Yurtdışında nasıl kız tavlan(a)maz?

Hep yanık tenli bir İspanyol kızıyla tanışmayı hayal etmiş olabilirsiniz ya da o kusursuz esmer İtalyanı bulmayı. Yurtdışında tanışacağı onlarca farklı insanı bir kere bile düşünmeyen insan değildir zaten. Hele ki o Erasmus kızları...

Yine de, bu mükemmel avantajı binbir çeşit egzotik kızla tanışmak için kullanmayı becerip becerememek size kalmış. Bu yazıyı yazıyorum ki ben neden beceremedim bilin.

Salak gibi dans etmeyin.

Muhtemelen en önemli kurallardan. Dürüst olalım, bu kızlarla ilk karşılaşmanız ancak bir çeşit kulüpte, hatta barda olacak (ki bu birazdan söyleyeceğim şeyi daha da hüzünlü yapıyor). İlk izlenim kesinlikle çok önemli ve ne kadar iyi süslenmiş olursanız olun, bütün o kaş aldırmalarınız, saçınızı tekrar ve tekrar yapmalarınız işleyeceğiniz haddinden fazla dans etme günahı yüzünden mahvolacak.

Yurtdışında nasıl kız tavlan(a)maz?

Bir kere siz John Travolta değilsiniz. O garip kalça hareketleriyle idare ediyor olabilirsiniz, ama tahmin edersiniz ki, dans pistinde çılgınca döktürmek şahit olunabilecek en az çekici şeylerden bir tanesi. Haklı olarak, hangi kız daha saniyeler önce çeşitli derecelerde nöbet geçirirmişcesine dans ederken gördüğü sonra da sürüklenerek kendisine doğru ilerleyen, yüzünden ter damlayan kafasından duman çıkan bir adamla konuşmak ister? Geceye belki biriyle tanışma şansıyla başlamıştınız ama şimdi ketıla benzeyen o haliniz bir ihtimal sahip olduğunuz tüm umudu alıp götürdü.

Yurtdışında nasıl kız tavlan(a)maz?

Yani eğer amacınız birkaç kızla tanışmaksa; en doğrusu, kötü değilseniz bile, dans etmekten tamamen kaçınmaya çalışmak ya da en azından bir o yana bir bu yana hafifçe sallanmaktan başka bir şey yapmamak. Koltuk altınızı ve alnınızı kuru tutmak her zaman bir numaralı öncelik, her ne kadar ben zamanında becerememiş olsam da.

Aşık olmayın

O kızın hayatınızda gördüğünüz en güzel kız olduğunu zannetmiş olabilirsiniz ama dürüst olmak gerekirse; hoş loş ışık ve tüm vücudunuzda gezen alkolle, hepimiz biliyoruz ki muhtemelen değil. Hadi diyelim ki kız sizi dans ederken görmedi, siz de allem edip kallem edip kızla konuşmayı başardınız. Kızın ne kadar hoş, içten ya da özel göründüğü; sizin, kızı sadece 30 saniyedir tanıdığınız gerçeğini değiştirmiyor. Herhangi bir evlilik teklifi muhtemelen pek de olumlu karşılanmayacak.

Belki de aylardır size zaman ayıran tek kız, sigara içmeye çıktığında ya da tuvalete gittiğinde hedeflerinizi gerçekleştirmeye yönelik tüm umudunuz pencereden uçup gitti. Epeyce bir süre geçti, kız hala gelmedi Tahmin edebileceğiniz gibi çoktan birini buldu bile. Gecenin karanlığında, birinin motorunun arkasında, kolları adamın beline sarılmış, kulağına tatlı tatlı şeyler fısıldıyor. İşte hata yaptığınız yer tam da burası...

Yurtdışında nasıl kız tavlan(a)maz?

Bir şekilde kızın numarasını aldınız, mesaja "lol" eklemenin sizin seri katil olmadığınızı kanıtlayacağını, iki küçük öpücüğün de tüm vücudunuzu yiyip bitiren çaresizlik ve arzu değil de hafif bir ilgi belirteceğini düşünerek şakacı ufak bir mesaj attınız: "Nereye kayboldun ya? lol xx". Üzerine başka bir mesaj, üzerine beş mesaj daha. Hepsi de yavaşça delirdiğiniz çok da belli olmasın diye bilumum emojiyle, öpücükle dolu.

Kız ne kadar cevap vermemekte diretiyorsa, siz de o kadar kıza ulaşmakta diretiyorsunuz. Aradınız, sesli mesajlar bıraktınız. Daha yeni tanıştığınız bu kıza ölümsüz aşkınızı ilan ettiniz. Onsuz olamayacağınızı söylediniz, ki kızı gözden kaybettiğiniz anki panik haliniz düşünülürse pek de yanlış sayılmaz.

Ve sonunda sizi unutmadığını, onun da sizinle olmak istediğini gösteren kutsal mesaj, birlikte yeni geleceğinizin başlangıcı, beklediğiniz an geldi. "Mesajı göster" dediniz, dört gözünüzü açmış müstakbel eşinizin mesajının açılmasını bekliyorsunuz...

"S*ktir git be! Sakın bir daha beni arama. "

Hemen ayrılıyorsunuz oradan. Bu gece gözyaşlarınızdan başkasıyla paylaşamayacağınız Büyük boy Big Mac menü ve 20'li Nugget ile teselli bulmaya çalışıyorsunuz, maalesef.

Kimseyle konuşmamazlık yapmayın

Diğer iki tavsiye kadar hüzünlü, daha basit ve belki çok da belli olmayan başka bir hata ise kimseyle konuşmamak.

Dışarı çıkıp, zamanınızı sadece dans edip (aşırı ya da değil), sarhoş olarak geçiriyorsanız kimseyle tanışmayı beklemeyin. Şu bir gerçek ki: çaba sarfetmek zorundasınız. Kimin ilgileneceğini asla bilemezsiniz. Hali hazırda ilginizi çekmiş biri olabilir ama sakın her detaya kafa yormayın. Her şey yerli yerine oturacak zamanla ama harekete geçmek zorundasınız.

Maalesef, bu kısım tavsiyelerimin bittiği kısım. Biliyorum, nispeten kısa oldu ama bendense 5 yaşındaki bu çok eşli çocuğu dinlemek daha faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Genelde aralarından seçmeleri gereken 7 tane kız arkadaşları oluyor, eminim konuyla ilgili benden daha çok bilgileri vardır.

Eğer kötü davranırsanız daha istekli olmayacaklar

Onca başarısızlıktan sonra tamamen vaz geçmenin eşiğindeyken, daha başarılıymış gibi görünen bir kaç taktik denemeniz bence mazur görülebilir. Ve bu taktiği uygulayanların hepsini eleştirme ikiyüzlülüğüne rağmen, "Kadınlar, kendilerine kötü davranan erkeklerden hoşlanır. " klişesi son umudunuz gibi görünebilir.

Yurtdışında nasıl kız tavlan(a)maz?

O iş hiç öyle değil.

Eğer kadınlara kötü davranırsanız, şaşırtıcı bir şekilde, çoğu zaman denyonun teki olduğunuzu düşünecekler. Kimse kötü davranılmaktan hoşlanmaz. Belki ufak tefek arkadaşça sataşmalar sohbetinizi biraz renklendirebilir ama hep denyoluk yapmayı pek de öneremem. Etrafınıza baktığınızda somurtan ve kimseyi umursamayan ama peşinden bir sürü kişi koşan adamlar görebilirsiniz. Ve pastadan siz de pay almak isteyebilirsiniz, ama sizi temin ederim, alamayacaksınız.

En fazla, anlaşmaya başladığınız insanları sinir etmekle kalacaksınız. Sadece kendiniz olun, gülmek istediğinizde gülün. Aşağılık gibi davranmaya ihtiyacınız yok çünkü genelde bu hikaye de tanıdık bir şekilde biter: Büyük boy Big Mac menü ve 20'li nugget. Yine paylaşacak kimse yok.

Bunların hiçbirini yapmayın

Tabii ki hayallerinizdeki kızı bulma umudunuzu yerle bir edip, kendi ayağınıza sıkabileceğiniz daha bin bir tane yol var. Ama vaktinizi daha fazla harcamamak adına (ve sicilimi daha da kirletmemek adına, birazcık da olsa). Bu dört tavsiyeye bağlı kalmak size neyin doğru, neyin yanlış olduğu hakkında bir fikir verir diye düşünüyorum.

Gelecekteki girişimlerinizde bol şans! Umarım benim hatalarımdan ders çıkarıp, çok daha büyük başarıların keyfini çıkarırsınız. Bana sorarsanız, her başarı, başarıdır.


Fotoğraf galerisi



Yorumlar (0 yorum)


Kendine ait Erasmus blogunun olmasını ister misin?

Yurtdışında yaşamayı tecrübe ediyorsan, tutkulu bir gezginsen veya yaşadığın şehri tanıtmak istiyorsan... kendi blogunu oluştur ve maceralarını paylaş!

Erasmus blogumu oluşturmak istiyorum! →

Hesabınız yok mu? Kaydol.

Biraz bekleyin lütfen

Koşun hamsterlar! Koşun!