Rüya şehir Paris
Fransa'da erasmus yapmış olmam sayesinde hayatımda yaşadığım ilkler de bir bir artmaya başlamıştı. Paris'e gitmekte bunlardan biriydi.Hepimiz biliriz Paris dünyanın en meşhur şehirlerinden biridir. Her yıl binlerce turist akınına uğrar.Peki Paris'i bu kadar çok meşhur eden nedir ? Eyfel kulesi mi ? Sanırım birçoğumuzun cevabı Eyfel olacaktır. Eyfel Kulesi Fransız devrimi'nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde düzenlenen Expo 1889 Paris fuarının giriş kapısı olarak inşa edilmiş. Bu bilgiye de Paris'e gitmeden önce yaptığım araştırmalar sonucu ulaştım. Peki, biliyor musunuz ? Eyfel kulesi aslında Paris halkı tarafından utanç lekesi olarak görülmüş. Metal yığını olarak görülen bir yapıymış. Şöyle de bir hikaye anlatılagelir, Fransız yazar Guy de Maupassant kule inşa edildiğinde Paris'i terketmiş, ama şehre her geldiğinde de kulenin 1. katındaki kafelere otururmuş. Bu davranışının sebebi sorulduğunda da “Burası Paris’in en güzel göründüğü, yani Eyfel kulesinin görünmediği tek yer de ondan” diye cevap vermiş. Hikayede anlatıldığı gibi Eyfel kulesi her ne kadar beğenilmese de Paris'in ve Fransa'nın sembolü haline gelmiş.O halde bir de benim bakış açımdan bakınız!
Evet aslında Eyfel kulesi demir yığınından ibaret ama onda insanı cezbden bir şeyler var. Eyfel'i ilk gördüğüm an'ı hiç unutamam mesela şöyle bir hikayesi var: '' Arkadaşlarımla beraber Paris metrosundaydık Eyfel'i görmek için Bir-Hakeim durağında ineceğimizi öğrenmiştik o sırada şehir haritasından ve o an kafamı kaldırdım kaç durak kaldı acaba diye. O sırada metronun camından Eyfel'i gördüm işte benim ilk karşılaşmam böyle olmuştu.Bilmiyorum, belki abartıyor diyeceksiniz ama ben o an onun ihtişamından çok etkilenmiştim.''
Fotoğraflardan da anlayacağınız gibi bizim Paris'i gezdiğimiz gün hava kapalıydı. Ama inanın insanlar hava açıkmış kapalıymış hiç umursamıyordu. Uzunca bir kalabalık sıraya girmişti. 300 metre uzunluğundaki Kuleye çıkmak için. Bizim Paris'i gezmek için yalnızca bir günümüz olduğu için daha görmemiz gereken bambaşka güzellikler var vakit kaybetmeyelim diye düşünerek kuleye çıkmadan sadece etrafında dolaştık ve bolca fotoğraf çektik :) Bana soracak olursanız Eyfel kulesini seyretmeye en çok gece manzarasında doyamadım. Gecenin karanlığındaki kulenin o ışıltısı gerçekten görmeye değer bakınız sizce de öyle değil mi ?
Paris manzarasının bir başka adresi de Montmarte Tepesi. Burada Sacre Coeur Kilisesi karşılıyor bizi. Kilisenin içini ziyaret ettik ama kiliseden çok kilisenin olduğu konum sanırım herkesi büyülüyor. Daha sonra kilisenin arka tarafına geçip Montmare bölgesinin meşhur ressamlarıyla tanışabilir, ayaküstü karikatürünüzü çizdirebilirsiniz. Yaşlı bir amca var bilmem hala orada mıdır. Arkadaşlarımın portrelerini kısa zamanda çok güzel çizmişti.Ayrıca bu bölgede hediyelik eşyacılar ve kafeler var. Sevdiklerinize Paris'den hatıra ufak hediyeler seçebilirsiniz.Meşhur kırmızı değirmen Moulin Rouge da bu bölgedeymiş biz tur planımıza eklemeyi unutmuşuz siz mutlaka gidip bir fotoğraf çekin bence :)
Paris'in en ünlü caddesi Şanzelize yani ''Avenue des Champs-Elysees''. Bu caddeye mutlaka uğrayın. Yani uğrayın dediysem öyle küçük bir cadde değil biz her köşesini yürüyerek gezdik uzunca bir cadde bir ucunda Zafer Takı var ''Arc de Triomphe''.Şanzelize caddesinde gerçekten yok yok. Ünlü markaların mağazaları biz merak edip bir kaç tanesine girdik ama öğrenciyken geziyorsanız alışveriş yapmanız biraz imkansız :) restoran ve kafelerle dolu zengin bir cadde. Gitmenizi şiddetle tavsiye ettiğim yer ise dünyaca ünlü pastane ''Laduree''. Biz makaronlarımızı alıp caddede gezerken yemeyi tercih ettik ama siz dilerseniz pastanede oturup çeşit çeşit makaronların tadına bakabilirsiniz gerçekten tatları enfesti.
2.kez Paris'e gittiğimde Şanzelize caddesi de ışıl ışıldı. Noel'e bürünmüştü. Ve itiraf edeyim ilk gittiğim zamankinden daha çok etkilemişti beni. Noel'e ramak kala Şanzelize caddesini mutlaka ziyaret edin kendinizi bir masalın içinde hissedeceğinizi garanti veriyorum.
Aralık ayı dışında bir zamanda Şanzelize caddesine gittiğinizde bu rebgarenk manzarayı, ışıl ışıl dönme dolabı ve cadde boyunca uzanan onlarca alışveriş yapabileceğiniz şirin noel pazarını üzgünüm ama göremeyeceksiniz.
Paris'e gidecekseniz dünyaca ünlü ''Louvre'' müzesini mutlaka ziyaret edin.Loure müzesi dünyaca ünlü Mona lisa ve daha bir çok öenmli eseri barındıran bir yer.Günlerce gezsen bitmez diyorlar ama biz seçili yerleri bir kaç saatimizi ayırıp gezdik. Öğrenciler için ücretsiz olması gerçekten çok büyük bir ödül oldu bizim için. Ama ilerde bir gün mutlaka Louvre müzesini ziyaret etmeye bir günümü ayıracağım.
Louvre müzesi önündeyim piramidin tepesini tutturmak oldukça zor bir iş :)
Gelelim Seine nehrine bu nehir Paris'e can veriyor desek sanırım yanlış olmaz. Seine nehri kenarında gezip bol bol fotoğraf çektirmeyi ihmal etmeyin. Ayrıca bu bölgede de hediyelik eşyalar satan dükkanlar bulabilirsiniz.Seine nehri üzerinde turlar da yapılıyor ama biz vaktimiz ve paramız kısıtlı olduğu için katılamadık :) Nehir turunun 13€ olduğunu unutmadan söyleyeyim. Seine nehri üzerinde meşhur aşıklar köprüsüne uğramayı da unutmayınız. Sevgililer bu köprüye asma kilitlerini asıp anahtarlarını nehre atıyorlar ki aşkları ölümsüz olsun.
Notre Dame Katedrali de Seine nehri kenarında bulunuyor.Zaten bilmeyen yoktur Paris'in ünlülerinden.Aşağıdaki fotoğraftan katedralin bir kısmını görebilirsiniz.
Biraz da yeme içmeden bahsedelim. Paris'in çevresinde çok çeşitli restoran ve kafeleri rahatlıkla bulabilirsiniz. Biz gezerken çoğunlukla ucuz yollu beslendik sandviç tarzı şeyler yiyerek.Ama Paris'e kadar gelmişken Fransızlar gibi kahvaltı yapmadan gitmek olmazdı. Biz de hakkını vererek bir kafeye oturup kruvasan ve kahve eşliğinde kahvaltımızı yapmıştık. Ama ne yalan söyleyeyim bu kahvaltıdan bir kaç saat sonra bizim karınlar acıkmaya başladı. Burada da yeri gelmişken o meşhur Türk kahvaltılarını anmadan olmaz.
Herkesin yolunun bir gün mutlaka Paris'e düşmesi dileğiyle..
Fotoğraf galerisi
Kendine ait Erasmus blogunun olmasını ister misin?
Yurtdışında yaşamayı tecrübe ediyorsan, tutkulu bir gezginsen veya yaşadığın şehri tanıtmak istiyorsan... kendi blogunu oluştur ve maceralarını paylaş!
Erasmus blogumu oluşturmak istiyorum! →
Yorumlar (0 yorum)