Reykjavik Deneyimim

Keşfefilmeyi Bekleyen Bir Yer: Reykjavik Deneyimim

İzlanda, bundan binlerce yıl öncesinede bir buz kütlesiymiş, ülkenin ismi de burdan geliyor.Bir zamanlar ismin değiştirilmesi konuşulmuş fakat sonrasında bu fikirden vazgeçilmiş. Şimdilerde bu eski buz kütlesinde 125bin civarı kişi yaşıyor. Reykjavik İzlanda'nın en kalabalık nüfuslu yeri. Benim İzlanda'ya olan merakım ve ilgim ise gerek İzlandalı müzisyenlerle, gerekse doğası, yanardağları ve kuzey ışıklarını görme aşkıyla başladı. İzlanda her zaman görülmeye değer bir yer olarak uzakta bir yerlerde duruyordu benim için. Tarihler kuzey ışıklarını görmeye uymasa da bu büyülü ülkeyi çok görmek istemem ve çok uyguna bilet bulmamla birlike üç günlüğüne bulunduğum bu şehirden tecrübelerimi, kazanımlarımı aktaracağım sizlere.

Reykjavik küçük, az nüfuslü ve düzenli bir şehir. Havanın soğukluğu gerçekten iç dondururcu seviyede. Sokakta çok az insan görüyorsunuz bu halde olunca da. Reykjavik bu kadar küçük bir şehir olmasına rağmen içinde birçok müzeyi barındırıyor. Aslında benim fikrime göre İzlanda'ya gelecekseniz en güzeli araba kiralayarak gezmek çünkü görülmesi gereken doğal güzelliklerin çoğu şehir merkezi dışında. Görülmesi gereken yerlerin başında Blue Lagon geliyor. Burası jeotermal bir kaplıca. Türkiye'de de birkaç kaplıcaya gitmiştim fakat burası gördüklerimden epey farklı. Suyun sıcaklığı 35 derece civarında, bu sayede her mevsim suya girebilirsiniz. Eğer arabanız yoksa buraya ulaşmak için saat başı şehir merkezinden kalkan otobüslere binebilirsiniz. Uzunca sıra beklememek için online bilet almanızda yarar var. Ücret 40 euro civarında bu arada. Suya girmeyi düşünmüyorsanız benim gibi bilet almamayı da tercih edebilirsiniz. Şehir merkezinde gezilmesi gereken yerlerden bahsedeyim biraz da.Ondan once de Reykjavik denilince akla gelen seylerden birinden bahsedecegim tabii ki filmler.Insanlar genelde bir film izledim sonra hemen oraya bilet aldim tarzinda anilar anlatirlar.Reykjavik te gecen cok film var mi bilmiyorum ama ben bunlardan birini izlemistim:Bokeh

(kaynak:https://pixabay.com/nl/bovenaanzicht-ijslandse-huizen-1098216/)

Bokeh filminde de Reykjavike gelen amerikali ciftin bir sekilde Reykjavikte mahsur kalmalarini anlatiyor.Bir sabah uyandiklarinda herkes yokolmus oluyor onlar da Reykjavikin her yerini dolasiyorlar ve insanlari ariyorlar.Bu sahnelerde Reykjaviki gezmis kadar oluyorsunuz zaten.

Reykjavikte nereleri gezdim?

Hemen ilginc bir muze ile baslamak istiyorum :penis müzesi. Burası Amsterdam'da veyahut Avrupa'da başka şehirlerde bulunan seks müzeleri gibi değil. Birçok hayvanın üreme sisteminin anlatan bir müze. Reykjavik card ile indirim sağlanıyor. Bir diğer  nokta ise The Pearl, bulunduğu noktada sıcak suların ortasına yerleşririlen  farklı mimarideki bir yapı olarak çıkıyor karşımıza. Yukarısına çıkıp şehri yukardan görme imkanı da sağlıyor ve giriş için ücret ödemeniz gerekmiyor. İçerisinde restoranlar da bulunuyor. Eğer İzlanda kültürü ve Vikingler ile ilgileniyorsanız şehirde bulunan National Museum of Iceland'a bir uğrayın derim. İzlanda'nın en göz alıcı yapılarından birisi de kuşkusuz Hallgrimskirkjaydı. Burası bir kilise ama sizi temin ederim ki gördüğünüz başka bir kiliseye benzemiyor. Lav taşlarının dizilmesinden esinlenerek tasarlanmış bir yapı. Kiliseye giriş ücretsiz fakat en tepesine çıkmak için ücret ödemeniz gerekiyor. Kilisenin önüne geldiğimizde ise büyük kaşif Leifur Eriksson'un heykelini görüyoruz. İzlandalılar Kristof Kolomb'tan yıllarca öncesinde Erikkson'un keşfettiğine inanıyorlar. Bu arada İzlanda ile ilgili başka ilginç şey ise soyisim kanununun olmaması, bunu eminim ki İzlanda futbol maçı izlediğinizde tüm futbolcuların soyisimlerinin son ile bitmesinden anlamışsınızdır. Sanat seviyorum, galeri gezmek istiyorum dersiniz de yok mu deriz?

(kaynak:https://pixabay.com/nl/ijsland-reykjavik-reizen-toerisme-944592/)

Reykjavik Art Museum sizlerle. İzlandalı sanatçıların eserlerini daha yakından görmek isterseniz buraya gelmenizi öneririm. İçerisinde oldukça orijinal eserleri görmek mümkün. Alışveriş için en ünlü caddelerden biri olan Laugavegur'a uğramanızı öneririm. Şehrin en işlek caddesi burası. Cadde üzerinde hoş barlara ve kafelere rastlamak da mümkün, burda bir kahve içip soluklanmak isteyebilirsiniz. Buraya gelmişken eğer bir de konser bulursanız kaçırmamanızı tavsiye ederim. Zira konserlerin gerçekleştiği Harpa binası inanılmaz bir mimariye sahip. Bu şehir aynı zamanda balıkçılığın önemli noktalarından. Aynı zamanda jeotermal enerjisini iyi kullanan bir yer. Ülkede bizde olduğu gibi elektrik ve doğalgaz enerjisi yaygın değil, hemen hemen her yer jeotermal enerjiyle ısınıyor. Her şey bizim için fazlasıyla pahalı, aynı diğer nordik ülkelerde olduğu gibi. Kalacak yer konusunda ise ucuza hostel bulmak çok mümkün değil, seçenekler sınırlı. Ucuza getirmek ve bir lokal kişiyle kalmak deneyimlemek isterseniz couchsurfing kullanabilirsiniz. Airbnb kullanmak da yaygın, eğer birden fazla kişiyle gelecekseniz bu da ekonomik bir tercih olabilir.

(kaynak:https://pixabay.com/nl/ijsland-zon-schip-viking-reykjavik-2439156/)

Hava durumu ve yemek kulturu nasildi?

Buraya ne zaman gelinir diye sorarsanız, eğer benim gibi soğuğa dayanıklı birisi değilseniz yaz aylarında gelmenizi tavsiye ederim. Ağustos ayında pride günleri oluyor, bunun dışında yazları gerçeklerşen çeşitli festivaller. Bu tarihleri göz önüne alarak seyahat planlamanız seyahatinizden daha fazla keyif almanızı sağlayacaktır. Burda yemek içme konusuna gelecek olursak balıkçılığın fazlasıyla geliştiğini söylemiştik, değişik deniz ürünleri deneyebilirsiniz. İçecek olarak kuşkusuz en ünlü içeceği Gull birası. Sokak yemekleri de oldukça yaygın, leziz İzlanda tatlarını bu şekilde deneyebilirsiniz. Buranın mimarisine baktığımızda çok yüksek binaların olmadığını görüyoruz. Bunun sebebi de tabanın lav olmasından kaynaklı. Çoğunlukla binalar 2-3 katlı. Şehir girintili çıkıntılı olmamasıyla yürüyerek gezmeye uygun. Şehirdeki en yüksek bina yukarda bahsettiğim kilise.  Buranın sembollerinden birisi de puffin papağanı. Sarı gagalı, kırmızı ayaklı bu kuş türü İzlanda'ya sadece 3 aylığına geliyormuş. Burda balıkçılık ile geçimini sağlayan ve denizde yaşamını yitiren birçok kişi olduğu için isimsiz balıkçılar anıtı yapmışlar. Anıtın arka tarafında ise mezarlık bulunuyor.Umarım yazdıklarım yararlı olmuştur, olabildiğince deneyimlerimi aktarmaya çalıştım, İzlanda muhteşem doğası ile sizi bekliyor olacak umarım siz de en az benim kadar keyif alırsınız seyahatinizden.

(kaynak:https://pixabay.com/nl/kerk-reykjav%C3%ADk-gebouw-ijsland-768477/)

Bu kiliseninde guzel bir fotografini koymadan gecemeyecegim.GErcekten gorulmeye deger bir guzellik.

 Buraya gelmeden once bir yemek programi izlemistim.Adini unuttum simdi ama sanki biriyle sokak yemekleri miydi neydi hatta ilk bolumlerini Istanbul sokak yemekleri olarak cekmislerdi.Siyahi bir sef dunyayi gezerek ulkelerin meshur sokak yemeklerini yiyordu.Iste o adamin bir bolumu Izlanda Reykjavikte geciyordu.Merakla bekledim ne gosterecekler diye cunku bizim bildigimiz gibi bir sokak yemegi anlayislari yok.Hani tezgahimi acayim sokakta satayim  ya da kucuk bir arabayi yemek standi yapayim gibi bir durumlari yok.Sokak yemekleri bile restaurant tarzi kucuk yerlerde yapiliyor. YAni havanin yilin yarisindan cogunda dondurucu soguklar oldugunu goz onune alirsak bence sokakta tezgah acmak cokta akilli bir davranis olmaz.Orada fish ball dedikleri bir yemek yapmislardi.Ben ilk nedense balik gozunden miu yapiliyor dedim ama cok sacma konustum haha.Biraz yagli bir tadi var ama balikcilar eskiden hep fish balls yemege limana giderlermis sonra orasi bir sey olmus kapatilmis ve baska bir yerde balik tutmaya baslamislar ama ne olursa olsun o fish ballu yemek icin ayni yemek yerine donuyorlarmis.

FIsh ball disinda bir de yengec corbalari oldukca meshur.Benim denemek istemedigim bir tat acikcasi.Yengec, istiridye, karides ya akliniza gelen her turlu balik corbalarini, yemeklerini yapiyorlar. Sahsen cok balik meraklisi olmadigim icin bunlari denemege pek yanasmiyorum.Bana karidesi guvecte getirin diyenlerdenim.Karisdesi ilk yedigimde guvecteydi bu yuzden baska turlu karides yiyemez oldum.Burada da guvecte karides bulamiyorsunuz bulsaniz bile eminim yuz lirayi gececektir fiyati o yuzden hic yanasmiyorum.

Benim reykjavik icin yazacaklarim bu kadar.Bir sonraki sehir deneyiminde gorusmek uzere, hoscakalin !