" Almanyada 3 ay "

Sanırım bir yazıya başlamanın en güç anı ilk giriş cümlesi olsa gerek bende böyle başlamış olayım.Daha önceki yazımdan ilham alarak ve portekiz deneyim yazımın olumlu dönütleri bana ikinci deneyimimi paylaşma cesareti verdi.Bu defaki yazım biraz uzun olabilir sıkılmadan okumanızı ümit ederim ..Kısaca  kendimİ tanıtayım : Ben Cihad BALKAYA F.ü Elektrik Elektronik Mühendisliği son sınıf öğrencisiyim Daha önce erasmus ile Porto/Portekiz 'de bir dönem öğrenim hareketliğine katılmıştım(yukarda bahs ettiğim yazım bunla alakalı) ve bu deneyim benim için hayattımdaki ilk challenge'ım olmuştu :)

Portekizden döndükten sonra o dönem yazında zorunlu stajım vardı ve bunu da erasmusla değelendirmek istedim Erasmus sınavlarını takib ettim yapılan yazılı sınav ve sözlü mülakatın ardından Erasmusa tekrardan hak kazandım bu sürecin en kolay kısmıydı çünkü yurdışında bir kurum/şirket veya üniversite bulmak zorundaydım Çeşitli kaynaklardan ve arkadaşarımın tavsiyelerini takib ederek nihayet Almanya/Essende Alarm ve güvenlik şirketinde kabul almıştım işin zor kısmını atlatmıştım. Kabul aldıktan sonra hızlıca resmi işlemleri hallettim (kabul belgesi+LA+kalcak yer+hibe sözleşmesi ).Tam bu kısımda açıklamak istediğim bazı konular var belki Almanyaya gidecek öğrenciler için faydalı olacaktır .Yurtdışında para çekmek en büyük sorunlardan biri ama Almanya bu konuda çok avantajlı çünkü TEB bankasının Almanyada anlaşmalı bankası deutsche bank ile sıfır komisyon ile direkt Euro çekebilirsiniz bunun için Yurtdişina çıkmadan önce TEB den euro hesabı açtırıp yurtdışı kulanımına açmanız yeterli olacaktır. Bir diğer husus ise eğer erasmusunuz 3 ayı geçmeyen bir süre ise ve üniversitenizin de böyle bir anlaşması varsa Gri pasasport ile vize almaksızın gidebilirsiniz ben bu konuda oldukça şanslı'idim çünkü F.ü'nin bu anlaşması vardı. Ve nihayet tüm hazırlıklar tamalandı vakit artık gelmişti takvimler 2 temmuzu gösterdiğinde ben DUS(Düsseldorf Uluslararası Havalimanı) inmiştim.Evet 2 temuzun çok manası var aslında çünkü herşey o gün başlamıştı düşünebileceğiniz herşey(yeni bir deneyim,yeni insanalr,arkdaşlıklar ,yaşıyacağınız özel değerli analar...).O gün başıma trajikomik bir olay da gelmişti pasaport kontrolünden sonra bagajımı almak için salona geçtiğimde elimde içinde tüm resmi belgelerim bulunan ''bunlara iki pasaportum(Gri veBordo) da dahil'' dosyayı orda unutmuştum ve şirketten birilerinin beni alması için Mc donalds da beklerken iki saat sonra aklıma pasaportum gelmişti tabi o an başımdan aşağı kaynar sular döküldü başlamdan yolun sonuna geldim diye düşünmüştüm tabi sonra Havaalanı polisine bildirdim ve bir saat içinde tekrar elime aldım pasaportları,sonradan polisten öğrendiğim kadar ismimi defalarca anons etmişlerdi :)
O gün kalacağım yere ve sonradan bizi ansızın birgün kapının önüne koyacak sevgili ev sahibimiz Selgün Beyle tanıştık sağolsun çok centilmen ve anlayışlı(!)  neyse yerleştik o günl kaldığımız yer Marxloh pollmanndaydı bu yer için kaç şey söylemeden geçmek istemiyorum almanyada bulanileceğiniz en vasat yerlerden biri etrafta göçmen bulgarlardan başka birşey yok.Staj yapacağım yere (Essen) iki tren değiştirerek gidiyordum. Almanya demir yolu ağı konusunda tek kelime ile mükemmel diyebiliriz almanyanın her yerine tren ile gidebilirsiniz desem abartmış olmayacağım sanırım ve ulaşım için aylık ticket lar alıyorduk biz öğrenci olduğumuz için 69,99 € veriyorduk

                                                 Aylık ticket / 69.99 €

Birazda üç ay süre zarfında yaptığım iş ve almanlar hakkında fikirlerimi paylaşmak istiyorum şirket güvenlik ve alarm şirketiydi benim gibi yaklaşık 30 öğrenci  vardı Hepsi Türkiyedendi haliyle ortamımız türkiyeden pek farklı sayılmazdı açıkçası ve bunu üzerine baya goy goy yapardık ama herhafta ESN tarafından düzenlenen partiler olurdu biz erasmus öğrencilerinin takıldığı bir cafe vardı orayıda mesken tutuğumuz oluyordu tabii .

                                     ESN  Tanışma toplantıları-Düsseldorf

Şirkette departmanlar vardı,bizim departmanımız installation/ kurulumdu.Kim ne derse desin biz ekibimizi kurmuştuk ve eğlence yaygara bizdeydi :))

Bu ekible staj yeri boyunca başka bir mekan göremediğimiz dolaylısıyla tek favori yerimiz HDI sigorta şiretine gidip server oda kurulumu yapardık.Ekibimizin favori adamı suriyeli nihat abimmizdi sayende çok güldük (sağbaştan birinci) nixtiş nihat nixtiş hala kulağımda çınlıyo:)))birbirimizi anlamıyorduk ama 2 ay beraber çalışmıştık

Şirkette almanaları çalışırken gördükten sonra bizler ile onlar arasında çalışma ahlakı kendini işine verme ve kaytarmama gibi konularda baya farklar olduğunu keşfetmiştim ve gerçekten bu insanlar çalışırken o an kendilerini sadece o işe veriyorlar ve böyle böyle böyle başarıyorlar.Almanalrın sevmediğim bir huyuda çok iyi ingilizce bilmelerine rağmen pek konuşmzlar sebebini bende anlamadım açıkçası ve Almanalar çok çalışmalarına rağmen eğlence hayatı veya gece hayatları yok denilecek kadar azdır bunu birara portoya giderken yolculuk esnansında tanıştığım almandan da duymuştum

Stajdan bulduğumuz boşlukları gezerek değelendiriyorduk gerek almanyada gerekse diğer ülkelere,ama daha önce erasmus yaptığım için almanyanın yakınındaki çoğu ülkelere gitmiştim dolaylısyla almanya içinde gezmelerim daha çok olmuştu .Köln, Düsseldrof,Dortmund,Frankfurt, Essen ve daha hatırlayamadığım birçok yerelr hepsi de birbirinden ayrı güzel ve iştihamlı idi . Çok yüksek binalarından ve dökdelenlerinden dolayı Almanalar Frankfurta kendi aralarında küçük New York derler.

                                                Frankfurt-Almanya

                                                  Essen-Almanya

                                                 Köln / Katedral

küçük bir not : Köln de devasa ve görülmeye değer bu katedrali görünce ona aşık olabilirsiz çünkü bir defasında kadın bir arkadşımla gitmiştim  ve o kadar çok beğenmişti ki tüm gezi boyunca onun güzeliğinden konuşmuştuk ve o gün muazzam güzeldi :))

                                           Hohenzollern Köprüsü-Köln

Ve Amsterdam...  Siz siz olun eğer amsterdama gitmeyi planlıyorsanız gece kalacak bir yer ayarlayın derim ziraa başımızdan geçenleri duyunca hak verecksiniz bana 

                                     Amsterdam - Hollanda 

Amsterdama gitmek için İki kişi yola koyulduk tabi almanyadan gitiğimiz için aylık ticketlarla Almanyanın belli bir bölgesine kadar gidip ordan Flixbus ile devam ettik  böylece yol masrafımız 18.99 € oldu (kişi başı).Bu ikimizinde ikinci gidişiydi Amsterdama haliyle gezilecek yerleri müzeleri hızı bir şekilde gezdik ve akşam tabiki bir Amsterdam klasiği red line district de ziyret mekanlarımız arasında idi.yemek için para vermedik önceden deneyimli olduğumuz için yanımızda evdeyken hazırladığımız yemeği getirmiştik ve onu yedik ama işin kötü tarafı bir kaza oldu yemek üstüme  geldi en favori bembeyaz tişörtüm mahvoldu (sonra o tişörte sihirli eller değdi  gerçi:))  Gittiğimiz  zaman orda kötü bir hava vardı ve bizde çözümü gece Mc donals ve starbucks gibi mekanlarda bulalım dedik  ve kalacak yerimiz olmadığı için orda uyuyalım uyanıklığını yaptık ama yasakmış :)) ilk yasak kelimesini orda duyduk "dont sleep" oysa başımıza ne dert olacakmış bu kelime, dedik hadi neyse dışarda bir yerde kıvranalım yatalım her halde bu yasak olacak değil ya  gözümüzü kapatalı 10 dakika olmamıştı  biri bana ingilizce birşeyler söylüyor bende rüya görüyorum falan diyorum bir açtık gözümüzü etrafımızı bir ekip polis "dont sleep" demez mi :)) Birde ceza keseceğini söylemezmi bize (150€/kisi başı) haydaa yalvar yakar öyle birşeyin olduğunu bilmediğimizi söyledik paçayı kurtardık baktık çare yok kalktık bu arada canım yol arkadaşım o kadar neşeli hayata pozitif bakan insan ki herşeye gülüyor sağolsun :)) bize ceza kesmiş olsaydılar herhalde kahkaha atıp gülerdi o zaman yani öyle bir insan.. konuya gelecek olursak baktık herşey yasak dedik bari tren istasyonuna gidelim orda sabahlıyalım gittik oda saat  05.00 da açılıyormuş bekledik istasyon açıldı kendimize sıcacık bir yer bulup tam dalacaz o lanet olası kelime tekrar kulaklarımıza geldi "dont sleep" şaka falan değildi ve zehir etmişlerdi uykuyu o zaman sabah olur olmaz canım almanyamıza dönelim diye dakka sayar olmuştuk..

Birgün arkadaşlarla düsseldorf tarafına gitmek için trene binmiştik bu yakışıklı ve annesi de trendeydi ve çocuğun bakışı üzerimizdeydi değişik bir şekilde bende çok sevimli olduğu için gel işareti ile çağırdım yanımıza birde baktık  "dad, dad/baba ya denk gelen bir kelime " demeye başladı geldi kucağıma oturdu ve bu gördüğünüz yakışıklı benim onun babası olduğumu idda ediyordu trende :) ama ne tatlı dimi 

Tekrar Almayaya dönecek olursak almanya kesinlikle tercih edilebilir bir ülke hem eğitim hemde teknoloji bakımından çok iyi yerlerde olduğu hepimizce aşikar . Almanya da bulunan TUM,KIT Berlin Teknik üniversitesi gibi üniveristeler dünyanın en iyi ilk 50 üniveriteleri arasında bulunuyor  ve aynı zamanda çok büyük bir sanayi ve marka devlerin (BMW,MERCEDES, PORSCHE ) fabrikalarının çok büyük dış ticaret hacimlerini de unutmammak lazım Almanyda yaklaşık 3 ay kadar kaldım biri bana  üç ay içerisinde bu kadar çok şey yaşayıp bu kadar çok olaydan insanalrdan ders çıkaracağımı söylemiş olsasydı inanmazdım herhalde.Yeri geldi öyle insanlar tanıdım ki sırf menfaat ve rant elde edebilmek için herkesin kafasına basıp yükselemeye çalışan ve aynı şekilde yöneticilere nasıl daha fazla yalakalık yaparım hesabıyla yanıp tutuşan insanlar tanıdım  bu insanlarla aynı havayı tenefüs ettim  ve aynı zamanda yeri geldi sadece saf duygularından başka birşeyi olmayan çok güzel,şeker insanlar tanıdım. Hani farklı olayalar başınıza geldiğinde ha demek buda böyleymiş diyebileceğiniz sürüyle durumlar oldu  ve aslında almanyada bu süre içerisinde yaşadıklarım bana antik yunan mitolojisinden  özgürlük mücadelesinin sembol ismi İkarus'u hatırlatmıştı(hikayeyi bilenler bilir ) ikarusun babası deadlaus oğluna "ne alçaktan ne de yüksekten uçmasını " tembihler fakat ikarus özgürlüğün verdiği geçici sarhoşlukla güneşe doğru uçar ve nihayetinde güneş tanrısı onu lanetleyip denize düşürür , onun için hayatta karşı belli bir duruş ve amacımızın olmaması kaçınılmaz bir durum ; hedefimiz hayalimiz olsun ama herzaman kendimizi yerimizi ve idellerimize nasıl gitmemeiz gerektiğini bizim kontrol  etmemiz lazım başka aracı şeylerin geçici etkileri ile değil...

Mark Twin der ki "Demir alın ve güvenli limanlardan çıkın artık… Rüzgarları arkanıza alın, araştırın, hayal edin ve keşfedin "   

                                                                                           sevgiyle kalın...

                                                    TEŞEKKÜR :

Bu süreçte maddi manevvi herzaman desteklerini hissettiğim en kıymetli varlığım aileme çok teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum aynı zamanda bu sürecin en başından beri beni takip eden ve hertürlü sıkıntımda yardımlarını esirgemeyen         F.ü Erasmus ofisine  özellikle Şef sibel hanımefendiye ve çalışkanlığı azimli gülümsemesi hiç bitmeyen Şeyda hanımefendiye sonsuz teşekürler ...