Braga'ya Genel Bakış II : Ne Yapmalı ?

İyi bakalım okula geldiniz, kayıt işleri tamamlandı da şimdi bir kafeye oturup kahve içmeli sonra alışverişe çıkmalı, markete uğramalı, bu böyle gider. Kampüs girişinin yanında pek çok kafe-restoran bulmanız mümkün. Çalışanlar arasında İngilizce bilenine de rastlayabilirsiniz ama inanın bilmiyorlarsa da bir şekilde anlaşırsınız zira fazlasıyla cana yakın ve yardımsever insanlarla dolu bir şehir burası. Millet olarak böyleler diyebilirim. Bununla birlikte bahsettiğim caddeyi boylu boyunca yürüyünce karşınıza Braga Parque isminde bir alışveriş merkezi çıkıyor. Muhtemelen en uğrak mekanlarınızdan biri olacak.

kaynak

Öyle sanıyorum ki Türkiye’de kullandığınız telefon operatörünü burada kullanmayacaksınız. Vodofone kullanıcıları yine aynı operatörden devam edebilirler, zaten alışveriş merkezine girdiğiniz gibi Vodofone sizi karşılıyor. Yalnız bir Portekiz hattı edinmek istiyorsanız Wtf adeta biçilmiş kaftan. Size 2, 3 ve 4 ay süreli, internet, dakika, sms hakkı gibi gereken her şeyi içeren paketler sunuyorlar. Bununla birlikte tüm sosyal medya(Facebook, Instagram, Twitter…) ve Whatsapp gibi uygulamalar ücretsiz. Yani bunları kullandığınızda internet kotanızdan düşülmüyor. Aynı zamanda yeni hattınızı alırken size hediye olarak powerbank, selfie çubuğu ya da tişört gibi hediyeler de veriyorlar. Neyse fiyata gelelim, ben en son 4 aylık kullanım için toplamda 9.80 Euro ödedim. Yani ayda 2.5 Euro bile etmiyor. Bak mesela bunu 4 ile çarpabilirsin, yine daha ucuz olacağı için ikinci kez mutlu olursun. 

Alışveriş diyorduk oradan devam edelim. Braga Parque, Primark gibi ucuzluk dünyası bir giyim markasını, Tiger gibi ıvır zıvır ve hediyelik eşya alınabilecek eğlenceli bir dükkanı ve Pingo Doce gibi ucuz ve kaliteli bir süpermarketi içerisinde barındırıyor. Süpermarkette maalesef bizim kültüre ait ürünleri bulamayacaksınız hatta yoğurtlar biraz kıvamsız gelecek gözünüze ama 1 aylık alışma sürecinin ardından markete gitmek için kendinize bahaneler yaratacaksınız. Özellikle her gün başka bir üründe indirim olması ve genel olarak temizlikten meyve-sebzeye, kişisel bakımdan pizzalara kadar tüm kategorilerde, 1-1.50 Euro bandında kaliteli ve ucuz şeyler satın alacaksınız. Hakikaten alım gücü bakımından Portekiz ve haliyle Braga insanı cezbediyor. Domuz ürünü tüketmeyen arkadaşlar için markette dana, tavuk, hindi gibi et ve et ürünleri bulmak mümkün ve yine vegan, vejeteryan arkadaşlar kendi beslenme şekillerine uygun ürünleri kolaylıkla bulabilirler. Bununla birlikte gluten, laktoz intoleransı olanlar adına da şehirdeki diğer süpermarketlerde(Continente, Lidl...)olduğu gibi burada da geniş bir ürün yelpazesi mevcut. Yine ucuz alkollü içecekler de ilgilileri için göz alıcı gelecektir zira çeşitlilik ve fiyatlar Türkiye'ye göre epey farklılık gösteriyor. Tabi rakı bulunmuyor haberiniz olsun. Şok olabilirsiniz ama bulgur da yok. Kısır falan yapmak istiyorsanız bulgurunuzu kendiniz getirmelisiniz.

Türk yemeklerine gelmişken üniversite çevresinde bir tane Türk kebapçı bulunmakta, onun dışında bizim kültürün izleri buralara pek gelememiş. Kebap tabi her yerde, her ne kadar kebap dedikleri tavuk ya da et döner ve üzerine bilimum sos, salata da olsa lezzetli. Eğer gerçekten mutfakta kabiliyetli bir Türk Erasmus arkadaş grubunun arasında bulursanız kendinizi ki dönemde en az 10 küsür Türk öğrenci şehre geliyor, bir Türk gecesi düzenlemek adına ESN Minho üyeleriyle konuşabilir ve mutfağımızın ne kadar lezzet dolu olduğunu pek çok milletten insana gösterebilirsiniz. Tıpkı bizim yaptığımız gibi.

kaynak

Yemekten bu kadar bahsedince Portekiz Mutfağı hakkında bir iki kelam etmeden olmaz. Yukarıda benim favorim olan pastel de nata ismindeki yöresel bir tatlıyı görüyorsunuz. Hakikaten çok lezzetli. En iyisini Lizbon içerisinde Belém bölgesinde yiyebilirsiniz lakin Braga'da da çok yakın kalitede bu tatlıyı yapan yerleri, şehir merkezinde hemen göreceksiniz. Pastel de nata dışında benzer aromaya sahip birkaç çeşit daha tatlı mevcut ancak en ünlüsü bu. En iyisi merkezde ya da okul tarafında göze hoş gelen bir kafede, kahve ile birlikte bu tatlıları denemek. Yine buralarda Portekiz usulü sangria da deneyebilirsiniz. Şarap ile birlikte şampanya, gazoz ve portakal, limon çilek, böğürtlen gibi çeşitli taze meyvelerin de kullanıldığı hoş bir kokteyl. 

kaynak

Karnınız acıktıysa şehir merkezinde bir sürü balık restorantı var, yemekler lezzetli ve ekonomik. Buranın en ünlü balığı bacalhau. Portekizlilerin dediklerine göre bu balık ile yapılan yüz küsür çeşit yöresel yemek var. Bence sıradan denemeye başlamalı, pişman olmazsınız. Benim favorim pasteis de bacalhau, bu balık ile yapılan ve Portekiz'in yöresel peynirinin de kullanıldığı bir çeşit içli köfte diyebilirim. Yine Portekiz'in ünlü yeşil şarabı Vinho Verde ile tüketilmesi tavsiye ediliyor. Francesinha bir diğer Portekiz yemeği. İçerisinde domuz eti bulundurduğunu söylemekte fayda var. Sosu itibariyle tuzlu ve yoğun bir tada sahip. Portekiz sınırları içerisinde en iyisini yemek istiyorsanız tebrikler doğru şehirdesiniz. Taberna Belga, francesinha için en iyi yer. Şehirdeki diğer restoranlara göre biraz pahalı lakin buna değecek bir hizmet kalitesi ve ortamı var. 

Gelelim eğlence hayatına. Öncelikle ESN Minho sizi asla partisiz, gezisiz bırakmayacaktır. Dönem başlarında şehrin tarihi ve sembol yerlerini göreceğiniz küçük yürüyüş turları olacak. Bu yerler şehir merkezindeki kiliseler ve şehrin ormanlık bölgesinde kalan, Bom Jesus do Monte ve Santuário do Sameiro. Bununla birlikte dönem başında Universidade do Minho tarafından düzenlenen muazzam bir oryantasyon programı sayesinde döneme güzel bir başlangıç yapacaksınız. Erasmus süreci boyunca pek çok partiye ve geziye katılmanız mümkün ve eğer bahar dönemi de burada olacaksanız dillere destan bir öğrenci festivali sizi bekliyor. Bu konu hakkında fazla konuşmayacağım, gelin ve kendiniz görün. Bu şehirde herhalde en zor şey, eğlenememek olur diyebilirim. Gece hayatından pek hoşlanmıyorsanız merkezde bir yürüyüş akabinde oturulacak güzel bir kafe ya da gün içerisinde doya doya kullanabileceğiniz yürüyüş yolları, ücretsiz futbol, basketbol sahaları ve tenis kortları hizmetinizde. Gerçekten tam bir spor şehri. Halkı da pek sportif.

Şehirde dönem boyunca sizi en çok şaşırtacak şey de Harry Potter filmlerinden kaçmış gibi siyah cübbeler giyen öğrenciler ve onların işkence(!) ettikleri okula yeni başlayan öğrenciler olacaktır. Praxe denilen bu gelenek, okula yeni başlayan öğrencilerin üniversite ortamına alışmaları ve çekingenliklerinden kurtulmaları adına düzenlenen, üst sınıflar tarafından yönetilen çeşitli mizahi etkinliklerdir. Bütün dönem boyunca, yeni öğrencilere kâh bağıra çağıra marşlar söyletilir kâh şınavlar, mekikler çektirilir. İzlemesi epey keyiflidir. Harry Potter serisinin yazarı J. K. Rowling de bu “capa e batina” adı verilen, üst sınıfların giydiği koyu kıyafetlerden fazlasıyla esinlenmiştir. Yukarıda bahsettiğim dillere destan öğrenci festivalinin de Praxe ile yakından ilgisi bulunmaktadır. Son cümlem, sakın kaçırmayın.

kaynak

 

---

Fotoğraf galerisi