Gece Kulüpleri Hakkında

4 gündür yazamıyorum çünkü bu sabahki vize sınavım nedeniyle biraz yoğundum. Sınavım kötü geçti çünkü bize sınav anında verilen bir konu üzerine tartışma yazısı yazmamız istendi bu yüzden tamamen hazırlıksız yakalandık. Evet, aslında hoca bize önceden hazırlanmamız için 10 genel konu verdi ki evde ön hazırlık yapıp gelelim ama hocanın bugün sınavda verdiği konunun bize hazırlanalım diye verdikleriyle yakından uzaktan alakası yoktu. Bütün bunları düşününce sanırım hazırlıksızdım diyebilirim. Umarım mucizevi bir şans sayesinde bu dersi geçebilirim.

Bu haftasonu da diğerleri gibi bol bol alkol, gece kulüpleri ve öğlen 2'ye kadar uyumakla geçti. Bu seferki biraz farklıydı çünkü bu hafta sonu arkadaşımın birisi Amerikan bir çocuk ve diğeri Sırbistan'dan bir kız olan iki konuğuyla birlikte takıldık. Cumartesi günü birlikte şehri dolaşmaya gittik, misafirlere birazcık şehri gösterdik. Buraya bir kaç fotoğrafını koyuyorum ki siz de görebilesiniz.

Onları gezdirmek benim için çok zordu çünkü ben bir tur rehberi değilim, hahahah; Şehrin tarihi hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Sokakta kendi başımayken bile yolumu zar zor bulabiliyorum ve şehirdeki mükemmel yerel restoranları da bilmiyorum. Ah, ve ayrıca çekçe de konuşamıyorum. Ama yine de eğlenceliydi, hiç değilse geri dönerken evin yolunu bulabildim (Tom isimli Bay Amerikalı çocuğun ağzından çıkan sözler). Şu var ki, artık çok iyi çek yemekleri yapan ve leziz biraları olan bir restoran biliyorum. Mekanın adı ČERNOHORSKÁ PIVNICE , üzerindeki linkten göz atabilirsiniz. Restoranı sizlere şiddetle tavsiye ederim ama yine de belirtmeliyim ki yemeğinizin gelmesi için biraz fazla bekliyorsunuz bu yüzden oraya gittiğinizde aşırı derecede aç olmamanızı öneririm. Gerçi bira bekleme süresini biraz daha çekilebilir yapıyor. :D

Şehri dolaşırken dikkatimizi çeken başka bir şey ise büyük pembe bir tavşanın ana meydan olan Náměstí Svobody'de bir aşağı bir yukarı yürümesiydi.

Tom bu adama resmen kafayı taktı. Aslında bu pembe tavşan sadece Tally Weijl'in yeni koleksiyonunu tanıtmak için elinde pembe balonlar taşıyıp insanlarla fotoğraf çekiniyordu. Zavallı çocuk, çok iyi birisi (ve her zamanki gibi bir gram dahi ingilizce konuşmadı). Tom, çocuğa kostümünü nerden aldığını ve bizimle bir şeyler içmeye gelmek isteyip istemeyeceğini sormak istedi ama çocuk hiçbir şey anlamadı ve ben de Çek Cumhuriyeti'ne geçici bir süreliğine geldiğim için tutup da bu soruyu çekçe soramadım.

Ama çocuğun ingilizce konuşamaması Tom'u yıldırmadı ve kalkıp Tally Weijl mağazasına gitti. Mağazadaki kıza pembe tavşan kostümü satıp satmadıklarını sorduğu an kızın suratındaki şaşkın ifadeyi ve Tom'un ciddiyetini keşke kameraya kaydedebilseydim. Çok komikti. Ama yine de elimde Tom'un tavşan gibi zıplarken ve Sırbistan'dan gelen Monika'nın Noel ağacından süs çalarken bazı görüntüleri var. :D

Akşam yurdumuzun bodrum katında devasa bir parti vardı (Vinařská Hall, Block A1) çünkü üç kişi (sanırım) aynı anda doğum gününü kutluyordu. Ayrıca gecenin sonunda bodruma inmek üzere toplanan pek çok kişi yurt odalarında minik partiler veriliyordu.

Daha sonra buranın en popüler gece kulüplerinden birisi olan Two Faces'e geçtik. Burası neredeyse her gün tıklım tıklım dolu olan, popüler şarkılar çalan ve giriş ücreti 50 Çek Kronu (yaklaşık olarak 2 euro) olan bir mekan. İçecek fiyatları makul, saat gece 1'den önce gitmediğiniz taktirde vestiyer sırasındaki kuyruk asla bitmeyecek kadar uzun. Mekanda iki bar bulunuyor, birisi giriş katta diğeri üst katta. Bu yerin içerisinde küçük bir havuz da var. Bunların hepsini hesaba katarsak fena olmayan bir gece kulübü diyebilirim burası için.

• Şimdi sıra gece kulüpleri hakkında konuşmaya geldi. Şahsen ben Metro'yu (http://www.metromusic.cz/) seviyorum çünkü daha çok rock ve benzeri tarzlarda güzel müzikler çalıyorlar. Aslında mekan ufak ama müzik için oraya gitmeye değer.
• Bir sonraki mekan her çarşamba neredeyse tüm erasmus öğrencilerinin parti için gittiği 7.nebe (http://www.7nebe.cz/). Buranın iki farklı dans pisti var ve ikisinde de farklı tür müzik çalıyor. Ayrıca iki farklı da barı bulunuyor.
• Livingstone (http://www.livingstoneclub.cz/en/) isimli bara sadece bir kere gittim o da Beer Marathon sonrasındaki parti içindi. Sahnesi olan ve ilgi çekici ahşap heykellerin olduğu, lüksten uzak olduğu için beğendiğim güzel bir mekandı.
• Fleda (http://fleda.cz/ buraya geldiğimde gittiğim ilk gece kulübüydü ama hiç sevmemiştim sanırım sebebi müziğin çok kötü olmasıydı. Dans pistlerinden birisinde dubstep ve trance karışımı bir şeyler çalarken diğerinde kötü eski müzikler ve Çek şarkıları çalıyordu. O zamandan beri oraya hiç gitmedim, sanırım bir şans daha vermeliyim belki de kötü bir ilk izlenim vermiştir. Mekanın güzel yanı devasa olması.
• Diğer bir yer ise Caribic (http://www.caribic.cz/), burası güzel bir mekan ama tek problemi ırkçı olması. Şöyle ki, ilk kez oraya girmeye çalıştığımızda Çek olmadığımız için bizi içeriye almadılar. Hadi ama nasıl bir kural bu? Bir keresinde içeriye girebildik çünkü sanırım artık salı günleri öğrenci partisi olduğu için yabancıları dahi mekana alıyorlar. Her neyse, çok da özel bir mekan değil, DJ gerçekten iyi değildi, bira pahalıydı, çok kalabalıktı.
• Ve şimdi sıra bayıldığım bir mekan olan Mandarin'de (http://www.mandarinclub.cz/. Evet burası lüks bir yer ama yine de harika. Ordaki vaktimin çoğunu dans ederek geçirdim bu yüzden lüks olup olmamasını çok da farketmedim. Müzik harikaydı.

Tabii ki şehirde başka gece kulüpleri de var ama ben hala keşfetme aşamasındayım bu yüzden yeni yerlerle tanıştığımda paylaşmaya devam edeceğim.

Şimdi sıra biraz ders çalışmakta ve sonrasında... sanırım Santana. Evet, Santana yaşadığım yer olan Vinařská'ya sadece 5 dakika uzaklıkta. Bira içebileceğiniz ve yemeği de olan tipik bir Çek pubı. Her pazartesi akşamlarımızı orda içerek ve karaoke yaparak geçiriyoruz. Maalesef sadece pub için bir müzik kutuları ve tek mikrofonları (gerçekten iyi olmayan) var bu yüzden her yeni haftaya orada başlıyoruz.

Tamam, hadi ben kaçtım.

Fotoğraf galerisi