Floransa ve Günbatımı
Floransa, İtalya'nın en popüler şehirlerinden birisi. Küçüklüğü, eskiliği ve köprüleriyle meşhur olan Floransa, tarih, kültür, sanat alanında aşmış bir kent. Rönesans'ın burda doğduğuna inanılan bu şehir, kültür ve sanat alanında çok köklü bir tarihe sahiptir. Dünyanın 3 büyük sanat galerisinden birinin bulunduğu ortaçağdan kalma kenttir. İlgineneni varsa mutlaka görmeli. Raffaello , Boticelli , Leonardo da vinci ve bir çok ünlü sanatçının resimleri görülebilir. Sanat galerilerinin yanı sıra bu şehirde çok fazlaca da müze bulunmaktadır. Şehrin dört bir yanı resmen müzelik. Bu kadar güzelliğin bir arada olduğu bu şehir, bu güzelliğe karşın turist akınına uğramakta.
Tüm güzelliklerinin ve ihtişamının yanında dar sokakları,tarihi binalarıyla güzelliğine güzellik katmaktadır. Sadece şehrin sokaklarında yürümek bile aşırı keyif verici. Dar taş sokakları ve Duomo'nun bulunduğu meydanı ile tam anlamıyla büyüleyici bir kenttir. Ama bu şehir genelde gezginler için çok uzun süre kalınan bir kent değildir. Çünkü çok küçük bir şehir,1-2 günde gezilecek tüm yerleri görebilmeniz mümkün. Bu sebeple 2 günün sonunda genellikle, Floransa gezilerini sonlandırmaktadırlar. Floransa şehri Roma'ya baya yakın konumda. Tren yolculuğuyla yaklaşık bir buçuk saat sürmektedir.
Floransa, İtalyan şehirleri arasında ilk bağımızlığını kazanmıştır ve bir zamanlar İtalya'nın başkenti olmuş ve de ismini bir çiçekten almış bir kenttir. Bu çiçek zamanla Floransa'nın sembolü olmuş. Çoğu satılan hediyeliklerde bu çiçek desenlerini görebilirsiniz. Hatta ben hediyelik olarak bu çiçek desenlerinin olduğu bir bileklik almıştım. Hatıralık bir şey alacaksanız bu çiçek desenlerinin olduğu bir hediye almak mantıklı olacaktır. Şahsen ben, bir yerden hediye alınırken o yere özgü olan bir şeyi almak için uğraşırım. Bence mantıklı olan da bu. Bu yüzden bence mükemmel bir hediyelik.
Ve tuhaf bir bilgi. Floransalıların aksanları diğer İtalyan'lardan biraz daha farklıymış. En makbul italyancanın burda konuşulduğuna dair söylentiler duymuştum. Tıpkı bizim şiveler gibi değil mi? Bu olay Karadeniz, Ege şivesini anımsattı bana.
Floransa, sokaklarında dolaşırken, sokaklarında keman, akordeon vs. müzik aletlerinin sesini, klasik müzik tınıları duyabileceğiniz bir şehir. Boşuna sanat şehri demiyoruz. İnsanın ruhunu dinlendiren bir havası var.İnsanların kapalı mekanlarda eğlenmek yerine meydanları tercih ettiği yeryüzünün en güzel şehirlerinden biri. Ve de bu şehirdeki insanların İtalya'nın en nazik ve kibar insanları olduğunu söyleyenler var. Böyle bir şehre de bu yakışır bence.
Evet şimdi Floransa'ya gelişimden bahsedelim biraz. Roma'dan sonraki durağımız olan Floransa'ya, herkesin yaptığı gibi trenle ulaşmıştım. İtalya'nın trenlerinin üstüne tanımıyorum arkadaşlar. O kadar çok konforlu ki, uçakla seyahat etmekten yüz kat daha rahat. Benim için hayatımın en güzel yolculukları İtalya'da şehirler arası tren yolculuklarıydı. Neyse, daha sonra otelimize yerleştik ve biraz dinlendik. Yeteri kadar dinlendikten sonra otelimizin konumuna en yakın gezmek istediğimiz yer olan Santa Maria Novella Bazilikası'na doğru yola çıktık. Bu bazilikanın ismi, yakınında bulunan tren istasyonundan alıyor. Tren istasyonun adı da Santa Maria Novella Tren Garı.
Floransanın en ünlü bazilikalarından biri olan Santa Maria, aynı zamanda Floransa'nın ilk büyük bazilikasıymış. Kilisenin içinde bir çok önemli fresk bulunuyormuş. Kilisenin dış cephesi, Floransa'daki diğer yapılar gibi mermerden yapılmış. Zaten bütün bazilikaların aslında birbirine benzediğini farkedeceksiniz. Bu kiliseye ise giriş ücret karşılığı yapılmaktadır. Biz sadece avlusuna girmiştik. O kısım ücretsizdi. Bazilikanın ziyaret saatleri ise hafta içi 09:00 – 17: 30 saatleri arasındadır. Cuma günleri 11:00 – 17:30 saatleri arasında, cumartesi günleri 09:00 ile 17:00 saatleri arasındadır.
Buradan çıktıktan sonra sokaklarında yürüyerek, Floransa Katedrali'ne doğru yol alıyoruz. Arkadaşlar böyle bir katedral yok! Böyle hayran kaldığımı hatırlamıyorum. O kadar görkemli bir katedral ki, yani gerçek olup olmadığına inanmak çok zor. Puslu görünümü gerçek olduğuna inanmayı zorlaştırıyor.
Duomo meydanında o kadar çok bir kalabalık var ki, inanın yürümek çok zor. Genel olarak İtalya'nın tüm şehirlerinde böyle kalabalıkla karşılaştık. Çok turistik bir ülke olduğu için her noktası çok yoğun. Bu yüzden istediğim gibi fotoğraf çekemedim. Bu biraz üzdü.
Katedralin üzerinde o kadar inanılmaz işlemeler var ki. O küçük heykeller,işlemeler resmen mimarlık harikası. Bu güzelliği biraz da içerden görmek için katedralin içine girmek için sıraya giriyoruz. Sıra en başta biraz gözümüzü korkutmuştu ama çok çabuk ilerleyen bir sıraydı. 15 dakika içinde içeriye girebilmiştik ve katedrale giriş ücretsiz.
Katedralin içi, dışındaki gibi bir etki bırakmamıştı bende. Dışı o kadar etkileyici ki içeriye girince daha güçlü bir şey bekliyorsunuz ama öyle olmamıştı. Katedralin yanında da çok önemli yapılar bulunmakta. Bunlar Giotto'nun Çan Kulesi,Aziz Giovanni Vaftizhanesi, Museo dell’Opera del Duomo gibi şehirdeki çok önemli yapılar. Giotto'nun Çan Kulesi'nin en yüksek noktasında bir seyir terası var. Eğer Floransa manzarasını izlemek isterseniz, buraya çıkmam mümkün.
Buradan ise güzel,hareketli bir meydana geçiş yapıyoruz. Piazza della Repubblica Meydanı. Floransa'nın en ünlü meydanlarından biri olan bu meydan, alışveriş yapmak için uygun bir yer. Çevresinde bir çok ünlü mağaza ve küçük butikler bulunuyor. Meydanın ortasında ise çalışan bir atlı karınca yer alıyor. Meydanla birleşince çok sevimli bir görüntü oluşturuyor.
Şunu çok açık bir şekilde söyleyebilirim. Böyle ünlü,tarihi yerleri dolaşmaktansa, Floransa'nın sokaklarını dolaşmak,gezmek kesinlikle daha çok keyif verici. Sokaklarından yürüyerek Signoria Meydanı'na doğru çıkıyoruz. Floransa'nın en büyük 2.meydanıymış. Meydanın ortasında bir Davut heykeli bulunmakta. Floransa'nın diğer meydanlarına göre daha çok tarihi gözüküyor.
Açıkçası burada yapacak çok fazla bir şey bulamayıp, Ponte Vecchio Köprüsü'ne gidiyoruz. Arkadaşlar bu köprü hakkında diyecek çok şey var. Kesinlikle bu köprüde günbatımını izleyin. Muazzam tek kelimeyle. Köprünün diğer bir ismi Eski Köprü, ve Floransa'nın en meşhur köprüsüdür. Köprünün meşhur olmasını sağlayan şey ise, köprünün üstündeki butik,hediyelikçi,souvenior denilen dükkanlar ve evlerin bulunmasıdır. Eskiden bu köprüde kasaplar yer alıyormuş, hatta kanlı atıklarını denize dökmeleri için kullanıyorlarmış. Şimdi ise turistlerin akın akın uğradığı bir yer. Nereden nereye. Ve de Nazi Saldırılarında yıkılmayan tek köprü Ponte Vecchio imiş.
Ponte Vecchio'yu uzaktan görmek isterseniz, hemen ilerisinde bulunan başka bir tarihi köprü daha var. Oradan bakınca inanılmaz bir manzara yakalayabilirsiniz. Ve arkadaşlar tekrar söylüyorum. Kesinlikle gün batımında buraya gelip manzarayı izleyin. En favori yerlerimden biri olmuştu burası.
Burada gün batımını izledikten sonra Floransa'nın çok meşhur bir restorantı olan La Casalinga'ya gidiyoruz. Burada yediğimiz pesto soslu spagetti çok lezzetliydi. Bu mekan hakkında İtalya'da Yediklerim adlı yazımda bahsetmiştim. İtalya'nın diğer şehirlerinde yediğim yemeklerden de bahsetmiştim. İlgilenirseniz o yazıma bakabilirsiniz.
Yemek yedikten sonra, sabah gezerek geldiğimiz bütün noktalardan bir de akşam geçip görmek istediğimiz için, tekrar geze geze dönüyoruz. Floransa Katedrali'nin, Piazza Della Repubblica Meydanının, Floransa'nın tarih kokan taş sokaklarının bir de akşam vakti yürüyerek keyfini çıkarmaya çalışıyoruz. O günü otelimize dönerek bitiriyoruz.
Ertesi günümüzü, kahvaltımızı Floransa'da meşhur bir kafe olan Cafe Rosana'da yaparak açıyoruz. Buranın kruvasanlarının methini çok duymuştuk. O yüzden İtalya'da kahvaltımızı kruvasanla açmamak ayıp olur. Kruvasanın yanında kahvesi ve meyve suyu ikramları oluyor. Mesela bu çok tuhaf. Kruvasanın yanında iki içecek ikram ediyolar. Belkide, kruvasanın içindeki bulunan kremanın yoğunluğundan olabilir. Hafifletsin diye. Ama o kadar az şey olup, türk kahvaltısıyla kıyaslanamamasına rağmen, kesinlikle keyif alarak yaptığım kahvaltılardan biriydi.
Kahvaltımızdan sonra Milano'ya giden trenimizin vaktine çok fazla bir zaman kalmıyor. Bu sebeple, kafeden kalkıp, Floransa'nın sokaklarında dolaşarak otele doğru yol alıyoruz. Gerçekten sokaklarına doyamadım,doyum olmuyor. Sokaklarında yürürken yol üstünde rastgeldiğimiz bir butiğe giriyoruz. Yazının başında bahsettiğim bilekliğimi burdan almıştım. İçinde harika güzel şeyler var. Butiğin adını tam hatırlayamıyorum. Ama Floransa'nın her yerinde çok şirin butikler var. İllaki birisine rastgelirsiniz.
Aşık olarak ayrıldığım şehirlerden biriyle daha vedalaşma vakti geldi. Umarım tekrar gelene kadar güzelliğini kaybetmezsin Floransa...
Fotoğraf galerisi
Burada (Floransa) yaşadığın Erasmus deneyimini paylaş!
Floransa yerini bir yerli, gezgin veya değişim öğrencisi olarak biliyorsan... Floransa hakkındaki düşüncelerini paylaş ! Farklı özelliklerini puanla ve tecrübelerini paylaş!
Deneyim ekle →
Yorumlar (0 yorum)