Monaco

Merhabalar burada ,çok güzel anılara sahip olduğum ve unutayamayacağım günümü sizler için yazacağım. Ve sizleri de kendi macerama sürüklemek için en içten samimiyetle anlatmaya gayret edeceğim.

Nice havalimanına otobüs ile Paris‘ten gelmiştim. Ve otobüs şöförüne Monako’ya nasıl gidebilirim diye sorunca o da bana 110 numaralı otobüse bin dedi. Ve bende tamam derken otobüs geldi ve bende binmek için hemen yanına gittim. Gidince hemen Monako’ya gitmek istediğimi ve bu yüzden ne kadar para ödemem gerektiğini sordum. Ve o da bana 12 yaş üzeri olan kişiler için bir bilet 22.5 Euro dedi. Evet çok pahalıydı ve bende neden bu kadar pahalı dedim. O da bana sonuçta monakoya gidiyorsun dedi. Ve sonra bende indirim yap dedim fakat dinlemedi ve en son dedim ki , sonuçta otobüs boş ve beni 12 yaş altı ücret ile götür dedim. En sonunda kabul etti ve en arkaya geçmemi söyledi.

Ve Monako’ya doğru yola çıkmıştık artık. Biraz heyecanlanmıştım açıkçası. Aradan 15 dakika sonra Monako’ya vardık ve otobüste tek ben vardım. Sonra monte carlo denilen bölgede indim . Ve şöföre teşekkür imasında bulundum. Sırtımda büyük kocaman çantam ile kalmıştım ortada. İlk başta çok şaşırdım çünkü her tarafta yani her taraf çok temiz ve düzenliydi. Sonra yavaş yavaş aşağı kısımlara inmeye başlamıştım. İnsanlar ortaya çıkmaya başlamıştı gerçi çok fazla insan özellikle çocuk yoktu. Sonra gördüğüm kişilerde takım elbiseli yani jilet gibiydi. Ve bir parka gelmiştim ve içinden ufak bir dere geçiyordu ama yapay olduğu belliydi. Sonra o parkta insanlar oturuyordu . Tabii çimlerde değil bankların üzerlerinde. Çimlere felan basmak yasaktı. Ve özellikle dikkatimi çeken şey ise her tarafta özel kraliyet görevlilerin olmasıydı. Polis gibi fakat kıyafetleri aynı filmlerde ki gibiydi. 

Ve ben parktan ayrıldım deniz kenarına inmek istiyordum fakat daha yolum vardı ve yürümem lazımdı. Sonra devam ettim ve bir tane kaliteli restaurant ve büyük otel ve bir tane kumarhanenin olduğu bir meydana gelmiştim. Yani ben tüm bu lükslüğün içinde mal gibi kalmıştım. Sonra baktım etrafa özel araçların şöförleri felan vardı ve araçları temizliyorlardı . Özellikle o sıcağın altında giymiş oldukları şöför kostümleri ile çok dikkatimi çekmişlerdi. Sonra ben oradan kafamı restauranta çevirdim. Zengin oldukları kıyafetlerinden belli olan kadın ve erkekler yemek yiyorlardı. Garsonlar yine aynı şekilde şık kıyafetleri ile dikkatimi çektiler ve bende şaşkın bakışlar arasında yoluma devam ettim. Kumarhaneye girenler lüks arabayla gelip vale’ye anahtarlarını teslim edip gidiyorlardı. Arabalarda lamborgini felan yani. Gözlerim kamaşmıştı artık. 

Ve sonra ben o bölgeden ayrıldım ve en sonunda denizi görmüştüm . Akdeniz. Fakat daha yukarıdaydım ve aşağı nasıl gideceğimi bilmiyordum. Sonra sağ tarafta olan bir yola saptım ama sokak çıkışı yoktu ve takım elbiseli bir adam yanıma geldi . Ben bir an ürktüm . Sonra bana buranın çıkmaz sokak olduğunu ve geldiğim yolun sol tarafında halk asansörü olup oradan aşağı inebileceğimi söyledi. Bende tamam abi saygılar dedikten sonra geri dönüp yoluma devam ettim. Ama manzara muhteşemdi karşımda çık güzel Harika bir mavilik vardı. Lüks yatlar limanı vardı. Ve özellikle tekne veya yat şeklinde bir bina tam denizin kenarındaydı. Çok güzel bir tasarımı vardı ki herkesin dikkatini çeker gibiydi .

Ve asonsöre geldim . Açıldı ve içine girdim . Şaşkındım çünkü şehrin içinde asonsör olması normal değildi . İşte zenginlik buydu tam olarak. Sonra asonsörle indim aşağı ve bir tünel beni karşıladı. Ve bende tünelden yürümeye devam ettim ki yat şeklinde ki binanın arka tarafına gelmişim. Yakından daha büyüktü. Ve bende oradan ön tarafa geçmek için yürüdüm ve sahile geldim.

Lütfen ikinci kısmı bekleyiniz . Ve youtube kanalımda Monako videosu vardır. Ve oradan izleyebilirsiniz.

Youtube kanal adım : Fatih Gönültaş

Fotoğraf galerisi