Porto’ya ilk gidiş

Merhaba , buraya Erasmus ta gezmek için gittiğim ilk büyük ünlü şehir olan Porto’yu yazmak istedim. Ve gerçekten çok büyülenmiştim ve bu şekilde size yazmaya çalışıcam ayrıca YouTube kanalımda Porto  videolarını görebilirsiniz . Abone olursanız sevinirim::))) YouTube adım: Fatih Gönültaş 

Porto, ülkeye adını veren şehir ve ünlü gastronomi ve kültürel açıdan zengin bir şehir olarak tarihe geçmiştir. Ben Erasmus programı ile Guarda şehrine geldikten sonra , futbol sevgim olduğu için Galatasaray’ın Porto ile maçı olduğunu öğrendim ve gitmek istedim. Ama ben Fenerbahçe’yi desteklemekte olan bir kişi olarak biraz tereddütte kaldım fakat milli sevgim kişisel sevgimin önüne geçti ve atladım otobüse çıktım yola . Tabii bilet felan internete baktım fakat çok pahalıydı. Bende ne yapsam diye düşünürken , ilk yurt dışı tecrübem kısmına yazdığım bir arkadaş vardı , ona yazdım ben nasıl gidicez veya nasıl ucuz bilet bulunmaz diye ve onun duyduğuna göre ultra aslan gelenlere bilet veriyormuş ve bende buna güvenerek çıktım Porto’ya . Üç gecelik hostel ayarlamıştım 30 Euro’ya  çok dandikti ve kirliydi ama :((.

Ve sonra ben ilk gün gittim hostele eşyaları felan koydum sonra çıktım dışarı porto süper ötesi bir şehir yani harika hahah. ponte luis 1 köprüsü yani o demir köprü mimarı eyfel kulesini yapan adammış zaten belli oluyor hahah. Ve bildiğiniz gibi Portekiz’in ünlü nata tatlısı var nehir kenarında ben bir kafe de oturdum ve bir nata ve bir kahve söyledim gerçekten harikaydı hiç unutamam hahah. Neyse ayrıca bir yandan sa telefonu şarj etmeye çalıyorum felan ve biraz zaman geçti hesabı istedim ben on Euro’yu hazırladım hesap pahalı gelir diye , sonuçta nehir kenarında karşında köprü vs yani pahalı olması normal değil mi? Neyse adam dedi 1.60 euro ve ben şok oldum ya resmen hahah. Bizim Türkiye de boğaz kenarında tatlı yemek ve kahve içmek sizce ne kadar? yani çok düşündürücü...

Sonra çıktım oradan tabi elimde selfi çubuğu ama daha o zamanlar YouTube kanalım yok sadece fotoğraf çekiyorum. Tramvay gibi bir şeye bindim üç Euro istedi bende verdim fakat koymuştu bana tatlıya 1.60 ama tramvaya 3 Euro diye ve sonra biraz gittik adamın biri tramvay yoluna arabasını park etmiş MK Hahaha bizde durduk bekledik beş on dk fakat çözüme kavuşmadı sonra baktım turistlerden bazıları paralarını geri isteyip indi bana da fırsat doğdu bende istedim ve biletimi geri verdim ve yürüyerek devam ettim yoluma hahhh. Nehir kenarında yürürken gerçek insan büyüleniyor çünkü rengarenk evler eskişey bide tahta yapım kulübeler felan özellikle nehir üzerinde ki tekneler ayrı bir hava katıyor .

Yavaş yavaş hava kararmaya gün batmaya başlamıştı ki ben Porto sokaklarında kendimi kaybetmiştim o göz alıcı Latin Amerika evleri felan derken fotoğraf çeke çeke artık telefon elime yapışmıştı. Aslında bu Latin Amerika dediğimiz portekiz ve İspanya’nın kendisi çünkü Latin america dediğimiz bölgeyi hep Portekiz ve İspanya zamanında sömürdü sonra kemis kültürlerini yansıttı ve ister istemez şimdi bakarsanız eğer bu izleri latin Amerika’da her yerde görebilirsiniz. Biraz daha zaman geçti ve ben artık hostele dönmeliydim çünkü ayaklarım benim zavallı ayaklarıma kara sular inmişti artık. Ve benim hostelim merkeze 3 kilometre felandı ve bende sürekli metroya para vermek istemeyen biri olduğum için tekrar yürüdüm ve yirmi dakkaya vardım çok şükür Hahah.

Vardım hostele sonra baktım orada bir tane Türk var hostel sahibi fernando bizi tanıştırdı ve adı mustafaymış (evet benim porto blog videomu çeken Mustafa hahah) neyse sonra tanıştık felan kendisi de Erasmus için buraya gelmiş ama ev bulamamış ve hostelde kalıyormuş . Dedim Mustafa para nasıl yetiştireceksin felan dedi bulamıyorum ev . Aslında bir tane konuştuğu adam varmış ev için fakat adam sıkıntılı bir imiş sonra biraz dinlendim duş aldım ve yemek yemek için aşağı mutdağa indim yabancı  milletler var onlarla tanıştık felan sohbet ettik sonra Mustafa geldi dedi akşam dışarı çıkalım Porto’nun gece hayatını görmüş olursun dedi bana ve tmm dedim. Yemek dedim yani marketten (atum) yani ton balığı almıştım ve onu yedim sonra hazırlanıp dışarı çıktık.

Mustafa beni kafelere felan götürdü ufak bar gibi bistro kafelere, durduk biraz tabii gittiğimiz yerler de çok insan vardı portoda ki insanlar gece hayatına oldukça düşkün yani yediden yetmişe her yaştan insanlar gelip içip sohbet edip takılıyorlar. Zaman geçti felan tabii bende yorgunluk var ben Mustafa’ya yorgun olduğumu ve gitmek istediğimi söyledim ve oradan ayrıldım hosteli gece bulmak zor olmadı sokakları insan hemen tanıyabilir bence . Neyse ben bir yatmışım var ya saat öğlen olmuş kalktım bi yine duş vs derken saat bir . Maç günü acele etmem lazım çünkü ultra aslan aliados meydanına yani portonun ünlü büyük meydanına gelicek neyse ben sonra çıktım dışarı önce stada gittim bilet bakmak için ve önceden konuştuğum arkadaşlar ile buluştum . Onlar ile birlikte kaçak bilet baktık hahaha. Sizin zaten detaylı bir şekilde aramanıza gerek yok çünkü adamlar ticklet ticket diye geziniyor özellikle turist görünümlü elinde fotoğraf kamerası veya telefonu olan insanları gördükleri zaman. 

Sonra biz bir adam ile anlaşmaya çalıştık ve kişi başı bileti 25 Euro’dan aldık altı yedi  kişiydik bence iyi aldık bileti internetten baktığım zaman yetmiş seksen Euro civarı bilet fiyatları çıkmıştı. Sonra oradan bizler meydana ultra aslan ile grupça buluşup eğlenmeye gittik metro ile . Vardık ve millet toplanmıştı bin binbeşyüz kişi vardı çoğu Türk tabii fakat çoğu Avrupa şehirlerinden gelen türklerdi . Eğlenmeye tezahür etmeye başladılar fakat çok küfürlüydü açıkçası hoş olmamıştı benim için çünkü sürekli Fenerbahçe’ye küfür ediyorlardı ve zoruma da gidiyordu çünkü ben burada Türkiyem için takım desteklemeye gelmişim sen kalk ne yap sizce nasıl bu ? Gerçekten çok üzücü ve daha kötüsü var. Bir tane üstünde  Beşiktaş formalı adam geldi oda eşlik etti Galatasarayı desteklemek için sonra aralarından bir tane ultra aslan üyesi adama hakaret etti sonra da çevrede ki herkes önce Beşiktaş’a sonra adama küfür edip adamı üzgün bir şekilde gönderdi . Gerçekten biz hiçbir şeyi haketmiyoruz toplum olarak . Sözde müslüman sözde insan olarak geziyoruz varya kendimden utandım bir an . Çok tuhaf bir şey bizimkiler dediğimiz insanlar , yabancıların bile yapmayacağı şeyleri yaptı yazıklar olsun. 

Sonra bende meydandan ayrıldım lanet ettim bizim insanlarımızın yaptığına. Bindim metroya erkenden vardım stada ve çevresini gezgin futbolcu otobüslerini bekledim belki görürüm diye fakat olmadı göremedim sonra zaman geçti kapılar açıldı. Bizim arkadaşlar da geldi buluştuk ve içeri girmek için sıraya geçtik . Çanta kontrolü vardı boşalttırıyorlardı elle futbolculara atılmayacak ne varsa sonra sıra bana geldi ve benim çanta Allah’a emanet ne ararsan var beni emanet dolablarına gönderdiler ve çantamı oraya bıraktım ve geri geldim. Girdik içeri ve normalde bizim yerimiz arkada bir yerdi fakat önler boştu birde öne geçtik Türk işi :))) neyse bir kaç fotoğraf derken şampiyonlar ilgi müziği başladı. Çok heyecanlanmıştım varya süperdi seremoni felan hani televizyonlar da gördüklerimiz tam karşımdaydı hahaha sonra muslera felan bizim tarafa gelip türbinleri selamladı çok güzeldi atmosfer harikaydı. Öyle bir anı yaşadık gerçekten güzel bir tecrübe oldu hayatımda ilk defa maça gittim oda şampiyonlar ilgi maçıy dı hem de yurt dışında.

Ve maç bitti bir sıfır yenilmiştik Porto ya benim için sinir bozucu bir skordu çünkü yanımda ki adam her biz gol kaçırdığımız zaman bana dönüp bakıyordu veya onlar atak yaptığı zaman yine öyleydi ama biz Galatasaray tarafları olarak porto taraftarlarının içindeydik ve hiç bir problem bize yaşatmadılar. Çıktık sonra bizimkiler faceden bir kişi ile tanışmışlardı Mustafa abi ve onunla tanıştık geziyormuş Avrupa’yı sonra bizimkiler kendi şehirlerine döndükten sonra benle Mustafa abi merkeze tur atmaya gittik ve kalacak yeri yokmuş bende onu alıp benim kaldığım hostele götürdüm ve sabah oldu oda lizbona geçti vedalaştık öyle.

Şimdilik bu kadar devamı gelicek lütfen takipte kalınız.