Gerçeğe Dönüşen Rüya: Prag'da Erasmus

Herkese merhaba arkadaşlar, bu yazımda sizlere Prag’da geçirdiğim dört buçuk aylık Erasmus deneyimimden, aslında deneyimimden ziyade bir rüyamdan bahsedeceğim. Daha rahat anlaşılması adına yazımı altı bölümden oluşturacağım. İlk bölümde neden Prag’ı tercih ettiğimden bahsedeceğim. Ardından vize sürecinde dikkat edilmesi gerekenlere çok kısa bir şekilde değineceğim. Hemen sonrasında sizlere hem kaldığım yerden hem de kalacak yer önerilerinden ve Prag’ın ulaşımından bahsedeceğim. Sonrasında Prag’da gündelik yaşamın nasıl olduğundan, hayat pahalılığının ne kadar olduğundan ve neler yapılabileceğinden bahsedip bir sonuç bölümüyle yazımı noktalayacağım. Eğer bu yazıyı Prag’a seyahat etmeyi ya da Prag’da Erasmus yapmayı planladığınız bir esnada okuyorsanız yazının sonunda başvuru yapmak için sabırsızlanacağınızdan emin olabilirsiniz çünkü Prag hem gezilesi hem de yaşanılası yegâne şehir. 

KISA BİR KLİŞE: NEDEN PRAG 

Erasmus’a gitmek her zaman önümdeki hedeflerden birisiydi ve ders çalışma tempomu tamamen bu motivasyon üzerinden ayarlıyordum. Başvuru süreci geldiğinde tercih edeceğim yere gidecek durumdaydım ve kısa bir araştırma sonucunda Prag’ı ilk sıraya tereddüt etmeden yazdım. Öncelikli faktör, ilerleyen bölümlerde daha detaylı değineceğim, hayat pahalılığı oldu. Özellikle kendi para birimini (Çek Korunası) kullanıyor olmalarından kaynaklı olarak diğer Avrupa ülkelerine oranla oldukça ucuz bir ülke Çekya. İkinci etken Charles Üniversitesi oldu çünkü Charles Üniversitesi oldukça köklü ve başarılı bir okul, orada eğitim görebilme imkânı beni oldukça heyecanlandırmıştı. Son olarak Prag’ın coğrafi olarak barındırdığı avantaj da oldukça etkili oldu. Avrupa’nın neredeyse ortasında konumlanması sayesinde birçok Avrupa ülkesine oldukça rahat seyahat edilebilecek bir noktada bulunuyor Prag. Gitmeden önce şehrin görüntüsü hakkında neredeyse hiç fikir sahibi değildim ancak sizler için söylemeliyim ki Orta Çağ Avrupası’nın orta yerine, bir rüyanın içine düşüyorsunuz. Bu nedenle sizlerin ilk tercihi Prag’ın kendi güzelliği olabilir pekâlâ.  

ÖNCE CEFASINI SONRA SEFASINI: ÇEKYA’YA VİZE BAŞVURUSU YAPMAK 

Daha önceleri ABD vizesinin epey geç ve zor çıktığı konusunda yakınan bazı arkadaşlarım olmuştu ve neredeyse bir ayı bulan başvuru sonuçlanması epey başlarını ağrıtmıştı, yahu böyle iş mi olur demiştim o zamanlar. Ancak şunu belirtmek zorundayım arkadaşlar, eğer Çekya’ya gitmeyi planlıyorsanız tebrikler, sizi dünyanın en zorlu sabır testi ile baş başa bırakıyoruz. Gözünüzü kesinlikle korkutmak gibi bir niyetim yok ve baştan söyleyeyim, Prag vize süreci boyunca çekeceğiniz bütün sıkıntılara değiyor. Ancak Çek hükümeti maalesef vize konusunda oldukça titiz ve belki de isteksiz. Vize başvurusu yapacaksanız öncelikle dikkat etmeniz gereken şey, şu an başvurursanız size randevunuzu en erken bir ay sonrasına vereceği. Başvuru yaptıktan sonra ise başvurunuzun sonuçlanması neredeyse 60 günü buluyor. Bu nedenle randevunuzu Erasmus yapacağınız okulunuzun başlamasından en az 3 ay önce almanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Benim vizem 37 günde çıktı, ancak 60 günü geçen örneklerle de karşılaştım, süreç boyunca sürekli beklemek zorunda olmanız hem sizi oldukça geriyor hem de elinizi kolunuzu bağlıyor ancak emin olun her şeye değecek bir maceraya hazırlanıyorsunuz. Başvuruda biraz geç kaldıysanız bu konuda da canınızı fazla sıkmayın, zira Çekya’daki çoğu okul bu durumun bilincinde olduğu için bir iki haftalık gecikmeleri problem etmiyor. Siz yine de elinizi çabuk tutsanız hiç fena olmaz. 

PRAG’DA YURTLAR 

Prag, Erasmus yapacak bir öğrenci için kalacak yer konusunda da oldukça avantajlı bir şehir. Karşınızda iki seçenek bulunacak yurt bulma sürecinde; ilk ihtimal okulunuz size kalacak bir yer bulabilir, bunu size belirtmedilerse de mail yoluyla bu konuda danışırsanız yardımcı olacaklardır, ikinci durumda ise bireysel olarak bir yurt ayarlamanız gerekebilir. İkinci durumun başınıza gelmesi halinde endişe etmeyin çünkü hangi okulun öğrencisi olursanız olur Prag’daki diğer üniversitelerin yurtları size sonuna kadar açık, tek yapmanız gereken elinizi biraz çabuk tutmanız.

Charles Üniversitesi yurt konusunda en rahat olan yerlerden bir tanesi. Kendi yurtları olan bir okul ve Erasmus’a kabul ettiği öğrencilerine kendi yurtlarında yer veriyor. Charles Üniversitesi’nin Hvezda, Vetrnik, Troja ve Hostivar isimli dört adet yurdu bulunuyor. Ben Petriny’de bulunan Hvezda yurdunda kaldım. Petriny oldukça sakin bir yer, ancak doğası size kafanızı dinleme olanağı sağlıyor. Hvezda’da da oldukça güzel bir yurt. Merkeze metro ile 10 dakikalık bir uzaklıkta ve metroya da oldukça yakın. Bu yurtlara da bahsettiğim gibi Charles Üniversitesi’ne gitmiyor olsanız bile başvurabilirsiniz. Özellikle Hvezda’da oldukça eğleneceğinize hiç şüpheniz olmasın. Ayrıca teknik üniversitenin yurtlarına da aynı yoldan başvurabilirsiniz. Fiyatlara gelince ise aylık 100-150 Euro’ya denk gelecek yerler bulmanız mümkün, ben 110 Euro ödemiştim. Bu konuda da birçok ülkeye göre Prag kesinlikle birkaç adım önde. Ayrıca size ufak bir sır vereyim, dönmenize birkaç ay kala okulunuzdan bir mail alacak ve Çek devletinin size kalacak yer yardımı adı altında yaklaşık 100 Euroluk bir ödeme yapacağını göreceksiniz! İşte bu yüzden Çekya! 

KEŞKE VAKTİMİZ OLSA DA YÜRÜSEK: PRAG’DA ULAŞIM 

Prag öylesine güzel bir şehir ki inanın bana şehrin her köşesini yürüyerek keşfetmek isteyeceksiniz. Her ne kadar küçük gibi görünse de içi dışından daha büyük bir şehir Prag, bu nedenle ulaşımı elbette kullanmanız gerekecek. Ulaşım Türkiye’ye göre oldukça farklı. Metro duraklarında ve ulaşım merkezlerinde küçük bankomatlar göreceksiniz. Bankomatlardan kullanacağınız zaman aralığına göre, örneğin doksan dakikalık ya da yirmi dört saatlik biletler satın alabilirsiniz. Biletinizi satın aldıktan sonra metro girişinde ya da otobüste ufak bir sensöre sokup okutmanız gerekiyor. Şunu da söylemeliyim ki ulaşım noktalarında turnike yok, yani bilet almadan da kolayca ulaşım araçlarını kullanabilirsiniz. Ancak Prag’da bilet kontrolleri siz otobüsün ya da metronun içindeyken birdenbire gerçekleşiyor ve biletsiz yakalanmanız durumunda yüklüce bir miktar ceza ödemek durumunda kalıyorsunuz. Tavsiyem illegal yollarla ulaşımı kullanmamanız. Ayrıca biz öğrencilerin bir diğer avantajı üç aylık, beş aylık ya da on aylık ulaşım kartları alabiliyor olmamız. Öğrenci kartınızla başvurarak alabileceğiniz bu kart sayesinde örneğin beş ay boyunca kartınızı yalnızca cüzdanınızda taşıyarak bütün toplu taşıma araçlarını kullanabilirsiniz. Fiyatları da oldukça uygun, ben beş aylık ulaşım kartı için yaklaşık 50 Euro gibi bir ücret ödemiştim. Gerek metro hattı gerek tramvay ve otobüs hattı şehrin her yerine sıklıkla ve kolayca ulaşmanızı sağlıyor. Çalışma saatleri de oldukça yeterli, bu nedenle şehrin gecesini de gündüzünü de ulaşımı dert etmeden kolayca yaşayabilirsiniz. Bu bölümün sonunda şu konuda sizleri uyarmayı bir borç biliyorum, mümkün olduğunca taksi kullanmayın. Taksi ücretleri hem oldukça pahalı hem de taksicilerin tavırlarından kesinlikle hoşlanmayacağınızın garantisini verebilirim. Toplu taşıma ile taksi ücretleri arasında yaklaşık yüz elli kat fark olduğunu söylemeliyim. Bu nedenle başınız köşeye sıkıştığında öncelikle iyice bir araştırın çünkü emin olun ki gideceğiniz yere size yakın bir yerlerden geçip gidecek bir otobüs mutlaka vardır. 

HİBE İLE EV GEÇİNDİRMEK  

Çekya için hibe miktarı okuldan okula değişmekle birlikte genellikle 300-400 Euro arası değişiklik gösteriyor. Prag’da yaşamak isteyen ortalama bir insan için 300 Euro da 400 Euro da oldukça yeterli arkadaşlar. Eğer alışveriş yapmak ya da sürekli dışardan beslenmek gibi huylarınız yoksa bu paralarla Prag’da hem eğlenebilir hem de dönem dönem yurt dışı gezilerinizi kolaylıkla gerçekleştirebilirsiniz. Market fiyatları karşılaştırması yapmak pek doğru değil kanımca ancak hemen hemen benzer (ürününe göre bir tık pahalı) olduğunu söyleyebiliriz fiyatların Türkiye’yle. Billa benim sıkça kullandığım bir süpermarketti (highly recommended) ve üye kartı uygulaması vardı. Hiçbir ücret ödemeden kısa bir kart doldurarak üyelik kartı almanız size kesinlikle kazandıracaktır. Alışverişlerinizde bu kartı her seferinde okutun, çoğunlukla gözle görülür indirimlerle karşılaşacaksınız. Birçok süpermarket aynı yöntemi uyguluyor. Ancak yine alışveriş yaparken dikkat etmeniz gereken bir nokta bakkal diye tabir edebileceğimiz küçük çaplı marketleri pek fazla kullanmamanız. Süpermarketlere oranla iki üç kat pahalı fiyatlarla karşılaşacaksınız çünkü. Eğlence için gideceğiniz mekanlar konusunda Prag eşsiz bir fiyat skalası sunuyor sizlere. Örneğin birayı bir mekanda 25 Koruna’ya bir diğer mekanda ise 65 Koruna’ya içmeniz mümkün. Kısa bir araştırmayla size uygun yerleri keşfedebilirsiniz, gizli saklı kalmış yerler hem daha ucuz hem de daha kaliteli oluyorlar genelde. Ufak bir tavsiyede bulunayım, Staromestska’da bulunan Standard Cafe bunlardan bir tanesi, sandviçlerini kesinlikle deneyin! 

KISSADAN HİSSE 

Prag şehri tarih kokusunun her yere sindiği rüya gibi bir şehir. Atacağınız her adımda o büyülü havayı hissedeceksiniz. Şehrin bütün sokakları size muazzam güzellikleri vadediyor. Tavsiyem şehrin her köşesini gezmeniz, Dancing House'u, Kafka Müzesi'ni, Lennon Wall'u elbette görün Petrin Tower'a da mutlaka tırmanın ancak şehrin ara sokaklarında kaybolmayı da ihmal etmeyin. Benim için en duygusal ve en büyüleyicisi ise kesinlikle Charles Bridge'in belki de yalnızca beni böylesine içine hapseden atmosferi. Bir gece yarısı Charles Bridge'e gidip şehrin öteki yakasını şöyle bir seyredin, ardından nehre yansıyan şehrin ışıklarına kaptırın kendinizi ve eğer bu yazıyı okuduktan sonra orada bulunacak olursanız, içinize çekeceğiniz o derin nehir havasından birini de benim için alın. Mümkünse de benden küçük bir selam söyleyin. Umarım sizlere aradığınız cevapları verebildiğim bir yazı olmuştur ve aklınızda ufak tereddütler varsa kaldırabilmişimdir. Prag bana hayatım boyunca tekrarını yaşayamayacağım bir rüyayı yaşattı, umarım sizin de en güzel rüyanızın gerçeğe dönüştüğü yer haline gelir.