Madrid

Madrid İspanya'nın ve aynı zamanda Madrid Topluluğu'nun başkenti. Avrupa'nın ziyaret edilecek en turistik noktalarından biri. Bununla birlikte 3, 2 milyon insan yaşıyor, en büyük şehirlerden biri, Londra ve Berlin'den sonra geliyor. Açıkça, Madrid önemli ve ünlü bir şehir ama bazı nedenlerden bende beklediğim kadar etkileyici etki bırakmadı. Bir kaç defa orada bulunmuştum. Her zaman aynı sonuca vardım: kalabalığı dışında diğer Avrupa başkentleri ve şehirleri kadar öne çıkamadı. Örneğin Salamanca küçük bir şehir olmasına rağmen, mimari güzellikleri onu Madrid'ten daha ilgi çekici yaptı, niyetim sizi şehri gezmekten vaz geçirmek değil. Bu yüzden burada gezilip görülmesi gereken yerler hakkında bazı tavsiyeler vereceğim.

Plaza Mayor

Dersi biliyorsunuz: her şehrin bir Plaza Mayor'u vardır, genellikle meydan ve önemli devlet daireleri bulunur. Madrid bir istisna değil. Plaza Mayor şehir merkezinde bulunuyor ve birkaç blok ötede diğer bir nokta Puerta del Sol. Bu simetrik dikdörtgen meydana aslında Plaza del Arrabal denir ama dünyada Plaza Mayor diye biliniyor. Salamanca'daki ana meydana 6 tane farklı giriş var, Madrid'teki de 9'dan az değil. Meydanın kuzey tarafında belediyeye ait kültürel bir bina olan “Casa de la Panadería” (Pastane ) bulacaksınız. Ek olarak, meydanın ortasında 1916'da inşa edilmiş King Philip III heykelini göreceksiniz. Madrid'in Plaza Mayor'u tarih boyunca boğa güreşleri, halka açık marketlerden infazlara ve kutlamalara kadar pek çok şeye tanık olmuştur. Şüphesiz, metrodaki 2 hattıyla rahatlıkla ulaşabileceğiniz şehrin kalbinin attığı yer. Madrid'deki meydan en güzellerinden biri ama hala Salamanca'dakini geçemedi.

Gran Vía

İspanya şehirlerinin yapısnın diğer temel elementi esas yol ispanyolcada "Gran Vía" denir. Yolun inşası 20. yüzyılın başlarında başladı, asıl amaç Madrid halkına eğlenebilecekleri ve alışveriş yapabilecekleri bir alan vermekti. Söylebiliriz ki amaçları neredeyse gerçekleşmiş, çünkü büyük ihtimalle ülkedeki en kalabalık turistik cadde. Tiyatrolar, sinemalar, gece kulüpleri, barlar, büyük alışveriş binalarıyla dolu. Gran Vía'nın şehrin çeşitli kısımlarıyla bağlantısı var, 4 metro hattını da kullanarak buraya gelebilirsiniz: 1, 2, 3, 5. Bence, ben büyük kalabalığa dayanamıyorum, bu yüzden eğer yapabilseydim, burdan uzak durmaya çalışırdım.

Kaynak

Puerta del Sol

Güneş'in Kapısı olarak adlandırılıyor, diğer önemli ve kalabalık bir meydan, Km 0 ve örümcekağı yolunun merkezi olamasından dolayı İspanya'da ünlü. Bunun yanında King Carlos III'in heykeli ve Madrid'in en ünlü sembollerinden: El Oso y El Madroño ( Ayı ve Çilek Ağacı )'nın bulunduğu meydan.

Ayrıca, Puerta del Sol İspanya'nın önderi yılın son gününde, saatler, ziller televizyonda geleneksel yemek 12 Üzüm'ü gösterdiğinde o da burada bulunabilir. Biraz daha açıklamak için, İspanya'da her yıl özel bir geri sayım yapılır: son 12 saniyede, herkes televizyonun karşısına geçer ve bir üzüm alıp her saat tikinde gelecek 12 ayın sembolü olarak bu üzümleri yerler.

Ve son olarak, Puerta del Sol'de bir sürü gösteriler oluyor, 15-M birlikte, en ünlülerden bir oluyor.

Kraliyet Sarayı

Aslında, burası İspanya Kralı'nın asıl sarayı olmamasına rağmen (çünkü Kraliyet ailesi Madrid'in civarındaki bir sarayda yaşıyor ), çoğu devlet seramonisi burada yapılıyor. Madrid'in batı kısmında, ve 2 ve 5. metro hatlarına bağlı. Madrid'in Kraliyet Sarayı, Avrupa'nın en güzel yerlerinden biri olarak kabul görür. Orijinali 9. yüzyıla kadar dayanır, Müslüman Krallığına kadar, ama şu anki sarayın inşası 1734'teki yangın kazasından dolayı 18. yüzyıla dayanır. Saray'ın belirli kısımlarına giriş ücretsiz ama eğer sarayın bazı odalarını ziyaret etmek isterseniz, giriş için ödeme yapmalısınız. Sarayı yaklaşık 2 yıl önce gezdim, bu yüzden bazı şeyleri unuttum, ama gerçekten çok etkileyici bir bina olduğundan eminim.

Prado Müzesi

Size daha önce söylediğim gibi, Madrid'te birkaç kez bulundum, ama bazı nedenlerden, müzelere hiç girmedim. Utanç, biliyorum, ama etrafı ve parkları çok güzel gezdim dolaştım, ensemde kocaman bir sıcakla, kendimi bir saatte yaktım. Bu yüzden deneyimsizliğim sağ olsun, ne kadar ödenmesi gerektiğini tahmin edemiyorum ama kesinlikle değecektir. Çünkü Prado İspanya'daki en büyük galeri. Burada 8000'den fazla resmi bulabilirsiniz, ama sadece küçük bir kısmı sergileniyor.

Kaynak

Cibeles Meydanıyla Cibeles Sarayı ve İspanya Bankası

Madrid'teki üçüncü ziyaret edilmesi gereken meydan, burası Real Madrid zaferlerinin kutlamalarının yapılmasıyla ünlü. Her köşede bulunan büyüleyici kent simgelerine hayran olacaksınız. Bunlardan biri Cibeles Sarayı önceki ismiyle Communication Sarayı, bu binaya girme şansım oldu - bu arada mükemmel görünüyor - ve bu arada cinsiyet gibi konularla ilgili modern sanat sergilerini de ağırlıyor. Hiçbir şey için ödeme yapmadım. Ayrıca İspanya Bankası'nı da Cibeles meydanında bulabilirsiniz. Kesinlikle bu bölgeyi ziyaret etmelisiniz, hatta yakın ya da uzak bir zamanda buraya kendi başınıza gelmiş olsanız da, burası Madrid'in en iyi bölgeleriyle bağlantılı. Son olarak ve en iyisi, meydanın ortasında, sembolik bir unsur bulacaksınız: Roman doğa tanrıçasına adanmış Cibeles Fountain

( Cibeles Sarayı'nın içi)

Buen Retiro Parkı

Şehrin bir kısmında konumlanıyor, Buen Retiro Parkı Madrid'de rahatlamak için mükemmel bir yer. En büyük ve güzel park, aynı zamanda ziyaretçilerine tipik İspanyol yemeklerini tatma, lezzetli sangria içme ve parkın kuzey kısmında Retiro Pond diye adlandılarılan yapay gölde huzurlu bot turu yapma imkanı sağlıyor. Şu an halka açık, önceden İspanyol Monarşisi'ne aitti. Buen Retiro Parkı'nda Rosaleda Bahçesi, Fountain of the Falling Angel ve Palacio de Cristal gibi bir sürü anıt ve heykel bulabilirsiniz.

Puerta de Alcalá

“Alcalá Kapısı” muhtemelen Madrid'teki en çok bilinen anıt. Buen Retiro Parkı'nın yanında bulunuyor. Kapı çocuklar tarafından 4 kardinal erdemini temsil eden 4 heykelden oluşuyor: ihtiyatlılık, adalet, ölçülü olma ve metanet. Daha önceki zamanlar Kral Charles III'e adanmış kemer kapı olarak kullanılıyormuş.

Ulaşım

Salamanca'ya benzer, en turistik bölgeler yürüyerek ziyaret edilebilir, çoğunluğu Madrid'in merkez bölgesinde yer almakta. Bunun yanında, şehir çok iyi toplu taşıma ağına sahip bu da size etrafı gezme konusunda kolaylık sağlar. Herşeyden önce, her zaman metroyu kullanın, temelde şehrin bütün kısmıyla bağlantılı ve sabah 6'dan akşam 1. 30'a kadar sıklıkla seferi var. Otobüs ise diğer iyi bir seçenek, eğer bir noktadan diğerine gitmek istiyorsanız ve çılgın bir gece geçirmeyi planlıyorsanız gece otobüsleri sizin kullanımıza açık. Konakladığınız yerin şehrin dışında olması ihtimaline karşı, RENFE Cercanias'i kullanabilirsiniz. ( banliyö yolcu servisi )

Fiyatlara gelince, her zamanki gib çok fazla hatırlamıyorum ama birkaç günlüğüne kalırken, tek yön bilet daha iyi bir seçenek, uzun süreli kalacaksanız, turist kartı ya da Madrid Card'ı düşünebilirsiniz, size sınırsız kullanım hakkı tanıyacaktır.

Bununla birlikte, eğer şehrin büyüleyici manzarasını görmek istiyorsanız, telefiriği denemelisiniz. Sizi 40 metre yukarı çıkarıp 11 dakika boyunca havada kalmanızı sağlayacaktır. 40 yıl önce inşa edilmiştir, Pintor Rosales Avenue'yle Casa de Campo arasında, diğer güzel yeşil alanlar. Burada erkek arkadaşımla bir tur yapmıştık ve yürümeye ara vermek için güzel bir seçenek.

Konaklama

Madrid'e ilk geldiğimde, Best Western Hotel Trafalgar'da kalmıştık, merkeze yakın. Otel genel olarak güzel ama trafik lambalarının sesinin beni deli ettiğini hatırlıyorum. Maalesef, fiyatı hatırlamıyorum ama ulaşım için para ödemek zorunda kalmadığımızı hatırlıyorum, bu iyi bir avantaj.

İkinci sefer, merkezden biraz daha uzak bir yerde Vértice Roomspace otelinde kalmıştık. İlk kez çok memnun kaldık ve fiyatlar inanılmaz ucuzdu diğer gece de kalmaya karar verdik ve Madrid'e bir daha geldiğimizde yine burada kaldık. Diğer kalışımızda biraz daha pahalıydı ama hala ödenebilirdi: totalde geceliğine 36 euro ödedik.

Sonuçta, bence Madrid güzel bir yer ve İspanya'yı gezerken görülmesi gereken bir yer, ama bana göre birkaç gün şehri keşfetmek için yeterli bir süre.

---

Fotoğraf galerisi