Sivas'ın Dağlarına
Bu yazımda, sizlere yazın gezme şansını elde ettiğim kültürel olarak çok donanımlı olan bir şehrimizden bahsedeceğim. Sivas İç Anadolu'nun doğusunda yer alan, Anadolu'daki tarihi ipek yolu güzergahlarının kesiştiği bir yerde konumlanmış ve ünlü kral yolunun da geçtiği büyük bir ilimizdir.
Milattan önce 2000 li yıllara dayanan köklü tarihiyle Anadoluda medeniyetin her dönem atardamarı olmuş bir kenttir. Türklerin anadoluya geliş yollarının kavşak noktası olması nedeniylede anadolunun en kozmopolit ve kültürel anlamda en zengin merkezlerinden birisi ola gelmiştir. Bir çok türk beyliğine merkezlik etmiş bu şehir selçuklulara da bir dönem başkentlik etmiş, Anadoluda İslam medeniyetinin en önemli merkezlerinden birisi olmuştur. Selçuklular döneminde İzzetdin Keykavus Sivas'ı başkent yapmış, uzun müddet Sivas'ta kalarak günden güne genişleyen Sivas şehrini mamur etmiş ve çeşitli medreseler yaptırmıştır. İlim adamlarını Sivas'ta toplayarak şehri büyük bir ilim merkezi haline getirmiştir, İzzetdin Keykavus Türbesi" yaptırdığı medrese içinde bulunmaktadır. Bu dönemlerde Sivas büyük bir gelişme göstererek önemli bir ticaret ve bilim kenti olmuştur. Dünyanın ilk göz ameliyatının burada yapıldığı düşünülmekte, akıl hastalarına çeşitli yöntemlerle terapiler uygulanmaktaydı.
Şehrin ismi kentin antik dönemdeki adı olan Sebastia sözcüğünün evrimleşerek türkçeleşmesiyle bugünkü halini almıştır. Sebastia ismi de Yunancada 'Saygıdeğer, yüce' anlamına gelir ki, Latince Augustus'un Yunanca karşılığıdır. Bu da Pontuslar tarafından kurulan kentin Roma İmparatoru Augustus onuruna onun ismiyle adlandırıldığına delalet eder.
Türkiye'nin yüzölçümü bakımından en büyük ikinci şehiri olan İç Anadolunun en eski ve önemli kenti Sivas. Atatürk'ün "Biz cumhuriyetin temelini burada attık" diye söz ettiği şehirdir. Şuan da pek de gelişmiş bir şehir değildir. İklimden söz edecek olursak Erzurum, Ardahan, Kars ile yarışır derecede ağır kış şartları hayatı durdurur. Birçok şeyi ile meşhurdur. Aşık veysel, Kangal köpeği, Divriği ulu cami, Sivas köftesi bunlardan sadece birkaçı.
Bir şehre yüksekçe bir yerden bakmak lazım gelir, özellikle geceleyin. O vakit şehrin kendi dokusu daha net görülür, daha bir anlaşılır olur. Sivas'ın da böyle bir güzelliği var, bakınca orta anadolu'nun o sonradan görme şehirlerinden nasıl ayrıldığını, nasıl mütevazi bir hali olduğunu sezebiliyor insan. Kayseri gibi bir şehirden sonra vaha gibi. kişi nefes alıyor, o nefesi tutup Yozgat'tan geçtikten sonra varıyor menziline.
Anadolunun bağrında yükselen, beklediğimden daha güzel çıkan şehir. Çarşısı çevredeki pek çok şehrin çarşısından daha güzel ve düzenli. yolları geniş, asfaltı jilet gibi, yemekleri şahane, arada uğranıp gezilecek kafa dinlenebilecek bir yer. Öneri: Sivas, Cumhuriyetin kuruluşundaki malum tarihsel önemi nedeniyle "Kongreler Şehri" olarak marka yapıp gelişebilir.
Mutfak kültürü açısından şaşırtıcı şehir. Et konusunda alternatifleri bol. Meşhur lokantaları kirli ahmet, aşçıbaşı lokantası, mis kebap döner. kirli ahmet sanayinin içinde yer alıyor, aşçıbaşı lokantası ise hemen kirli ahmet'in karşısında, mis kebap ise şehir merkezinde askerlik şubesinin arkasında yer almaktadır. Kirli ahmet'te köfte, salça, sıcak ekmek üçlüsü mükemmel. Aşçıbaşı lokantasında sulu yemekler, kebaplar ve özellikle fırın sütlaç harika. Mis kebap dönerde ise şanslıysanız et döner yeme şansınız var.
Etli ekmek şehri. Malum olduğu üzere etli ekmeği ile ünlü olan ilimiz Konya'dır. Ancak; bu konuda yapılmış herhangi bir bilimsel çalışma olmamakla birlikte, öyle tahmin ediyorum ki en çok etli ekmek tüketilen il Sivastır.
Her mahallede birer ikişer tane bulunan pide fırınları gün boyu sivaslılara etli ekmek pişirir. Hafta içi-hafta sonu, düğün-bayram-cenaze yemeği, iftar yemeği, öğle yemeği-akşam yemeği ve hatta kahvaltı demeden sivasta mütemadiyen etli ekmek yenilir.İç anadolu bölgemizin önemli şehirlerinden biridir. Kangal köpekleri ve balıklı kaplıcalarıyla düyaca tanınmış bir şehirdir. Kışları çok çetin ve sert geçer.
Koca bir tarihi sırtında taşır Sivas. Kozmopolit yapısı sebebiyle alevi-sünni, ermeni ve çerkez vatandaşlarımızın bir arada yaşadığı ender şehirlerdendir. Bu birliktelik birilerini derinden etkilemiş olacak ki tarihimizin en büyük kara lekesi de yine bu şehirde yaşanmıştır. Sivas Katliamı.
Ayrıca kültürel mirasıyla öyle büyüktür ki Sivas, ismiyle bile gönüllere hitap edebilmiş, bağrından Aşık Veysel'i, Pir Sultan Abdal'ı çıkarabilmiştir. Anadolu halk kültürünün şah damarıdır, medeniyet beşiğidir. İklimi de kendi gibi çilekeş ve çetindir. Doğu anadolu'da olmasa bile birçok doğu şehrini geride bırakır. Her sene ilk kar düşen memleketlerdendir Sivas. Belki de çağın yangınına inat bu kadar çetin geçer her kışı.
Çifte Minare, Gök Medrese gibi çok güzel tarihi değerler barındıran, yemeklerinin özellikle de et yemeklerinden tadılması gereken gidip görülesi yerleri olan bi şehirdir. Hem mimari açıdan, hem kültürel açıdan hemde geleneksel yiyecekler açısından yeni tecrübeler edinilebilcek bir şehirdir.
Şehir meydanı muazzamdır da bir tek o kötü aynalı çarşı her şeyi mahveder. Hükümet konağı, Jandarma Binası, Atatürk heykeli, Kongre Müzesi, Kale Cami, Buruciye Medresesi, Şifahiye Medresesi, Çifte Minare Medresesi ile Selçuklu, Osmanlı ve Genç Cumhuriyetiyitek potada eriten bir tarih havuzudur. Buram buram türk tarihi, anadolu tarihi kokar. Sivas, bağrında 800 yıllık bir miras bulundurur. Sivas'a geleceklere meydanımızı daha dikkatli incelemelerini tavsiye ediyorum. Umarım o kötü aynalı çarşı da yıkılır da yerine modern cumhuriyet mimarisinden örnek bir bina dikilir.
Biraz da nerde yemek yenilmeli kısmından bahsetmek istiyorum:
1-Sivas Köftesi yemek için en uygun yer Çimen Gurme. Sivas-Ankara çevre yolunun kenarında. Keresteciler Camii'nin karşı çaprazında.
2- Adana kebabı isterseniz Mis Kebap ilk tercihiniz olsun. Mis kebap'ın döneri meşhur ama adanasını da bir deneyin derim.
3- Etli ekmek'i en iyi yapan yer Paşa Camii'nin arkasındaki Özen Kebap. Köftesi de fena değil buranın.
4- Çorba için tavsiyem Meydan Camii'nin karşısındaki lezzetçi. Özellikle kelle-paça şahane.
5- Ev yemekleri konusunda tavsiye edebileceğim yer SSK Hastanesi'nin arkasındaki Osman Ağa Konağı. Günün menüsü hem doyurucu oluyor, hem de lezzetli.
Sivas merkez itibariyle sadece iki caddeden oluşmaktadır diyebiliriz. İki işlek cadde, birisi Ankara yolundan gelindiğinde giriş yaptığınız istasyon caddesi ve istasyon caddesinin sona erip meydanda aynalı çarşıdan itibaren başlayan Atatürk Caddesidir.Sivaslıları en çok mutlu eden şey piknik alışkanlığıdır, öyle ki belediye hizmetleri de bu yönde gelişmekte devasa tesisler üretmektedirler. Hınca hınç dolu olan bu yerler yaz aylarının vazgeçilmezleridir. Bu piknik alışkanlıkları sandığınız gibi doğa aşkıyla yanıp tutuşan bir halkı sizlere göstermemelidir. İnsanlar pikniğe yalnızca mangal yakmak ve semaverde çay içmek için giderler.
Belediye hizmetleri piknik alanlarına olan rağbetten olsa gerek, park ve bahçeler müdürlüğü ile el ele vermiş mümkün mertebe işlek yerlere park ve ağaçlandırma çalışması yapmıştır. Kuytu köşelerde ağaçlar altında bir çok yaşlı insan banklarda vakit geçirip dedikodu yaparak çekirdek yer. Bu noktada kasaplardan sonra en çok müşteriye sahip diğer bir sektör ise kuruyemiş alanıdır. Aynı zamanda istasyon caddesinde güneşin olmadığı saatlerde bu aktivite de hunharca sergilenir. Eğer buranın yerlisi ve ortaöğretime kadar bu şehirde kalmışsanız, istasyon caddesine çıktığınızda eski bir okul arkadaşınız, hocanız, akrabanızla karşılaşmanız oldukça yüksektir. sektörel olarak istasyon caddesi ise giyim ve yemek ağırlıklıdır. Burger King, Mc Donalds, Mado, Özsüt, Kılıçoğlu falan filan gibi mekanlar istasyon caddesini süslemekte, Sivasın sosyolojik özelliği de göz öne alındığında oldukça doluluk oranına sahiptir. Bu sosyolojik özelliğini açmakta yarar vardır. Türkiye sınırları içerisinde teorik düşünceleri ve pratikleri en uyuşmaz şehir bana göre Sivastır. Kafa yapısı olarak geleneklerine bağlı bir gençlik ve orta yaş bulunmaktadır, ki bu gelenekler daha çok muhafazakarlık noktasında işlevsellik bulmuş olup normal yaşantılarında teoriyi tamamen unutup, Ege bölgesi insanı gibi hareket ederler. Gariptir, farklı bir olay örgüsünde davranışları değişir, horozlanmaya meyil eder ve sessizce söner. Bu durum sanırım sosyal psikoloji alanının konusu olmakla birlikte, onlar da durumu, insanların davranışlarının karakterle değil bulundukları çevre ile değişmekte olduğunu söylemektedirler.
Atatürk caddesine geçecek olursak daha çok yemek ağırlıklı dükkanlar ve kuyumculara rast gelirsiniz. Yemek sivasın olmazsa olmazıdır. Sektör anlamında en büyük alana da sahip olabilir ama istatistikleri incelemekte yarar var.
Bir diğer tembel alışkanlıkları ise, günün yaklaşık 20 saati açık olan çay ocaklarında vakit geçiren gençlere sahiptirler. Çerkezin kahvesi, tuğra nargile vs vs gibi bilumum çaycısı olmakla beraber bu alanda iş yeri sahiplerinin yalnızca çay satarak servete yakın paralar kazandıklarını da görebilirsiniz. Bu durum sizi şaşırtmamalıdır. Temel itibariyle memur ve işçilere sahip olan bu şehir tembellik üzerine inşa olmuştur.
Kısaca duyduklarım ve izlenimlerim bu şekildeydi.
Fotoğraf galerisi
Burada (Sivas) yaşadığın Erasmus deneyimini paylaş!
Sivas yerini bir yerli, gezgin veya değişim öğrencisi olarak biliyorsan... Sivas hakkındaki düşüncelerini paylaş ! Farklı özelliklerini puanla ve tecrübelerini paylaş!
Deneyim ekle →
Yorumlar (0 yorum)