Hollanda Leiden sehri ve merkezi, BSN numarasi
Merhaba sevgili arkadaslar,
Bugun size Hollandanin kucuk ama guzel bir sehrinden bahsedecegim. Normalde Hollanda denilince herkesin aklina ilk olarak Amsterdam sonra da buyuk ihtimal Rotterdam geliyor. Bir de kucuk bir ogrenci sehri olan Leiden. Yazima baslamadan once belirtmeliyim ki bu yaziyi yazarken su an erasmus stajda olmam nedeniyle kullandigim bilgisayarda turkce klavye yok bu yuzden yazilarimi staj surem bitene kadar ingilizce karakterler ile yazmak zorundayim. Umarim yazim anlasilir.Leidene gidis nedenimiz BSN numarasini almakti. Hollandaya gelip burada banka hesabi actirmak ya da hastaneye gitmek ya da calismak isteyen herkesin BSN numarasi olmali. Ben erasmus staj nedeniyle Rotterdama geldim ve staj yaptigim sirket benden BSN numarasi istedi zaten staj yerimden once banka hesaabi actirmak istedigim zaman ing bankasi da benden bsn numarasini istemisti.
Gecen yil erasmus ogrenimimi de Finlandiya da yaptigim zaman banka hesabi actirmak istedigim de yine oranin sosyal guvenlik numarasini almam gerekmisti. Bu yuzden olaya biraz olsun asinaydim. BSN numarasi Hollanda da doksan gunden fazla kalacaklar icin ama benim stajim yetmis gun oldugu icin baska bir numara almam gerekiyordu.Bu numara ayni BSN gibi islem goruyor sadece adi farkli ve eger doksan gunden az Hollanda da kaliyorsan o zaman veriyorlar. BSN numarasini almak icin belediyeden randevu almaniz gerek. Bunu ben sadece yasadigim sehirdeki belediyeden saniyordum ama oyle degilmis zaten her belediye de BSN numarasi vermiyormus.Bunu yapan belli belediyeler var bunlar arasindaa en uygun randevu alabilecegim sehir Leiden oldu.
BSN numarasi icin randevu olusturduktan sonra randevu gunumuz geldiginde Leiden a dogru yola koyulduk. Rotterdam dan Leiden a gitmemiz yaklasik yirmi dakikamizi aldi.Oldukca yakin yani. Belediyeye geldigimizde iletisimde hic sorun yasasmadim tabii ki cunku gorevliler ingilizce konusasbiliyor. Bir kac fotograf, parmak izi derken isiniz bitiyor. Yaniniza mutlaka ama mutlaka pasaportunuzu alin. Belediyelerdeki, bankalardaki butun islemlerinizde yaninizda mutlaka pasaportunuz olsun. Sadece bu islerde degil normalde de yaninizda pasaport tasimazsaniz suc.
Bsn numarasini hallettikten sonra Leideni gezmek istedik. Etraf harika. Tek kelimeyle harika. Evler o kadar sevimli ki cizgi filmden cikmis gibiler. Sokaklarin, yollarin agaclandirilmasi, ciceklendirilmesi yani kisaca peyzaj islemleri cok basarili olmus.Sokakta yururken insan kendini sadece mutlu insanlarin yasadigi asla ama asla uzgun ya da sinirli insanlarin bulunmadigi bir yerde gibi hissediyor. Kafeler kanallarin kenarinda ve cok guzel. Biz gittigimizda sabahin dokuzu oldugu icin hicbir yer de acik degildi. Pazartesi gunleri saat on bir de aciliyormus her yer hatta bazi yerler on ikide aciliyormus bunu daha once hicbir yerde gormemistim ve cok sasirdim. Leiden da pazartesi sendromu yasayan calisan olmamasi onlar adina sevindirici bir haber!
Su sokaklara bir bakar misiniz? Resmen cizgi filmlerden bir goruntu gibi. Pazartesi gunu sabah sekiz bucukta randevumuz oldugu icin sabahin korunde de kimse sokaklarda degil haliyle. Pazartesi sendromu olmayan sehir yazmistim. Sokaklarin sessiz sedasiz olmasinin nedeni pazartesi olmasi. Pazartesileri ise on bir ile on iki arasinda basliyorlar.Aslinda bir cok yer boyleymis ama bazi isletmeler erken acmakta israrci.Yasal olarak bunun yeri var mi bilmiyorum ama sanirim isteyenler erken acabiliyor cunku bir kac erken acilmis yer gorduk. Gerci herkes kapatmisken sen acsan ne olur? Sonucta herkes orayi kapali sanacak.Leiden merkez bizim Kibris sehitleri caddemiz gibi. Ya da taksimin on kat basitlestirilmis hali gibi . Barlar gece klupleri yok ama cok uzun bir cadde boyunca bir suru magazalar var.Bu magazalar kiyafet magazalari, sandvic dukkanlari, kucuk isletmeler, kucuk barlar, hediyelik esyalari gibi magazalar ile dolu. Buradaki ucuz magazadan bahsetmek isterim.
Hema nedir? Ucuz mudur?
Hema bizim bildigimiz ikea gibi bir magaza.Icinde ikea kadar genis yelpazeli ev esyalari satilmiyor ama icinin dizayni ve icerigi ikeayi animsatiyor. Ikeada yemek yeri gibi Hema da da bir yemek yeri var burada sadece belirli yiyecekler satiliyor.Genelde basit seyler, ugras vermeyecek yemekler yapiliyor. Hamburger uc bucuk euro, makarna bes euro gibi bir fiyatlari var. Kucucuk makarnanin bes euro olusu ici sizi disi beni yakar misali goz yasartiyor. Sekiz ile carptigim zaman kalbime bir ok saplaniyor desem yalan olmaz. Turk gencinin guc bela avrupa da hayata tutunma mucadelesi takdire sayan.
Hemanin icinde kiyafet bolumu de bulunuyor. Yazlik kiyafetler, elbiseler, mayolar. deniz terlikleri ya da deniz aksesuarlari gibi yaz ile alakali her seyi bulabilirsiniz ayni zamanda kis icin de kiyafetler var. Montlar, atkilar, bereler, botlar her turlu kis kiyafetleri de satiliyor. Yazi kisi derken bebekler icin de bir bolum ayrildigini soylemek isterim.Inanilmaz tatli bebek kiyafetleri var. Fiyatlara ne kadar uygun desem de kurun cok artmis olmasi nedeniyle kulaga hicte uygun gelmiyor.
Sehrin uyuyor olusunu da firsat bilerek her yeri gezmeye basladik. Yuruyerek baya yol kat ettik ve cok guzel yerler gorduk. Burasi da sirin bir kopru. Bu kopruden araba gecmesi yasak.Bu cok guzel cunku rahat rahat araba gelecek mi kuskusu olmadan yuruyebilirsiniz. Zaten oldukca kucuk bir kopru. Biz oradayken bir araba kopruden gecti .Normalde yasaklara uyuyorlardir ama pazartesi sabahi sehirde bizden baska kimse olmadigi icin sanirim sofor de pek umursamadi.
Fotograflarda gordugunuz pembe cicekler sehrin her yerinde var. Bence cok guzel bir cicek secimi olmus sehre girdiginiz an anlayacaksiniz ki gercekten burasi bir cizgi filmden cikma gibi. Cicekler disinda sehirde surekli, her yerde bulunan baska bir sey ise anahtarlar. Iki tane anahtarin carpi seklinde durusu ve baslarinda da aslanimsi bir figur bu sehrin simgesi. Izgaralarin uzerinde, kiliselerin girisinde, apartmanlarin uzerinde akliniza gelebilecek her yerde bu anahtarlari gormek mumkun. Ilk bunun sehrin simgesi oldugunu anlamamistik sonra baktik her yerde anahtarlar var biz de bir arastiralim dedik. Yillar once Hollanda kralliginda her sehrin bir isareti varmis. Torenlerde ya da baska seylerde sehirler kendi amblemleri ile taniniyormus. Iste anahtarlar da Leiden sehrinin simgesi.
Yuruyerek bir cok kiliseyi de yol uzerinde gormus olduk. Sasirilacak kadar cok kilise vardi. Kiliseler genelde buyuk ve bakimliydi. Disaridan gorusleri gayet guzeldi.Kiliseleri gecerken bir de kale bulduk. Kale iste bildigimiz kale ama insan yurtdisinda olunca aa kale hadi cikalim moduna giriyor halbuki Turkiye kaleden gecilmiyor gel gor ki kac tanesine gittim? Kaleye girmek ucretli degil zaten hicbir sey de yok icinde. Hollanda zaten deniz seviyesinin altinda bir ulke bu durumda da dag kavrami yok. Tepeler yok e hal boyle olunce sehri tamamen goren bir kale olmasi da beklenemez. Bu kale de biraz yuksekteydi. Sehrin buradan gorunusu gayet guzeldi. Kalenin icinde tarihten notlar,panolar vardi. Girisindeki kapidan da iste kilise boyle gorunuyor;
Iste bahsettigim kilise bu. Adini bilmiyorum ama bu manzarayi gormek gercekten guzeldi. Kalenin ici bombos ama manzara gorulmeye deger. Bu sehir bana Almanya-Nurembergì hatirlatti. Nuremberge de iki gunluk gitmistik ve iki gunumuz de cok guzel gecmisti.Orada da buyuk kiliseler ve islek sokaklar vardi. Leiden da ayni sekilde kiliseler ve islek caddeler ile dolu. Hollandanin icindeki Nuremberg desem yalan olmaz. Nuremberg sanirim Leiden dan daha buyuk ama yerlesim tarzi bana kesinlikle orayi animsatti. Aranizda Nuremberg e gidecekleriniz varsa siddetle tavsiye ederim.
Kalenin icinden disari baktiktan sonra tekrardan yurumeye basladik. Sehir buyuk olmadigi icin merkezi kisaa sure icinde turladik. Yuruyusumuz sirasinda Turk konsolosluguna da rastladik. Konsoloslugun onunde cok buyuk ve kipkirmizi Turk bayragini gormek cok guzeldi. Hic beklemedigim an da kipkirmizi Turk bayragi karsimiza cikinca biraz sasirdik ama bayragimizi gormek bile cok guzel bir duyguydu. Ulkemizden kacmaya calisan her gencin yurtdisinda hissettigi sey kesinlikle keske ulkede bu kadar kotu yasam sartlari ve cahil insan olmasa o zaman gercekten de Turkiye yasanacak en guzel ulke. Tek bir bayragi gorusumuz bile bizi mutlu etmeye yetiyor.Turk konsoloslugunu da gectikten sonra karsiniza bir kac tane ruzgar gulu cikacak. Ruzgar gulu denilince cesmedeki gibi beyaz ince ruzgar gulleri gelmesin akliniza. Bunlar hep hollanda ilke ilgili filmlerde, dizilerde gordugumuz o sirin yel degirmenleri. Yalniz bunlarin bu kadar buyuk oldugunu gorunce baya sasirmistim. Buyuk tamam da kardesim ne yaptiniz bu kadar buyuk ruzgar gulune gerek var miydi? diyip Turk oldugumu belli edeyim.
Iste yukarida bahsettigim sehrin simgesi olan anahtarlar ve aslan. Anahtarlarin disari bakisi ve ice bakisi arasinda onemli bir fark var cunku anahtarlarin ice bakisi illimunatiyi simgeliyor. Dan brown un melekler ve seytanlar filmini izleyen ya da kitabini okuyanlar bilir.Yani cok benzer bir simge olusturulmus ama bu cok yaygin kullanilabilecek bir simge. Simgelerden daha cok Leidenin boyle tarihi bir havasi olusu cok hosua gitti. Turkiye de de tarihi yerler, kasabalar elbette var ama dogu ve bati tarihi gercekten birbirinden cok farkli. Bu yuzden buralardaki tarihi atmosfer bana cok cekici geliyor cunku farkli..Leidenin havasi tarzi derken her seyiyle begendik. Fiyatlarin Rotterdamdan daha ucuz oldugu kesin mesela burada yururken bir pizza restauranti gorduk ve margarita pizza alti euroydu. Rotterdam da margarita pizzalar genelde on bir euro ve uzeri. Henuz on euro alti margarita gormedim.
Uzun lafin kisasi ben Leideni cok sevdim. Hollandaya gelecek herkese tavsiyemdir. Amsterdam gibi klise yerlerden sikilirsaniz burayi size tavsiye ederim. Leiden da erasmus yapacak arkadaslar da oldukca sanslilar bence ! Benim yazacaklarim simdilik bu kadar bir sonraki Hollanda deneyiminde gorusmek uzere, hoscakalin.
Not: Yazimin basinda da belirttigim gibi su an erasmus stajda oldugum icin yazilarimi ingilizce klavyeden yazmak durumunda kaliyorum. Umarim yazilarim anlasilmistir.
