İlk gün yoğunluğu
İlk gün hepinizin de tahmin edebileceği gibi etrafı tanımaya çalışmakla geçer ve kaçınılmazdır ki insanlar sizin yabancı olduğunuzu her halinizden anlarlar :) Saat 15.00'dan sonraki vaktimi sokak sokak, emlakçı emlakçı ev aramakla geçirdim hatta oda diyelim. Sonuç üzücüydü kendime uygun bir yer bulamamıştım, evet birçok güzel oda vardı ama odayı bile iki kişiye paylaştırmışlardı. Bir de sigara kullanmadığım için ev arkadaşlarıyla sorunlar yaşayabilirdim, benim için en mantıklısı tek başıma bir eve çıkmaktı. Doğrusu o çaresizlikte kulübe tarzı bir şeye dahi razıydım :) Hava kararmaya hatta pardon kızarmaya başlarken - Porto'nun kırmızı ışıklarından dolayı gökyüzünde kırmızıyla karışık bir ton hakim geceleri - eve döndüm.
Rafael ve Emmy bugün için bir yemek daveti verdiklerini ve birkaç erasmus'un da teşrif edeceklerini söylemişlerdi eve döndüğümde, bu benim için sevindirici bir durumdu çünkü benimle aynı kaderi paylaşmış olan insanların söyleyeceği şeyler işime yarayabilirdi. Yemekten önce alışverişe çıktık Mini Preço adında bizim Bim'le eşdeğer bir markete girdik ve gerekli olan malzemeleri ve Porto'luların olmazsa olmazı şaraplarından aldık birkaç tane. Alışverişimiz bittiğinde herkes elini cebine atıyordu çünkü Portekiz'liler hakkında bilmeniz gereken bir husus 'ısmarlama mantığı' yoktu. ne yenirse ne içilirse herkes fiyatı paylaşıyor. Her neyse yaklaşık olarak ikişer euro ödedik 3 kişi ve eve dönüp yemek hazırlığına başladık el birliğiyle. Bir yandan da kara kara düşünüyordum en hızlı nasıl ev bulabilirim ve valizimi açıp rahat rahat kendi evime yerleşebilirim diye...
Davetliler yavaş yavaş geliyordu ilk ve tam saatinde gelen tahmin edebileceğiniz gibi bir Alman'dı. Ardından da diğer iki kişi geldi. 6 farklı ırktan insan yemek yiyecektik, bu bile insana bir hoş bir duygu hissettiriyordu.
Şaraplar açıldı yemekler yenildi içildi ve sıra geldi muhabbete, bilirsiniz yabancı biriyle tanıştığınızda hele biraz da haylazsa konu illa ki başka dillerdeki argo kelimelere gelir. Biz buna şunu diyoruz sizde nasıl söyleniyor falan filan. Hatta onu tekrar etme çabaları gülüp eğlenmeler... :) Bir de ülkenin müzikleri var tabi. Sevdiğimden değil de herkes biliyordur diye ben de Tarkan'dan Şımarık'ı açmıştım sonra herkesten muck muck sesleri gelmeye başladı evet biliyorlardı :)
Biraz daha oturduktan sonra ben uyumak için izin istedim çünkü ertesi gün evi arayıp bulabilecek enerjim olmalıydı ve odaya geçip internetten biraz araştırıp birkaç adres aldıktan sonra uyudum tüm günün yorgunluğuyla birlikte. Ertesi gün yapmam gereken bir iş daha vardı Esn'nin verecek olduğu Esn kartını ve Portekiz hattını almalıydım. İsmi de güzel WTF :D
Kendine ait Erasmus blogunun olmasını ister misin?
Yurtdışında yaşamayı tecrübe ediyorsan, tutkulu bir gezginsen veya yaşadığın şehri tanıtmak istiyorsan... kendi blogunu oluştur ve maceralarını paylaş!
Erasmus blogumu oluşturmak istiyorum! →
Yorumlar (0 yorum)