Baltık'ın sahilinde bir gün...

Öncelikle bir Selaaam!

Bu benim ilk yazım ve kendimi kısaca tanıtmak istiyorum. Ben Moğolistan'da yaşayan ama üniversitesini Türkiye'de okuyan bir Kazak kızıyım :). Ve şuan Letonya ülkesinin Rezekne şehrinde Erasmus+ programı altında eğitim görmekteyim. Sanırım bu kadar bilgi yeter ;)

Nerden-nereye?

2016.11.18 saat sabahki 4:38 (yanlış hatırlamıyorsam) Rezekne-Riga treni ile 5 arkadaş yola çıktık ve 4 saat süren yolculuk sonunda Baltık'ın 'sahili' Riga'daydık. Aslında önceden bu şehirde bulunmuştum ama bu sefer sadece ve sadece 'gezme' amaçlı ilk defa gelişimdi. Tren istasyonu Origo isimli 4 katlı alış veriş merkezinin bitişiğinde yani tam da şehirin göbeği diye bileceğimiz bir yerden şehire ayak basıyorsunuz. Biz sabahın köründe diyemeyeceğim çünkü bu saat bazı insanlar için hiç de kör değil ;) ama yinede biraz erken saatte ordaydık. 

Old Town

İlk Old Town dedikleri yerden başladık. Burası genellikle gidilmesi gereken yerlerin ilk sırasında sanırım ve tren istasyonunanda yürüme mesafesinde gerçi biz her yere yürüyerek gittiğimiz için -şehir değişmedikçe- her yerde ayaklarımıza çok borçluyuz. Neyse bu Old Town dediğimiz yer ben mimariden çok anlamam ama baya iyi korunmuş eski binalarla doluydu en önemlisi de başka hiçbir yere benzemeyen kendi havaları vardı. Sokakları biraz labirent gibi nerden nereye gittiğini anlamak biraz zor. Hayatımda ilk defa burada kliseye girdim tam da dini törenleri yapılırken üstelik Riga Belediye Başkanı ile beraber ;). Kısacası burada görebileceğiniz şeyler çok fazla vardır eminim ama benim gördüklerim; iyi korunmuş eski binalar, kliseler, clublar, barlar, dar dar sokaklar, iyi restoranlar yani eski çağla yeniçağın başarılı bir uyum içinde sergiliyor olduğu bir tablo idi.

                               Old Town'nan minik bir kare...

Hava durumu ve Sıcak Kalpler

Sonradan köprüden karşı tarafa geçerek National Library'e girmek istedik ama ne yazık ki kutlamalarla ilgili kapalıydı. Bu arada 18 Kasım Letonya Kurtuluş Günü'ne denk gelmiştik ve sokaklardaki o kalabalığı söylemeden geçemeyeceğim. Hava yağmurlu ve bir taraftanda rüzgar var yani bildiğiniz gibi baya soğuk ama orda kucaklarında 8,9 aylık bebekleri ile anneleri görünce vatana olan sevginin saygının bir örneğine buralarda da tanık olduk. 

                                  Artık eve dönme zamanııı :) 

Kalacak Yer

Öğlene doğru şehir merkezi mi merkezi bir hostelden bir geceliğine 9$ ödeyerek odamızı ayırttık.O kutlamaya rağmen gittiğimiz ilk hostelden hiçbir sıkıntısız odamızı ayırtmak beni şaşırttı açıkçası. Buradan da diyoruz ki Riga'da kalacak yer konusunda pek de telaşlanmanıza gerek yok ;). 

                             (resim Google'dan alınmıştır.)

Türkiye'de değil de Riga'da

Yemek konusunda hayatımda ilk defa iki gün boyunca her öğünümde sadece 'dürüm' yiyerek geçirdim. Abartmıyorum, kahvaltıda bile dürüm yedik :/. Nereye gittik? Old Town yakınında Turkebab diye bir tane kebapçı var yemekleri gayet leziz en önemlisi de öğrenciler için fiyatları ideal ;) 4$= et dürüm+mercimek çorbası+sınırsız çay yani gayet karnınızı doyura biliyorsunuz. Ve biz her seferinde buraya gittik hiç bıkmadan o derece lezizdi.

Ondan sonra şehrin gidebildiğimiz her yerine gitmeye çalıştık. Akşam olunca şehir merkezinde Işık Festivalini seyrettik. Bu festivalde şehir merkezindeki ana binalar üzerinde büyük projectörlerle her türlü videolar sergiliyorlar.

                                 Gördüğüm 'masal' binalarının en çekicisi...

Benim deneyimim bu kadar. Her şey için teşekkürler!!! :)