Zirveye yolculuk

Tarafından yayınlandı flag-tr Erdi Er — 6 yıl önce

Blog: Hayal dünyam
Etiketler: flag-tr Erasmus blog Türkiye, Türkiye, Türkiye

Merhaba sevgili erasmus okurları, bugün sizlerle trekking yapmak için Uludağ'ın zirvesi Keşiş Tepe'ye çıkacağız. Çok ama çok zorlu bir zirve yürüyüşü olacağı için Cumalıkızık'ta çok sağlam bir kahvaltı yapmanızı şiddetle öneririm. Cumalıkızık Otopark'ından aracımızı alıp Uludağ Telefirik'e doğru yola koyuluyoruz. Cumalıkızık- telefirik arası özel araçla sadece 20 dakika. Telefirik hattına vardığınızda yol üstündeki bir dükkandan mutlaka 5 litre civarında su ve atıştırmalık bir şeyler alınız. Zirve yürüyüşü zor ve çok sıcak geçeceği için trekking yapmayı sevenlerin mutlaka yanına alması gereken malzemeleri aşağıya listeledim;

  • 5 litre su
  • Güneş kremi
  • Şapka
  • Atıştırmalık yiyecekler
  • Öğrenci belgesi(Bilet alırken indirimli bilet almanız için gerekli)

Biz malesef yanımızda şapka olmadan zirve yürüyüşümüze devam edeceğiz. Telefirik hattı ilk durağımız Teferrüç istasyonu. İstasyona geçmeden önce kontrol noktasından geçiyorsunuz. Sırt çantanız var ise X-Ray cihazına koyuyorsunuz. Teferrüç istasyonu sabah saat 09:00 ile akşam 21.00 arası açık. Kontrol noktasından geçtikten sonra bilet satın alma noktasına geçiyoruz. Ben öğrenci belgemi yanımda getirmediğim için gidiş-dönüş biletini 38 tlkarşılığında alıyorum. Arkadaşımda öğrenci belgesi olduğu için 28 tl karşılığında bilet alıyor. Siz siz olun mutlaka öğrenci belgenizi yanınızda getiriniz. 

Telefirik hattına binerek son durak olan Kubağakaya istasyonuna geliyoruz. Bu istasyon sizi oteller bölgesine getiriyor. Bizim tırmanacağımız Keşiş Tepe'ye en yakın bu istasyon olduığu için burada iniyoruz. Kurbağakaya İstasyonunda indiğinizde kendinizi bir AVM'nin içinde bulacaksınız. Burada ihtiyacınız olan atıştırmalık yiyecek, su ihtiyacınızı temin edeceğiniz bir adet Migros express bulunmaktadır. 

zirveye-yolculuk-a1c9fd2943f7bfe5a6c78a1

Biz tırmanışımızın kısa olacağını düşünüp yanımıza hiç bir atıştırmalık almadan sadece kişi başı 1 litre su alarak yürüyüşümüze başlıyoruz. Orada çalışan bir personele en kısa yoldan Keşiş Tepe'ye nasıl çıkacağımızı soruyoruz. Bize söylediğine göre iki farklı yol varmış. İlki Fatin Sırtı adı verilen bir patikayı takip edince Keşiş Tepe'ye ulaşabileceğimiz, diğeri yol ise Çobankaya patikası imiş. Biz tecrübesizliğimizden ötürü bilinçsiz bir şekilde zor olan Çobankaya patikasını seçiyoruz. Ve bu andan itibaren saat 13:00'te zorlu tırmanışımız başlıyor. Hava çok sıcak olduğu için ve yanımızda şapka olmadığı için çok fazla sıvı kaybediyoruz. Daha yolumuzun yarısına bile varmamışken suyumuz tükeniyor. Bir ara vazgeçecek gibi olsakta kaldığımız yerden tırmanışımıza devam ediyoruz.

Çobankaya patikasından Keşiş Tepe zirvesi arası yaklaşık 4 buçuk saat. Patika yolu bazen yılan şeklinde kıvrımlı olduğu için gözümüze uzun geliyor. Kısa yoldan gitmek için küçük tepelere tırmanıp bu dolambaçlı yolları aşmaya çalışıyoruz fakat zemin bazen orta büyüklükte kayalar, yer yerde çalılıklarla kaplı olduğu için bu tırmanış bizi baya zorluyor.

Yolun yarısına vardığımızda dağın derinliklerinden akan bir su kaynağının yüzeye çıktığını görüyoruz. Arkadaşım suyun tadına bakıyor ve buz gibi soğuk olduğunu ve tatlı olduğunu söylüyor. Ben de çok susuz olduğum için dayanamayıp suyun tadına bakıyorum. Su oldukça tatlı ve temiz olduğu için yanımızda ki şişeleri buradan çıkan su ile dolduruyoruz. Bu su kaynağına rastladığımız için gerçektende kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Eğer sizinde suyunuz tükenirse Çobankaya Patikasının son kilometrelerine doğru gidiş yolunuza göre yolun sağında bir boru içinde akan bu sudan alabilirsiniz. Suyumuzu temin ettikten sonra yola kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Başlangıç saatimiz 13:00 olan tırmanışımızda saatler artık 16:00'yı gösteriyordu ve biz hala Keşiş Tepe'ye yaklaşık 2 buçuk kilometre uzaklıkta idik. Yanımızda hiç yiyecek olmadığı için karnımızda acıkmaya başlamıştı. Üstelik güneş hala tepemizde olduğu için yüksek sıcaklıktan dolayı da oldukça yorgun düşmüştük. Tam vazgeçmek üzereydik ki arkamızdan gelen iki kişi gördük. Bu iki turist Almanya'dan geliyorlardı ve onlarda Keşiş Tepe'ye tırmanmaya çalışıyorlardı. Tanışıp kaynaştıktan sonra bizimle yiyeceklerini paylaşmaya karar verdiler. Bu sayede en başta iki kişi ile başladığımız tırmanışımıza 4 kişi olarak devam ediyoruz.

Tırmanışımız oldukça zorlu geçtiği için bir çok noktada kısa süreli molalar veriyoruz. Bu mola aralarında ise birbirimizi tanımaya, muhabbet etmeye, birbirimizi bu zorlu tırmanış için motive etmeye çalışıyoruz. Yolculuğumuz tanıştıktan sonra daha keyifli bir hal alıyor. Benim telefonumun şarjı bittiği için turistlerden biri olan ve aslen Türk olan Yusuf'tan rica edip fotoğraf çektiriyoruz.

zirveye-yolculuk-c4111237cd0a1993941a98e

Size tavsiyem mutlaka telefonlarınızı kourayacak sağlam kılıflarla tırmanışa geçmeniz. Aksi taktirde sizde benim arkadaşım gibi telefonunuzu kırabilirsiniz. Evet malesef yanlış duymadınız, arkadaşımın dikkatsizliği ve zeminin taşlarla kaplı olmasından dolayı telefonumuz yere düşüyor ve kırılıyor. Bu noktadan itibaren Yusuf bizim fotoğraflarımızı çekmeye başlıyor. 

Zirveye yaklaştığımız son kilometrelerde patika yolunun önü erezyon sonucu kapandığı için patikadan sapıp dağa doğru çok tehlikeli tırmanışımıza başlıyoruz. Zeminde çakıllar olduğu için ve yamaç çok dik olduğu için tırmanışımız gerçekten çok zorlu geçiyor. Her 10 dakika da bir artık mola vermeye başlıyoruz ve bu molaları fırsat bilip dinlenme noktalarında fotoğraf çektirp bu anları ölümsüzleştiriyoruz. 

zirveye-yolculuk-276c6dc066d27ce56356c94

Fotoğrafın arkasında gördüğünüz gibi bulutlar ile aynı seviyede bulunuyoruz. Fotoda da gördüğünüz gibi arkamız tamamen uçurum ve çok tehlikeli. Adrenalin tutkusu 4 genç olduğumuz için zorluklara aldırış etmeden tırmanışımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. 

Artık neredeyse zirveye varmak üzereyiz. Önümüzde 500 metre uzunluğunda çok keskin ve sarp bir tepe çıkıyor. Kısa mesafede sürekli mola vererek çok dikkatli bir şekilde tırmanışımızın sonun da kendimizi bitmiş bir halde zirvede buluyoruz. Zirveye yolculuğumuz yaklaşık 4 saat 45 dakika sürüyor. Zirve de ilk 10 dakika hiç bir faaliyet göstermeden enerjimizi toplamaya, üzerimizdeki yorgunluğumuzu atmaya çalışıyoruz. Yavaş yavaş kendimize geldikten sonra Keşiş Tepe'yi gezmeye koyuluyoruz. Zirve de yüksek sıcaklardan korunmak için taştan ve alçıpandan yapılmış eski, tek katlı bir yapı bulunmaktadır. Hiç bir özelliği bulunmayan bu bina baya yıpranmış ve içi çok temiz değildi. 

Bu eski binanın arkasında bir metre boyunda bir taş bulunmakta. Bu taşın Keşiş Tepe'nin zirve olduğunu gösteren bir simge olduğu söylenmektedir. Bizde dayanamayıp zirveye çıkmanın vermiş olduğu heyecan ve zaferle bir hatıra fotoğrafı çektirip bu anı ölümsüzleştiriyoruz. 

zirveye-yolculuk-6662fee85de3ba88cb5d8db

Fotoğrafta da göründüğü gibi bulutlar artık zirvenin altında kalmakta. Arkamda bir de çok uzun bir  patika gözükmektedir. Bu patikanın adı Fatin Sırtı'dır. 

Zirvede bol bol fotoğraf çektirdikten sonra saatin geç olması ve havanın da gittikçe kararmasından dolayı zirveyi terk edip inişimize geçiyoruz. Fatin Sırtı patikası daha kısa ve güvenli olduğu için inişte bu patikayı seçiyoruz. Zirveden ilk inişiniz Keşiş Tepe'nin 200 metre sağında ki bir sarp ve keskin tepeden aşağıya inerek başlıyor.

Yerdeki taşların üzerinde kırmızı renkle işaretli ok işaretlerini takip ettğiniz taktirde rahatlıkla bu patikaya ulaşabilirsiniz. Dikkatli bir şekilde bu sarp tepeden aşağıya inip patikaya ulaşıyoruz. Fakat yolda suyumuz tükeniyor. Artık çok yorulduğumuz için hızımız gittikçe düşüyor. Patikanın ortalarında ilk gördüğümüz su kaynağına benzer bir kaynak grüyoruz. Bu kaynaktan su şişelerimizi doldurup yürüyüşümüze kaldığımız yerden devam ediyoruz. 

Patika üzerinde sizde bir çok eski, kabloları kopmuş, çalışamayan telefirik hatlarına rastlıyoruz. Durup bu telefiriklere binip bir hatıra fotoğrafı çektirmeyi kendimize borç biliyoruz.

zirveye-yolculuk-e00284b734c19322046c53b

İniş yürüyüşümüzde yaklaşık 3 saat sürüyor ve sonunda kendimizi Oteller bölgesine atıyoruz. Oteller Bölgesinde dileyenler geceyi bu otellerde geçirerek bir sonraki gün buzul göllerini görmek için yürüyüş yapabilirler. Otel fiyatları yazın kış ayına nazaran daha ucuzdur. Eğer sizde bizim gibi böyle  zorlu bir trekking yapmak istemiyorsanız daha kolay bir yol seçebilirsiniz. Birinci oteller bölgesi önünde ki alanda Atv ve 4 çeker araçlarla safari turlarıdüzenlenmektedir. Bu araçlarla hem buzul göllerini görebilir hem de Keşiş Tepe için en yakın noktada inip buradan itibaren tırmanışınızı gerçekleştirebilirsiniz. Bu araçların fiyatı 100 tl'dir.

Biz telefirik hatlarının saati dolmadan önce saat 20.45 civvarında kendimizi telefirik'e atıp ilk istasyon olan Teferrüç istasyonuna doğru yola koyuluyoruz. Son istasyonda inip yolda tanıştığımız iki arkadaşımızla vedalaşıp akşam yemeği yemek üzere Köfteci Yusuf adında ki Bursa'nın en meşhur köftecisinde 1 buçuk porsiyon köfte sipariş ediyoruz.

Evet arkadaşlar bugün kü yolculuğumuzunda sonuna gelmiş bulunuyoruz. Umarım sizde bir gün Cumalıkızık köyünde afiyetle bir kahvaltı yaparak, ardından Uludağ'a çıkarak harika bir zaman geçirirsiniz. Esen kalın, seyahatte kalın. Ciao Ciao :)


Fotoğraf galerisi


Yorumlar (0 yorum)


Kendine ait Erasmus blogunun olmasını ister misin?

Yurtdışında yaşamayı tecrübe ediyorsan, tutkulu bir gezginsen veya yaşadığın şehri tanıtmak istiyorsan... kendi blogunu oluştur ve maceralarını paylaş!

Erasmus blogumu oluşturmak istiyorum! →

Hesabınız yok mu? Kaydol.

Biraz bekleyin lütfen

Koşun hamsterlar! Koşun!