Floransa; Tarihin derinliklerine bir gezi
Bu gunkü gezimizin yeni adresi rönesansın doğduğu şehir olarak kabul edilen ve her yıl milyonlarca turistin akımına uğrayan, tüm gençlerin hayallerini süslüyen ünlü İtalyan kenti Floransa. Floransa'ya gelipte etkilenmemek mümkün değil, kendine has mimarisi ile insanların gözlerini büyüleyen bu şehir bir zamanlar İtalya kırallığına başkentlikte yapmıştır. İtalyanca ismi ''Firenze'' olan bu kenti şüphesiz ki bu kadar değerli kılan sadece sahip olduğu tarihi güzellikleri değil aynı zamanda burada rönesansı başlatan ünlü sanatçıları ve mimarları ve heykeltıraşçılarıdır. Bildiğiniz gibi dünyaca ünlü rönesans sanatçıları Michelangelo, ve Leonardo da Vinci bu tarihi şehirde yaşamışlar ve bu tarihi kente günümüzdeki görünümünü kazandırmışlardır. Adım attığınız her caddede adeta bu sanatçıların kokusunu alıyorsunuz, her bir mimari yapıda onların el emeklerini hissediyorsunuz. Şehir tarihi ve mimari dokusunu yüzyıllarca korumuş ve bozulmadan günümüze kadar aktarabilmeyi başarmış ender şehirlerden biridir. Şimdi bu şehrin mehteşem yerlerini gemezeye çıkalım.
source; http://bit.ly/2qrelYd
Öncelikle Türkiye'den buraya nasıl ulaşacağımız konusunda konuşalım. Merak etmeyin Floransa' ya yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bir havaalanı var. Adı Peretola Havalimanı. Dileyen buraya yakın olan Bologna veya Pisa havalanlarından da gelebilir. Şehir merkezine genellikle bir veya bir buçuk saat mesafededirler. Hali hazırda İtalya'da olanlar dilerse İtalya'nın hızlı tren hattı ile Roma'dan yola çıkarak bir kaç saat içinde Floransa'da olabilir. İtalya'nın kuzeyinden gelenler dilerlerse İntercity hızlı tren ağını kullanarak Floransa'nın en büyük tren istasyonu olan Santa Maria Novella'ya gelebilir.
Biz Catania'ya kentinde olduğumuz için önce Roma hava limanına uçuyoruz. Daha sonra buradan blablacar aracılığı ile sadece 21 euro karşılığında Roma'dan Floransa'ya geçiyoruz. Eğer başkasının aracına binmekten korkmuyorsanız sizde blablacar uygulamasını telefonunuza indirerek blablacar aracılığı ile İtalya'da hem rahat hemde ucuz yolla ulaşımınızı sağlayabilirsiniz.
Floransaya vardıktan sonra ilk işimiz daha önceden ayarladığımız hostele gidip eşyalarımızı bırakmak oluyor. Floransa'da hostel bulmak çok kolay. Her yıl milyonlaca turisti ağırladığı için şehirde bir çok konaklama alternatifi bulunmaktadır. İşte size bunlar arasında önerebileceğim bir kaç tanesi;
- Hotel Albergo Firenze ( Eğer bütçeniz uygun ise bu otelde rahatlıkla kalabilirsniz.)
- Hotel Fiorita ( Bütçesiniz uygun değilse bu hotel bulabileceğiniz en ucuz otellerden biridir.)
- Hotel Dali Florence ( Yine bütçesi düşük olan aileler için.)
Sırt çantalarımızı hotelimize bıraktıktan sonra ilk durağımız Arno nehri oluyor. Floransa şehri bu nehir etrafında kurulmuştur ve nehrin üzerinde çok önemli köprüler yer almaktadır.
Bu nehir adeta şehri iki farklı bölüme ayırmıştır. Fotoğrafa göre nehrin solunda kalan alan daha modern bir görünüme sahip evlere ve nehir boyunca uzanan çok uzun bir cadde sahiptir. Sağında kalan alan ise daha fakir bir görünüme sahiptir.
Dediğim gibi nehir üzerinde çok önemli bir köprü bulunmaktadır. Bu köprü zamanla şehrin en önemli sembollerinden biri haline gelmiştir. Eskiden manav veya balıkçılık için kullanılan bu köprü 1600'lı yıllardan sonra sadece değerli mücevherlerin, altınların, takıların satıldığı kuyumcu dükkanlarına dönüşmüştür.
source; http://bit.ly/2s93fro
İtalyanca ''Ponte Vecchio'' adı verilen bu köprünün Türkçe karşılığı Eski Köprü'dür. Köprü bir çok tehlike ile karşı karşıya gelmiştir. Bir çok defa sel baskınları yüzünden hasar gören köprü bir çok defa da depremlere maruz kalmış fakat ufak tefek restorasyon çalışmaları ile günümüze kadar ayakta durabilmiştir. Köprünün arka kısmında sanki sevimli, ufak tefek küçük evler var. Bu sevimli fake evler köprüye ayrıca ayrı bir hava katmıştır. Köprüyü görür görmez mimarisinden o kadar etkileniyorsunuz ki adeta gözlerinizi bir kaç dakika bu muazzam güzellikteki köprüden alamıyorsunuz. Balayına gelen çiftler çoğu defa bu köprünün önünde fotoğraf çektirmekte bu anı ölümsüzleştirmekteler.
Bu tarihi ve bir o kadar da eski köprüye veda edip yeni durağımız olan Floransa Katedrali'ne doğru yola koyuluyoruz. Bu katedral de tıpkı Ponte Veccio gibi şehrin en önemli sembollerinden biridir. İtalyanca ismi Cattedrale di Santa Maria del Fiore diye geçmektedir. Bu mimari yapının tarihi 7. yüzyıla dayanmaktadır.
Muazzam mozaiklerden yapılmış olan bu katedral kesinlikle görülmeye değer bir yerdir. Katedrale giriş ücretsizdir. Fakat çok kalabalık olduğu için çok bekleyebilirsiniz. Katedralin önünde bir çok ressamın resim yaptığını görüyorsunuz. Bu mimari yapıyı özel kılan bir değer özellik ise Katedralin ön kısmında yer alan muazzam saattir. Saat günümüzde hala çalışmaktadır.
Resimde gördüğünüz gibi katedral, üç renkten (beyaz, yeşil ve pembe) oluşmaktadır. Estetik ve mimari yapısı gözlerimizi adeta büyülüyor. Aslında eskiden Floransa kenti o kadar da güzel bir kent değilmiş. Belki hepimiz ünlü Medici ailesini duymuşuzdur. Şehrin şuanki gibi popüler bir hal almasını sağlayan işte bu aile. Bu aile sayesinde şehir hızla kalkınıp, görkemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir.
Şehrin bir diğer önemli yeri Pitti sarayıdır.( İtalyanca Palazzo Pitti) Pitti sarayının çok trajik bir hikayesi vardır. Zamanında Pitti ve Medici adın da iki aile varmış ve bu aile arasında bir mücadele söz konusu imiş. Pitti ailesi gücünü kentte hissettirmek adına görkemli bir saray yaptırmaya karar veriyorlar. Yapımı baya masraflı olduğu için Pitti ailesi sarayın yapımını Medici ailesine devretmek zorunda kalıyorlar. Ve saray nihayetinde Medici ailesi tarafından tamamlanıyor.
Saraya girişler ücretlidir. 2015 yılında alınan ücret 8 euro idi. Sarayın içinde Medici ailesine ait bir çok heykel ve anı bulunmaktadır. Ayrıca bir çok savaş araç gereçleri, çeşitli renklerde porselenler ve resimler bulunmaktadır. Ayrıca sarayın arka bahçesinde Boliboli bahçesi vardır. Dileyenler bu görkemli ve kocaman bahçeyide gezebilirler. Sarayın gece ışıklandırması gök yüzü ile birleşince ortaya muhteşem bir ambiyans çıkıyor. Bende telefonumun kamerasını açarak bu anı ölümsüzleştiriyorum.
Kentin en büyük ve işlek caddesi Piazza del Repubblica ve Duomo meydanıdır. Meydanların yer yerinde alışveriş merkezleri vardır. Ayrıca çok fazla turist uğradığı için her yerde sevimli hediyelik eşya dükkanlarına rastlıyorsunuz. Floransa'da eğlence sektörüde oldukça gelişmiştir. Şehrin her yerinde barlar, clublar, eğlence merkezleri var. Bir çok dünyaca ünlü sanatçı buraya gelip konserler vermektedir. Şehirde ayrıca çok fazla sayıda ünlü restoran vardır. Fakat Floransa'da restoranlar gerçekten çok pahalı. Eğer bütçeniz kısıtlı ise daha farklı alternatiflere yönelmelisiniz. Floransa da pizza yemenizi şiddetle tavsiye ederim. İtalya'nın en lezzetli pizzaları burada yapılmaktadır. Ama fiyatları dediğim gibi oldukça pahalı. Aslında floransa İtalya'nın diğer kentleri ile kıyaslanınca en pahalı üç şehrinden biridir. Floransayı doya doya gezmek için 3 gün yeterlidir.
Fotoğraf galerisi
Kendine ait Erasmus blogunun olmasını ister misin?
Yurtdışında yaşamayı tecrübe ediyorsan, tutkulu bir gezginsen veya yaşadığın şehri tanıtmak istiyorsan... kendi blogunu oluştur ve maceralarını paylaş!
Erasmus blogumu oluşturmak istiyorum! →
Yorumlar (0 yorum)