olarak pek zengin değil olmamakla birlikte euro da kullanmıyor. Kendi paraları olan zloty ise değeri düşük ve bu nedenle İspanya ile karşılaştırdığınızda her şey genellikle çok uygun fiyatlara sahip.

Buradaki bira, Avrupa’nın en ucuzu olanı (yarım litresi sadece 90 sent). Restaurantta fix menü yemek yemek sadece 4 euro. Supermarketlerdeki ücretler İspanya’ya kıyasla ucuz fakat çok da değil.

Evler de aynı şekilde, İspanya’dan çok az daha ucuz ama yine de aşırı bir fark yok, özellikle şehir merkezinde güzel bir ev bakıyorsanız. Apartmanlar oldukça ucuz, 90 euro’ya aylık elektrik, su ve ısınma faturalarını ödenebilir. Odalar iki kişilik olduklarından başka biriyle odanızı paylaşabilirsiniz.

Elbise çok fark olmamakla beraber İspanya’dan daha pahalı olduğunu fark ediyorsunuz. Özellikle de Zara, Stradivarius gibi mağazalarda.

Zloty’in düşük değeri oluşu her şeyi daha ucuza almanızı sağladığından bu fırsattan yararlanılmalı diye düşünüyorum.

İklim

Polonya’da bu konu hakkında bir çok şüphe var. Eylül ortası gibi vardığımda İspanya’dan 10 derece daha düşüktü. Sonrasında sadece 1 hafta -30 dereceye kadar düştü (sadece buzdolabını bir haftalık yetecek şekilde doldurun ve evden çıkmayın). Benim için en iyisi kar. Çoğunlukla her hafta birazcık yağar, ta ki güzel bir tabaka kar birikene kadar ama zevklerle ilgili aslında. Ben bayılıyorum bu duruma çünkü İspanya’da yaşağıdım yerde hiç kar yapmaz ve bunu çok özlüyorum, quiza hay mucha gente a la que hayas nieves todo el invierno le eche un poquito para atras.