Roma’da Olay

Tarafından yayınlandı flag-tr Fatih Gönültaş — 4 yıl önce

Blog: İtalya turu
Etiketler: flag-it Erasmus blog Roma, Roma, İtalya

Merhaba , en son Roma şehrine gelip gezdiğimi ve Roma içinde ki ayrı bir ülke olan Vatikan’ı dolaştığımı yazmıştım. Ve şimdi kaldığımız yerden devam edicem.

Vatikan bazilikasından çıkıp Tiber  nehri yanına varmıştım ve saat baya geç olmuştu . Sonra bende harita da önceden kayıt ettiğim Trevi Çeşme’sine gitmek için yola çıktım. Geçtim ilk başta geldiğim yoldan ve Çeşme’ye doğru devam ettim. Aradan 10 dakika felan geçti ve ben Trevi çeşme’sine varmıştım. Filimlerde gördüğüm yerdi ama şimdi karşımdaydı . İnsan çok tuhaf oluyordu. Bu Çeşme‘ye insanlar para atıyor çünkü aşklarını bulabileceklerine inanıyorlar haha. Bende aslında o gün atmayı unutmuştum. Belki onun için hala işim rast gitmiyor. Aslında biz böyle batıl inanışlara kanacak insanlar değiliz. Belki ondan ötürü zaten hiç aklıma bile gelmemişti. Neyse sonra ben etraflara bakınıp güzel fotoğraflar çekindim. Ve sonra bir köşeye çekilip insanları ve ortamı izledim.

Ön tarafta turistler vardı para atıp mutlu oluyorlardı haha. Ve tabii dilek dileyip ardından fotoğraf çekinip gidiyorlardı ve arka taraflarda ise bir sürü afrikalı turistlerden para koparmaya çalışan insanlar vardı. Bunu nereden mi çıkardım? Çünkü başıma geldi. Ben bakınıverdikten sonra İspanyol merdivenlerine gitmek için yola çıkmıştım ki bir tane afrikalı yanıma geldi. Benimle konuşmaya çalıştı ama ilk ben takmadım. Sonra elinde ki bileklikleri gösterdi ‘ister misin?’ diye sordu bana. Bende hayır dedim. Ve bir tane bilekliği bileğime takmak istedi ve bedava dedi . Bende tamam teşekkür edip bileklikle beraber oradan  ayrılmak için öne adım attım ve birden bana ‘adın ne ?’ dedi. Ve bende ona ‘Fatih’dedim. O da bana kendi adının ‘ibrahim’ olduğunu söyledi. Ve bende şaşırmıştım . Ve ona ‘müslüman mısın?’ diye sordum. ‘Evet’ dedi. Sonra konuştuk nereli olduğu ile ilgili felan bende Türkiye’li  olduğumu söyledim. Muhabbetin sonunda tekrar teşekkür edip gitmek istediğimi söyledim. Ve bana ‘bilekliğin parası?’ diye sordu. Bende dedim ‘hani sen bana bedavaya vermiştin?’ dedim ve tipi değişti. Sonra bana yakın tarafta hanımının yemek yaptığı dükkan olduğunu söyledi ve orada yemek yiyebileceğini söyledi ve ayrıca çocuklarına para gerektiğini ekledi. Bende işin zaten dolandırıcılık olduğunu zaten işin başında anlamıştım da ,bu da bize güzel tecrübe olmuştu . 

Belliydi ki bu adam benden birşeyler koparmadan beni bırakmayacaktı. Trevi Çeşme’sinin yanında ki sokak arasındaydık . Bende hemen elimi cebime atıp çıkan demir parayı ona verdim . Nerden baksan 50 sent felandı . Adam bir de parayı beğenmiyordu. Diye daha çok ver. Bende dedim öğrenciyim felan hemen çıktım aradan. Sonra ben devam ettim sürekli arkadan gelen tipler vardı ama seçemiyordum ‘o muydu?’ yoksa ‘onlardan birimiydi?’ diye. Neyse sonra ben hızlı adımlarla devam ettim . Biraz zaman geçti ama benim gittiğim yerler de merkezden uzak tenha yerlerdi. Çünkü merkeze giden yollarda onlar vardı. Bende İspanyol merdivenlerine gitmekten vazgeçmiştim ve yolumu uzatarak kaldığım hostele gitmeye karar verdim. Sonra dikkatli bir şekilde yolu uzattığım için biraz zaman kaybetmiştim. Ve önceki yazılarımda belirtmiştim hostelimin kolezyon tarafında ve ona 1-2 kilometre arası uzaklığı bulunduğunu. 

Ve ben kolezyonu tekrar ziyaret ettim etrafta kimseler kalmamıştı. Bende çok yorulmuştum. Ve hala kalbim hızlı atıyordu . Güzel giden bir Roma seyehatimi böyle bitirmişlerdi. Kötü bir anı bırakmıştı artık bende bu olay . İnsanlar bana sorduğu zaman ‘Roma nasıl dı?’ diye bende çok hoşlanmadım diyorum ister istemez. Yani diyeceğim o ki insanın yaşadıkları bir şehrin değerini belirler . Tabii ki bu şehrin tarihinden veya kalitesinden bir şey kaybettirmez sadece kişi adına bir yıkım gibi bir şey olur onların akıllarında. 

Umarım başınıza birşey gelmez ve kesinlikle böyle tipler ile muhabbet kurmayın hatta ileri giderlerse bu örnekte ki gibi polis diye bağırın hemen kaçıyorlar. Çünkü çoğu kaçak ve her tarafta polis var. Aslında İtalya’da genel olarak her yerde polis var . Zırhlı araçlar her yerde olabiliyor. Bir dünya şehri için bu ne kadar doğru bir uygulama olabilir diye düşünmek gerek. 

Ve ben kolezyondan sonra hostelime doğru yola çıktım ve aradan 10-15 dakika sonra hostelime vardım. Odama girdim ve Fas‘lı iki kişi vardı. Onlar ile tanıştım ilk başta. Ve ben de Fas’a gitmek istediğimi söyledim. Benim zaten Türkiye’li olduğumu öğrenince bana sıcak davrandılar. Önceden gelmişlerdi İstanbul’a . Çok sevmişler Türkiye’yi . Ve beni evlerine eğer Fas‘a gidersem davet ettiler. Bende teşekkür ettim. İşte bu ortak yaşam alanlarının en sevdiğim yanı bu . İnsanlar ile tanışmak . Yeni kişiler görmek. Ve bende o gece yattım. Sabah kalkıp kahvaltı ettikten sonra otobüsüme binmek için çıktım dışarı. Metro istasyonuna gelip oradan otobüs terminaline geçtim. Artık yeni bir seyehat için hazırdık . Ve bir sonra ki durak Pisa şehri idi. 


Fotoğraf galerisi


Yorumlar (0 yorum)


Kendine ait Erasmus blogunun olmasını ister misin?

Yurtdışında yaşamayı tecrübe ediyorsan, tutkulu bir gezginsen veya yaşadığın şehri tanıtmak istiyorsan... kendi blogunu oluştur ve maceralarını paylaş!

Erasmus blogumu oluşturmak istiyorum! →

Hesabınız yok mu? Kaydol.

Biraz bekleyin lütfen

Koşun hamsterlar! Koşun!