Alışma Turları

Ailesinden, evinden, ülkesinden ilk kez ayrılanlar sanırım beni daha iyi anlar ki ilk günler biraz zor oldu. Polonya’nın soğuk, karanlık ve tuhaf kokan havasına yabancı bir evde uyanmak insana “ ben ne yapıyorum burada yarın hemen dönmeyelim”i çok net hissettiriyor.Aman gözünüz korkmasın bu geçici hem de çok hızlı geçen bir süreç.

İlk hafta eve yerleşme çevreyi tanıma Türkiye’den WSB’ye gelen kişilerle kaynaşma olarak geçti diyebilirim. Evinizin adresini iyice belledinizse şehirde kaybolmaktan korkmayın. Bir gününüzü mutlaka keşif için ayırın derim. Zaten zamanla her yeri kırk yıllık vatandaşından daha iyi bilir hale geliyorsunuz.

Şehre ve okula alışmak için okulların çoğu ilk haftayı oryantasyon için ayırıyor. Bizim WSB de öyle yaptı ki sunu belirtmeden geçemeyeceğim özel okul olmasının avantajını çok net gördük ve yaşadık. İlk tanışma toplantısından sonra Wroclaw hakkında ufak bir sunum yapıldı gönüllü öğrenciler tarafından. Bizden de aynı sunumu ülkemiz hakkında yapmamız beklendi fakat hiç hazırlıklı gitmemiştik ve biraz utandık ne yalan söyleyeyim. Herkes çat pat bir şeyler anlattı, bir iki video ve fotoğrafla da sunumu desteklemeye çalıştık ama zayıf kaldığımız gün gibi ortadaydı. Bunu konuda hazırlıklı gitmenizi şiddetle tavsiye ederim ki hem Türkiye grubu olarak kendinizi hem de güzel ülkemizi etkili şekilde temsil edebilesiniz. 

O hafta evrak ve ders işlemlerini hallettikten sonra okul tarafından 2 günlük ufak bir Karpacz Karkonosze dağ gezisine götürüldük. Otelimize yerleşir yerleşmez sıkı sıkı giyinip ufak bir gezintiye çıktık.Civar minik kafelerle doluydu ve bu soğukta sıcak bir çikolata gibisi olamazdı. Otele öğle yemeği için döndük. Sonradan öğrenecektik ki Polonya kültüründe en ağır öğün öğle yemeğiymiş. Yani bizim çorbasıydı salatasıydı, ana yemeğiydi diye sürüp giden akşam yemeklerimizi onlar öğle vaktinde tüketip, akşam kanapka adı verilen ufak sandviçler, yumurta, tereyağ ve ekmek ile hafif atıştırma şeklinde yapıyorlarmış. Biz akşam yemeğinde bu tarz ürünlerle karşılaştığımız zaman devamı gelecek zannediyorduk ki aç kalarak bu kültürü de öğrenmiş olduk :)

Öğle yemeğinden sonra en tepedeki kayak merkezine kadar -15 -20 derecelere  varan soğukta yaklaşık bir saat yürüdük ve nihayet sıcak bir kahve ile kendimizi ödüllendirdik. Mentorlerimiz çok sıcak kanlılardı, ortamı ısınmasını iyi biliyorlardı. Zevkli bir gezintiden sonra otele dönerken Polonya’nın meşhur kızarmış, soslu peynirlerinden tatmayı da ihmal etmedik. 

Çok hafif akşam yemeğimizden sonra otelin toplantı odasında buluştuk. Kura ile gruplara ayrılıp çok zevkli bir yarışma yaptık, bir çok oyun oynandı. Aksamın özeti kesinlikle yedik içtik ve eğlendik :)

Ertesi gün kahvaltıdan sonra teleferik gezisi için yola çıktık. O buz gibi günde çok gerekli miydi bilmiyorum ama etkinlik etkinliktir. İliklerimize kadar donduktan sonra -en iyi kısım bence bu - bizi ünlü bir termal otele götürdüler. Karlar altında sıcak havuzlar mı dersiniz, harika saunalar mı dersiniz ,buharlı mineralli jakuziler mi dersiniz yoksa   tuz banyoları mı dersiniz ne derseniz deyin bu etkinlik hepimize çok iyi gelmişti.Pamuk gibi olmuş koca koca adamlar çocuk gibi eğlenmiş ve rahatlamıştık. Kovary’den geçerken minyatür müzesine uğradık. Tüm yorgunluğuma rağmen zevkle gezdiğim bir müzeydi. Akşam evlerimize büyük bir memnuniyet ve şehre alışmanın verdiği o iç huzuru ile döndük. Bir hafta çoktan bitmişti bile :)