Bir Mikro Avrupa Ülkesi

Merhabalar herkese... Bugün hayatımda bulunduğum en garip ve ilginç bir ülke hakkında bilgilendirme yazısı yazmak isterim. Bu ülke Avrupa'nın yüzölçümü ve nüfus olarak en küçük ülkelerinden birisidir. İtalya'nın sınırları içerisinde kendi bağımsızlığını ilan eden, Dünya'nın en eski cumhuriyeti olan, havalimanı ve tren istasyonu olmayan, para birimi olarak Euro'yu kullanan ve ordusu olmayan bir ülkeden bahsedeceğiz.

San Marino , tarihi ve modern yaşamın bazı gerçekleri ile kanıtlandığı gibi küçük ama çok gururlu ve bağımsız bir devlettir. Bölgenin sadece 60 metrekaresi olan San Marino tekrar basıldı ve saldırıya uğradı, ancak her zaman kendi topraklarını ve bağımsızlığını savundu. Bu ülkenin tam adı, İtalyanca'da San Marino'nun En Yüce Cumhuriyeti anlamına gelen Serenissima Repubblica di San Marino'dur.

Ülke, üç başlı Monte Titano'nun yamacındadır ve İtalya tarafından her yönden çevrilidir. Ülkenin neredeyse tüm nüfusunun yaşadığı kaleler ve eski evleri ile dokuz orta çağ kalesi oluşur. Dağlardan muhteşem manzaralar vardır ve açık havada 32 km uzaklıktaki dağdan bir tünel inşa edilen Adriyatik sahili bile görünebilir.

• San Marino, modern sınırlarında korunan Avrupa'nın en eski devletidir.

• Efsaneye göre, mason Marino Monte Titano Dağı yakınlarında yerleştiğinde, ülkenin kuruluş tarihi 301'dir. Hıristiyan inançlarından dolayı zulümden kaçan Rab (bugün de Hırvatistan) adasından kaçtı. Daha sonra, hücresinin yakınında bir manastır oluşturuldu ve kendisi yaşamı boyunca kanonize oldu.

• San Marino'da, devletin kuruluş tarihine kadar uzanan kronolojisi - 3 Eylül 301. Bu nedenle burada sadece XVIII yüzyılın başlangıcı.

• Şaşırtıcı bir şekilde, dünyadaki ilk anayasa 1600'de San Marino'da kabul edildi.

• Devlet başkanları, Genel Konsey tarafından toplam 6 ay boyunca seçilen iki kaptan-regent. Bir kural olarak, onlardan biri onurlu aristokrat ailelerden birine, ikincisi ise - kırsalın temsilcisine aittir. Aynı zamanda, her ikisi de aynı veto gücüne sahiptir. Bu yüksek pozisyonlar ödenmez.

• Napolyon San Marino'ya yaklaştığında, bu küçük dağlık ülkenin varlığıyla o kadar şaşırdı ki, hemen bir barış antlaşması imzalamayı önerdi ve ek olarak, çevredeki arazilerin bir kısmını bir hediye olarak vermek istedi. Sanmarins düşündü ve sonuç olarak barış anlaşmasını imzaladı ve hediyeyi reddetmeye karar verdi.

• İkinci Dünya Savaşı sırasında San Marino sakinleri, o zamanki nüfusu 10 katına çıkaran 100.000'den fazla İtalyan ve Yahudi'ye sığınma hakkı tanıdı.

• Ülke çok düşük vergiye sahiptir, bu yüzden hayat, bankacılık sektörü ve iş yapmak için caziptir. Aynı zamanda, ülkenin vatandaşlığını elde etmek de kolay değildir: cumhuriyette en az 30 yıl ya da 15 yaşında bir Sanmarin ile yasal evlilik içinde yaşamak zorundasınız.

• Nüfusun çoğu -% 80 - San Marino yerliler,% 19 - İtalyanlar. Resmi dil İtalyanca. Aynı zamanda, yerli Sanmarino'lar İtalyanlar dedikleri zaman suçluyorlar çünkü bağımsızlıklarını onurlandırıyorlar.

• Ülkede devlet borcu yok ve hatta bütçe fazlası var.

• San Marino sakinleri İtalya sakinlerinden yıllık% 40 daha fazla gelir elde ediyor.

• Ülkenin yıllık geliri pos posta pulları ile getirilir, bu nedenle yerel halk çok saygılıdır.

• San Marino Millî Futbol Takımı sadece bir kez kazandı - Lihtenştayn ile dostluk maçı 1: 0.

• Her yıl yaklaşık 3 milyon turist San Marino'yu ziyaret ediyor. Ülkenin girişinde gümrük bulunmuyor, aksine Rimini'den (İtalyan tatil köyü) yola çıkarak "Özgürlük Topraklarına Hoş Geldiniz" kitabesi ile bir kemer geçeceksiniz.

• San Marino'nun kendine ait markalı tatlı "Three Mountains" - gofret katmanları, kahve kreması ve fındıklı çikolatadan bulaşmış.

Gezilecek yerleri listeleyelim:

1- Guaita

San Marino’nun simgesi haline geliş üç ünlü kuleden biri olan Guaita, Monte Titano’da inşa edilen tarihi bir yapı. 11. yüzyıldan günümüze kadar geldiği düşünülen kulenin, geçmişte bir hapishane olarak kullanıldığı, 2008 yılında ise ise UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesi’ne dahil edildiği biliniyor.

Şehrin en yüksek tepelerinden birinde yer alan kule, muhteşem kent manzaralarına tanıklık edeceğiniz ve en güzel gün batımını seyredeceğiniz harika bir gezi noktası. Turistik cazibe merkezlerinden biri olarak gösterilen yapının ziyaretçileri de bir hayli fazla.

2- İlginç Şeyler Müzesi

Dünyanın en ilginç eşyalarının sergilendiği İlginç Şeyler Müzesi’nde, birbirinden farklı koleksiyonları incelerken hayrete düşeceksiniz. Dünyanın en uzun çivileri, şaşılık tedavisi için tasarlanan gözlüklerin, pire kapanlarının ve daha pek çok ilginç objenin sergilendiği müze, ülkenin en popüler gezi noktalarından biri.

Eğlenceli dakikalar vaat eden müzeye ulaşım için sunduğu özel servisinden de bahsetmesek olmaz. Müzeye başkentin merkezinden kalkan bir adet özel ulaşım servisi bulunuyor. Bu servis, 1913 yılından kalma Ford motorlu bir minibüs.. Görünümü ise bir o kadar hoş.

3- San Marino Bazilikası:

Ülkenin Katolik kiliselerinden biri olan San Marino Bazilikası, başkent San Marino’nun ana merkez kilisesi olarak bilinir. Hristiyanlığın tarihi dini yapılarından farklı bir mimariye sahip olan kilise, dış görüntüsüyle olduğu kadar iç mimarisiyle de görenleri kendine hayran bırakıyor.

Başkentin kuzeydoğusunda Piazza Domus Plebis Caddesi’nde yer alan kilisenin San Marino Cumhuriyeti’nin kurucusu Saint Marinus’a ithaf edildiğini  de belirtelim...

4- Modern Silah Müzesi

Ülkenin en özel müzelerinden biri olan San Marino Modern Silah Müzesi’nde, ülkenin İkinci Dünya Savaşı kalma silah koleksiyonlarının ve diğer tüm askeri teçhizatının sunulduğu müze, tarih meraklılarının ilgisini çeken zengin bir koleksiyona sahip. San Marino’ya kadar gidip ülkenin askeri mühendisliğini yakından görmemek kayıp olur.

5- San Francesco Kilisesi

Neo-Klasik mimarisiyle görenleri kendine hayran bıraka San Francesco Kilisesi, ülkenin en eski yapılarından biri. 1361 yılında yaptırıldığı düşünen kilise, dönemin ünlü mimarı Gino Zani tarafından orijinal görünümü bozulmamaya çalışılarak başarıyla restore edildi.

Günümüzde eski görünümünden ödün vermeyen kilise binasına, 1966 yılında ek olarak bir müze ve sanat galerisi de eklendi. Kendi başına bir kompleks haline gelen San Francesco Kilisesi, günümüzde bölgeye gelen turistlerin mutlaka ziyaret ettiği gezi rotalarından biri.