Letonya Erasmus Rehberi

Letonya Üniversitesinde Erasmus yapma hakkını kazanmam ile başlayan yolculuğumun öncesi epey sancılı bir süreçti aslında. İlk kez 2017 yılında girdiğim sınav sonucu ilk tercihim olan Estonya'yı kazanmıştım fakat bir takım olumsuzluklar sonucu gidememiştim. Tam bir yıl sonra sınav sonucumun hala geçerli olduğunu bana bildiren Dış İlişkiler Ofisi sayesinde yeniden Baltık yolculuğum için bir umuda sahip olabilmiştim. 

Detayları geçiyorum, fakat şu kadarını söyleyeyim; davetiye mektubu, uçak bileti, vize derken son olarak uçağa bindiğim ana kadar ne kazandığıma inandım ne de gidebilecek olmama. Zaman daraldıkça içim içime sığmıyordu. Orada ne yapacağım? Yolu bulacak mıyım? İşlemleri nasıl halledeceğim? Anlaşmakta sorun yaşayacak mıyım? Dersleri geçecek miyim? Ve tüm bu stres dolu sorulardan bir fırsat bulup da hayallerimin ülkesini, Estonya'yı gezebilecek miyim? 

Evet, çoğu kişinin Avrupaya gitme fırsatını kazanınca aklında Almanya, Fransa, İtalya gibi ülkeleri gezmek vardır. Benim hayalim ise Baltıkları keşfetmek, özellikle de Estonya... 

Amma velakin, Estonya'dan önce geldiğim ülkeyi, Letonya'yı gezmek gerekti. Hemen ertesi gün çıktım yola. Bir takım işleri halletmek bir yandan da Riga'yı keşfetmek istiyordum.  Fotoğrafta gördüğünüz yapının ismi "Blackheads House" yani Türkçesi ile "Karakafalıların Evi". İsim olarak bana çok ilginç gelmişti. Neden böyle bir isim verilsin ki? Hikayesini duyunca anlam verebildim. Tüccarlar tarafından yapılan bu evler daha sonra bekar tüccarlara kiraya verilmiş. Tüccarların siyah saçlı olmasından dolayı da ismi böyle kalmış. Muhtemelen sarışın nüfus yoğunluğu 14. Yüzyılda da aynen devam ediyordu ve diğer ülkelerden gelen tüccarların siyah saçlı olması halk tarafından bu ismi almasına sebep oldu. Tabii bu benim görüşüm. 

Riga'nın gecesi gündüzü, yazı kışı ayrı güzel. Bu fotoğrafta gördüğünüz yapının ismi ise " Freedom Monument" yani "Özgürlük Anıtı". Bu anıt Letonya Bağımsızlık Savaşında ölen askerler anısına yapılmış. Şehrin adeta simgelerinden biri haline gelmiş bu dev yapı Old Town'ın tam merkezinde diyebilirim. Dipnot: Riga'da buluşma yerimiz daima burasıydı. 

Burası da Daugava Nehri. Kesinlikle favori mekanlarımdan biriydi fakat kışın değil yazın etrafında gezmenizi tavsiye ederim. Zira nehir donduğu için böyle bir görüntüyle karşılaşma ihtimaliniz pek düşük. Biz buraya genelde nehre karşı oturmak, muhabbet etmek ya da taksi/tram beklemek için gelirdik. Gün doğumunda inanılmaz bir auraya sahiptir ve Letonya'ya giderseniz kesinlikle burada durup biraz bekleyin. Kendi kendinize vakit ayırmak için de harika bir yerdir. 

Gel gelelim Baltık Amberine. Baltıklar amberiyle (kehribar) ile ünlü. Bizim aksimize, orada kehribardan binlerce çeşit ürün yapılmakta ve her yerde rahatlıkla bulabilirsiniz. Ben kendime kolye aldım. Eğer magnet, bileklik vs. dışında ucuz, güzel ve kalıcı bir şeyler almak isterseniz kesinlikle kehribar almanızı öneririm. 

Riga'da ve hatta Letonya'da gezip görebileceğiniz pek çok yer bulunmakta. Kurzeme bölgesinde dünyaca ünlü Karosta Hapishanes Oteli bulunmakta. İçeriye telefon, çanta ya da herhangi ekstra malzeme ile girmek yasak olduğu için ne yazık ki fotoğraflayamadım fakat kısaca değinmek gerekirse, Karosta Hapishane Oteli bir zamanlar Letonya komünist rejimindeyken mahkumların asla kalmak istemedikleri, kaçmaya çalıştıkları çok ağır şartlara sahip bir hapishaneymiş. Şu anda otel olarak faaliyetine devam ediyor ama gelen ziyaretçilere de tıpkı o dönemlerdeki gibi şartlara göre muamele ediliyor. Hapishane görevlileri bağırarak sizi bir nizama sokuyor, tek tek sağlık kontrolünden geçiriyor, fotoğraflıyor, hücrede bekleniyor ve kısa bir sorgu ardından yeniden hücreye kapatıyor. Her ne kadar işin tiyatro olduğunu düşünüp ciddiye almasanız da görevliler o kadar ciddi bir şekilde bu işi yapıyor ki bir an gerçekten komünist rejimde bir suç işleyip buraya gelmiş gibi hissettim. 

Yazımızın sonuna geldik. Aslında Letonya hakkında konuştukça konuşacak binlerce şey, size sunacağım yüzlerce fotoğraf var fakat hepsini burada paylaşmam mümkün değil. Umarım açıklayıcı bir yazı olmuştur. Yazının sonunu Letonya'dan gelirken çektiğim bu son fotoğraf ile getirmek istiyorum. Sağlıcakla kalın.