Kopenhag deneyimi

Andersan Masalları Tadında Kopenhag Gezisi Deneyimi

Merhaba sevgili erasmuslular, gezginler

Defalarca Dünya'nın en mutlu ülkesi seçilmiş Danimarka'nın masallar diyarı tadındaki güzel şehrini döviz kuruna çok da aldırış etmeden gezmeye çalıştım. Gitmeden önce bu kadar çok kez Dünya'nın en mutlu ülkesi seçilen bir yere gitmek beni aşırı heyecanlandırmıştı, bir diğer şey ise Küçük Deniz Kızı, küçükken en sevdiğim masallardan birisiydi, Küçük Deniz Kızı'nın güzel liman şehrini görecek olmamdı. Diğer İskandinav şehirlerine göre daha canlı bir şehir olduğunu söyleyebilirim.

Kopenhag'a ayak basar basmaz havalimanından şehir merkezine trenle geçebiliyorsunuz, bir kez da aktarma yapmanız gerekiyor fakat tek bilet almanız yeterli oluyor, Noreport durağında inmeniz gerekiyor. Toplu taşımayı sürekli kullanacaksanız eğer Copenhagen Pass almanızda yarar var. 24 saatliğinin fiyatı en son 50-55 euro civarındaydı. Genel olarak epey pahalı bir şehir olduğunu söyleyebilirim fakat bu copenhag pass ile müzelere ücretsiz girebiliyorsunuz ve mesela bir müzeye giriş ücreti 20 euro civarındaydı, genel olarak çok pahalı bir şehir olduğu için olabildiğince mcdonald's kahveleri ve tostları ile geçiştirmeye çalıştım öğünleri, kalacak yer olarak da couchsurfing sayesinde dünya tatlısı bir danimarkalının evinde kaldım. Bu arada hava çok soğuk değilse bisiklet kiralayıp bisikletle gezmeyi de tercih edebilirsiniz, bu şehirde bisiklet kullanımı epey yaygın.Danimarkayi tanimama vesile olan olayi da blogun baslarindayken anlatayim istiyorum. Ben lise ikideyken bizim okulumuz bir degisim programina kayit  olmustu.Yurtdisindaki herhangi bir okuldan ogrenciler bizim okulumuza gelecek hatta secilen ogrencilerin evinde kalacaklardi karsiliginda da biz de onlarin evine gidecektik.Boyle erasmusun lise versiyonu comenius gibi adi olan bir programdi.Bu programdan bize danimarkali ogrenciler ve isvecli ogrenciler gelmisti. Bazilarimiz Danimarkaya gitti bazilarimiz da Isvec e.Isvece giden sansli ogrencilerden biri de bendim.

Şehir ile en ilginç bulduğum şey Christiana bölgesiydi. Christiana, Kopenhag'ın özerk bölgesi ve kendine ait kuralları ve düzeni var. Girişinde şu an Avrupa Birliği'nden çıkıyorsunuz, çıkışında ise Avrupa Birliği'ne giriyorsunuz ibareleri var. Yetmişli yıllarda bir grup hippinin askeri barakalara yerleşmesi sonucu yaklaşık kırk yıl süren hükümet ve hippiler savaşında 2012 yılı itibariyle özgür kent kuruluyor ve Danimarka hükümeti buna karşı çıkmıyor. Kendilerine has kurallar ediniyorlar.İçerde yüksek sesle konuşmak, koşmak ve fotoğraf çekmek yasak. İçeriye girdiğiniz anda yıkık dökük binalar ve boydan boya dizilmiş esrar satan tezgahlar var. Bunların dışında sanat atölyeleri, hediyelik eşya dükkanları, kafeler ve barlar da var. Örneğin bu Christiana bölgesinde yaşamak istiyorsanız, mülk sahibi olmanız mümkün değil, başvuru yapıyorsunuz bu bölgedeki bir evde kalmak için ve Chrisitana sakinleri uygun bulursa sizi kabul ediyorlar ve bir evi size temin ediyorlar fakat mülkiyet söz konusu değil dediğim gibi.

Şehir merkezinde ise Nyhavn ve civarı bölgeleri kapsıyor, önemli müzeler, restoranlar, mağazalar var. Nhyhavn renkl evlerin dizildiği bölge. Eskiden ticaret amacıyla kullanılan bir limanmış ve aslında o renkli evlerin çoğu genelevmiş fakat şuanda kafelerin, barların olduğu ve turistlerin fotoğraf çektiği bir bölge. Görülmesi gereken müzeler ve galerileri sıralamak gerekirse; National Museum, Carlsberg Museum, Modern Art Museum , Royal Library, Andersan Museum, Guiness Museum. Müze giriş ücretleri epey yüksek, ücretsiz olan günleri illa ki vardır, gitmeden önce araştırıp öyle gitmekte yarar var. Eğer bahar veya yaz aylarında giderseniz çok güzel bir doğal yaşam parkı var, benim gittiğim dönemde kapalı olduğundan gidememiştim. Bir diğer uğramanız gereken nokta ise Lego mağazası, epey büyük olan mağazada içeri girip legolarla oynayabilir, legolarla yapılmış devasa boyuttaki eserleri inceleyebilirsiniz. Ara sokaklara girdikçe underground mekanlar bulmak, tasarım ürünü satan güze kıyafetler bulmak mümkün. Free walking tura katılmanızı öneririm, benim katıldığımda rehber çok eğlenceli bir adamdı sıkılmadan  turu tamamladım. Karşılaştığım ilginç olaylardan birisi de evinde kaldığım Danimarkalının İbrahim Tatlıses sevmesiydi, birlikte Türk ve Danimarka kültürü hakkında sohbet ettik, eğlenceli bir deneyim oldu. Danimarka, eğitimin ve sağlığın ücretsiz olmasaıyla, asgari ücretle çalışan birinin bile istediği yere tatile gidebilmesi ve çalışma saatlerinin kısıtlı olup yıllık izni kullanmanın zorunlu olması, lgbt haklarına saygı duyulması ile tam anlamıyla medeniyetler ülkesi gibiydi benim için.

Sehrin havasi ve mimari yapisi nasildi ?

Mevsim konusuna gelecek olursak kışı çok sevmiyorsanız kışın gelmemenizi öneririm, nemden kaynaklı soğuğu iliklerinizde hissediyorsunuz ve kışları gündüz süreleri kısa olduğundan bahar ve yaz aylarında gelmek daha mantıklı bence.

Şehrin yapısından bahsedecek olursak bölgelere ayrılmış, dağınık bir yapısı var ve her bölgenin kendine özgü özellikleri var. Genel olarak çok uluslu bir yapısı var şehrin ve sürekli göç alıyor, tabelaların nerdeyse hepsinin İngilzicesi de mevcut. Bölgelere gelecek olursak yukarda bahsettiğim özgür şehir Christiana ve denizcilerin limanı Nhyvan dışında; Vesterbro, Norrebro, Osterbro, Fredeirksberg ve Carlsberg önemli bölgelerden. Fiyat uygunluğu açısından Norrebro en uygun olanı, çoğunlukla göçmenlerin yaşadığı bir bölge. Osterbro ise meşhur küçük deniz kızı heykelinin olduğu bölge, bu bölgede Danimarka'nın en büyük parkı da bulunmakta. Vesterbro ise şehrin en hipster bölgesi, üçüncü nesil kafeler, underground mekanlar, devasa eğlence parkı Tivoli Gardens ile mutlaka uğramanız gereken noktalardan birisi. Frederiksberg ise en zengin kısmın yaşadığı semt.Yemekler konusuna gelecek olursak, ben en uygun şekilde doymaya çalıştığım için çok az şey deneyebildim, Danimarka'da uygun fiyatta olan tek şey Carlsberg bira. Herhangi bir pastaneye girdiğinizde sevimli kurabiyeler, elmalı paylar sizi karşılıyor olacak.Masallar diyarı bu güzel şehiri ziyaret etmenizi tavsiye eder, bu güzide nordik şehirde iyi eğlenceler dilerim.