Rüyalar Tiyatrosu

Hala burada, İngiltere Manchester'da olduğumuza göre, asıl olaya geçelim ve daha önceki genel Manchester şehri tecrübemde bahsettiğim üzere, ülkenin bu kısmına tüm dünyadan insanların gelip ziyaret etmelerinin asıl sebebini görelim. Dünyanın en ikonik futbol stadyumlarından birine gidiyor olacağız, yerli ve uluslararası hayranların kulüplerini desteklemek için haftada bir buluştukları bir yer. Bu stadyum biricik ve tektir, Old Trafford.

Yine, Old Trafford'taki bu tecrübemi paylaşmak istiyorum çünkü futbolu sevin veya sevmeyin, bu tecrübemin herkese hitap edeceğini düşünüyorum. Ben bunu bir konsere veya müzeye gitmekle kıyaslayorum. Bir şeye katılmanız her zaman sevdiğiniz veya önemsediğiniz için olmayabilir; bazen sırf orada bulunma tecrübesini yaşamak, bu kadar velvelenin ne için olduğunu bizzat anlamak için de olabilir. Ve, bahsetmeye gerek yok ama, 76 000 kişiyle dolup taşmış bir stadyumun atmosferini özümsemek de bambaşka bir şeydir.

Old Trafford'un dünyanın üst futbol stadyumlarından biri olmasının bir sebebi var, veya öyle sanıyorum ki, birçok sebebi. Bütün bu sebeplerini sıkıcı gözüken bir paragrafa sığdırmaksızın, işte size Old Trafford'un mutlaka gidilmesi gereken yerlerden biri olmasının birkaç sebebi:

1. Ingiltere'deki önemli maçlar için ana stadyum olan Londra Wembley Stadyumu'nun (yaklaşık 90 000 kapasitede) hemen ardından gelen Old Trafford, Birleşik Krallıkları'nın ikinciş en büyük stadyumudur. Daha kıtasal seviyedeyse, Avrupanın en büyük 10 stadyumu listesine dahildir.
2. Old Trafford, Dünya Savaşları yıllarındaki zor zamanlarda bombaların verdiği hasarlar yüzünden belli süre kapansa da son 105 yıl boyunca Manchester United için ev sahipliği yapmıştır.
3. Bu stadyum birçok önemli uluslararası müsabakayı misafir etmiştir. Bilhassa; 1966'daki Dünya Kupasını, 1996'daki Avrupa Şampiyonasını, ve italyan devleri Juventus ile AC Milan arasındaki 2003'te yaşanan UEFA Şampiyonlar Ligi Finalini ağırlamıştır.
4. Manchester United için son yıllarda sezon boyunca devam eden ortalama katılım istikrarlı bir şekilde en az 75 000 izleyiciden oluşuyor.

Bu dört neden Old Trafford'u ziyaret etmeniz için gerekli ilhamı vermiş olmalıdır, ama yetmediyse sizinle bu mekanda bir maç gününde edindiğim tüm tecrübelerimi paylaşmak isterim. Arkadaşım ve ben ev sahibi Manchester United ile Birinci Lig rakibi Newcastle arasındaki Noelin Ertesi Günü Karşılaşması'na bilet almıştık. Tabii ki, tüm biletler satılmıştı ve kısa Noel tatilinin ardından gelen ilk müsabaka olması sebebiyle hem ev sahibi hem de konuk takımının taraftarları takımlarının performanslarını izlemeye çok heveslilerdi.

Tavsiye edilen, başlama vuruşundan bir buçuk saat önce stadyumda olmanızdır. Bu kulağa uçuşunuzdan önce havaalanına gelmeniz için söylenenler gibi geliyor ama inanın bana, başlama vuruşu öncesindeki bu süre zarfı mekanın maç günündeki atmosferini özümsemeniz için gerekli zamanı veriyor. Stadyuma varmak için kolay yoldan bölgenin herhangi bir yerinden metroyu kullanabilirseniz. Bu yolculuk Manchester Picadilly İstasyonu'ndan gelcek olursanız sadece 15 dakika sürer, Old Trafford İstasyonu'nda indikten sonra da 5 dakikalık bir yürüyüşle stadyuma varırsınız. Eğer yolculuk boyunca herhangi bir endişeye kapılırsanız sadece etrafa bakınıp Manchester United forması veya kırmızı giyen birini bulun, kırmızı akranlarına memnuniyetle yardımcı olacaklardır.

Bu kısım Old Trafford tecrübesinin çok önemli bi bölümünü oluşturmaktadır; Old Trafford İstasyonu'ndan Rüyalar Tiyatrosu'na olan beş dakikalık yürüyüş. Maç günü buralarda çok önemlidir ve yüz beş yıl boyunca böyle kalmıştır. Yerliler çocukluk kulüplerini ne kadar çok seviyorlarsa rakip kulüplerle alay etmeye de o kadar tutkuludurlar, özellikle Liverpool'a karşı. Yürüyüşünüz boyunca bayraklardan maç atkılarına, posterlerden kartpostallara çeşitli hediyelik eşya satan birçok dükkan ve seyyar satıcı görürsünüz. Bu alışılagelmiş parçaların yanında, baya eğlenceli bulduğum, rakip kulüple dalga geçen baskılı tişörtler de bulunur. Bu tişörtlerden hiç satın almadım, ama denklemin olumlu tarafından bakacak olursak, buralarda taraftarların maç hakkında oldukça rahat olduklarını gösteriyorlar.

Stadyum binasına geldiğinizde her şeyden önce biletlerinizi almanızı tavsiye ederim. Bilet standı otoparkın hemen yanında yer alır, Sör Alex Ferguson standının sağında. Biletleri elinize alıp her şey hallolduğunda ise biletlerinizi çantanızın en güvenli yerinde saklı tutun çünkü bu sizi ya batıracak ya da çıkaracak olan parçadır. Buradan, kulübün ayarladığı maç öncesi etkinlikleri keşfetmek için stadyumun hemen önündeki mini futbol sahasına ilerledik.

İlk bakışta bu aktivitelerin yalnızca genç taraftarlara yönelik olduğunu sandık ama hayır! Oldukça cana yakın davranan personel tarafından karşılanıp oyalanmaya davet edildik. Oyundaki yeteneklerinizi ölçen üç istasyon vardı. Söylemesi gereksizin, aktivitelere büyük heyecanla katıldık. Zorlu görevlerin ilk kısmında hedef atışı vardı, işaretlenmiş çizginin ardındaki bir sahada bulunan çemberleri vurmanız gerekiyordu. Hedefi tutturmak için birçok denemenin sonrasında, o günkü ayakkabı seçimimizi suçlamamız gerektiğini fark edip sıradaki göreve geçtik.

İkinci göre sektirme yeteneğimizi ölçtü, işaretlenmiş konilerin içinden dışından topla birlikte koşmamız gerekiyordu. Herhangi bir seviyedeki takımda futbol oynamış herkes için oldukça standart bir alıştırmaydı bu, ama söylemesi yapmasından kolaydı yine de. Bu alıştırmada da da yine ayakkabılarım yüzümü kara çıkarttı. Ah, buna ek olarak da arkadaşlarımıza karşı kendimizi ölçebilmek için süre tutuldu. Son görev de kontrol denemesiydi. Bu aktivite sahanın farklı uçlarında durarak küçük bir çember oluşturmamızı gerektiriyordu. Bu şekilde herhangi bir hızda topu birbirimize pas göndermemiz veya şut çekmemiz gerekiyordu. Oyuncu gelen topu daire içinde kontrol edebilirse bir puan alıyordu. Ayakkabılarım bir kez daha bana engel oldu ama yine de bu alıştırma hepsinin en iyisiydi.

Sizi harekete geçirecek biraz terlemenin ardından Sör Alex Ferguson Standı'nın ön cephesine ilerleyin. Burada bolca fotoğraf çekindiğinize emin olun çünkü Sör Alex Ferguson sadece Manchester United'ın değil, dünya futbolunun yaşayan bir efsanedir. Şimdilerde Takım Menajeri olan resmi konumundan emekli olmuş ve kulüpte daha masabaşı bir rol üstlenmiştir. Her halükarda, dünya futbolunun en ikonik yüzlerinden biridir ki bu da stadyumun bu bölümünü oldukça meşhur etmiştir.

Hepimiz alışverişi severiz, ya da en azından vitrin alışverişini. Stadyumun içerisindeki Resmi Manchester United Mega Mağazası'nda alışveriş kılığımıza bürünelim. Sadece mağaza yerine "mega" mağaza denilmesine dikkat ettiniz mi? Bunun sebebi burada Manchester United'la ilişkili her şeyi bulabilirsiniz. Futbol modasına bayılırım ve Nike spor markasının büyük hayranıyım. Mağazanın Manchester United'ın mevcut sezonundaki bütün Nike ürünlerini barındırması sebebiyle mağazadan çok etkilediğimi itiraf etmeliyim. Polo gömleklerden çoraplara; resmi formalardan şortlara, ceketlere ve yağmurluklara kadar adlandırabildiğiniz her şey bu mega mağazada bulunuyor. Bana özellikle hitap eden indirim bölümü de vardı. Sadece öylesine gezen bir turistseniz anahtarlık, mıknatıs, kahve kupaları, bardakaltlıkları, tişörtler, ayakkabılar, battaniyeler, pijamalar vb. daha fazla hediyelikler de var. Mağaza bugünkü gibi maç günlerinde hep tıklım tıkıştır ve mutlaka gitmeye değerdir.

Bu mağaza ayrıca takımın retro ve klasik formalarını arayanlar için bildiğim çok az yerlerden biridir. Burada replikalar da satıştadır, bazı formalar da o kadar eskiydi ki yirmi senelik hayatım boyunca hiç görmemiştim!

Şimdi de maç günü deneyimimiz için stadyumun esas kısmına girelim. Gerçek stadyumun içinde bulunmak gibi bir his yok, 75 000 kişinin yerlerine geçmelerini izlemek, parlak yeşil çimenden yansıyan ışığın gözlenizi alması... Başlama vuruşundan yaklaşık 30 dakika önce yerimize geçtik ve oyuncuların ısınma hareketlerini yapmalarını izleyebildik. Isınmanın 15 dakikası içerisinde stadyumdaki kırmızı koltukların taraftarlar doldukça siyaha dönüşmelerini görüyorsunuz.

Bunun yanında, taraftarların söyledikleri şarkılarının yaptığı yankı yepyeni bir seviyede bambaşka bir deneyim yaşatıyor. Konserlere vs. gitmişliğim var ve oralarda da insanlar şarkı söylüyor ama bu tarz tezahürat ve kulüp şarkıları asıl tüylerini diken diken ediyor. Manchester United hayranıyım ama utanarak itiraf etmeliyim ki sadece bir tek marşını biliyorum. Tüm süre boyunca sadece bu tecrübeyi içime çekiyordum, şarkı sözlerini aslında biliyormuş gibi ağzımın içinde mırıldanarak. Kendimden utanmalıyım.

Sadece ev sahibi takım gol atana kadar bekle ve tüm stadyum çılgına döner. Ev sahibi takım gol attığında 75 000 kişinin bağırması, haykırması, gülmesi ve ciğerlerinin izin verdiğince çığırarak şarkı söylemesinin verdiği deneyim başka hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Bu da yine futbolun ve bu stadyumun herkes tarafından görülmesi gerektiğine dair başka bir güçlü uyarıdır!

Eğer meraklıysanız, biletlerinizin yanında ayrıca, müsait olduğu zamanlarda, Resmi Old Trafford Stadyum Turu gibi satın alınabilen bir seçenek de vardır. Bu stadyum turu seçeneği size normal taraftarın giremediği yerlere ayrıcalıklı erişim hakkı verir. Tura bu kadar yakın olup sıkı tren çizelgesinin bize engel olması yüzünden katılamamak beni çok hayal kırıklığına uğratmıştı. Söylendiğine göre turun önemli noktaları arasında oyuncuların her maçtan önce ve sonra kullandığı soyunma odalarına girebilme ve sahaya çıkabilme  ve takımların yedek kulübelerini gezebilme fırsatları var. Turun bir kısmında da Manchester United efsanelerinden biriyle tanışıp stadyumu beraber gezmek var. Bu noktada efsane futbolcuyla birebir muhabbet edip kendisine futbol hakkında her şeyi sorabiliyorsunuz. Bu tur için istenen ücreti tam hatırlayamıyorum ama bu deneyim paha biçilemez. Stadyum turu her gün belirli saatlerde müsaittir, maç günleri dışında tabii ki! Resmi Old Trafford turu hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki ana sayfalarının linkine göz atın.

Hayatımı değiştiren bir deneyim olan dünyaca ünlü Old Trafford ziyaretimin hakkında söyleyebileceğim başka bir şey yok. Size tavsiyelerim; kırmızı giyinin, telefonunuzda ve kameranızda yeterli şarjın bulunduğuna emin olun, ve çok bağırmayın yoksa ertesi sabah konuşamayacaksınız. Ayrıca, maçtan sonra bira veya bir şeyler içeye gidin ve yerli halkla sohbet edin, çok dost canlısı insanlardır, birkaç yerli bira sonrası siz de öyle olacaksınızdır.

Resmi Manchester United Old Trafford Turu:

http://www.manutd.com/en/Visit-Old-Trafford/

Old Trafford'un Kısa Profili ve Tarihi

http://www.stadiumguide.com/oldtrafford/

Resmi Mega Mağaza - Çevrimiçi Sürümü:

http://store.manutd.com/stores/

Bu paylaşımın içeriğini beğendiyseniz, veya maceralarımda çektiğim bazı fotoğrafları görmek isterseniz instagramdaki oat93 adresime bakıp beğenebilir ve/veya takip edebilirsiniz, hoşçakalın!