Bir Tıp Fakültesi öğrencisinin gözünden Erasmus
Merhaba sevgili okuyucular, öncelikle kendimi tanıtayım. Ben Elif, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde son sınıf öğrencisiyim. Geçtiğimiz Eylül, Ekim ve Kasım aylarında Erasmus programıyla ilk yurtdışı deneyimimi yaşadım. Hırvatistan’ın Rijeka isimli sahil şehrinde 3 ayımı geçirdim. Fırsat buldukça Hırvatistan’ın diğer şehirlerine ve yakın çevredeki ülkelerin ünlü şehirlerine de gittim. Burada gezdiğim yerleri sizinle paylaşmaktan mutluluk duyarım.
Neden "Bir Tıp Fakültesi öğrencisinin gözünden Erasmus" şeklinde bir başlık seçtiğimi merak etmiş, hatta "bu tıpçılar da tıp okuduğunu vurgulamadan edemiyor" şeklinde bir düşünceye kapılmış olabilirsiniz. Durum şöyle ki biz tıp fakültesi öğrencileri için erasmus süreci diğer bölümlerden biraz farklı işliyor. Birçok sebeple de erasmus'a gitmeye daha çekimser yaklaşabiliyoruz. Bu yüzden ilk yazımı Erasmus'a gitmek isteyen ama kafasında soru işaretleri olan tıp fakültesi öğrencilerine yardımcı olabilecek şekilde yazmak istedim.
Öncelikle bizim için erasmus için en elverişli zaman son sınıf, yani intörnlük senesi oluyor. Çünkü ilk 3 sınıfta temel bilimlere ait teorik sınavlar, laboratuvar sınavları, finaller kendi dilimizde bile oldukça zorluyor bizleri. Ayrıca Türkiye içinde bile her tıp fakültesinin sistemi farklıyken farklı bir ülkede aynı sistemi bulup burada saydırmak imkansıza yakın olsagerek. Sonrasında klinik dönem yani 4. ve 5. sınıf geliyor. Zaten bu iki yılda sınavlarımız çoğunlukla sözlü şeklinde oluyor. Yine bu dersleri de farklı bir dilde, farklı bir sistemde alıp da saydırmak pek mümkün görünmüyor. Açıkçası 6. sınıftan önce exchange programı ile yurtdışına gidip saydıran tanıdığım biri olmadı. Bu yüzden o senelerde exchange yapma ile ilgili çok bilgi veremiyorum. İşin aslını bilen varsa beni de bilgilendirebilir.
Peki intörnlük senesinde erasmus süreci nasıl işliyor, artık bu konudan bahsedebilirim. Benim okulumda yani Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde intörnlük senesinde 2 ay dahiliye, 1 ay genel cerrahi, 1 ay kadın doğum, 1 ay aile hekimliği, 1 ay halk sağlığı, 2 ay pediatri, 2 ay acil, 1 ay psikiyatri ve 1 ay da seçmeli bir bölümde rotasyon yapılıyor. Erasmus sırasında yurtdışında pediatri, dahiliye, genel cerrahi, kadın doğum ve psikiyatride rotasyon yapmamıza izin veriliyor. Geriye kalan bölümleri yani aile hekimliği, halk sağlığı, acil ve seçmeli stajı kendi okulumuzda alma zorunluluğumuz var. Eğer staj hareketliliği ile gidersek en az 2 ay, öğrenim hareketliliği ile gidersek en az 3 ay olmak üzere 6 aya kadar çıkarabiliyoruz süreyi. Yani diğer bölümlerde olduğu gibi 1 yarıyıl veya 2 yarıyıl şeklinde değil de orada yapmak istediğimiz rotasyon sayısına göre değişebiliyor geçireceğimiz süre. Ben Rijeka Üniversitesi Tıp fakültesi hastanesi'nde 2 ay dahiliye ve 1 ay genel cerrahi rostayonu yaptım. Rijeka Üniversitesi Hastanesi 3 ayrı yerleşkede hizmet veriyor. Merkezdeki KBC Rijeka'nın yanı sıra Sušak ve Kantrida'da da hizmet veriyor.
Fotoğraf: Rijeka Üniversitesi Tıp Fakültesi
2 aylık dahiliye rotasyonumun 1 ayında KBC Rijeka'da Hematoloji rotasyonu yaptım. İlk gün bana hastanede acili, ultrasonografi odasını ve hematoloji katında yatan hasta odalarını gösterdiler. Hastalara yapılacak invaziv işlemlere iznim olmadığını zaten biliyordum. Vizitlere katılmak istediğimi söylediğimde vizit saatlerinin hiç belli olmadığını, bir günün vizit sorumlusu saat 10'da yaparken bir günün sorumlusunun 6'da yapabildiğini söylediler. Ben de elbette ki 6'da gitmeye niyetli olmadığım için sonraki günler ortalama saat 9'da gitmeye başladım. Ne yazık ki hematolojide hiçbir gün vizite denk gelemedim. Bazı günler usg odasına gidip asistanla soru cevap şeklinde hastayı konuştuk, birkaç kez kemik iliği biyopsisine girdim. Hematolojide işler genelde yoğun olduğu için benimle çok ilgilenemiyorlardı. Her gün gitmem konusunda zorunluluğum da yoktu zaten.
Fotoğraf: KBC Rijeka Hastanesi
2. ayımda KBC Sušak'ta Göğüs hastalıkları rotasyonu yaptım. Hematoloji kadar yoğun olmasa da yine oldukça yoğun bir bölümdü. Ama burada vizitlere katılma şansım oldu en azından. Vizitlerde işlerin hızlı ilerlemesi açısından elbette ki Hırvatça konuşuyorlardı, ancak rica ettiğimde asistanlar herşeyi olmasa da en önemli şeyleri benim için İngilizce'ye tercüme ediyorlardı. Ben de ara ara merak ettiğim şeyleri soruyordum. Farklı muayene bulguları bulunan hastaları benim de muayene etmeme izin veriyorlardı. Bu yönden hematoloji'ye göre daha verimli geçtiğini söyleyebilirim. Göğüs hastalıklarında da aynı şekilde her gün gitmem mecburi değildi. Hatta bölüm sorumlusu bana açıkça "Gelmek zorunda değilsin, istediğin kadar gidip gezmekte özgürsün." dedi. Eh, bana da emir büyük yerden deyip gezmek düştü. :)
3. ayımda KBC Sušak'ta Genel cerrahi rotasyonu yaptım. Burada bana cerrahinin istediğim branşında vakit geçirebileceğimi söylediler. Ben toraks cerrahisini seçtim ama yine de istediğim ameliyatı izlemeye izinliydim. Ameliyatlarda aktif bir şekilde rol almadım, erasmus öğrencilerinden sorumlu hoca ile ameliyata giren bir arkadaşımın ekartör tutmasına izin vermişlerdi. Belki en fazla dikiş atmamıza izin verilebilirdi ama bana o da denk gelmedi. Açıkçası genel cerrahide önceki iki aydan daha da az gittim hastaneye. Zaten Rijeka'daki son ayımdı, gezebildiğim kadar gezmek istedim son haftalarımda. Cerrah kafasının rahatlığı da buna epey yardımcı oldu. :)
Biz tıp fakültesi öğrencilerinin erasmus'a gitme fikrine tereddütle yaklaşmamızın en büyük sebeplerinden biri son sınıfta hepimizi TUS telaşının sarması oluyor. Birçok arkadaşımız ders çalışırken biz farklı bir ülkede bambaşka bir hayatın içinde kendimizi buluyoruz ve giderken ders çalışma umudu taşısak da pek beceremiyoruz. Erasmus'a gitmiş ve 3 ay boyunca toplasan 7-8 saatten fazla ders çalışmamış biri olarak şöyle düşünüyorum: Bu deneyimi yaşamaya değer. Arkadaşlarıma göre çok gerideyim ama gittiğime bir kez bile pişman olmadım. Yaşadığım her gün o kadar güzel ve anlamlıydı ki benim için... Her gün bir yere gidip bir etkinliğe katılmadım elbette. Ama orada geçirdiğim 3 ayın her günü bana bir deneyim kattı, birşeyler öğretti. O 3 ayı kendi ülkemde, kendi şehrim Ankara'da geçirseydim asla tanışamayacağım insanlarla tanıştım Rijeka'da. 2 Hırvat insanla bir ev paylaştım. Çok güzel erasmus etkinliklerine katıldım, birkaçında da rol aldım. Çok güzel yerler gezdim. Gezerken araştırdım, oraların tarihini öğrendim. Ömür boyu unutamayacağım anılar biriktirdim. Bundan sonra hayatım zaten hastanede geçecek ve TUS'u kazanana kadar zaten ders çalışacağım, elım mahkum. Ama gitmeseydim o 3 ayı yaşama şansım olmayacaktı. O yüzden iyi ki gitmişim diyorum. Hazır erasmus sınav dönemi de yaklaşmışken olur da yazıma denk gelirseniz önerimi dinleyin ve sınava mutlaka girin. Hiçbir şey kaybetmezsiniz ama çok şey kazanabilirsiniz.
Bir tıp fakültesi öğrencisi için erasmus deneyimi nasıldır elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Ek sorunuz olursa bana ulaşabilirsiniz. Gezdiğim yerler ve elbetteki Rijeka ile ilgili yazılarımda görüşmek üzere...
Fotoğraf: Rijeka'da tanıştığım arkadaşlarımla Opatija'da bir gün
Fotoğraf galerisi
Content available in other languages
Burada (Sveuciliste u Rijeci) yaşadığın Erasmus deneyimini paylaş!
Sveuciliste u Rijeci yerini bir yerli, gezgin veya değişim öğrencisi olarak biliyorsan... Sveuciliste u Rijeci hakkındaki düşüncelerini paylaş ! Farklı özelliklerini puanla ve tecrübelerini paylaş!
Deneyim ekle →
Yorumlar (1 yorum)
Şevval Çoşkun 3 yıl önce
Tıp fakültesi öğrencisi 2.sınıft Erasmus ile yurt dışına gidebilirim ve orada kalıcı olarak kalma ihtimali var mı?