Rijeka'da 3 ay

Rijeka… Asla unutmayacağım 3 ayıma ev sahipliği yapan güzel şehir. Çok farklı hayatlara şahit oldum, çok farklı insanlarla tanıştım. Kültürü, alışkanlıkları, insanları farklı bu şehirde geçirdiğim 3 ayda çok şey kazandım. 

Rijeka’ya vardığım ilk gün, daha doğrusu ilk gece, Zagreb’den sonra benim için bir hayal kırıklığıydı. Zagreb gibi büyük, canlı bir şehirden sonra Rijeka öyle sessiz, öyle boş gelmişti ki… Otobüsten indikten sonra önceden tuttuğum eve doğru yürürken o koca caddenin tenhalığı, hele evimin olduğu sokağın in cin top oynayan hali beni şoka uğratmıştı. Sonra yavaş yavaş alıştım, günden güne sevdim Rijeka’yı. O güzel sahilini, huzurlu sokaklarını, Korzo’yu, Trsat’ı, Riva’yı öyle çok özlüyorum ki…

Rijeka Hırvatistan’ın en büyük 3. Şehri olmasına rağmen 128.000 kişinin yaşadığı küçük bir şehir. Hırvatistan’ın en büyük liman şehri, güzel sahilleri olmasına rağmen deniz burada daha çok endüstriyel maksatla kullanıldığı için o kadar turistik bir yer değil. Ancak kültürel etkinlikler açısından fazlasıyla zengin bir şehir. Hatta 2020’de Avrupa’nın kültür başkenti olmaya aday şehirlerden biri. Çok güzel etkinlikler düzenleniyor, çok güzel festivallere ev sahipliği yapıyor.

Rijeka Hırvatça’da “nehir” anlamına geliyor. Zaten şehri ortasından geçen bir nehir ikiye bölüyor. Şehrin en önemli yerlerinden biri Korzo caddesi, pek çok kafeterya ve mağaza olan bu caddenin ara sokaklarında da güzel mekanlar bulunuyor. Bir diğer büyük cadde Riva caddesi, bu cadde Rijeka’nın marinası boyunca uzanıyor. Burada da yine bir çok popüler mekan bulunuyor. En sevdiğim mekanlardan biri olan Cacao bu cadde üzerinde mesela.. Hayatımda yediğim en güzel tatlıları burada yemiş olabilirim.

 Rijeka marinası, vakit geçirmeyi en sevdiğim yerlerden biriydi. Hele son günlerimde ayrılacak olmanın psikolojisiyle her gün gidip birkaç saatimi orada geçirmeye başlamıştım. Öyle huzur verici bir yerdi ki… Marina’dan devam edip Port denilen kısımda yürümek de günlük yürüyüş ihtiyacını karşılayacak kadar bir mesafe. Port’un sonuna kadar gidip gelmek ortalama 40 dakika alıyor. Port boyunca yürümek Riva caddesine karşıdan bakmayı sağlıyor üstelik.

Şehre adını veren nehrin diğer tarafında, biraz tepedeki bir diğer önemli yer de Trsat. Kalesiyle meşhur bu yer binaların daha yeni olduğu, daha elit bir bölge. Trsat kalesinin çok yakınında Gvardijan isimli bir pizzacıda çok uygun fiyata güzel pizzalar ve makarnalar yemek mümkün.

Gece hayatına gelecek olursak… Rijeka’da yerlilerin ve erasmusluların eğlendiği pek çok mekan var. Salı, Cuma ve Cumartesi geceleri sokaklar oldukça hareketli. Diğer günler ise ne yazık ki 12’den sonra açık mekan bulmak pek mümkün değil. Her Salı günü Rijeka ‘nın yerel bir etkinliği var: Đir po starom gradu. Rijeka’nın Old Town kısmındaki 5 pubda dolaşarak bir nevi pub crawl gibi eğleniyorsunuz. Pub crawl gibi toplu halde hareket edilen bir etkinlik değil, istediğiniz zaman istediğinize gitmek ya da gitmemek size kalmış.

Rijeka’nın en gözde gece klübü şüphesiz ki Riva’da bulunan Carolina. Kapasitesi de epey yüksek. Müzikleri de popüler ve dünyaca ünlü olan müzikler. Müziklerini özellikle vurguluyorum çünkü diğer publarda olmayan bu özellik beni en çok çeken yanı olmuştu. Diğer gece klüplerinde daha çok Sırp ve Hırvat müzikleri çalıyor. Bir de River pub var, orası da öğrencilerin sıkça tercih ettiği mekanlardan biri. Burada zaman zaman müzik grupları çıkıp canlı müzik çalabiliyor.

Rijeka ile ilgili şu an söyleyebileceklerim bu kadar. Diğer sorularınız için mesaj atabilirsiniz. :)