Budapeşte'ye Seyahat

    20 Ekim 2017. Budapeşte'ye ayak bastığımız ilk gün! Erasmus öğrencisi olarak yurtdışı gezi deneyimini yaşadığımız ilk ülke. 4 kız olarak gittiğimiz ve gezmek için en az 2 gün ayrılması gerektiğini düşündüğüm bir ülkedir kendisi :) Hiçbir şekilde gezilerinizi sıkıştırıp 1 gün de bitirmeye çalışmayın çünkü bitmiyooor :))

        Polonya'dan Budapeşte'ye Polskıbus otobüsüyle gittik. Gündüz yolculuğu yaptığımız için akşam 10-11 civarında Budapeşte'ye ulaştık. Araçtan indiğimiz yerde metro bulunuyordu. Kelenföld olarak geçiyor. Metro istasyonuna giderek önceden ayarladığımız yerin adresini gösterip hangi durakta inmemiz gerektiğini öğrendik. Metro biletlerimizi aldıktan sonra yola koyulduk. Kalacağımız yeri internetten ayarlamıştık. Nasıl bir yer olduğunu karşımıza ne çıkacağını bilmiyorduk ve ilk defa böyle bir deneyim yaşayacaktık. Metrodan indik. Durak adını hatırlayamadığım için yazamıyorum şuan. İndiğimiz yerde asansöre bindik ve direk dışarıya çıktık. Dışarı da muhteşem bir manzara bizi karşıladı. Ordan da tramvaya binerek yolumuza devam ettik.Tramvaydan indiğimizde ise parlemento binasının güzelliğiyle karşı karşıyaydık. Yürüyerek hostelimizin olduğu yere gittik.

   Hostelimizin konumu harikaydı. Tuna nehrinin bir sokak arkası ve parlemento binasına yürüme mesafesindeydi. Bakmak isteyenler için adı 'HomePlus' Hostel. 4 kişi olduğumuz için kendimize ait, tuvalet banyosu içinde olan oda da kaldık. Hostel apart şeklinde. Kayıt yaptırıp para ödediğimiz yer ile kaldığımız yer farklıydı. İki yerleri vardı. Arası bir iki bina uzaklıktaydı. Çok yakındı. Kayıt yaptırdığımız yeri gördüğümüzde biraz şaşkına dönmüştük. Çok güzel bir ortama benzemiyordu ama diğer tarafa gittiğimizde gayet güzel bir yerle karşılaştık ve baya memnun kaldık. ( Kahvaltı olduğunu da söylediler  ama sabah gittiğimizde kahvaltı adına hiçbir şey yoktu. Mısır gevreği gibi şeyleri uzaktan gördük kalabalık yer olmayan masaya yaklaşmadan geri çıktık. İlk deneyim olduğu için yanımızda yiyecek hiçbir şey götürmemiştik. Kesinlikle gezilerinizde hem paradan tasarruf için hem de kolay karnınızı doyurabilmek için yiyecek hazırlayıp yanınıza alın. )

     Kaldığımız aparttın mutfağı. Girişten sola döndünüzde oturacak yerler ve mutfak karşılıyor.

          Hemen fotoğrafın sağında da kaldığımız oda bulunuyor.

  Hostele yerleştikten sonra yemek yemek için o saatte açık bulabildiğimiz tek yer olan Mc Donalds'a gittik. O da yurdun biraz ilerisinde bulunuyordu. İlk deneyim olmasına rağmen gerçekten sorunsuz güzel bir gezi oldu. 

       Öbür gün gezmeye başladık. Gündüz gözüyle Tuna Nehri, Palemento Binası, Zincir Köprü, Balıkçı Tabyası, Elisabeth Köprüsü, Matthias Kilisesi, Özgürlük Köprüsü, Tuna kıyısındaki ayakkabılar, Aziz Stefan Bazilikası ve daha birçok yer... Hepsi de birbirine yakın kolaylıkla ulaşabileceğiniz yerler.  Ben çok beğendim. Mimari tarih seviyorsanız bol bol mimari görebileceğiniz güzel bir şehir. 

      Para birimlerine geleliim. Para birimleri biraz farklı. Hesaplama işleiyle sizi  uğraştıracak. Biz kart kullandık her yerde ama hediyelik eşya alırken özellikle kalenin ordaki tezgahlarda peşin paraya ihtiyaç duyabilirsiniz. HUF olan para birimleri biz gittiğimiz de 1tl=25 huf'a denk geliyordu. Öyle olmasına rağmen gerçekten ucuz bir şey yoktu. Paramızın değerli olduğuna kanıp kesinlikle ucuz şeylerle karşılaşacağınızı düşünmeyiiin.

      Birkaç fotoğraf paylaşacağım. Onlara da bakabilirsiniz :)

  Güzel bir anı güzel bir deneyimdi. Vaktiniz varsa görmedim demeyin! 

                                       ~ gezin görün eğleniiin :)