Have you made up your mind about your destination? The best accommodation deals are being booked fast, don’t let anyone keep ahead!

I want to find a house NOW!

Queiriga


  - 2 görüşler

Queiriga Mağaraları

Tarafından yayınlandı flag-tr Fatih Gönültaş — 5 yıl önce

Merhaba ben Fatih. Arkadaşım Mustafa ile gezmeye karar vermiştik . Bende ona doğal yerleri mekanları gezelim demiştim. Şimdi öğrenci olduğum Guarda şehrine yakın bir yer olması iyi olduğu ve güzel bir doğal yapı olan Queiriga mağaralarına gidelim dedik.

Biz otostop ile çıktık yola ve öğlene doğru viseu’dan queiriga ya vardık ve zaman öğlene doğru idi. Vardığımız yer aslında köydü. Yani köyün adı Queiriga . Fakat biz mağaralara gitmek istiyorduk. Sonra köyün içine gelmişken biraz bakmak istedik. Her yer yeşillik heryerde meyve ağaçları vardı portakal , elma, nar felan. Çok güzeldi şehrin kötü boğuk havasından biraz uzaklaşmıştık adeta. Ve biz mağaraların tam nerede olduğunu bilmiyorduk ve köyün içine doğru etrafa baka baka yürüyorduk. Tabii bende hiç dururmuyum YouTube kanlım için video çekiyordum arkadaşım Mustafa ise hatıra olsun diye kısa kısa videolar ve fotoğraflar çekiyordu. 

Ve yürürken bahçesinde ki ağaçlarla uğraşan bir yaşlı Portekizli çift gördük.Hemen onlara mağaraların nerede olduğunu sormak istedik ve bahçe kapılarının yanına gittik. Ben adama ilk İngilizce bilip bilmediğini sordum fakat bilmiyordu. Ve arkadaşım mustafa biraz Portekizce biliyordu ve hemen adama sormaya çalıştı fakat anlaşamadı. Sonra bende ona fotoğraf göstermesini söyledim mağara ile ilgili. 

Ve bu fotoğraftaki adamdı. Arkadaşım Mustafa çok dil döktü fakat anlamadı adam. Neyse sonra adam telefonda ki fotoğrafa baktı sonra yine anlamsız ifade verdi ve gözlerinin iyi görmediğini söyledi. Biz tabii şaşırmıştık. 

Sonra kadına internetimizin olmadığını söyledik gerçi hatlar çekmiyordu. Ama kafenin interneti varmış ve bize şifreyi verdi ve biz de hemen bağlandık. Bağlanır bağlanmaz hemen ben haritaları açtım ve kadına mağaraların nerede olduğunu sordum . O da hemen konumu gösterdi. Ve  biz konumu tam bulduktan sonra rahatlamıştık. Ve kahve içip öyle gidelim dedik. Bu arada kadınla da tanıştık gerçi kadın değil di 25 küsür yaşlarda genç bir bayandı. Adı ise Marla idi. Ve bizlerde adımızı söyledik ve acı bir expresso içtik. Gerçi Mustafa sütlü istedi . 

Biraz zaman geçtikten sonra bizde kalktık . Teşekkür edip yola koyulduk . Aslında biraz yanlış gelmiştik. Gerçi yanlış değil de sapağı kaçırmıştık. Köyün içine girmeden 1 kilometre önce sapak vardı toprak yol , oradan girmemiz lazımmış. Ve bizde o yolu tekrar geri yürüyerek gidiyorduk. Neyse artık biliyorduk yolu.

Adam da fotoğraftakiydi. Aslında çok samimiydi ve bize elinden geldiğince anlatmaya çalıştı. Mustafa ise adamı pür dikkat dinliyordu ama o da çok fazla anlamıyordu ki . Neyse biz iki üç dakka konuşduktan sonra teşekkür edip ayrıldık. Aslında adres sormak bizim için bahane olmuştu attık çünkü biz konuşmaktan ve insanları tanımaktan zevk alıyorduk. 

Ve resimde ki adam traktörünü çalışır vaziyette durdurup bizim sorumuzu anlamaya çalışıyordu. Fakat o da İngilizce bilmiyor ve Mustafa ile Portekizce konuşmaya çalışıyordu. Ama yetmiyordu ki biz fotoğraf gösterdik ve anladı ne sorduğumuzu. Sonra bize el işaretleri ile ne tarafa gideceğimizi anlatmaya çalıştı ve bizde ona teşekkür ettik. Oradan ayrılırken dikkatimi çeken şeylerden biri ise traktör römorklerinin arkaya doğru değil de yana doğru kalkmasıydı. İlkkez görmüştüm ve tabii ki çok şaşırdım. 

Ve bizde tekrar köy yoluna inip yola devam ettik yani düz gitmemiz lazımmış ve devam ettik. Sonra bizim indiğimiz kavşak göründü uzaktan biraz fakat sapmamız gereken toprak yol görünmüyordu. Ben biraz sinirlenmiştim artık. Neyse kavşağa doğru devam ettikten sonra solumuzda toprak patika levhasız bir yol belirdi. Neden  levha yoktu? Biz çok sinirlenmiştik. Çünkü böyle turistik bir yerde yabancılar için gösterge olmazmıydı. Değil mi?

Yani Avrupa birliği ülkesi olan Portekiz’de böyle bir eksiklik olması hiç hoşumuza gitmemişti açıkçası. Çünkü her zaman kaliteden kolaylıktan bahsederler fakat insanları bu duruma düşürmeleri hiç ho değildi . Özellikle bizim gibi yabancıları. Geldiğimiz yol boyunca hiç tabela yoktu mağaralar ile ilgili çok can sıkıcıydı. Çünkü daha çok gezemeden göremeden yorulmaya başlamıştık artık. 

Umarım bu yazım yetkililere ulaşır ve bundan sonra yenş gelen insanlar ,turistler için kolaylık yaparlar . Aslında köy çok güzel, insanlar yardım sever fakat dil yok, tabela yok!! Umarım çözüme kavuşur. Yakışmıyor Avrupa birliği ülkesine . 

Bu mağaralar ile ilgili Videomu YouTube kanalımda bulabilirsiniz . 

Kanal adım: Fatih Gönültaş

Ve açıklama kısmında Queiriga mağaralarının koordinatları var umarım yararlı olur. Şimdiden okuduğunuz için teşekkür ederim . 

Bu bölüm birinci partdır. İkinci part yakında gelicek.

Fotoğraf galerisi


Queiriga Mağarası

Tarafından yayınlandı flag-tr Fatih Gönültaş — 5 yıl önce

Merhaba Ben Fatih.

Önceki Queiriga bölümünde,Queiriga köyüne gidişimizi ve neler yaptığımızı yazmıştım. Şimdi ise asıl mekan olan Queiriga MAĞARALARINA gidişimizi yazıcam. Eğer tam ayrıntılı bir şekilde öğrenmek istiyorsanız Fatih Gönültaş adlı youtube kanalımdam Queiriga mağaraları videosuna ulaşabilir ve açıklama kısmından konumu ile ilgili bilgi alabilirsiniz.

Aslında güzel manzaralar vardı doğa ile içiçeydik adeta kimse yoktu . Kafamız ilkkez bu kadar rahattı. Çünkü şehirde sürekli ses , kalabalık , stres vardı. Ve devam ettik ve kenarda ufak koşu yolu gibi levhalar vardı tam anlayamadık fakat buranın heralde parkur olduğunu düşündük. Ve aradan beş dakka felan geçti ve biz artık söylenmeye başladık çünkü hiç birşey önümüze çıkmıyordu. Gösterge levha felan yoktu yanii. Ve bir ara kavşak gibi bir yere vardık . Yol sağa Ve sola olmak üzere iki ayrı yola ayrılıyordu Ve bizim seçmemiz lazımdı bir tarafı . Ve bende sağ yolu seçtim ben ve arkadaşım Mustafa girdik sağ yola. 

Fakat hala biz hiçbir yol gösteren tabela levha tarzında birşey bulamadık Ve çok sinirlendik. Aradan biraz geçti ve ben kamera ile video çekerken bir an ev gördüm sandım Ve döndüm baktım ki bir tane kulübe yapmışlar arazinin içine . Mustafa ile biraz çevreye bakındık fakat mağara ile ilgili iz bulamadık . Ve sonra yolda lastik izleri vardı Ve biraz belirgindi. Aslında bizde sonradan fark etmiştik izleri. Ve yola devam ettik aradan beş dakka sonra karşımıza viraj çıktı Ve hemen döndük ki mağaralar oradaydı . Mustafa öyle bir bağırdı ki “Çok Şükür!!” diye ben bile korktum. 

Her attığımız adımda karanlığa giriyorduk resmen ve elimde ki kamera ise düzgün birşeyler çekemiyordu. Ben tabii bu duruma çok bozulmuştum çünkü YouTube kanalım için video çekiyordum. Ve Mustafa kendi telefonunun flashını açınca yerler parlamaya başlamıştı . Sanki mücevherler gibiydi. Ve bende yerdeki taşlara felan baktım Ve bir parça eşime aldım. Kömür kokusu vardı taşlarda . Aslında queiriga mağaralarına gelmeden önce orada bir takım madenler çıkardıklarını biliyorduk . 

Ve biraz daha devam ettikten sonra çok fazla mağarada rüzgarlar ,sular veya başka diğer faktörler yüzünden oyulmuş kolon görevi gören delikli delikli yapılar gördük Ve bir kaç delik sayesinde mağara için ışık girebiliyordu fakat öğleden sonra güneş batmaya yakın zamanda orası aydınlık oluyordu. Çünkü güneş içeri anca o zaman giriyormuş. Ve bizim gittiğimiz saat öğlene doğru onbir buçuk gibiydi. Delikler felan Harika ve muhteşem birer doğa ürünleri gibiydi adeta. Çok güzeldiler ve bizlerde yani ben ve Mustafa , sürekli fotoğraf Ve video çekiyorduk . 

Ve artık suların kenarına gelmiştik . Yer altı suları , aslında biz girmeyi düşünüyorduk fakat tek başımıza karanlık yerde girmeye cesaret edememiştik. Ve kıyı taraftaki suyun dibini görebiliyorduk fakat bir metre sonrasını görmek imkansındı. Çünkü çok yoğunluk vardı suda. Yani çıkarılan madenler suya kimyasal olarak etki yapmış olabilidi. Ve bizde bundan dolayı hiç kenarına bile gidemedik. Sonra ben kameramı Mustafa’ya verdin o da beni çekmeye başladı Ve bende elime kaya parçası alıp derinlik tahmini için attım. İlk attığım yakına geldi ve taşın çarptıktan sonraki gelen ses kıyı olduğunu söyledi fakat uzağa attığım diğer taşta ise ses çok boğuk geldi. Yani çok derindi ve zaten su dağın altına doğru gidiyor gibiydi ve bizde burada çok güzel su dalış araştırması yapılabileceğini düşündük. Ama biz yapamazdık tabii. 

Aşağıda ki gibi fotoğraflar çekindikten sonra biraz daha bakınıp çıkışa doğru dönmeye başladık. Ve dönerken de Türkiye daha fazla doğal yerlere değer verilip verilmediğini konuştuk. Mustafa bana Antalya da ki mağarayı anlattı. Orada ışıklandırma , temiz patika yolu felan olduğundan bahsetti. Fakat burada hiç değer verilmiyor gibiydi. 

Ve çıkışa giderken başka bir yol gördük o yolda yukarıda ki sizlere bahsettiğim oyulmuş deliklerin hemen altına kadar gidiyordu Ve hayret etmiştim ki basamak yapmışlardı Ve bende basıp çıktım . Sonra biraz tepeye kadar yürüdüm Ve yukarıdan aşağıya baktım biraz. Çok farklı birşey yoktu Ve bende bir iki fotoğraftan sonra aşağı indim. Ve Mustafa ile dışarıya çıktık ve görevli varmı diye bakındık. Kapıda ki araba hala duruyor Ve içeride kimse yoktu. Sonra mustafa mağaranın girişinin diğer tarafında kulübe olduğunu söyledi. Bizde baktık ve bir şeyler yemek istedik. Fakat Mustafa deliklerin orada yani mağaranın üstünde yemek istediğini söyledi ve bizde tırmanmaya başladık. Sırtımızda en az on beşer kilo çanta ile kolay değildi ve elimizde kamera olması ayrı bir konuydu zaten. Ve kameraya bağlanmış olan kulaklık sürekli çalılara takılıp beni yavaşlatıyordu . Ve en sonunda tepeye çıktık fakat bir sorun vardı. Burası bakımsız bir doğal mekan olduğu için deliklerin etrafı çalılar otlar ile dolmuştu. Yani deliklere yaklaşamıyor ve oturacak yer bulamıyorduk. Ve birden bir adam seslendi “hey” diye ve bize el salladı.Bizde el kaldırıp aşağıya geleceğimizi ifade eder şekilde el hareketleri yaptık.Sonra  geldiğimiz yoldan inmeye başlayacaktık. Fakat zordu Ve inemedik. Hemen yanda daha kolay bir patika bulduk ve saldık aşağıya kendimizi. 

Ve aşağı vardığımızda ayakkabıma hep otlar yapılmıştı Ve bende bu durumdan nefret ederdim. Hemen temizledim biraz Ve adamın yanına vardık. Arabanın oradaydı. Demekki arabanın sahibi belli olmuştu. Ve bende İngilizce bilip bilmediğini sordum ilk olarak ama o da tabii ki bilmiyordu. Ve Mustafa adamla konuşmaya başladı Ve durumu anlattı. Çat pat anlaşabiliyorlardı birbirleri ile. Ve arabanın camında Kartal figürü vardı. Bende adama hemen dönüp benfica takımını tutuyor musun gibisinden ifade de bulundum Ve birden evet dedi sırıtarak. Bende sinirlendim tabii sonuçta Fenerbahçe’yi elemişlerdi bir kaç yıl önce. Ve Mustafa’ya o arabası ile şehir merkezine gidiyorsa bizi de bıraksın dedim . Ve Mustafa da adama sormaya çalıştı fakat adam yakında ki bir tane köye gidiyormuş. Neyse dedik ve adama teşekkür edip hoşçakal dedik ve biz kulübeye geçtik. 

Birşeyler yemek istedik çünkü karnımız biraz kazınmıştı artık. Ve bende hemen kamerayı tekrar açıp karşıma yerleştirdikten sonra başladım söylemeye “bizler gezerken neler yiyoruz” diye. Ve neler yiyorduk sanki sadece reçel , krem peynir , ton balığı. Ufak tefek şeyler yemek bile değiller di ama çok şükür bunları bulamayan insanlar da vardı. Ve birşeyler yedik biraz daha bakındık Ve fotoğraf felan çekindikten sonra geldiğimiz yoldan geri yürümeye başlayacaktık ki bir tane araba gelmişti ve bir çift mağaraya girdi.

Ve yürürlen küçük köprü vardı oraya geldik. Altından su akıntısı geçiyordu. Hani derler ya “akan su temizdir” diye bende ona güvenerek biraz içtim ve tatlı suydu ve yüzümüzü felan yıkaşık. Bu gibi suydu valla iyi gelmişti . Her şeyi hep kamera ile kaydediyorduk. Bizim için çok iyi olmuştu bu şekilde gezmek gelmek. 

Youtube kanalımda videomu bulabilirsiniz . Kanal adı : Fatih Gönültaş

Fotoğraf galerisi


Bu mekanı puanla ve yorum yap!

Burayı (Queiriga) biliyor musunuz? Bu mekanla ilgili görüşlerini paylaş.

Bu mekanı puanla ve yorum yap!


Hesabınız yok mu? Kaydol.

Biraz bekleyin lütfen

Koşun hamsterlar! Koşun!