Madrid 3
Merhabalar sizlerle tekrar birlikte olmak çok güzel . Şimdi bu yazımda Madrid’de ki gezimin devamını belirteceğim. En son büyük Madrid parkı olan Madrid kapısı parkına giderken yazımı bitirmiştim. Ve kaldığım yerden devam etmek istiyorum.
Madrid parkı kapısına ulaşmıştım. Gerçi bir kaç yerden giriş var ve asıl giriş yeri ana yolun kenarında bulunmaktadır. Fakat gran via tarafından gelirseniz parkın sağ tarafınsan girebilirsiniz çünkü size daha yakın olacaktır. Ve bende oradan girdim her taraf yeşil ortada yürüme yolları var , millet bisiklet sürüyor ve paten felan. Sonra biraz ilerledim süs havuzu be ortasında fıskiye vardı. Millet fotoğraf felan çektiriyor ve havuzun kenarında gerçi her tarafta bulunan satıcılardan yiyecek , içecek felan alıyorlardı. Ve benim dikkatimi elektrikli skooter ve bisiklet çekti. Çünkğ uygulamaları var girip kayıt olduktan sonra kare kodu okutup sürebiliyorsun. Gerçekten çok mantıklı Ve kullanılışlı bir düşünceydi. Millet biniyor gittiği yere kadar gidiyor sonra orada bırakıyor hahah. Türkiye de olsa varya değil tekerleği bisikleti bulamazsınız haha. Düşünsenize bisiklet istanbulda kullanılıyor normalde şirketteki çalışanlar bakıyorlar nerede diye GPS ile ve bisiklet Adana ya gitmiş hahah. Çok komik bir senaryo ama bizim ülkemizde olur mu olurdu.
Ve ben parkın içinde ilerlemeye devam ettim sonra büyük bir yapay gölet vardı ve karşı tarafta heykeller vardı. Güzel bir manzara bulmuşken insanlar bir bir fotoğraf çektiriyorlardı ki aralarından bazıları Türkçe konuşuyorlardı hahah. Biz heryerdeyiz hahah. Ve gölette tekneler vardı adamlar ücret karşılığında insanlara tur arttırıyorlar ve ekmeğini sudan çıkarıyorlardı. Aslında bende istemiştim binmek fakat biraz pahalıydı. Bende zaten gerek duymadım sonra Ve çevrede ki ilginç satıcılara ve gösteri yapan insanlara baktım. Bir adam vardı taş adam , duruyordu asker kıyafeti ile fakat boyamıştı her tarafını sonra eğer birisi onun kumbarasına para atarsa , hareket edip birşeyler yapıyordu. Bende biraz baktım ve dedim beş sent atayım belki hareket eder ve bende attım sesi duydu . Sonra baktım olduğu yerden kalktı bana baka baka hahah bende tırsmaya başlamıştım . Sonra kollarını felan kaldırım birşeyler yaptı Ve fotoğraf çektirdim onunla poz verdi ve yerine geçti. Sonra bende ayrıldım o farketmeden hahah . Ben gidince belki adam bakıp ‘ulan ibne ‘demiştir arkamdan hahah.
Sonra bir tane adam genç birisiydi. Milleti seslenerek yanına çekti ve gösteri yapacağını söyledi. Yanına gösteride ona eşlik etsin diye birini istedi be kimse birşey demedi . Tabii millet çekiniyor normaldir . Sonra bir sigara yaktı Ve içmeye başladı ama içerken hala konuşuyordu birini istediğini söyledi. Ve aniden yan tarafta ki gence dönüp ona gelmesini söyledi. Genç şaşırdı Ve sonra biraz durdu ama gitti . Aslında adam onu almıştı hahha. Ve adam sigara içti içti sonra gencin tişörtünü tutarak sigarayı tişörtün üstüne bastırdı . Ama hızlı Ve çok duman çıkmaya başlamıştı ve herkes’ bu adam ne yapıyor’ der gibi bakıyordu. Sonra adam sigarayı tutan elini çekti be tişörtü bıraktı fakat birşey yoktu ortada . Yani ne oldu bende anlamadım hahha. Millet alkışladı ve adam hemen millet gitmeden önce para toplamak için dolaştı etrafı . Ve tabii ben hemen kaçtım hahah. Ve parktan çıkmak için yürümeye başladım aslında sıkılmıştım belki tek gezmenin en büyük dezavantajı bu’dur bilmiyorum. Ve parka girdiğim yere geldim ve orada lacasa de papelin çekildiği yer olan sick‘e gitmek için başladım yürümeye. Haritada kayıt etmiştim önceden ve bende biraz heyecan vardı çünkü çok seviyordum lacasa de papeli. Sonra birazcık yani on dakka kadar yürüdükten sonra vardım oraya . Hava akşam üzeri olmaya yakındı güneş yavaş yavaş gidiyordu . Baktım demir sürgülü uzun kapılar var bende bakındım biraz etrafa. Sonra bir güvenlik görevlisi geldi . Bana dedi ‘ ne istiyorsun ‘ gibi bir soru sordu İspanyolca . Bende dedim’ bakmak istiyorum ve fotoğraf çekmek istiyorum’. Ama izin vermedi pisss. Neyse ben sinirlendim ama o kadar yol geldim. Millet hep gitmiş çektirmiş fakat ben gidemiyorum . Bende baktım biraz etrafa yok girmek imkansız her yerde kamera felan var . Sonra uzaktan bir iki fotoğraf alıp ayrıldım oradan. Ve biraz yürüdükten sonra lacasa de papel filmine konu olan asıl bankayı gördüm. Ve orada fotoğraf çektim ve bankanın karşı tarafında lacasa de papel maskesi ile boyanmış bir boks dükkanı vardı. İlginç bir durumdu . Ve heralde o gün konser vardı bilmiyorum ama o tarafta olan bir konser alanı varmış birine sordum o söyledi . Ve bir iki çıktı Ve millet onun peşinden gitti . Ünlü birisiydi heralde ve durdu bir kaç kişi ile fotoğraf çektirdikten sonra gittiler.
Ve akşam olmuştu bende yavaşcana tekrar gran via caddesine giderken puerta da arcala denilen Paris’teki zafer takına benzeyen bir yapı vardı. Ve zaten puerta kapı demekti heralde öyle hatırladım şimdi. Ve buda harikaydı devasa şehir kapısı gibi . E tabii kralın şehrine büyük kapı yakışır hahah. Orada da fotoğraflar çekinip baya oyalandıktan sonra tekrar gran via caddesine girdim ve orada mc donald vardı . Bir menü söyleyip yedim orada ve bir tane cadde daha vardı adını hatırlamıyorum ama sonu porte de sol meydanına varıyordu. Oraya gittim ve hep seyyar satıcılar genelde tabii Afrikalı insanlar bir şeyler satıp para kazanıyorlardı. Bende video çekiyordum kalabalığın içinde ve her ne zaman kamerayı görseler hemen bana çekme çevir kameranı deyip sataşıyorlardı eee sonuç kaçak iş yapıyorlardı. Sonra ben messi forması bakmak için birinin yanına gittim ve sordum be kadar ücreti diye fakat elimde kamera var. Hoşlanmadı kameradan ve bende kamerayı indirdim öyle konuştuk. Formaya yirmi Euro dedi ama dedim pahalı diye. Sonra cebimden on Euro kağıt sonra iki üç Euro bozuk çıktı. Al dedim bunları bütün param bu. Ve aldı kırmadı beni ve formayı verdi . Bende mutlu oldum be zamandır almak istedim fırsat olmamıştı. Ve öyle dolandıktan sonra porte de sol meydanına geldim.
Akşam da başka güzel oluyor porte de sol Ve meydanın ortasında eylem yapan sarı yelekli insanlar vardı ve grubun ortasında heralde onlar tarafından bırakılan bir takım eşyalar . Ayakkabı teki olsun , çiçek , kıyafet felan. Bu düşündüğünüz üzere fransa da ortaya çıkan sarı yelekliler grubu değil !! Bunlar zaten daha önceden olmuştu yaklaşık 6 ay önce . Ve bunların amaçları insanların yokluklarına , evsizliğine felan dayanıyordu Ve güzel bir eylemdi . Etrafta polis felan az vardı . İlginç bir durumdu. Çünkü en ünlü meydanda eylem vardı fakat polis sayısı oldukça azdı. Sonra gösteriler yapan insanlar vardı . Kimisi top oynatıyor , kimisi ise dans ediyor . Yaptıkları şeyler farklı bile olsa amaçlar aynı . Yeni bir hayat kurmak için veya evinde bekleyen ailesine ekmek götürmek için. İşte ben hep gezerken bunlara bakıyorum insanların yaşayışına . Çünkü o zaman insaları gerçekten anlayamam veya neler çektiklerini .
Bu kadar edebiyat yeter hahah. Ve ben oradan ayrılıp ara sokaklardan birine girdim . Baktım ekmek arası kalamar felan vardı. Benimde karnım acıkmıştı. Ve girdim içeri ekmek arasının üç Euro Ve kolanında bir Euro olduğunu yazan bir tahta vardı. Ve bana uygundu bende birer tane söyleyip oturdum sandalyede. Mekan kalabalıktı Ve ayrıca küçüktü ama böyle yerler iyidir . Yani küçük fakat ucuz yerler. Ve birkaç dakka sonra benim ekmek arası kolam geldi. Ve bir ısırdım gerçekten lezizdi. Sonra yedim ve çıktım dışarı ara sokaklarda devam . Ve bir tane bar cafe gibi yer vardı . Heralde canlı müzikti yüksek ses geliyordu kapı açıldığı zaman . Bende içeri girmek istedim dedim gelmişken bakalım nasıl madrit geceleri hahah. Sonra bodyguard beni kontrol ettikten sonra girdim içeri . Çok kalabalıktı ve bende biraz bakındım. Genç vardı hem çalıp geç söylüyordu fakat enerjisi yüksekti . İşte millet dans ediyordu arkadaşları ile . Bende sonra çıktım ve yürüdüm biraz.
Hostele gitmek istedim uykum geliyordu artık geç olmuştu . Son geceydi bu Madrit’te . Ve bakına bakına geçtim hostele.
Sonra ki yani son gün yazım gelicek. Youtube kanalım var destek olun lütfen.
kanal adım : Fatih Gönültaş.
Fotoğraf galerisi
Kendine ait Erasmus blogunun olmasını ister misin?
Yurtdışında yaşamayı tecrübe ediyorsan, tutkulu bir gezginsen veya yaşadığın şehri tanıtmak istiyorsan... kendi blogunu oluştur ve maceralarını paylaş!
Erasmus blogumu oluşturmak istiyorum! →
Yorumlar (0 yorum)