Toulouse

Tarafından yayınlandı flag-tr Fatih Gönültaş — 4 yıl önce

Blog: Toulouseda macera
Etiketler: flag-fr Erasmus blog Toulouse, Toulouse, Fransa

Merhaba , toulouse denince benim aklıma nedense umut bulut geliyor hahha. Bir ara burada top koştuşmuştu çünkü neyse Güney fransa gezisinde ki son durağım aslında burası. Normalde en son sizlere yazmam gerek yeri şimdi yazıcam çünkü heyecanlı aksiyonlu bir gün süreyle benim için. 

Ve ben Montpellierden toulouse iki tane Polonya da erasmus yapan ve montpelleir  garajında karşılaştığım iki arkadaşla geldim. Ve onlarla beraber toulouse merkezine doğru gezmeye başladık. Ama gerçekten şehir çok güzeldi gittiğimiz zaman akşam olmasına rağmen kendini belli ediyordu. Neyse ve geldik bir tane büyük aynı Madrid meydanına benzeyen bir meydana. Dansçılar felan vardı ve ben birini izleye koyuldum arkadaşlardan biri izlemeyip başka tarafa gitti . Dedim neden ? Dedi ki para istiyorlar hahah. Verme dedim ne olmuş değil mi hahah. Neyse ben öyle biraz izledim meydanda dolandık ve internetimiz olmadığı için meydanda ki mc donald WiFi sini kullanıyoruz hahah fakirlik işte. Biraz öyle internete felan girdikten sonra gezmeye devam ettik . Sonra toulouseda ki en güzel manzaralardan birine geldik , o berrak nehir üstünde ki köprü manzarası. Gerçekten eşşiz muazzamdı. Özellikle suyun berraklığı !! Ve bide nehirin kenarında ki ihtişamlı bir tane bina vardı onu suya bakarak izlemek daha bir güzellik katıyordu. Sonra tabii ben durumuydum hiç başladık fotoğraf felan çekmeye , en güzelini yakalamak için , bir tane adam vardı elinde birası en güzel fotoğraflık yerde içiyordu bekledik onu gidene kadar. Anladıysa demek beş dakka sonra çıktı oradan bizde hemen geçtik ve muradımıza erdik. Ama manzara harikaydı ve sonra nehire sıfır noktasıİnan geldik. Suyun yüksekliği neredeyse kaldırımı geçecek o derece ve bizde elimizi soktuk buz gibiydi. Ben olsam kesin yazın sıcakta girerdim hahah muhtemelen giren vardır fakat şehrin ortası olduğu için izin vermezler heralde . 

Sonra biz oradan ayrıldık köprünün yanında farklı bir bina vardı dairesel bir şekli ile dikkatimizi çekmişti , tam bilmiyorum açıkçası akşamdı karanlık bastırıyordu, ve karanlık her bastırdığında benim içim de sıkılıyordu çünkü sokakta kalıcaktım ve hafif soğukluk vardı havada. Neyse binaya biraz baktıktan sonra ara sokaklarda dağıldık biraz yani takıldık gezdik anlamında , yanlış anlamayın hahah. Sonra meydan tarafına geri geldik ama farklı yollardan geze geze güzel oluyor ara sokaklar geceleyin. Neyse bizimkiler gidecekler rennes e onun için mc donaldın orada vedalaştık . Onlar tekrar garaja gittiler bende mc donald da gece on ikiye felan kadar takıldım sonra baktım kapatıyorlar yavaş yavaş toparlanıp çıktım.

Sonra şehirde bir tur dahs atmak için başladım dolaşmaya, ama güzel di şimdi her yerde eğlence makineleri felan millet mutlu eğleniyor , en azından bize öyle gözüküyor yani . Bir söz duymuştum ’ Bir şehri tanımak istiyorsan , arka sokaklarını gezmelisin’ diye ha işte şimdi anlıyordum o sözü gerçekten de öyle. Şehrin kalitesi güzelliği o zaman belli oluyor. Şimdi diyecekseniz bana ne alaka . İşte anlatılmıyor o sizlerin de gezmesi ,görmesi lazım. Ve yavaş yavaş uyku ben geliyorum diyordu bana ve tabii benim üzerimde 10 kiloluk çanta var kolayda değildi canım. Bende yolumu garaja çevirdim orada yatabilecek kapalı bir yer bulma ümidi ile çıktım yola ve toulouse‘un ortasından geçen su kanalının yanından  giderken de insan bir hoş hissediyordu ne bileyim anlatılmıyor bazı şeyler . 

Sonra garaj tarafına geldim yolda giderken aslında uygun bir yer bulabilirmiyim diye sürekli gözlerim bakınıyordu etrafa. Uygun olan yerler hep homelesslar tarafından kapılmıştı bile haha. Gerçi bende homeless olmuştum artık Hahah. Sonra garajın yanında tren garı vardı orası kapalı bir yerdi ama sorun şu ki gece iki de kapanıyormuş ben sizin taa. Ve orada biraz takıldıktan sonra çıkardılar bizi. Ve bir tane kadın vardı kafayı yemiş gibi hali vardı ve beni biraz endişelendirmişti. Sürekli ağlıyordu yanımıza gidip geliyordu ve ben uzaklaştım oradan. Neyse bende garaja gittim hemen yan tarafı oraya girdim ve kapanmak üzereydi bende garajın içinde yer bakındım düzgün yer yoktu. Her yer beton .. Neyse en azından ben burada yatsaydım gizliden kimse beni rahatsız etmez veya bana saldırmaz güvenliğim olur diyerek kalmak istedim burada. Ve beni görmesinler diye arka tarafta araç vardı ve ben onun arkasına geçip yere uyku tulumunu serdim. Ama zemin beton soğuk yani . Bunun bilincindeydim fakat çare yoktu halsizdim ve yatmak istiyordum hemen. Ve ben uzandım tulumla görevli adam herkesi çıkardı ve kepenkler kapandı. Ama her taraf açık yani soğuk hava girebiliyordu. Keşke tren terminali kapalı olsaydı . Sonra Işıkları kapattılar ve bende gözlerimi kapattım . Ama sürekli aklımda düşünceler var yatamıyordum ya çok kötü hissettim hep.

Neyse sonra ben dalmışım aradan iki saat felan geçmişti.Ve ben bir hışımla uyandım yok yok merak etmeyin  hahah polis felan değil . Benim sağ arka sırt bölgem buz gibi olmuştu hahah . O kadar donmuşum ki kalkar kalkmaz zıplamaya başladım . Bu arada nerede olduğumu unutmuş gibi zıplıyordum hahah adamlar bulsa varya.. Sonra bir baktım etrafıma fareler felan doluya hahha tiksindim biran sonra ben düşünmeye başladım ne yapsam diye ve dedim kendi kendime buradan çıkmam lazım yoksa donucammm. Ve topladım herşeyi çantamı sırtıma aldım ve saklandığım yerden yavaşça çıktım ama tabii ki bir yandan bakınıyom etrafa kimse varmı diye. 

Ben dikkatli bir şekilde yürürken etrafa bakındım nereden çıkabilirim. Çünkü kepenklerin boyu  metre felan hem de basıpta çıkıcak imkan yok bende arka tarafta araçlar için giriş çıkış olan kapıya doğru gitmek için yöneldim. Zaten olanlar burada oldu. Ben tam kapıya doğru giderken alarm çaldı hahah ben bir heyecan yaptım varya hahah. Sonra dedim ne yapsam diye ve ilk düşüncem oturup gelenlere durumu izah etmek. Oturdum kenara biraz . Sonra dedim bunların merhameti yok asarlar adamı hahah ve dedim ben bu kapıdan geçecem . E tabi can korkusu derler ya ya da göt korkusu. Bende attım çantayı kapının diğer tarafına ve sonra düz demirlere tırmandım ama nasıl tırmanış hahah normalde çıkamazdım gerçekten nasıl kalbim atıyor varya . Sonra attım kendimi diğer tarafa önce etrafa baktım ve kimse yoktu hemen çıktım ve uzaklaştım oradan. 

Garajdan ayrıldıktan sonra tren istasyonuna geldim . Açılmıştır belki düşüncesi ile fakat kapalıydı ve homeless lar istasyonun önünde yatıyor ve bazıları da açılmasını bekliyordu. Biraz durdum arka tarafa geçerek. Sonra o deli kadın geldi tekrar ağlaya ağlaya yerde duvarın dibinde uzanan temiz kılık kıyafetli bayan vardı . Ona bakarak el kol hareketi yaparak daha fazla ağlamay başladı. Ben tabii anlayabilmek için çırpındım ve izledim kadını fakat anlayamadım. Kadın artık ne yaşamışsa önbeden hayatında . Ama işin en garip olan yeri kadının çorapları felan da yoktu . Bir yandan İçim cız ediyor yarım edeyim mi? Yoksa etmiyeyim mi? Diye. Türkiye de olsa ederdim ve tek başımaydım . Şimdi yardım etseydim beş Euro felan verseydim belki peşime takılıcaklardı zaten bir kaç dakka sonra bir adam geldi kadını götürdü şöyle at hırsızı tipi vardı adamın. Yani vermeye çekindim kendim için. Ne olur ne olmaz fakir görünmek zaten hele tek başınaysan ve kalıcak yerin yoksa daha güzel. Daha güvenli bir bakıma çünkü seni gören it kopuk diyor bu da bizim gibidir. Zaten benim tipim baya kaymıştı kapşon felan takmıştım artık bildiğin onlar gibiydim . Aradan bir iki saat geçti tam donmak üzereyken adamlar tren istasyonu kapısını açtı güneşin doğmasına belki bir saat vardı. Neyse ben hemen geçtim uzun koltuklar vardıngittim oraya uzanmak için be uzandım süperdi. 

Aradan zaman geçti uyuya kalmışım ve güvenlik geldi beni dürterek uyandırdı ama ben ne sinirlenmiştim varya . Ama elden ne çare gelir ki kalktık dik oturduk . Hani uzanmak yasak ya ondan. İnsanlara böyle davranmaları gerçekten hoş bir durum değil ve artık buna bir çözüm bulmaları gerekli. İnsanlar dışarıda sefalet içinde bunlar kıçı kırık bir tren istasyonunu çok görüp gece kapatıyorlar . Sonra ben tuvalete gitmek için kalkıp etrafa bakındım ve sabah olmuş güneş doğmuştu bir sürü insan vardı . Ah bizim ne çektiğimizi bilseler varya . Neyse tuvalete gittim engelli tuvaletine girdim. Oturdum klozetin üstüne biraz orada kestirdim hahah ama koku felan var yani. Sonra işimi gördükten sonra yaklaşık kırk kırkbeş dakka sonra tuvaletten çıktım hahah. Oh olsun banane. Gittim oturdum Afrikalı insanların yanına ve birisi bildiğin masa üstü bilgisayar getirmişti . Fişe takıyor ve internete bağlanıyor ve oyun oynuyor hahah içimden dedim helal be helal sana. Adam sistemin bagını bulmuştu ya süperdi. Bedava herşey güzel bir düşünce. Aradan bir iki saat geçti ve sivil polisler geldi . Rozetini gösterdi ve bana bir şey dedi anlamadım fakat anladım ki kimlik diyor. Bende pasaportumu çıkardım ve vedim ve biraz baktı ve bana geri verdi. Sonra diğer Afrikalı kişilere baktılar ama aralarından birini tuttular heralde kaçaktı. Yazık oldu adama pisi pisine gitti. Ve adamı götürdüler kaçmasın diye sürekli etrafında durmuşlardı çok garipti ilkez hayatımda görüyordum bu sahneyi filmler hariç. Ve bende otobüs zamanım gelince bindim ve benim için çok büyük tecrübelerden biri olmuştu . Ve 22 saatlik bir otobüs yolculuğundan sonra Guarda ya varmıştım .

Okuduğunuz için teşekkür ederim ve devamı gelicek . YouTube kanalım var oraya bakın isterim desteklerinizi bekliyorum. Hoşçakalın ..


Fotoğraf galerisi


Yorumlar (0 yorum)


Kendine ait Erasmus blogunun olmasını ister misin?

Yurtdışında yaşamayı tecrübe ediyorsan, tutkulu bir gezginsen veya yaşadığın şehri tanıtmak istiyorsan... kendi blogunu oluştur ve maceralarını paylaş!

Erasmus blogumu oluşturmak istiyorum! →

Hesabınız yok mu? Kaydol.

Biraz bekleyin lütfen

Koşun hamsterlar! Koşun!