Kalabalık şehirler arasında kalmış duru bir ilçe: Sakarya
Ben, Şehrim ve Ötesi
Merhaba! Ben Ayşenur. Doğma büyüme Sakaryalıyım. Sizi selamlayan bu fotoğraf da Adapazarı'na girerken karşılaşacağınız manzara. Daha başlıktan başlayan iltifatlar işte bu yüzden. Hayır hayır! Ben bu şehirde doğmamış olsaydım bile yine aynı şeyi söylerdim: Sakarya, İstanbul, Kocaeli gibi kalabalık şehirlerin arasından sıyrılıp duru kalmayı başaran bir şehir. İnsanlar öyle ait ki bu şehre en kalabalık caddede bile nefes alacak boşluklar bulabiliyorsunuz. Bana mı öyle geliyor dersiniz? Hayır hayır! Ben bu şehirde doğmamış olsaydım bile yine aynı şeyi söylerdim.
Sakarya merkezde yani Adapazarı'nda yaşıyorum. Daha baştan söyleyeyim Adapazarı Sakarya'nın merkez ilçesidir. Çoğu kişi İzmit ve Kocaeli'de olduğu gibi Adapazarı ve Sakarya'yı aynı şey sanır. Halbuki tıpkı Kocaeli'nin şehir İzmit'in merkez olması gibi Adapazarı da Sakarya'nın merkez ilçesidir. 2016 yılında yapılan sayıma göre nüfusumuz 274.898. Bana kalırsa herkes üniversite öğrencisi ama bir Eskişehir değiliz tabi!
Bir şekilde yolunuz Adapazarı'na mı düştü? Tebrikler. Dünyanın en güzel "Şehir Merkezi" tabelasının olduğu yerdesiniz. Bu öyle sıradışı bir tabela değil. Diğerleri gibi lacivert üzerine beyaz renkle yazılı bir tabela. Yani numara tabelada değil numara merkezde. Benim içimi pamuk şekerlerle dolduran bir başka "Şehir Merkezi" tabelası olmadı ne yalan söyleyeyim!
Eğer burada yaşayacaksanız bir süre sonra size de aynı şey olacağını temin edebilirim. Tıpkı Sakaryalı şair Zeynep Arkan’ın Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan “Kadınların Şehirleri” kitabında söylediği gibi: “Adapazarı’nın bende inşa ettiği güven duygusu o kadar benzersizdi ki, nereye gitsem o duyguyu özledim. Hala öyledir; uzak veya yakın her nereden gelip Adapazarı’na ayak basmışsam, ilk andan itibaren “güvendeyim” hissi sarıyor beni. İnsanlar da bunu çok çabuk sağlıyor, iletişime açıktır çünkü Adapazarı insanı. Rahattır, dolaysızdır, yüzleri sıcaktır.”
Yine sırf Sakaryalı diye böyle söylüyor sandınız değil mi? Hayır! Kosovalı şair Fahredin Shehu da çok benzer şeyler söyledi Sapanca Şiir Akşamları için şehrimize geldiğinde: “Küçük, sıcak bir yer Adapazarı. İnsanlar çok sıcakkanlı. Yardımcı olmaya çalışıyor herkes.”. Yine aynı organizasyon kapsamında misafir ettiğimiz Bosnalı şair Naida Mujkic de “Sakarya’yı çok özledim. Kendimi evimde gibi hissettiğim bir yer oldu Adapazarı!” diye yazdı bana daha bir hafta önce.
Adapazarı’nın en güzel “Şehir Merkezi” tabelasına sahip olduğundan bahsediyorken Şiir Akşamları’na nereden geldim ben? Hadi hazır gelmişken kültürel faaliyetlerden ve Sakarya’da öğrenci olmaktan bahsedelim.
Öğrenci Yaşam Rehberi
Sakarya Üniversitesi’nde okumak için geldiniz. Serdivan’daki yaşam hakkında pek bir fikrim yok çünkü orada yaşamıyorum. Bu yüzden size Adapazarı’nda, bir öğrenci olarak neler yapabilirsiniz onu anlatacağım. Bilinçli bir genç olarak zamanımı neye harcadığım benim için çok önemli. Bu noktada Adapazarı pek çok imkan sunuyor bana.
Öncelikle Kültür ve Sosyal İşler Dairesi’ne ve daire başkanı İbrahim Aktürk’e buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Niye mi? Çünkü çocukluk hayalim olan yazarlık adına bana sunduğu mükemmel bir imkan var: Ali Ural ile Yazarlık Atölyesi. Durun durun hemen en sevdiğim atölyeyi kaçırıverdim ağzımdan. İlk önce “Büyükşehir Akademi” programı altında Sakarya’ya armağan edilmiş atölyelerin hepsinden bahsetmeliyim. Şuan 2016-2017 Büyükşehir Akademi Güz dönemi kitapçığına bakarak yazıyorum. İlk sırada Yazarlık Atölyesi varmış. Hop yine geldik Yazarlık Atölyesi’ne.
Ali Ural hocamız ile her pazartesi 18.00-21.00 arasında gerçekleştirdiğimiz bir atölye. Ders içeriklerine ulaşmak için facebookdaki Sakarya Yazarlık Atölyesi grubumuza dahil olabilirsiniz:
https://www.facebook.com/groups/359763500894532/?multi_permalinks=612692572268289&ref=notif¬if_t=group_activity¬if_id=1491998494368277 Bahsetmek bile kalbimi pır pır ediyor. Siz bir de beni derslerde görün; kalbim kanatlanıyor.
Modern Edebiyat ve Bilgelik atölyemiz var Sadık Yalsızuçanlar ile. Yazarlık Atölyesi’nin saatleriyle çakıştığı için ona hiç katılamadım maalesef. Ama Sadık hocanın muhabbetinin içinizi ısıtacağından eminim. Yine aynı gün İslam Felsefesi Seminerleri var İbrahim Halil Üçer ile. Necdet Tosun ile Divan-ı Hikmet Okumaları’mız var. Necdet Tosun’un sohbeti çok sevdiğiniz insanlarla gecenin bir vakti küçük bir çay ocağında minik minik taburelere oturup çay içmek gibi. Bana kattığı akademik bilgilerden bahsetmeyeceğim bile…
Abdullah İnce ile İslam Dünyasında Dini Hareketler atölyemiz de var. Bitti mi? Tabii ki hayır! Teyfur Erdoğdu ile Osmanlı Söyleşileri’ne gelmiş miydiniz? Ben bir kere gitmiştim. Akademik açıdan çok faydalı konferanslar oluyor Teyfur hoca ile. Tereddüt bile etmeyin ilgileniyorsanız. Sezai Küçük ile Mesnevi Okumaları’mız da var yok değil. Sinema Okur-Yazarlığı Atölyesi Enver Gülşen ile. Bu alanda pek bilgim yok. Ama ilgilenen arkadaşların heyecanından anladığım kadarıyla o da bomba gibi bir akademi.
Ve işte müdavimi olduğum ikinci akademi: Şairlerle Şiir Söyleşileri-Zeynep Arkan. Her hafta cumartesi günleri öyle kıymetli şairler ağırlıyoruz ki; sadece Zeynep Arkan’dan bahsetmiyorum. Mesela geçen hafta Sevgi Yerlioğlu’nu ağırladık. Daha önceki haftalarda Bülent Parlak, Alper Gencer, Ercan Yılmaz gibi isimleri ağırlamıştık. Şiir biraz olsun yakanıza yapışmışsa bu atölyeye katılmalısınız!
Son olarak Haşim Şahin’in Her Şehir Bir Tarih: Yerinde Tarih Söyleşileri atölyesi var. Bir hafta teorik bir hafta pratik ders yapıyorlar. Pratik derste de geziyorlar haliyle. Katılmayı çok isteyip vakit ayıramadığım bir atölye. Ama o dersten mutsuz çıkanı görmedim. Bu derslere ek olarak her ay çok kaliteli konferanslar, sergiler, imza günleri, tiyatrolar ve konserler düzenleniyor.
Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Akm’nin hemen yanındaki beyaz bina. Oradan her ay etkinlik kitapçığını alabilirsiniz. Başkanımız İbrahim Aktürk de öğrenci dostu, şehri ve insanı için elinden geleni yapan bir değer. Mutlaka bir çayını için derim.
Aylık etkinlikler ve Büyükşehir Akademi’nin yanı sıra her yıl Sapanca Şiir Akşamları düzenliyorlar. Bu yıl on altıncısı düzenlenen Sapanca Şiir Akşamları yerli ve yabancı çok değerli isimleri ağırladı. Çevirmenlik ve rehberlik yaptığım bu etkinlik hem bana hem Sakarya’ya çok şey kattı diye düşünüyorum. Bu etkinlikler kapsamında öyle güzel muhabbet ortamları oluyor ki hem alanında isim yapmış insanlarla tanışıyor hem de kendinizi geliştirme fırsatı buluyorsunuz.
Edebiyata ve kendini geliştirmeye ilgisi olan herkesi tatmin edecek etkinlikler düzenliyor Kültür ve Sosyal İşler Dairesi. Bunlar da yetmiyormuş gibi her Ramazan ayrı bir etkinlik takvimi hazırlıyorlar ve Akm’nin olduğu bulvara “Kitap Sokağı” kuruluyor. Yayınevleri, sahaflar ve kitapçılar stant açıyorlar. Bize de normalden biraz daha uygun fiyata o kitapları almak düşüyor.
Sınav Zamanı Geldi Çattı
Biliyorsunuz en ünlü caddelerimizden biri Çark Caddesi. Bilumum kafe, restoran, mağaza, eğlence mekanı bulabileceğiniz bir yer. Waffle Town’da waffle yemenizi, Elegante’nin terasında çay, Kahve Diyarı’nda kahve içmenizi oradan da mağazaları turlamanızı tavsiye ederim. Ama Çark Caddesi’nde nereye girseniz memnun kalacağınızı biliyorum. Yani ben size Çark Caddesi’ndeki mekanları değil biraz daha ileride Faik Baysal Kütüphanesi’nin yakınlarındaki mekanları anlatacağım.
Toplanın söylüyorum! Bir öğrenci olarak ihtiyacınız olan üç şey var: Sınav haftaları sükunet içinde çalışabileceğiniz bir mekan: Faik Baysal Kütüphanesi, Kütüphanedeyken biraz nefes almak için gideceğiniz kafe: Divan Kitap Kafe, ders çalışmaktan bunalıp sergi, sinema veya konferans için gideceğiniz yer: Ofis Sanat Merkezi. Benim ömrümün en güzel zamanları buralarda geçiyor. Faik Baysal Kütüphanesi şehirde kaçıp sığındığım yerlerden biri. Divan Kitap Kafe çok samimi bir ortam. Trileçe’sini yemenizi tavsiye ederim. Çalışanlar da güler yüzlü, saygılı insanlar. Ofis Sanat Merkezi hem ders çalışabileceğiniz hem de entelektüel yönünüzü doldurabileceğiniz bir yer.
Sınav haftası Faik Baysal’da yer bulamadığımda OSM’nin üst katında ders çalışmıştım. Benim gibi birkaç kişi daha vardı. Bir noktadan sonra birbirimize simit, çay, bisküvi ikram edip muhabbete dalmıştık. Ayrılırken “Çok iyi çalışma arkadaşlarıydınız” dediğimi hatırlıyorum. Özellikle Sakarya’ya dışardan geldiyseniz böyle samimi ortamlar sizi besleyecektir.
Dersimizi çalıştık, konferansımıza gittik hadi biraz da gezelim ya hu! Biliyorsunuz Sapanca Gölü gidebileceğiniz en güzel göllerden biri. İddia ediyorum güneş en güzel Sapanca Gölü üzerine batar. Bu noktada size önerebileceğim yer Uzunkum. Hem piknik yapıp hem de bisiklet kiralayabileceğiniz güzel Uzunkum…
Şehir merkezinden çok uzaklaşmak istemiyorsanız Kent Park, Ormanpark, Sakarya Park gibi yerleri de öneririm. Bilhassa Sakarya Park Sakarya Nehri’nin kıyısında stres atabileceğiniz bir piknik alanı.
Tarih kokulu bir yere gideyim diyorsanız tabii ki Taraklı’ya gidecekseniz. Köpüklü Taraklı Helvası diye bir şey var. Anlatmayacağım bile. Gidip yemeyene ben bu lezzeti nasıl anlatayım zaten? Çok da samimi bir belediye başkanı var Taraklı’nın. Kendisine “Ağabey” demiştim yanlışlıkla hiç de umursamamıştı bu gafımı. Yalnız yaz da olsa yanınıza kalın bir şeyler alıp gidin biraz esiyor benden söylemesi.
İşte benim sevgili şehrim böyle bir yer. İçine girer girmez dimdik durduğum, ıhlamur çiçeği kokularıyla sarhoş olduğum şehir... Peter Pan gelseydi ve elini uzatsaydı bana, "Hadi sonsuza gidelim seninle" deseydi ben yine Sakarya'da kalmayı tercih ederdim. Çünkü tıpkı size de söylediğim gibi benim şehrim benim Neverland'im. Gelin ve bu şehre bir kez açın kendinizi. Bir daha ondan uzak kalamayacaksınız...
Fotoğraf galerisi
Burada (Adapazari) yaşadığın Erasmus deneyimini paylaş!
Adapazari yerini bir yerli, gezgin veya değişim öğrencisi olarak biliyorsan... Adapazari hakkındaki düşüncelerini paylaş ! Farklı özelliklerini puanla ve tecrübelerini paylaş!
Deneyim ekle →
Yorumlar (0 yorum)