Acropolis Müzesi
Yunanistan, Atina'da bulunan Akropolis Müzesi mimar Bernard Tschumi tarafından inşa edilmiştir. Bu müzede, Akropolis tepesinden çıkarılan antik kalıntılar,buluntular sergilenmektedir. Toplam 25 bin metrekare alan üzerine inşa edilen ve yapımı yaklaşık 11 yıl süren müzedir. 130 milyon euro'ya mal edilen yeni Akroplis müzesi, dış yapısındaki büyük camlar sayesinde ziyaretçilerine heykelleri gün ışığında rahatlıkla görme imkanı sunuyor. Müzenin bir kısmı Yunanistan'ın İngiltere'den geri almak için uğraştığı Atina Akropol'ünün bir parçası olan ve günümüzde londra'da British Museum'da yer alan eski yunan mermer heykelleri, yazıtları ve mimari unsurlar için ayrıldı. Atina Akropolü'nün üçte ikisi halen ingiltere'de British Museum'da sergileniyor.
Adres: Dionysiou Areopagitou 15, Athina 117 42, Yunanistan.
Müzeye giriş ücreti 5 eurodur. Eğer erasmus öğrencisi iseniz giriş ücretsizdir. Kazı çalışmaları yeraltında devam etmektedir. Bu alandaki çalışmaları ziyaretçiler yer seviyesindeki cam zemin üstünden izleyebilirler. Özellikle müzenin giriş kısmında, kazı çalışmalarının üstünden yürüyerek geçiyorsunuz. Ama bu kısımda fotoğraf çekmek yasak.
Müze Akropolis’e arkeolojik hazineleri için kalıcı bir barınak sağlamayı amaçlamaktadır.
Akropolis müzesi, Akropolis tepesinin hemen aşağısında karşısında yer alıyor. Akropolis Müzesi'nin kafeteryasındaki terasından Akropolis'i izleyebilme şansınız var. Hatta müzenin bazı kısımlarında da akropolis tepesi görüş alanınıza giriyor. Bu çok güzel bir şey. Çünkü düşünüldüğünde Akropolis tepesi aslında tarihi bir yapı,yerleşim alanı. Ama Akropolis Müzesi modern bir mimariye sahip olan bir müze binası. Bu ikisinin aslında aynı amaca hizmet ettiğini düşünebiliriz. Müzede Akropolis tepesindeki kalıntılar sergileniyor. Ama birisi,tarihi bir bina. Diğeri ise modern bir bina. Karşı karşıya olması modernizmle, tarihin birleşmesini çağrıştırıyor bende. Ve ikisinin birleşimini çok sevdiğimden, çok mantıklı bulduğum bir olay. Tabiki de bu benim mimari olarak yer edinen bir bakış açım.
Müzenin kendisi, tarihi kalıntılar üzerine inşa edilmiş. Binanın zemini, şeffaf bir şekilde camdan yapıldığı için aşağıdaki kalıntılaro görebilirsiniz.Kalıntılardan baya bir yükseklikte olduğunuz için de ne kadar yükseklikte yürüdüğünüzüde camlar sayesinde görebiliyorsunuz. Biraz da ürkütücü olabiliyor, ben yere bakamadan yürümüştüm bir süre :) Bu kazı çalışmaları bittiği zaman, ziyaretçilere açılacakmış. Müzeye dahil olacakmış.
3 katlı olan müzenin asma katında, Erectheion ile Nike tapınağından çıkartılan heykel ve değerli eşyalar sergilenmektedir.Birinci katta Akropolis’in yamaçlarından çıkarılan tarihi eserler sergileniyor. Müzenin en üst katı ise en güzel kısmı. Acropolisin manzarasını görebilmek için bütün duvarlar şeffaf camla cephelenmiş. Eserler mekanın ortasında, cam cepheler ferah.Mekanın dört bir yanından mükemmel Acropolis manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Akropolis Müzesi'nin en üst katında, Parthenon'la alakalı,Akropolis'le alakalı kısa bir video gösteriside var. Video gösterisinde, Parthenon'un tarihini anlatıyor. Farklı devletlere hizmet ettiği dönemlerde ne amaçla kullanıldığından bahsediliyor. Vaktiniz varsa oturup 10 dakikanızı ona ayırmanızı tavsiye ederim.
İnşaattan önce,yer altında bulunan arkeolojik kalıntılar 100’den fazla kolonla taşınan binanın zemininde korunuyormuş.Müze, mimari açıdan çok ferah, açık, serbest bir müze. Kalabalık olduğu zaman bile basmıyor. Kat yüksekliği çok yüksek olması,bunun sebeplerinden birisi. Ama bu şekilde bir modernizm göstergesi olan bu binanın, şehire uygun olmadığını düşünenlerde var. Şehrin tarihi kimliğini bozduğunu, modern bir yapının Akropolis'in göbeğine inşa edilmesinden rahatsız olanlarda var.
Fotoğraf galerisi
Burada (Atina) yaşadığın Erasmus deneyimini paylaş!
Atina yerini bir yerli, gezgin veya değişim öğrencisi olarak biliyorsan... Atina hakkındaki düşüncelerini paylaş ! Farklı özelliklerini puanla ve tecrübelerini paylaş!
Deneyim ekle →
Yorumlar (0 yorum)